Son yıllarda küçüklerde gözlemlenen en büyük problemlerden biri, çocuk gibi değil de yetişkin gibi davranmaları.



Bunda da en büyük iki faktör, sürekli televizyon izlemeleri ve ebeveynlerinin çalışmasından dolayı küçük yaştan itibaren kreş ve yuva ortamıyla tanışmaları. Aileler her ne kadar bu durumdan rahatsız olduklarını söyleseler de bir taraftan da karşılarında küçük yetişkinleri görmekten büyük bir mutluluk duyuyorlar.

Son birkaç yılda çocuklara yönelik tekstilin gelişmesiyle, yetişkinlere özel tüm modeller artık çocuklar için de üretilmeye başladı. Küçükler büyüklere özenmeye başladı, büyükler ise küçülmüş hallerini karşılarında görmekten zevk duyar hale geldi. Çocukların topuklu ayakkabı ya da takım elbise giymeleri, dolayısıyla küçük hanımefendiler ve beyefendiler olmaları ebeveynlerin hoşuna gidiyor. Ancak çocukların ne zaman çocuk, ne zaman yetişkin olacağına aileler karar verdiği için, küçükler hangi durumda yetişkin, hangi durumda çocuk gibi davranmaları gerektiğini bilemiyor. Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, "Kentlerde artık hem anne hem baba çalıştığı için çocuklar 2-4 yaş arası kreşe, 4 yaştan sonra da anaokuluna gönderiliyor. Çocuk da eve ancak anne-baba ile aynı saatte giriyor. Durum böyle olunca da çocuklara çocukluklarını yaşamaları için fırsat verilmemiş oluyor. Onlar da mecburen yetişkinler ne yapıyorsa aynı şeyleri yapmak zorunda kalıyor. Bu da onları erken yaşta sosyalleşmeye itiyor." diyor. Tatlıdil, büyüklere özenen ve hep yetişkin olmaya çalışan çocuklarda ileride kişilik bozukluğu görülebileceğini de belirtiyor.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/anne-baba-ve-cocuk/38632-cocuklar-neden-yetiskin-gibi-davraniyor.html#post83837

Uzman psikolog Selçuk Sipahi, "Giyim, makyaj ve davranış konusunda çocuğunuzun yaşına uygun sınırlar koyun. Televizyon programlarını birlikte izleyin ve ailecek izleyeceğiniz programlar konusunda seçici olun. Çocuklarınızla iletişim kanallarını açık tutun. Baskıyla değil, sevgi ve sabırla yaşlarına uygun aktivitelere yönlendirerek çocukluklarını doya doya yaşamalarına yardımcı olun." şeklinde tavsiyelerde bulunuyor.

Kitle iletişim araçlarının dünyaya açılan bir pencere olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ercan Tatlıdil ise küçüklerin televizyondan büyüklerce bilinenleri öğrendiğini ve bu bilgileri yaşamlarında uygulamak için fırsat kollayarak yetişkin çocuklar haline geldiklerini söylüyor. "Televizyonda görsellik ön planda olduğu için çocuklar izledikleri görüntüleri daha kolay hafızaya alıyor ve taklit ediyor." diyen Tatlıdil, son olarak şu tavsiyelerde bulunuyor: "Anne ve babalar, çocuklara algılama düzeyine uygun programlar izletmeli. Ayrıca çocuklarını yaşıtlarının yapması gereken aktivitelere yönlendirmeli. Çünkü yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda yönlendirilen çocuklar, nitelikli zaman geçirecek ve kendilerini çocuk gibi hissedeceklerdir."


Kızım ruj sürüyor, yetişkinmiş gibi konuşuyor!

Uzman psikolog Selçuk Sipahi, çocuk beyninin taze ve her türlü bilgiyi öğrenmeye açık olduğunu belirterek şu uyarılarda bulunuyor:

1. Çocuklar ebeveynlerini ve ünlü kişileri model alıyorlar. Kız çocuklar anneleri gibi küçük yaşta makyaj yapmaya, topuklu ayakkabı giymeye, yetişkinmiş gibi konuşmaya, erkek çocuklar da babalarının izledikleri şiddet içerikli dizi ve filmleri izlemeye, buradaki karakterleri taklit etmeye başlıyorlar.

2. Model aldıkları yetişkinlerin davranışlarını anlayacak ve yorumlayacak olgunlukta olmadıkları için yaşlarının çok üstündeki davranışları taklit yoluna gidiyorlar. Yaşının gerektirdiği ruhsal süreçleri vaktinde yaşayamayan çocuk, çocukluğunu yaşamadan bir yetişkin haline geliyor.