Türkiye’deki kültür sığır ırkları...

Türkiye’deki kültür sığır ırklarının sınıflandırılması,Türkiye’ye geliş tarihleri ve sonuçları ve bu ırkların fizyolojik ve morfolojik olarak incelenmesi.

Sığır yetiştiriciliğinde bilimsel yöntemlerin uygulanması 18,yy ortalarında girmiştir. Bugünün ünlü kütür sığır ırklarının geliştirilmesi çabaları da o yıllarda başlamıştır. Avrupanın çeşitli bölgelerinde süt,et yada kombine verim yönünden uygun hayvanlar,çevrenin toprak,iklim ve ekonomik yapısının yardımı ile belirli bir amaca doğru ıslah edilmişlerdir. Bu faktörlerin koordine edilmesi ve bağdaştırılmasında en önemli rolün insanın oynadığı unutulmamalıdır.

Kültür sığır ırkları sütçü,etçi ve kombine olarak üçe ayrılır. Bazı ırklar geçit bölgelerde bulunduklarından bunları bazı yazarlar bir gruba, bazı yazarlar ise diğer gruba sokmaktadırlar. Aslında bu durum ,aynı ırktan hayvanın bir ülkede örneğin: sütçü ,diğer ülkede ise kombine yönünden yetiştirilmesi ile ilgilidir. Amerikada İsviçre esmeri sütçü yönünden yetiştirildiği halde , avrupada kombine yönden yetiştirilir. Aynı durum Avrupa ve Amerika holştaynları için söz konusudur. Tükiyede bulunan yada Türkiyeyi ilgilendiren ırkların bu üç grup altında ayrı ayrı ele alınması uygun görülmüştür. Diğer ırklar ve belirgin özellikleri ise her bölümün sonunda özet olarak mevcuttur.

-Türkiye’deki kültür sığır ırklarının sınıflandırılması:

- Sütçü ırklar: Holştayn,Jersey,Angler,Guemsey,Diğer sütçü ırklar
- Kombine ırklar: Esmer,Montofon,Simental,Diğer kombine ırklar
- Etçi ırklar: Hereford,Angus,Şorthorn,Santagertrudis,Şarole,Diğe r etçi ırklar


Sütçü Irklar

Holştayn:
Kökeni ve yayılma alanı:
Alçak arazi sığırlarından olan siyah-beyaz alaca sığır ırkı değişik ülkelerde değişik isimlerle tanınır. Yoğun olarak yetiştirilmesinin yapıldığı ülkelerden almanyada alman-frizyan, ingilterde ise british-frizyan adı kullanılmaktadır. Amerika ve kanadada ırkın resmi adı holştayn-frizyan olmakla beraber halk dilinde adı holştayndır. Türkiyede yer yer holştayn ve Hollanda ırkı deyimleri kullanılmaktadır. İsimde birliğin sağlanması için siyah-beyaz alaca isminin kullanılması daha yerinde olur.

Bos taurus primigenus dan kök alan holştayn ırkının anavatanı hollandanın frizya bölgesidir. Almanyada bulunan holştayn eyaleti bu ırka ismini vermiş olmakla beraber siyah-beyaz alaca sığır buraya frizyadan gelmiştir. Holştayn ırkının m.ö. 350 senelerinde frizyada yetiştirildiği tarihi belgelerden anlaşılmaktadır. O yandan bu yana bölgenin özelliği ve bölge halkının uyanıklığı nedeniyle frizyada yabancı sığır ırkı sokulmamış böylece frizya ırkı saflığını korumuştur. Hollandada siyah-beyaz alaca sığırı yetiştiricilerini bir araya getiren frizya soykütüğü derneği 1879 yılında kurulmuş ve daha önceki dağınık şekilde yapılagelmiş olan seleksiyon çalışmalarının düzenli ve bilimsel biçimde uygulanmasını sağlamıştır. Nitekim ırkın esaslı olarak bu ırkın gelişmesi bu derneğin kurulmasından sonra olmuştur. Hollandada hemen hemen bütün arazi ovalıktır. Bazı bölgelerde bu ovalar deniz seviyesinden dahada alçaktır.(netherland=alçak ülke) buralarda geniş ve çok yüksek kalitede tabii çayırlar vardır. Hollandanın dünyaca ünlü sığırcılığı,kaynağını bu zengin çayırlardan almaktadır.
Siyah-beyaz alaca sığır ırkı anavatanı olan Hollanda sınırlarını çok önceleri aşarak dünyanın pek çok ülkesine yayılmıştır. Götürüldükleri ülkelerde birçok ırkın şekillenmesinde önemli katkıları olmuştur. Amerikaya ilk olarak 18.yy. sonlarında götürülmüş ancak esas ihracatı 19.yy ikinci yarısında 10,000 başlık sevkiyat olmuştur. Bugün amerikada bulunan soykütüğüne kayıtlı 2 milyona yaklaşan holştayn ineği varlığı genellikle bir asır önce yapılan bu ithalata dayanmaktadır.

