Edson Arantes do Nascimento (Pele-Siyah İnci): Yazımıza başlık olan ve girişte örneğimizi teşkil eden bu efsane, futbolda unutulmaz izler bıraktı. Top tekniğiyle, gol vuruşlarıyla, çalımlarıyla, şutlarıyla ve oyunu okumasıyla futbol adına ne varsa hepsini sahaya yansıttı. Uzun adı yerine, ‘Kumsalda çıplak ayakla koşan' anlamındaki Pele ismiyle meşhur oldu. Geçen hafta ‘Pele adından nefret ediyorum' diyerek ilginç bir çıkış yaptı. Pele'nin yanında en çok kullanılan lakabı Siyah İnci oldu. Esas ismini ise hemen hiç kimse kullanmadı. Tıpkı Fahrettin Yüreklibatur (Cüneyt Arkın)'unki gibi...

Eusebio Ferreira Da Silva (Siyah Panter): Mozambik asıllı olmasına rağmen, sömürgesi oldukları Portekiz adına top koşturdu. Avrupa'nın en tehlikeli golcüsü olarak tarihteki yerini alırken, Siyah Panter lakabı uygun görüldü.

Franz Beckenbauer (İmparator): Karizması ve saha içindeki liderlik vasfıyla ‘İmparator' lakabıyla ünlendi. Hem milli takım hem de kulüp düzeyinde zirveye çıktı. Alman futboluna oyuncuyken damgasını vurduğu gibi şimdilerde yönetici olarak da damgasını vurmaya devam ediyor. Nede olsa o bir İmparator.

Gerhard Müller (Bombacı): Hayatında en kolay yaptığı iş gol atmaktı. Milli forma altında 62 maçta 68 gol atarak kırılması zor bir rekorun sahibi olunca lakabı da doğal olarak ‘Bombacı' oldu.

Zbigniew Boniek (Gecenin Güzelliği): Polonya futbolunun gurur tablosu için seçilen lakap Gecenin Güzelliği.

Ian Rush (Kartal): Liverpool'un gelmiş geçmiş en iyi golcüsü olan Gallerli Ian Rush için seçilen lakap, çoğu golle sonuçlanan şutlarından dolayı Kartal oldu.

Lev Yashin (Siyah Panter): Esnekliği, akla ziyan şutları kurtarışlarıyla adını tarihe altın harflerle yazıran Rus kaleci, maçlarda siyah forma giymesinden dolayı ‘Siyah Panter' olarak anıldı.

Fernando Ruiz Hierro (Kaptanların Kaptanı): Real Madrid formasıyla kazanmadık kupa bırakmayan Hierro, hava toplarındaki hakimetiyle ünlendi. Uzun yıllar başarıyla kaptanlık görevini yerine getiren Hierro için uygun görülen lakap ‘Kaptanlar Kaptanı' oldu.

Laurent Blanc (Başkan): Liderlik vafsından dolayı bu lakap uygun görüldü. Fair-play'i elden bırakmayan oyun stiliyle de yeşil sahaların gördüğü en beyefendi futbolculardan biriydi.

Lilian Thuram (Profesör): Sakin oyunu ve mükemmel zamanlamasına güçlü fiziği de eklenince en iyi savunmacılardan biri oldu. Yeşil sahalarda ‘Profesör' lakabıyla tanımlandı.

Juan Sebastian Veron ( Cadı): Lazio'da yıldızı parladı, önce Manchester United'da, sonra da Chelsea'de tutunamadı. İnter'de top koşturmaya başladı. Uygun görülen lakap ise ‘Cadı' oldu.

Francesco Totti (Küçük Prens): Roma'nın Prens lakaplı unutulmaz kaptanı Giannini'nin tahtına oturan Totti için uygun görülen lakap ‘Küçük Prens'.

Gabriel Omar Batistuta (Batigol): Fiorentina taraftarının kalbinde taht kuran Batistuta, ‘Batigol' lakabıyla anıldı.

Marcelo Salas (Matador): Lazio'da parladı, İnter'e gelince Ronaldo ile 9 numara krizi yaşadı. Formasına 8+1 yazdırdı. Uygun görülen lakap ‘Matador' oldu.

