Bir ülkenin maddî ve manevî gelişmesinde, varlığını korumasında, dinî ve kültürel değerlerini yaşatıp azenginleştirmesinde en önemli unsur gençliktir.
Gençlik, ömrün en bereketli dönemidir. Hayat boyu insana gerekli olacak bilgiler, güzel alışkanlıklar, feragat, sabır, irade, azim ve mücadele yeteneği gençlik çağında oluşur. Gençlerin imkan ve fırsatlarıyla büyüklerin tecrübeleri bir araya geldiğinde, bundan din ve dünyamız için nice hayırlar, iyilik ve güzellikler doğar.


Kur’ân-ı Kerîm, Hz. İbrahim, Hz. Mûsâ, Hz. Yûsuf, Ashâb-ı Kehf gibi gençlerden sözeder. Bütün insanlık için onların, iman, ahlâk, cesaret, iffet ve haya
gibi erdemlerde örnek ve rehber olduklarını bildirir [3].
Kur’ân-ı Kerîm’in gençliğe model olarak gösterdiği en önemli simalardan
birisi Yûsuf (a.s)’dır. Yûsuf (a.s), kardeşlerinin kendisini kıskanmasıyla
başlayan, kuyuya atılması ile derinleşen, köle olarak satılması ile ağırlaşan,
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islami-bilgiler/29938-gencligin-kiymetini-biliyormuyuz.html#post59503
iftiraya uğraması ve iffet sınavı ile doruğa ulaşan büyük ve kapsamlı bir sınava
tâbi tutulmuş ve hepsinin üstesinden gelmiş bir gençtir [4].
Böylece O, kendi dönemindeki ve daha sonraki bütün nesillere iman, karakter ve iffet örneği oldu. Her türlü dinî, ahlâkî ve kültürel yozlaşmalara karşı günümüz gençliğine, Hz. Yûsuf’un Allah’a olan bağlılığını, iffet ve sadakatini
öğretmek gerekir.


En canlı ve başarılı faaliyetler, genç yaşta olmaktadır. Hicret esnasında
putperestler Peygamberimizi yatağında baskın yapıp öldürmeye karar verdiğinde Resûlullah (s.a.v)’in yerine onun yatağına girip hiç tereddüt etmeden kendisini feda etmeyi göze alan gencecik yaştaki Hz. Ali olmuştur. Sahabenin büyükleri varken, Hz. Peygamber’in orduya komutan tayin ettiği Üsâme b. Zeyd, 20 yaşında Yemen Valisi yaptığı Ebû Mûsâ el-Eş’arî, Kuzey Afrika fatihi Ukbe b. Nâfi’, Peygamber (s.a.v)’ in müjdesine nail olma aşkıyla
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed, birer genç idiler. Bütün bu misaller
gösteriyor ki, gençlik dönemleri muazzam başarılarla taçlandırılabilir.

Gençlik, bir enerji dönemidir. Bu dönemde gençlere iyi rehberlik yapabilen, onları iyi eğitebilen milletler daima kazançlı çıkmışlardır. Onları eğitmeyen, kendi
hallerine terk eden milletler ise çok büyük zararlara uğramışlardır.
Bu gerçeği çok iyi gören aziz Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde İstiklalimizi ve
Cumhuriyetimizi müdafaa ve muhafaza görevini gençliğe emanet etmiş; İstiklal
Savaşımızın başlangıç noktasını simgeleyen 19 Mayıs Bayramını da gençliğe armağan etmiştir.

“İnsanoğlu, kıyâmet günüde beş şeyden
sorulmadıkça Rabbinin huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede bitirdiği, gençliğini
hangi yolda tükettiği, malını nereden kazandığı, malını nereye harcadığı, bildiği
ile ne kadar amel ettiği”