Türkiye’de yayılması: Türkiyede sistemli siyah-beyaz alaca ırkı yetiştiriciliği 1958 yılında başlamıştır. O yıl amerikadan 30 dişi ve 17 erkek holstayn dana getirerek Karacabey harasında holştayn sürüsü kurulmuştur. Bunlardan 11 boğa İstanbul,İzmir,düzce ve lalahan sun’i tohumlama istasyonlarına gönderilerek o yörelerdeki halk hayvanlarının melezlenmesine geçilmiştir. Böylece Marmara ve ege bölgesi bu ırkın ilk yayılma alanı olarak seçilmiştir. Sonraları Akdeniz bölgesinde holştayn yetiştirme alanına katılmıştır. Amerkada 1958 yılında yapılan ithaller daha sonraki yıllarda hollanda ve almanyadan yapılan ithaller izlemiştir. Bu ithallerin bir bölümüde özel çiftliklere yapılmış ve yapılmaktadır. Son yıllarda dünya bankası hayvancılığı geliştirme projeleri kontrolünde getirilen siyah-beyaz alacalarda özel yetiştiricilere dağıtılmakta ve kontrolü yapılmaktadır. Genellikle yetiştiriciler siyah-beyaz alaca ırkına sempati duymakta ve bu hayvanlara sahip olma isteği göstermektedirler. Nitekim batı anadolunun çoğu yörelerinde saf yada melez siyah-beyaz alacalara rastlanılması bu isteği doğrulamaktadır. Halen bu ırkın 600 bini saf olmak üzere saf ve melezlerin sayısı,çeşitli yaşlarda 3.1milyon civarındadır.

Fiziksel Özellikler: Holştaynlar sütçü yönünden yetiştirilen kültür sığır ırklarının en iri yapıya sahip olanlardandır. Bu ırkın hollandadaki tipleri etçi yapı göstermelerine karşılık amerikadaki tipleri daha çok sütçü bir yapıya sahiptir. Hollandalı yetiştirici genel olarak erkek danasını besiye almak suretiyle ondan önemli bir para kazanır. Bu amerikada ise uzun yıllar yalnız süte önem veren bir seleksiyon uygulandığından holştaynlar daha çok sütçü beden yapısı göstermektedirler.
Holştayn sığırı tam bir sütçü kapasiteye sahiptir. Beden önden arkaya doğru yavaş yavaş genişlik ve derinlik artar. Baş asil ve zarif,deri ince ve yumuşak olup boyunda vertikal kıvrımlar yapar. Tüyler kısa ve parlaktır. Sağlam bir kemik yapısı vardır. Uzun ve belirgin süt damarları vardır. Memeleri şişkin ve büyüktür.
Holştaynlarda renk siyah-beyazdır. Bu renker bedenin her tarafına dağılmıştır.
Fonksiyonel Özellikleri: holştaynlar dünyada en iyi sütçü ırk olarak yetiştirilmektedirler. Irkın kendisini göstermesi için çok iyi bir bakım-beslemeye gerek yoktur. Amerikan holştaynları frizya holştaynlarına göre daha verimlidirler. Avrupada yıllık ortalama 5000 litre süt vermektedirler. Amerikada ise 6000 litreyi aşmaktadır. Yağ verimi avrupada 150 kg. amerikada ise 170 kg dir. Türkiyede yapılmış olan araştırmalarda saf siyah-beyaz alaca ırkının süt verimi 3000-4000 litre dir. Bu verimin nedeni iklim den çok bakım besleme ıslahındandır.
TÜRK-ANAFİ projesi çerçevesinde italyadan türkiyeye getirilen siyah-beyaz alaca ineklerin (3000 adet) yavrularının süt verimi 5506 litredir. Projenin yürütüldüğü illerde en fazla verimi 6247 litre olmuştur. Almanyadan ithal edilen ineklerden bursa,Kırklareli,Konya ve samsun illerinde yetiştirilen 400 adet inekte süt verimi ortalaması 5400 litredir.

