Sen beni anlamıyorsun. Beni, sevgimi, aşkımı. Nerden mi biliyorum?

Biliyorum. Çünkü beni anlasan, şu an yanımda olurdun. Ve ben de tuz basmak yerine gözlerinin ışıltısını, sözlerinin fısıltısını basardım kalbime. Aşkla yaldızlanırdı gözlerim, tenim... Mutluluktan uçardım, yanımda olduğun için deli divane olurdum. Ama mutluluktan uçmak yerine ayrılık acısıyla, yokluğunla sürünüyorum. Kıvranıyorum acılar içinde...

Kalbimi en çok burkan acı; yokluğun, özlemin… Başka hiç ama hiçbir şey değil. Seni özlemenin ne demek olduğunu en iyi ben bilirim, ayrılığın tadını da, hasretin dibini boylamayı da…
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ask-sevgi-ve-evlilik/1592-gel-artikkkkkk.html#post1820

Seninle beraberken yaşadıklarımızın verdiği hazzı hiçbir şey vermiyor. Şimdi bu anları seninle yaşayamamak çok acıtıyor kalbimi. Tarifini yapamadığım bir şeyler ele geçiriyor duygularımı, yiyip bitiriyor içimi sensizliği yaşadığım şu anlarda. Seni sensiz yaşadığım anlarda… Sensiz seninle...

Yokluğunun bıraktığı o acı tat, kalbimdeki acı dayanılacak gibi değil. Dayanılmıyor. Dayanamıyorum. İçimde bir yerler acıyor. Keskin bir bıçak saplanıp saplanıp duruyor sanki içimde. Kalbim kanıyor, durduramıyorum.

Bu yaşadıklarımın tek ilacının, tek çaresinin sen olduğunu bilirdin ve yanımda olurdun eğer beni anlasaydın…

Özlüyorum seni ama yakınmıyorum, acı verse de seni sevmekten yakınmadığım gibi. Çünkü kalbime senden başka hiç kimse bu kadar yakışmadı. Çünkü aşk denen o yoğun duyguları senden başka hiç kimse ama hiç kimse bana yaşatmadı. Tüm bunlar adına yakınmaya hakkım yok diye düşünüyorum.

Sadece şunu söylüyorum:

Ben maviyim, sen gökyüzü; ben denizim, sen dalga; ben bedenim, sen can; ben goncayım, sen gül. Soruyorum: dalgasız deniz, goncasız gül, cansız beden ve de sensiz bir ben olur mu?

Benim 'ben' olmam için senin yanımda olman lazım. Başka çaresi yok. Sen de biliyorsun bunu. Sen olmadan bu can yaşamıyor, bu kalp çarpmıyor…

Beni seviyorsan… Aşkı anlıyorsan…

Ya sen geleceksin ya sen geleceksin. Yoksa eriyip gideceğim, ayrılığın, yokluğunun, sensizliğin zindanlarında. Gönlün razıysa buna; zindanlarda eriyip bitmeme, yaşadıklarımızı yok sayıp. Tamam öldür o zaman beni. Ama yok razı değilsen buna. Gel...

Gel ki… Ansızın dursun kalbim… Seni görmenin sevincinden, mutluluğundan…

Yüzümde güller açtırdığın kadar, yokluğunla şu an düşümde yüreğimde kördüğümsün. Ne olur gel... Gelip, beni sevsen ölür müsün?

Ansızın gel…

Ya sen gel ya sen! Gelmezsen. Ya sen ya hiç!