İnsan yaşamının en önemli ve en sevinçli anlarından birisi de evliliktir. Büyük umutlar ve hayallerle bir araya gelinir, oturulacak yer, kullanılacak mobilya özenle seçilir, çocuk yapma ve onlarla mutlu olma hayalleri kurulur…

Buraya kadar her şey bulutların üzerinde yaşanır adeta… Peki, bu peri masalını adeta bir cehennem çukuruna döndüren şeyler nedir? Evliliklerimizi içinden çıkılmaz sorunlara dönüştüren hatalar nerelerde yapılır? İşte evliliğin 10 önemli düşmanını Dr. Nihat Kaya’nın değerli görüşleri doğrultusunda siz kadincakararinca.com okuyucularıyla paylaşıyoruz…

1.Yıkıcı Eleştiride Bulunmak

“Sen hep böylesin. Zaten bir gün bile olsun beni dinlemedin. Hep bağırıyorsun. Beceriksizsin. Filanın eşinden ibret al. Beni üzmekten zevk alıyorsun.” Şeklindeki ifadeler, eşi suçlayıcı, yargılayıcı ve kırıcı eleştirilerdir. Bu türlü eleştirilerle evliliğimizde problem olarak adlandırdığımız şikâyetlerimizi bırakın çözmeyi içinden daha da çıkılmaz bir hal almasını sağlamış oluruz. Ve bunu yaparken de hayat arkadaşımızın kalbinde onarılması mümkün olmayan yaralar açılmasına sebep olabiliriz.

Oysa iletişimde yegâne kural, “sen” dilini kullanarak suçlayıcı bir tavır ortaya koymak değil, “ben” diliyle suçlayıcılığı ortadan kaldırmak ve dikkati hissettiğimiz duygulara yönlendirmektir.

Örneğin; “sen bana şöyle şöyle davranıyorsun” yerine “ben bu sözünden veya davranışından dolayı çok üzüldüm veya çok kırıldım” şeklinde ilgiyi yapılan davranışa değil, davranış sonucunda hissettiğimiz duygulara yöneltmektir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ask-sevgi-ve-evlilik/48297-evliligin-10-dusmani-1-a.html#post98282

Bu konuda verilmesi gereken karar basittir; amacınız eşinizi suçlayarak onu ve ilişkinizi yıpratmak mıdır? Yoksa çözüme doğru kocaman bir adım atmak mıdır?