Jersey:

Kökeni ve yayılma alanı: İngiltere ve Fransa arasındaki kanal adaları sığır ırklarından birisidir. İsmini anavatanı olan Jersey adasından almıştır. Bos taurus barchiceros grubundandır. Jersey ırkı dünyada pek çok ülkeye yayılmıştır. Gödürüldükleri yerlerde saf olarak kullanıp yerli ırklarlada melezleme yapılmıştır. Türkiyeye ilk olarak 1958 yılında amerikadan samsun-karaköy harasına getirilmiş ve Karadeniz Jersey ırkı yetiştirme bölgesi seçilmiştir. Nitekim 1960 yıllarından beri Karadeniz bölgesinde gerek tabii,gerekse sun’i tohumlama yoluyla yerli sığır materyalinin Jersey ırkı ile melezlenmesi yapılmıştır. Bu arada gerek kamu gerekse özel sektörlerde saf Jersey ırkı ithali yapılmıştır. Bugün bölgede 150,000 saf olmaz üzere 900,000 civarında saf ve melez Jersey ırkı bulunmaktadır.

Fiziksel Özellikleri: Jersey ırkı inekler sütçü sığır ırklarının en ufak yapılısıdır. Ergin ineklerde ortalama ağırlık 400 kg civarındadır. Amerikan jerseyler avrupadakilerden biraz daha iri yapılıdır. Jerseylerde renk açık kahverenginden siyaha kadar değişir. En yaygını geyik rengidir. Baş ,boyun,omuz ve butlarda kıllar daha koyu renklidir. Bazılarında beyaz alacalıklar görülür. Burun ve meme siyah olup etrafında beyaz bir halka vardır. Jerseyler sütçü tipinin en güzel örneğine sahip zarif ve estetik hayvanlardır. Meme yapısı ve meme bağlantıları yönünden sütçü sığır ırkları arasında en seçkin özelliğe sahiptir.

Fonksiyonel Özellikler: jerseyler hassas ve asabidirler. Jersey ırkları sütü üretebilmek için en ekonomik hayvanlardır. Ufak yapıları nedeniyle yaşama payı ihtiyaçları daha düşüktür. Adaptasyon kabiliyeti yüksektir. Doğum ağırlığı 20kg civarında olup bakımda çok titiz olunması gereklidir. Erken gelişirler ve 1 yaşına gelen jerseyler sıfata tabii tutulabilirler.
Jersey,süt yağı oranı en yüksek olan sütçü inektir. Orta düzeydeki şartlarda %5 yağlı 3000
litre süt verirler. Sütteki kuru maddeler oranı yüksek olup %15 kadardır. Karaköy tarım işletmesindeki Jersey süt verimi 2600 litredir. Sütteki yağ oranı %5,6 dır. Jersey ırkının dezavantajları,doğan yavrunun zayıf olması ve dayanısız olması,dölverim oranının ve et veriminin düşük olmasıdır.