Roque Santa Cruz (Bebek Golcü): Genç yaşında Bayern Münih gibi bir devin formasını giyen Santa Cruz için taraftarın yakıştırması ‘Bebek Golcü'.

Walter Samuel (Gladyatör-Duvar): Roma'da gösterdiği performansla Real Madrid'e defans sorununu çözmesi için alınan Samuel sakatlıklardan dolayı gerçek performansını sergilemeyince İnter'e satıldı. Mücadeleciliğinden dolayı ‘Gladyatör', adam geçirmezliğinden dolayı da ‘Duvar' lakabını aldı.

Pavel Nedved (Chebli Melek): Çek futbolunun medar-ı iftiharı olan Nedved için Juventus taraftarı doğum yerinden dolayı ‘Chebli Melek'i uygun gördü.

Edgar Davids ( Piranha): Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle rakibe geçit vermediği için lakabı Piranha oldu.

Fernando Jose Torres (Çocuk): Hızı, gol vuruşu ve tekniğiyle henüz 16 yaşında Athletico Madrid formasını giymeyi başaran Torres için uygun görülen lakap ‘Çocuk'. Torres, futboluyla ve yaşıyla büyürken, lakabı ‘Çocuk’ kalmaya devam ediyor. Tıpkı Küçük Emrah gibi...

Carlos Alberto Tevez (Apaçi): Doğduğu bölgeden dolayı bu lakapla anılıyor. Arjantin'in yetiştirdiği son yıldızlardan biri.


"Yiğit lakabıyla anılırmış ...

Spor sahalarımız da lakaplarıyla anılan yiğitler görmüştür. Bunlar arasında öyleleri çıkmıştır ki, Soyadı Kanunu'nun kabulüyle, futbol
alanlarındaki lakaplarını kendilerine soyadı olarak almışlardır. "Kaleci Nedim"'in Nedim Kaleci, "Kelle İbrahim"in İbrahim Kelle, "Topuz Hikmet"in Hikmet Topuz oluşları gibi.

Bazılarında ise durum daha değişik olmuştur. Futbol sahalarındaki
lakaplarının adlarının kopmaz bir parçası olduğunu görerek yıllanmış
soyadlarını mahkeme kararıyla değiştirmek yoluna gitmişlerdir. "Lebleci Mehmet"in Pınar soyadını bırakıp Mehmet Leblebi, "Cici Necdet"in Kayral olan soyadını değiştirip Necdet Cici, "Boncuk Ömer"'in Albakır olan soyadını bırakarak Ömer Boncuk, "İskeçe İbrahim"in Önüt olan soyadını atarak İbrahim İskeçe oldukları görülmüştür.

Türk futbolunda lakaplar, aşağı yukarı futbolumuzla yaşıttır. Bunun
ilk örneğini de, aşılmaz bir defans futbolcusu oluşundan ve Kadıköy
takımı kalesi önünde bir tahta perde gibi durduğundan ötürü "Tahtaperde Aleko" diye anılan Aleko Kaliya teşkil eder. 1900'lerin ünlü futbolcusu 1965 yılında seksenbeş yaşında vefat ettiğinde Kadıköy'de büyük-küçük herkes tarafından "Tahtaperde" adıyla çağrılmaktaydı.

Onu diğerleri ve niceleri izlemişti sonraları ...

1920'lere doğru meşhur "Yedibela Fahri" çıkmıştı ortaya. Komple bir
sporcuydu. Futbolcu, hokeyci, kürekçi, yüzücü, tramplen atlatıcı ve
boksör olarak yaptığı her sporda büyük üne erişmişti."Yedibela" adıyla anılması, gözleri korkutmasın lütfen, "Yedibela" adıyla ün yapan Fahri Ayad, aynı zamanda mükemmel bir salon adamı ve Türkiye'nin ilk "Dans Kralı"ydı da.

Devrin en hızlı aracı otomobil olduğundan Altınordu takımının çok hızlı koşan sağ açığına bu aracın adı verilmişti: "Otomobil Nuri".

Avcı ve komple sporcu Sait Selâhaddin Cihanoğlu, avcılık damarı tutup havada çulluk ararken Galatasaray kalesi önünde muhakkak bir golü kaçırdığı anda lakabını buluvermişti: "Çulluk Sait".

