Kitap - kütüphaneler haftasý - monolog
KÝTAP
Dün gece bir rüya gördüm. "Hayýrdýr inþallah!" derseniz söylerim... (Biraz durur.)
Efendim, bir kitaplýða girmiþim... Ýçeride kimsecikler yok... Raflarda koca koca, dizi dizi kitaplar... Birini çektim, aldým. Sayfalarýný karýþtýrmaya baþladým. Yazýlarý o kadar küçük ki, okuyana aþkolsun. Son sayfayý buluncaya dek parmaðýmda kuvvet, dudaðýmda tükürük kalmadý...
Baþka bir kitap aldým. Kapaðýndaki yaldýzlý, iri yazýyý sökmeye çalýþtým: FELSEFE... Bu da ne demek? Hikâye mi, yoksa roman mý? Sayfalarýný habire çevirdim. Gönlüme göre bir satýrak bulamadým. Saçma sapan yazýlar... Bakýn, size hatýrýmda kalan bîr yerini söyleyeyim: "Ýnsan canlýdýr, yürür, düþünür, istediðini yapar. Fakat eþya baþkalarý tarafýndan harekete getirilmezse þuradan þuraya yürüyemez..."
Bunu bilmeyecek ne var a efendim? Okula giderken çantamý unutsam, arkamdan kendi kendine gelmez ya! Elbette ben taþýyacaðým. Yazýk böyle söyler düþünen kafalara...
Baþka bir kitap aldým. Çevir babam çevir... O da öyle... içinde ilâç için bir resim yok. Resimden vazgeçtim, hoþa giden bir yazý bile yok... Sýra sýra sayýlar, kara kara çizgiler...
Bir yerinde þöyle bir soru gördüm: "Ýki kere iki kaçtýr?" Hoppala! Bunu bizim sýnýfýn en tembeli bile bilir. Bu kitap da tutmuþ, iki kere ikinin dört olduðunu ispat için tam beþ sayfa yazý yazmýþ. Deli saçmasý, dedim, kitabý fýrlattým.
- Ne yaptýn Necdet? Diye bir ses duydum. Korkudan yüreðim aðzýma geldi... O ses:
- Kendine göre kitap seçemiyorsun, dedi. Okuma kitabý ile dergiler neyine yetmez?
Korkudan, olduðum yerde büzüldüm, büzüldüm... Baþýma çektiðim yorgan terden sýrýlsýklam olmuþ.
Gözümü açar açmaz derin bir nefes aldým. Masada duran kitaplarý göðsüme bastým:
- Oh benim cici kitaplarým, eledim. Bütün aradýklarýmý sizde buluyorum...
alýntýdýr