Angler
Kökeni ve yayılma alanı:
anavatanı kuzey almanyada angler yarımadasıdır. Süt ve süt yağı verimi yönünden alman sığır ırkları arasında önemli bir yeri bulunmakla beraber Almanya içinde bile yayılma olasılığı bulamamıştır. Türkiyeye ilk olarak kazova inekhanesine 1947 yılında birkaç angler boğa getirilmiş ve DAK(doğu Anadolu kırmızısı) ineklerle melezlenmiştir. Ancak yapılan çalışmalar sonucu başarı oranı düşük olduğundan bu olaydan vazgeçilmiştir. Sonradan gönende kurulan tahirova türk-alman örnek çiftliğine 1957 yılında bir angler sürüsü getirilmiş ve 20 yıl kadar yetiştirilmiştir. Gönen bölgesinde saf anglere rastlanılmaktadır. Angler yetiştirilmesini halk kendi yapmak isteğince tarım ve köyişleri bakanlığı buna izin vermemiştir. Türk-alman çiftliği projesi sona ermiş ve bu arada angler sürüsü tasfiye edilmiştir.


Fiziksel Özellikler: angler ırkına hakim renk kırmızıdır. Esmerden koyu kırmızıya doğru tonları mevcuttur. Tüyler kısa ve parlak,deri ince,gevşek ve koyu pigmentlidir. Ergin inekler 450 kg civarındadır. Angler ırkı orta irilikte ,sağlam yapılı hayvanlardır.

Fonksiyonel Özellikleri: düveler ilk sıfat çağına 20 ay dolayınca ulaşırlar. Buzağılar doğumda 35 kg dır. İnekler hayatları boyunca 5-6 buzağı verirler. Ortalama laktasyon süreleri 300 gün olan bu ineğin yıllık süt verimi 4000 litredir ve sütün yağ oranı %4,5 yağlıdır.

Guernsey:
Kökeni ve yayılma alanı: anavatanı manç denizindeki guernsey adasıdır. Guernsey İngiltere dışında diğer Avrupa ülkelerinde pek yaygın değildir. Amerikada soykütüğüne kayıtlı guernsey ırkı inek sayısı sadece 100,000 dir. Guernsey ırkı türkiyeye yetiştirme amaçlı ithal edilmemiştir. Gaziantepteki amerikan hastanesindeki süt ihtiyacını karşılamak üzere getirilmiştir. Zaman zaman bu işletmeden halka satılan hayvanlar ile GAK(güneydoğu Anadolu kırmızısı) ile melezlenmiştir. Bazı GAK hayvanlarında guernsey genotipi rastlanılmaktadır.

Fiziksel Özellikleri: bu ırkın rengi açık geyik renginden koyu kırmızıya kadar değişir. Kıllar kısa ve parlak , deri yumuşak ve gevşek,orta incelikte ve koyu sarı rengtedir. Beden ağırlığı erginlerde ortalama 450 kg dir. Meme yapısı iyi olmakla beraber Jersey kadar mükemmel değildirler.

Fonksiyonel Özellikler: bu ırklar canlı ve aktif hayvanlardır. Kolay yönetilirler. Otlama ve yemden yararlanma kabiliyeti Jersey ve holştayn arasındadır. Düveler ilk buzağılarını 30 ay dolayında verirler. Doğum ağırlığı 30-35 kg dir. 15-18 yaşa kadarbuzağı ve süt verirler. Süt verimi 3500 kg dir. Sütteki yağ oranı ise %4,5 dir. Amerikadaki süt verimi ise 4000 kg dir bu hayvanların sütlerinde vitamin a değilde onun provitamini olan karoten geçmektedir. Buda insan beslenmesi açısından olumlu bir durumdur.

Diğer Sütçü Irklar: çeşitli Avrupa ülkelerinde geliştirilmiş ancak ülkemize bugüne kadar getirilmemiş diğer bazı sütçü ırklar vardır. Yetiştirildikleri ülkelerde önemi var iken başka ülkelerde pek rağbet görememiştirler.

Kombine Irklar
Esmer Irk:
Kökeni ve yayılma alanı: anavatanı isviçredir. Bos taurus brachicerus grubundandır. Bu ırk isviçrede 1000 yıldan beri saf olarak yetiştirilmektedir. Türkiyede İsviçre esmer ırkından köken almış sığır grupları bulunmaktadır. Türkiyeye cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra 1925 yılında getirilmiştir. Bugün batı anadoluda yaygın olarak bulunan ve türkiyenin her tarafında aranan bir ırk haline gelmiştir esmer ırk. Son istatistik çalışmalarına göre ülkemizde heryaştan 2,7 milyon saf ve melez esmer ırkı bulunmaktadır.

