Renklerin İnsan Psikolojisine Etkisi




Gerçekte dünyada renk diye bir olay yoktur. Sadece farklı dalga boyutuna sahip ışık dalgaları vardır. Gözler bir objeye baktığında ışığın bu objeden yansımasını görür. İnsan gözü, içinde bulunan hassas hücreler (cone) sayesinde bu türden yüzlerce farklı dalga boyundan renk şeritini ayırd edebilir. Bu kabiliyet dünyayı renkler içinde algılamamızı sağlar.

Dalga boyu, sadece görüşümüzü etkilemez. Aynı zamanda duygulara ve davranışlarada etki eder. Fakat ne tür bir etki yarattığı ve nasıl etkilediği konusunda araştırmalar henüz yetersizdir. Renklere karşı verdiğimiz tepkiler biyolojik, fizyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel etkilerin karışımı sonucunda oluşur.

Bazı renklerin etkisi dünya çapında yaygın gibi görünmektedir, örneğin "sıcak" ve "soğuk" renkler gibi. Sıcak renkler, genelde morumsu kırmızı (macenta), kırmızı, portakal, sarı ve sarı-yeşil renkleri içerir. Bu renkler zamanı, anlama kabiliyetimizi hızlandırır ve rahat, sıcak, samimi ve davet edici duygular oluşmasına yol açarlar. Genelde heyecan, mutluluk ve rahatlık duyguları ile ilişkili düşünülürler. Soğuk renkler, menekşe, mavi, açık mavi, camgöbeği ve deniz yeşili renklerini içerir. Bu renklerle ilişkili duygular sakin ve huzurlu olmaktan, hüzünlü ve içe kapanık olmaya kadar değişiklik gösterir.

Bir kaynağa göre renklerin insan psikolojisine kısa dönemli etkileri vardır. Uzun vadeli etkilerde ise insanın karakteri önemli bir rol oynar. Örneğin dışa dönük kişilikler ruhsal dengelerini sağlayabilmek için daha parlak ve renkli objelere ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla hiperaktif bir insanı mavi, tek renkli yada tekdüze bir ortamda sakinleştirmeye çalışmak bu insanı uzun vadede daha fazla kışkırtmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Aynı şekilde içe dönük bir insanı enerji veren bir ortamda dışa açılmaya zorlamak kişinin daha fazla sinirlenmesine ve kaskatı kesilmesine yol açacaktır.

Renkler günümüzde modada, reklamlarda ve tanıtımlarda en etkili araç olarak kullanılır. Psikologlar bir ürünün beğenilip beğenilmemesinde %60 oranında renklerin etkili olduğunu ortaya koymuştur. Görünüşe göre bazı insanlar renklere karşı aşırı derecede duyarlı iken bazıları normal seviyede hassasiyet gösterir. Bu kişilerin çoğu çevrelerindeki renklerin kendilerine bir çeşit etki yaptığını bilir ama nedenini anlayamazlar, sadece hissederler.

Pek çok araştırma renklerin insanlar üzerindeki etkisini incelemektedir. Yaygın olarak kabul edilen bulgulardan birisi, mavi rengin kalp atışlarını yavaşlattığı ve sakinleştirici bir etkisi olduğudur. Fakat renkleri kullanırken dikkatli olmak gerekir, çünkü aşırıya kaçıldığı zaman zararlı olabilir. Örneğin aşırı derecede aktif olan küçük çocuğunuzun üzerine biraz mavi ışık tutun, eğer çevresindeki diğer renkler zıtlık yaratmıyor ise sakinleşmeye başladığını göreceksiniz. Fakat bir süre sonra yeniden odaya döndüğünüzde bir bakmışsınız odanın içinde her zamankinden daha enerjik olarak duvarlara tırmanıyor. Neden? İyi bir şeyden çok fazla verilmiş olması diye açıklanabilir. Mesela florasan lambalar büyük oranda mavi ve yeşil ışık dalgasına sahiptir ve bu ışık dalgalarına uzun süreli olarak maruz kalmak insan üzerinde farklı etkiler doğurabilmektedir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=112591

Gerçeği söylemek gerekirse Renk Psikolojisi hala çok yeni bir bilim dalıdır. Nitekim yayınlanmış araştırmaları, ilgili kitapları, internetteki yazıları okuduğunuz zaman pek çok çelişkili, net olmayan, anlaşılması güç yorumlar, tanımlar ve kavramlarla karşılaşabilirsiniz. Fakat inanıyorum ki ilerde bu bilim geliştikçe, renklerin nasıl hayatımıza doğru şekilde uygulanabileceğine dair daha açık ve bütünlüğü olan cevaplar alabileceğiz. Renkler konusunda daha fazla bilgi için aşağıdaki yazıları okumanızı öneririm.