Suskunum... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk benimkisi...

Konuşacak bir şeyim olmadığından değil ama, cesaret edemiyorum artık. Öylesine alışmışım ki "içimdeki sen"e . Seviyorum seni…Bak böylesine rahat binlerce kere söyleyebiliyorum ya da yazabiliyorum kağıda milyonlarca kez.. Seviyorum seni…Paylaşmayı denersem bir daha kaybedeceğim korkusu benimkisi.Kaybetmekten korktuğum bana ait bir sen.İçimdeki sen…

İçimden çığlık atarak susuyorum... Susuyorum... içimde o kadar güzelsin ki...

Sana Susuyorum...

Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Aslı yok. Sevdiğini anladığında insan içinde duyduğu çığlığın yankısı hiç bitmiyormuş yeni öğrendim daha. O hiç susmayacak... Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar tekrar... O hiç sevmediğim yüzlerinde maske var ya bunların dediğim insanlardan olacağım…
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=89287

Her soğuk üşütmediği gibi,her ateş de yakamazmış insanı... üşüyorum ; alev alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya;
gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir
şey değil...

Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler... Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam...Tüm çabalarımı bir celsede dar ağacında asmak istiyorum bugün.Üşürken alev alev yanmaktan ve yanarken üşümekten kurtulmak istiyorum.Çığlık çığlığa suskunluğumu dinlemekte istemiyorum.Dilin ucuna gelip de yutulan kelimeler boğazımı yakıyor artık…Kaybetmekten korktuğum içimdeki Seni kendimden saklamak istiyorum..