Fiziksel Özellikleri: esmer ırkta renk değişik tonda olmaz üzere esmerdir. Gümüşi griden siyaha yakın koyu esmere kadar değişir. Sırtta açık renkte bir ester çizgisi vardır. Kulak içinde tüyler çoğunlukla uzun ve beyazdır. Burun ucu,kuyruk ucu ,dil ve boynuz uçları siyahtır. Vücüt yapısı sağlam ,kuvvetli,adaleli,iri ve harmonik bir yapıya sahiptir. Vücut ağırlığı ortalama 600kg dir. Meme yapısı ve memenin karın duvarına bağlantısı sağlamdır ve uyumludur.

Fonksiyonel Özellikleri: esmer ırkta süt verimi onun kombineliğini gösterir. Süt verimi avrupada 3500-4000ltir,amerikada ise 4000-5000litredir. Sütteki yağ oranı %3,8 civarındadır. Esmer ırk sığırlarda et verimi yönü son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Bu ırk hayvanlatı yüksek performansa sahiptirler. Doğumdan itibaren besiye alınan erkek hayvanlar 500kg ağırlığa ulaşınca kesime sevk edilirler. 17-18 aylık beside günlük canlı ağırlık artışı 900 gramı bulur. Lalahanda yapılan çalışmada besideki bir esmer ırkı günlük canlı ağırlık artışı 1kg ulaşılmıştır. Bu çalışmalardada et randımanı %56 civarında olmuştur.

Montafon:
Kökeni ve yayılma alanı: vatanı Avusturya olan ırk montafon bölgesindeki ufak yapılı yerli sığır materyalinin seleksiyonu ve isviçreden getirilen esmer ile melezlemeler sonucu oluşmuştur. Avusturya sığırının %15ini teşkil ederler. Avusturya dışınada yayılmış isede genel olarak esmer ırk kapsamına gidiğinden montafon adı pek yaygın değildir. Türkiyeye cumhuriyetin ilk yıllarında getirilmiş olup ve hem saf yetiştirme hemde melezlenmede kullanılmıştır. Ülkemizde ilk olarak montafon ismi kullanılmış ve sonradan ithal edilen esmer ırka bile montafon denilmiştir. Bu ırkın bütün özellikleri İsviçre esmeri ile aynıdır.

Simental:
Kökeni ve yayılma alanı: simental ırkının vatanı isviçredir. Bu ülkedeki düşük verimli ırklarla yapılan ıslah çalışmaları sonucu ve devamlı yapılan seleksiyon çalışmaları ile elde edilmiştir. İsviçrede sığır varlığının %51 ini teşkil ederler. Bazı dış ülkelere yayılmış ve o ülkelerde ıslah çalışmaları için kullanılmıştır. Almanyada sığır ırkları sıralamasında birinci sıradadır. Son yıllarda gelişmiş ülkelerde et üretimi yetersizliğinden dolayı simental genotipi kullanılmaktadır. Türkiyeye simental genotipi cumhuriyetin ilk yıllarında macaristandan ithal edilen bonihad sığırı ile gelmiştir. Ancak sonraları simental çalışmalarından vazgeçilmiştir. 1970 yılında deneme amacıyla devlet simental ithal etmiştir.

Fiziksel Özellikleri: simental ırkta hakim renk sarı-beyaz yada kırmızı beyaz alacadır. Baş genellikle beyaz olup üzerinde sarı veya kırmızılıklar bulunabilir. Yetiştirmede koyu renkli olması iyidir. Sağlam konstitisyonludurlar,dağ şartlarına uyumludurlar. Bu nedenle simentallerin tırnak yapıları iyidir,sırt uzun ve kuvvetli,göğüs geniş ve derin,sağrı dengeli ve kaslar gelişkindir. Vücut ağırlığı ergin dişilerde 650kg dir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=112865

Fonksiyonel Özellikler: ırkın ilk buzağılama yaşı 27-30 aydır ve hayatı boyunca ortalama 5 buzağı verirler. Doğum ağırlığı ortalama 40kg dir. Simentallerde güç doğum ve erken yaşta mortalite oranı yüksektir. Güç doğum oranı %3,5 dir. Süt verimi 4000 litredir ve yağ oranı ise %4 dür. Enstantif beside süt kesiminden itibaren 400 gün kadar süren besi döneminde günlük ortalama canlı ağırlık artışı 1kg kadardır. Et randımanı ise %55-60 civarındadır.

