iyilerin iyilikleri,kötülerin onlara sunduğu imkanlarla ortaya çıkar...
İyimserlik Felsefesini Düşünün
Temelde iki tip insan vardır : İyimserler ve kötümserler. Peki hangisi daha akıllıcadır? Tabii, kötümserler kendilerinin " gerçekçi" olduklarını öne süreceklerdir. Onlara göre hayat çetindir; çoğu kez isler insanin istediği gibi gitmez ve sonunda hüsran olabilecek şeyler için ümitlenmemek gerekir. Onların inancına göre, eğer bir isin ters gitmesini beklerseniz, hayal kırıklığına uğramazsınız. Kötümserlerin iyimserlere göre çok daha fazla hayal kırıklığına uğradığını söylersem hiç şaşırmayın. Nedeni basittir: Onlar hep basarisizliği ararlar. Olumsuz varsayımlarını kanıtlayacak belirtiler görmek isterler. Olumsuz biten deneyimlerini, iyimser düşünceye karsı cephane olarak kullanırlar. Onlara göre iyimserler kafalarını kuma gömmüşlerdir ve
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=4942
hayatin gerçeklerini göremiyorlardır. Oysa, iyimserler bilirler ki, kimsenin elinde geleceği tam olarak gösterebilen bir falcı küresi yoktur. Bilirler ki, kötümserler terslik olacağından ne kadar emin olsalar da, bunu sadece tahmin etmektedirler. İyimserlere göre, kimse ne olacağını gerçekten bilemeyeceği için, her şeyin en iyisi olacağını varsayarak hayati daha zevkle yasamak çok daha akıllıcadır. Basarinin en temel yasalarından biri, enerjinizin dikkatinizi izlediğidir. Bu yasa iyimser veya kötümser herkes için geçerlidir; beğenseniz de beğenmeseniz de... eğer enerjiniz daha isin basındayken olumsuzsa, eğer sadece kusurları, sorunları ve hayatin temel olarak kotu olduğunu gösteren belirtiler arıyorsanız, enerjinizin tamamı da bu yönde kullanılır. Basariyi ve bolluğu görebilme beceriniz ciddi olarak sınırlanır, çünkü bütün enerjiniz yalnızca olumsuzluğa ve engellere odaklanmıştır. Gördüğümüz ve görmeyi beklediğimiz şeyleri kendimiz yaratırız. eğer bir duruma olumsuz beklentilerle giriyorsak, olumsuz sonuçlar yaratmamız da kaçınılmazdır.
Size her gün yaşanabilecek bir örnek vereyim :
Birçok kez tartışmalara uzlaştırıcı olarak katılma isi aldım. Hepsinde de bana isi veren kimse, diğer kişinin olumsuz yönlerini bana sıralamıştır. İnatçılığı, dinlemeye yanaşmaması, hemen savunmaya geçmesi... İşverenim tartışmanın son derece hararetli ve çetin geçeceğini bekliyordur. Simdi bu kişi, duruma katıksız bir kötümser olarak girmektedir. Ama ona, neden kötümsersin diye soracak olursanız, buna gülecek ve sadece gerçekçi olduğunu söyleyecektir. Oysa, ben de her duruma iyimser olarak girerim. Buna benzer nice olayla karsılaştım ve hiç kuşku duymadan bilirim ki, çoğu insan diğerleriyle iyi geçinmek ister ve değişmeye hazırdır. Ben böyle bir duruma girerken hep gelişme ve uzlaşma olabilecek ortak zeminleri ararım.
Soru su: Kimin basarili olma ihtimali daha fazladır? Tabii ki, benim. Aslında, insan sadece ne arıyorsa onu bulmakla kalmaz, bunu yaratır da. Çözüm arıyorsanız, genellikle aradığınızı bulursunuz. Peki, her zaman basarili olacak misiniz? Kesinlikle bunu iddia etmiyorum. Ama bir iyimser bu olayı, " Gördün mu bak; ben söylemiştim " diyen kötümserlerim tersine, iyi bir ders olarak görecektir. Buna benzer bir şeyde basarisiz olursam, edindiğim deneyimin ileride isimi kolaylaştıracağını düşünürüm ve hiç üzülmem. İyimserlik akil dolu bir felsefedir. