Skeçler
1)SUSURLUK EVLENDİRME DAİRESİ
( Gelin damat içeri girer oturur.)
ANLATICI: 16.15 nikah davetlileri lütfen salona. Gelin Vediha Melahat HALKAPINAR, Damat Sakıp ATILGAN lütfen yerlerinize. Sayın davetliler, çıkarken iki şeker almayın ayıp oluyor.
( İki şahit içeri girer.)
GELİN: Aman yetiştik. Vallahi yetişemeyiz diye ödüm koptu.
E. ŞAHİT: Aman maşallah, ne güzel gelinimiz var. Efendim hayırlı uğurlu olsun. ( Sarhoş nikah memuru sallanarak içeri girer, şahitlere döner.)
NİKAH MEMURU: 16.06.2004 tarihinde evlendirme dairemize müracaat etmiş bulunuyorsunuz.
KADIN ŞAHİT: Biz öyle bir şey yapmadık.
NİKAH MEMURU: Kim yaptı?
KADIN ŞAHİT: Arkanızda oturanlar.
NİKAH MEMURU: Damat gibi giyinmeyin bey efendi bir daha. Şef garson gibi olmuşsunuz. Evlenmenize mani bir durum olmadığı için şahitler ve zabitler huzurunda muam mummm muamnn ( MUAMELE diyemez.) Evleneceksiniz ( Diye fısıldar) Vedia Melahat HALKAPINAR (fısıldar) siz misiniz?
GELİN: Evet benim.
NİKAH MEMURU: Kendi arzunuz ve isteğinizle kimsenin ısrarı ve de zoru olmadan bay Sakıp SABANCI
DAMAT: ATILGAN
NİKAH MEMURU: Sakıp ATILGAN’ı karılığa kabul ediyor musunuz?
GELİN: Aaaaaa! Ne karısı canım olur mu? Kocalığa.
NİKAH MEMURU: Siz bilirsiniz kocalığa da kabul edebilirsiniz tabiii.
GELİN: Evet ediyorum.
NİKAH MEMURU: Siz bay Sakıp ATILGAN. Kendi arzunuz ve isteğinizle kimsenin ısrarı ve de zoru olmadan bayan Vedia Melahat HALKAPINAR’ı karılığa kabul ediyor musunuz? ( Damat başını sallar, ses çıkmayınca gelin damadın koluna vurur. Damat evet der. Nikah memuru tükürür. Sinirlenir, defteri gelinin önüne atar.)
GELİN: Neresi?
NİKAH MEMURU: Susurluk Evlendirme Dairesi.
GELİN: Canım imza yeri neresi?
NİKAH MEMURU: At oraya bir yere işte yaaa! ( Şahitlere döner. Defteri onların önüne atar erkek şahit ayağa kalkar. Kas hareketleri yapar, çok uzun bir imza atar.)
NİKAH MEMURU: Bey efendi, nikah defterine kompozisyon mu yazıyorsunuz?


ERKEK ŞAHİT: İmzamı attım efendim.
NİKAH MEMURU: Öyle mi isminiz nedir?
ERKEK ŞAHİT: İbrahim Seraceddin Tatlısukabağınıpişmişseveroğlu.
NİKAH MEMURU: İsim isim değil yemek tarifi mübarek. Şimdi Susurluk Belediyesi Tanzim Satış ...........
GELİN: Ne tanzimi?
NİKAH MEMURU: Susurluk Belediye Başkanı’nın bana verdiği adam bana bir şey verdi hatırlamıyorum iyi mi? Tam burada lazım oluyor. Gidiyorum evde hatırlıyorum. (Nikah memuru şahitlere göz kırpar) Susurluk Belediye Başkanı’nın bana verdiği nay naya dayanarak.
GELİN VE DAMAT AYNI ANDA: Neye dayanarak?
NİKAH MEMURU: Susun! Kesin . İkinizi de şahitler ve davetliler ve de bu tatlı su kabağının huzurunda kocakarı ilan ediyorum.

2)ACİL HASTA

Hasta insan modeli sedye içinde iki hasta bakıcı tarafından nani nani dîye ses çıkararak doktor odasına getirilir.
Hasta sıra üzerine yatırılır. iki hemşire hastanın yanına gelerek.
1 HEMŞIRE Hastanın durumu kötü görünüyor
2. HEMŞIRE: Evet hemen doktor beye haber verelim.
(ikinci hemşire haşlanın yanından ayrılarak doktora seslenir)
2 HEMŞIRE: Doktor bey, doktor bey ' Acil hasta var!
(Doktor gelerek kısa bir inceleme yapar)
DOKTOR: Hastayı ameliyat edeceğiz hemen hazırlıkları yapın.