Diğer Kombine Irklar:
Son yıllarda kombine ırklara yoğun bir talep vardır. Bunun en büyük sebeplerinden biriside avrupada et açığı oluşmasıdır. Buna karşılık gelişmiş ülkelerde süt ihtiyacı giderek artmıştır. Bundan dolayı melezlemelerde kombine verimli yeni ırklar meydana getirilmeye çalışılmaktadır. Bunlara örnek ise Devon,Maine-Anju,Meuse-Rhine-İssel,Normandi,Red-Poll, Sütçü Şorthorn dur.

Etçi Irklar
Hereford:
Kökeni ve yayılma alanı: bu ırk ingilterenin herefordshire bölgesinde geliştirilmiştir. Orjini kesin olarak bilinmemekle birlikte birkaç ırkın katkısı olduğu savunulmaktadır. Türkiyeye 1958 yılında ithal edilerek göle inekhanesine götürülmüş. Orada DAK nın et tipi gösteren inekleri ile melezlenmiştir. Ancak sonuçlar ekonomik yönden tatmin edici bulunmadığından bu melezlemelere son verilmiş ve eldeki saf ve melez hayvanlar van daki Altındere harasına gönderilmiştir. Yetiştiriciliği özele aktarılmıştır. Türkiyede hereford yetiştiriciliği terk edilmiştir.

Fiziksel Özellikler: herefordlarda renk çok karekteristiktir. Yüz ütün herefordlarda beyaz olup beyaz yüzlülük dominanttır. Baştan gayri vücut koyu kırmızı tüylerle örtülüdür. Gögüs altı,karın altı,bacakların uç ksımları,sırt çizgisi ve kuyruk ucu beyazdır. Gözlerin etrafında kırmızı halka olması istenilen bir durumdur. Çünkü hayvanı güneş ışığı irritasyonundan korumaktadır. Baş kısa ve geniş olup dışa doğru uzanan boynuzları vardır. Mutasyonla boynuzsuz herefordlar yetiştirilmektedir. Ergin ağırlığı dişilerde 500kg,erkeklerde ise 800kg civarındadır.

Fonksiyonel Özellikler: düveler 18-20 ayda sıfata girerler. 14-15 yaşına kadar damızlıkta kullanılırlar. Yavrularını emzirirken kondüsyonu düşmez. Değişik çevreye adaptasyonu çok iyidir. Sütleri sağılmaz. Yemden yararlanma kabiliyetleri iyidir. Et randımanı merada %50,enstantif beside %70 e kadar varır.

Angus
Kökeni ve yayılma alanı: aberden angus iskoçyanın kuzey bölgesindeki yerli ırkların karışımından meydana gelmiştir. Angus ırkının çevre adaptasyonu iyidir bu yüzden avustralyada ve yeni zelandada çok iyi yetiştirilmektedirler. Türkiyeye 1958 yılında herefordlarla birlikte amerikadan getirilmiştir. Ancak bu ırk da devlet yetiştirme kurumları dışına çıkamamıştır. 1960 yıllarında orta anadoluda ekonomik olarak yetiştirilemeyeceğine kanaat getirilmiş ve bu yöndeki çalışmalar terk edilmiştir.

Fiziksel Özellikler: angutsa vücut tamamen siyahtır. Baş ufak ,alın geniş,ve boynuzlar bulunmamaktadır. Beden uzun,göğüs derin ve geniş,karın altı ile sırt birbirine paraleldir. Bacak kemikleri kısa fakat et tutma kabiliyeti yüksektir. Herefordlardan daha ufak yapılıdırlar. Canlı ağırlık dişilerde 500kg,erkeklerde ise 800kg’dir.