Geçilmez bir defans oyuncusu oluşundan ötürü "Dalgakıran" lakabıyla
anılan Hasan Kâmil Sporel Amerika'da öğrenim yaparken futbolunu ve
geçilmezliğini orada da sürdürmüş ve Amerikalılar da kendisine "Çanakkale" adını takmışlardı.

Futbol sahalarında bir ceylan gibi süzülüp gitmesi Fenerbahçeli solaçık Bedri Gürsoy'u "Ceylan Bedri" yapmaya yetmişti. Şiir gibi futbolundan ötürü de Beşiktaşlı Refik Osman Top'a "Şiir Refik" denilmişti. Gür ve kabarık saçları Galatasaraylı Kemal Rıfat Kalpakçıoğlu'nu "Papaz Kemal" yaparken, yine aynı takımın diğer Kemal'i (Kemal Faruki) de aksiliğinden ötürü "Zıd Kemal" adı ile anılmıştı. En umulmadık anlarda rakip kale önünde bitip bir kolayını bularak gol atmaktaki becerisi Fenerbahçeli Ömer Tanyeri'nin adını "Beleş Ömer"e çıkarmıştı. Ufak tefek vücudu ve son derece kıvrak ve de süratli oluşu Galatasarylı Sadi Karsan'ı "Sıçan Sadi" yapmıştı. Yavuz yaradılışından ötürü Fenerbahçeli İsmet Uluğ "Yavuz
İsmet" , aslanlar gibi futbolundan ötürü de Galatasaraylı Nihat Bekdik "Aslan Nihat" olmuşlardı dillerde ve gönüllerde. Demir gibi
vücudu ve futbolundan ötürü Fenerbahçeli Ethem Bellisan "Demir
Ethem" olup çıkarken, devinin futbol cambazlarından biri olan
Fenerbahçeli General Kâmil Zona, sahalarımızda "Cambaz Kâmil" olarak
ün yapmıştı. Galatasaray Lisesi'ndeki öğretmenliği Galatasaraylı Muslih Peykoğlu'nu "Muslih Hoca", bomba gibi şutları olan ünlü Bekir Refet'i "Bombacı Refet" yapmıştı. Bu sıralarda İzmir'de parlayan Altaylı Danyal Akbel, kıvrak futbolunu oynarken başını fazla hareket ettirdiğinden "Sallabaş Danyal", Saim Seymener de nedense "Mamako
Saim" adıyla büyük ünlerini sürdürmekteydiler.

1930'larda yeni yeni "yiğit"ler gelmişti futbol sahalarımıza...

Tereyağından kıl çeker gibi rakibin asyağından topu çekmekte ustalığı Beşiktaşlı Nuri Sangar'ın adını "Tereyağı Nuri"ye çıkarmıştı. Dindar ve namazında niyazında bir insan oluşu yüzünden Beşiktaşlı ve sağaçık Hayati Azgan'da "İmam Hayati" oluvermişti. Tabanlarını yere çok sert vurarak koşmasından ötürü, Karşıyaka'dan Galatasaray'a gelen Lütfü Aksoy, "laplap" lakabını da birlikte getirmişti. Fenerbahçe'nin golcü futbolcusu Naci Bastoncu, Trabzonlu oluşundan ötürü Karadeniz'e özgü bir lakap bulmuştu İstanbul'da: "Taka Naci". Galatasaray'ın pek genç yaşta vefat eden büyük futbolcusu Boduri'nin aslı adı Nikolaos Büyükvafiadis idi; bu genç yıldız Beyoğluspor takımında yetişirken ufak tefek oluşundan
ötürü Rum seyirciler arasında "Boduri" (Bodur) namıyla anılmaya başlamış ve futbol sahalarımızda büyük ününü bu ad altında yaparken
asıl adının Nikolaos olduğunu kimseler bilmemişti. Büyük aşkı, Güneşli ve Beşiktaşlı İbrahim Tusder'in adını "Leyla İbrahim"e çıkarmıştı. Bugün torun tosuna karışmış olmasına rağmen yine de "Leyla" adıyla anılır.

Rakibine bir çengel gibi takıldığı için Beşiktaşlı Hüseyin Saygun'un adı "Çengel Hüseyin"e çıkmıştı.