(iki hastabakıcı masa örtüsü î/e perdeleme yaparlar.doktor ameliyat için araç gereç isten
DOKTOR: Hemşire hanım çekiç
LHEMŞ1RE; Buyurun Doktor Bey
DOKTOR : Takoz ve testere
HEMŞIRE: Buyrun Doktor Bey
(Alın.an malzemelerle çeşitli sesler çıkarılarak hastanın kesildiği izlenimi
verilir. Doktor hastanın akciğerlerini alarak gösterir)
DOKTOR : Gençliğinde çok sigara içmiş vah zavallı akciğerler fabrika bacası
gibi olmuş, at çöpe gitsin. (Der, ciğerl eri çöpe atar.Bir hemşire kenarda çöp
DOKTOR : Maaşallah maaşallah, mide değil ambar sanki içinde bir ben
yokum ne bulduysa yemiş Bu mide iş yapmaz. Al çöpe gitsin. ( Der. mideyi çöpe atar. Karaciğeri a!ır , gösterir ) _
DOKTOR : Vah karaciğer vah, senden organ bağışı bile olmaz/ ( Der, çöpe atar, kalbi eline alır. )
DOKTOR : Bu kalp kan yerine alkol pompalamış, pompalamaktan yorulmuş iş yapmaz al çöpe gitsin. Der çöpe atar. bağırsakları gösterir )
DOKTOR : Şu bağır sak! arın haline bakın. Kördüğüm olmuşlar. Bu bağırsaklardan kokoreç bile olmaz. At çöpe gitsin (der çöpe atar,sonunda hastayı iki eliyle havaya kaldırarak )
DOKTOR . Bu adam fazla bite yaşamış .Af çöpe gitsin {der adamı çöp kovasına atarlar Kova sedyeye konulur hasta bakıcılar nani nani diye bağırarak oradan uzaklaşırlar.
OYUNCULAR
2 Hasta bakıcı : Önlük
2 Hemşire : Beyaz etek yada pantolon , beyaz gömlek .kep
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=109163
Doktor : Beyaz gömlek . steteskop gözlük


3)KIZ İSTEME
(Maho, Haso, Bilo aileleriyle birlikte Gülo’yu istemeye giderler. Gülo’nun evinde girer ve babasının yani Ramo’nun eline öperler ve yerlerine otururlar. Babaları yanlarında, arkalarında anneleri ayaktadır. Annelerin boynu bükük elleri bağlıdır.)
RAMO : Hoş gelmişseniz agalar, bacılar.
AİLELELER : Hoş bulmışag agam.
SÜLO (Maho’nun babası) : Agam biz hayırlı bir iş için gelmişek. Allah’ın emri peygamberin gavliyle kızınız Gülo’yu olgumuz Maho’ya istiyek.
DİĞER BABALAR (Hep bir ağızdan) : Hooop Hooop! Önce biz gelmişek.
(Aralarında tartışma başlar. Her kafadan bir ses çıkar.)
RAMO : Agalar, agalar! Durun noli? Bizim Gülo’yo almah öyle kolay değil. Ne yapak (Düşünür.)? Şindi damat adayları arasıb-nda bir yarışma yapah. Yarışmayı kazananı Gülo’yo almış sayah.
(Bu arada Gülo süslenmiş olarak sahneye getirilir. Gülo’yu iki erkek iki kadın getirir. Bu arada iki erkek de İşte Hendek İşte Deve şarkısıyla şalvarlarıyla birlikte göbek atarak sahneden geçerler.)
RAMO : Eveeet! Yarışmaya başlayak. Yarışmada birinci gelen, iki eliyle çapa çapalayan, dört beygir gücündeki Gülo’yu kazanacak. Haso, ilk soru sana. Sec bakalım. Hangi konudan istiyon? Edibiyat, gene gültüü, mözih.
HASO : Edibiyat agam.
RAMO : Ula hıbo! Edibiyat senin neyine loo. Neyse sorumu soriyem. Eyi dinle, bi difada anla, eyi civab vir. Divan Edibiyatı nedi?
HASO (Düşünür ve cevap verir.) : Bah şindi agam! Gülo’yo alacan, divana oturacan, dizine yatıran ona şiirler okuyacan. Aha işte divan edibiyatı budur.
RAMO : Bilmemişsen aha sana zıfır puan. Hem edibiyat senin neyine Bu arada Hasonun arkada duran annesi Haso’ya durur. Diğer anneler sevinir.)
HASO : Agam bari bir iki puvan virin. Gidiş yolim dogrudir.
RAMO : Sus ulan sus. Bah gız mız vermiyem sana. Hem sen gızı dizinde oturhmayı rüyanda görisen ancah.
(Şalvarlı erkekler İşte Hendek İşte Deve eşliğinde oynayarak sahneden geçerler.)
RAMO : Maho! Sana galdı gene gültü ve mözih. Hangisini seçiysen?
MAHO : Iıı. Mözih agam.
RAMO : Ula hayvan! Mözihden ne anlasın sen?
MAHO : Agam bugüne bugün köyün çobanıyem. Gavalımın sesini duyan davarlar bile baleri yapii.
RAMO : Baleri mi? O da ne ki? Dur şindi. Gafamı garıştırma. Sorumu soriyem. Üflenerek çalınan estoraman nedir?
MAHO : Ney demişsen agam?
RAMO : Bilmişsen hayvan.! On puvan almışsen.
(Şalvarlı erkekler İşte Hendek İşte Deve eşliğinde oynayarak sahneden geçerler.)
RAMO (Bilo’ya dönerek) Bilo bir teh sen galmışsen. Sana galdı gene gültü. Sen de gültüden peh anlarsın ya!
BİLO : Agam! Geçenlerde bir iki saatlik bir iş için şehre gitmişem. Galan zamanda da azıcıh gültü gapmışam.
RAMO : Eyi, tamam! Soruyu soruyem. Gültü ni dimeh?
BİLO : Ney?
RAMO :Bilemedin loo!
BİLO : Niden agam. Maho’nun neysı gabul edili, benim neim neden gabul edil mi?
RAMO : Sus lo davar! Gızı Maho almışdır
(Şalvarlı erkekler İşte Hendek İşte Deve eşliğinde oynayarak sahneden geçerler.)
BİLO – SÜLO : Eee, biz napik agam?
RAMO : Haftaya Cano için yarışırsınız.
GÜLO (sahnenin ortasına gelerek) : İyki beni Maho aldı. Ben de onu çoh beğenirem.