Fonksiyonel Özellikler: düveler 15-18 ayda sıfata alınırlar.buzağıları doğumda küçük olup 25kg dır. Buzağılarda canlı ağırlık artışı hızlıdır. Et lezzeti yönünden en iyilerdendir. Et randımanı merada %55 enstantif beside ise %75 olur. Kas lifleri arasında yağın dağılımı yani mermerleşme çok homojendir. Etin lezzeti buradan gelmektedir.

Şorthorn

Kökeni ve yayılma alanı: ingilterenin kuzey bölgelerinde geliştirilmiş bir ırktır. Bu ırkın oluşumunda holştaynında rolü olmuştur. Şorthornlar etçi ve sütçü olarak iki ayrı ırk olarak meydana getirilmiştir.

Fiziksel Özellikler: şorthornlarda kıloların rengi üç ayrı grupta toplanabilir. Kırmızı,kızıl kır ve beyaz. Beyazlık kırmızılığa tam olmayan dominanttır. Beyaz ile kırmızının birleşmesinde kırçıl yavru doğar. Kırçıl renkli havyalar bu ırk içerisinde daha yaygındır. Boynuzlar kısadır.

Fonksiyonel Özellikler: kas gelişimi hızlıdır. Vücut derin,geniş,uzun ve silindir şeklindedir. Erken gelişme kabiliyeti ve büyüme hızı iyidir. Eti bol ve lezzetlidir. Ağırlıkları dişilerde 600kg,erkeklerde ise 800kg’dir. İklim adaptasyonu iyidir. Melezlemede ırk karekterlerini yavruya belirgin olarak geçirirler. Götürüldükleri ülkelerde yeni etçi ırk oluşumunu sağlamışlardır.

Santa Getrudis
Kökeni ve yayılma alanı: amerikanın teksas eyaletinde king ranch adlı özel bir çiftlikte meydana getirilmiştir. Şorthorn X Brahman melezlenmesi sonucu oluşmuştur. 5/8 şorthorn , 3/8 brahman genotipi taşımaktadır.

Fiziksel Özellikler: deri örtüsü kırmızı,daha çok kıraz kırmızısıdır. Kıllar kısa ve düz , deri gevşek ve boyunda kıvrımlar yapmaktadır. Vücut derin,geniş ve bol etlidir.

Fonksiyonel Özellikler: sıcak iklimlerin ırkıdır. Kültür ırklarının sıcaklarda verim alamadıkları için Hindistan ırkı Brahman ile şorthorn ile melezlenmiştir. Brahman genotipi şorthorn ırkına yalnız dayanıklılık vasfı vermekle kalmamış onun teksas hummasına dayanıklılığınıda arttırmıştır. Buna karşılık et verimi kapasitesi düşmemiştir.

Şarole(Charolais)
Kökeni ve yayılma alanı: fransanın charolais bölgesinde geliştirilmiştir. Bu ırkın meydana gelmesinde şorthorn ırkının rolü vardır. Son yıllarda İngiltere Amerika ve diğer ülkelerde aranan bir ırk haline gelmiştir. Türkiyeye ithali ve ırkın iri yapısı ile hızlı gelişme kabiliyetinden yararlanama fikri zaman zaman ortaya atılmaktadır.

Fiziksel Özellikler: bu ırkın havyaları iri,ağır yapılıdır. Kılları krem rengindedir. Deride pigmentasyon olmayıp yumuşak ve gevşektir. Ergin ağırlık dişilerde 800kg,erkeklerde ise 1000kg dir.

Fonksiyonel Özellikler: düveler 24 aylık iken sıfata alınır. Buzağıların doğum ağırlığı 40-45 kg dir. Hayatları boyunca ortalama 4 buzağı verirler. Altı aya kadar günlük canlı ağırlık artışı 1000gr üstündedir. Et randımanı merada %40-45,enstantif beside ise %60-70 civarındadır.

Diğer Etçi Irklar
Çeşitli ülkelerde etçilik kabiliyeti gelişkin ancak daha az tanınmış sığır ırkları vardır. Bunların bir bölümü yerel ve saf ırklardır. Örnek olarak, Brangus,Brahman,Chianina,Limousin , Marchigina’dır.