İzmir Altay takımının 1930 sonlarında iki yaman kardeşten oluşan bir
bek hattı vardı. Rakip forvetlere kök söktüren "Zehir Ali" ile "Katır Cemil"! Namları dahi nasıl olduklarını anlatmaya yeterlidir sanırım. "Katır Cemil" (Gürgen) sonra Galatasaray takımına gelerek forvet oynamaya başlamış ve gol kralı olmuştu.

Bu tarihlerde Ankara sahalarında kalede bir ateş parçası olarak duran "Ateş Muzaffer" (Tunçalp), Gençlerbirliği'nin siyahi futbolcusu "Gulli Selim" (Baykurt), dimdik vücut yapısından ötürü "Tavasapı" adıyla anılan Ziya Onan ve motosiklet merakı yüzünden adı bir motosiklet markasına çıkan "Zündap Hüseyin" (Maloğlu) top koşturmaktaydılar.

Takımda bir ağabeyin de üzerinde sevgi ve saygı uyandıran futbolculara "Baba" namının verilmesi de bir adet olmuştu futbolumuzda. Beşiktaşlı "Baba Hüsnü" (Savman) ile "Baba Hakkı" (Yeten), Galatasaraylı "Baba Gündüz" (Kılıç) bunların en başında yer alırlar.

Futbollarıyla ünlü yabancı futbol yıldızlarını andırdıkları için ünlü yabancı futbolcu adlarını lakap olarak verildiği futbolcularımız da olmuştur. Fenerbahçeli bek "Sesta Yaşar" (Alpaslan), "Markoç Selahattin" (Torkal) ve "Puşkaş Ergun" (Öztuna) bunların arasındadır.

Futbol bilgisinden ötürü Galatasaraylı Musa Sezer "Doktor" lakabını alırken, Fenerbahçe'nin ünlü yıldızı Lefter Küçükandoniadis'e "Ordinaryüs" sıfatı layık görülmüştür. Galatasaraylı Muzaffer Tokaç kızıl saçlarından ötürü "Cinci Muzaffer" adıyla anılırken Fenerbahçeli Mehmet Ali Has o zamanlar pek yadırganan uzun saçlarından ötürü "Tarzan" namını almıştı.
Beşiktaşlı Faruk Sağnak ise inatçı futbolundan ötürü "Keçi Faruk" olmuştu. Onlarla aynı dönemde Vefa takımında da "Kör Galip" (Haktanır), "Vak-Vak Mustafa", "Tahtabacak İsmet" (Yamanoğlu) ve "Tenekeci Garbis" (İstanbulluoğlu top koşturmaktaydılar.

Galatasaraylı "Kova Osman" )İncili) futbol sahalarımızın ölümsüzleri
arasına karışırken ondan yıllar sonra da Fenerbahçe'de "Kumbara
Hazım" (Cantez) kaleci oynamaya başlamıştı. Hem futbol sahalarımızda
hem de atletizm pistlerinde atom bombasından farksız bir görünüm arz
eden Fenerbahçeli atlet-futbolcu Melih Kotanca'ya "Atom Melih" demişlerdi. Askerliğini deniz kuvvetlerinde yaptığı için donanmadaki
günlerine ait anıların çokluğu Fenerbahçeli Kamil Ekin "Donanma Kamil" olmuştu dillerde ve gönüllerde. Beşiktaş ve Fenerbahçe'de sert futboluyla kendini gösteren Halil Köksalan'ın adı Kasap Halil'e çıkmıştı. Ordu takımımızın ve milli takımımızın ünlü asker futbolcusu Mustafa Ertan sağlam yapısı ve sağlam futbolunun ifadesi olarak bir sağlamlık simgesine layık görülmüştü: "Beton Mustafa".

Son dönemde bu lakaplar hayli kısırlaştı. Nice yıllar önce aşlayan "Büyük" ve "Küçük" gibi sıfatlar bu dönemde de sürdü. Hatta bu da kâfi gelmeyince kraliyet ailesi gibi rakamlar konuşmaya başladı. Bunların en ünlüsü Bursasporlu "Sedat III" ile Göztepeli "Mehmet IV" oldular. Fakat yine de lakaplar tamamen terk edilmedi. "Çilli Mehmet", "Fuji Mehmet" gibi isimler var ortada hâlâ...

Not: Fenerbahçe 1945-46 yıllarında kadrosunda lakapsız futbolcu yoktu. Kuvvet Kemal, Boncuk Ömer, Taka Naci, Babo Halit, Kesme Murat, Kasap Halil, İskeçe İbrahim, Markoç Selahattin, Küçük Fikret, Uçan Kaleci Cihat ve Ankaralı Şevket."
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=65351

ek:
Futbolcular
Adana Demirspor
Ahmet - Tombik
Erden - Deli
Fatih Terim - Samanta ?
Necati - Gici
Selami - Fuze

Altay
Vahap - Arap

Ankaragucu
Kamil - Cambaz
Nuri - Guvercin ?

Besiktas
Arif - Mayk ?
Fevzi - Baron
Feyyaz Ucar - Kibar
Hakki Yeten - Baba
Hayati - Imam ?
Huseyin - Cengel
Mehmet Ozdilek - Sifo
Metin Tekin - Sari Firtina
Nuri - Tereyag ?
Recep Adanir - Baba
Recep Cetin - Takoz
Riza Calimbay - Atom Karinca
Sadri - Arap
Seref Gorkey - Voleci
Vedihi - Doktor ?

Beykoz
Ibrahim - Kelle
Mehmet - Ekerbicer

Boluspor
Ridvan - Japon ?

Bursaspor
Bahtiyar - Deli

Fenerbahce
Aykut Kocaman - Kral
Basri Dirimlili - Mehmetcik
Bekir - Bombaci
Burhan Sargin - Canavar
Can Bartu - Sinyor
Ergun Oztuna - Puskas
Fikret Arican - Kefal
Ismail Kartal - Arap
Lefter Kucukandonyadis - Ordinaryus
Mehmet Ali - Tarzan
Mustafa Guven - Mikro
Nezihi Tosuncuk - Deli
Oguz Cetin - Imparator
Omer - Boncuk
Ridvan Dilmen - Seytan

Galatasaray
Cemil - Katir
Ergun Penbe - Kemik
Fatih Terim - Imparator
Gunduz Kilic - Baba
Hagi - Commandante
Hagi - Karpatlarin Maradonasi
Ismail -Titrek ??
Mario Jardel - Super Mario
Mehmet - Leblebi
Metin Oktay - Tacsiz Kral
Muhammet Altintas - Mami
Mustafa Yurur - Bobrek
Necdet - Cici
Necmettin Erdogdu - Torik
Nihat Bekdik - Aslan
Suat Kaya - Hugo
Talat - Lahmacun ?
Tanju Colak - Kral
Turgay Seren - Berlin Panteri
Yusuf Altintas - Rambo

Genclerbirligi
Zeynel Soyuer - Ruzgarin Oglu

Goztepe
Ali Artuner - Moskova Panteri
Bulent Ataman - Eskiya
Deniz - Hazreti
Erkan Sozeri - Baskan
Fevzi Zemzem - Buldozer
Goksel Akinci - Kunduz
Gursel Aksel - Koca Kaptan
Halil Kiraz - Bombaci
Ismail Sutcu - Cengaver
Mehmet Turken - Fuji
Nevzat Guzelirmak - Ingiliz
Remzi - Atom Karinca
Sadullah Acele - Sado
Sevket - Mehmetcik
Tacettin - Taci
Tayfun Yungul - Zidane

Istanbulspor
Vosvagen - Mustafa

Karsiyaka
Cengiz Kocatoros - Gode
Muharrem Gurbuz - Mami

Samsunspor
Serkan Aykut - Papen (Papin'den)

Trabzonspor
Hami - Bombaci
Hasan - Dobi
Lemi - Basbakan

Vefa
Galip - Kor
Garbis Istanbulluoglu - Tenekeci
Ismet - Tahtabacak
Mustafa - Ordek

Diger (Cesitli takimlarda oynayan)
Hasan Celik - Kral
Mustafa - Beton
Mustafa Kocabey - Papen (Papin'den)
Nejdet Maray - Arap

Teknik Direktor
Kemal Kilic - Korsan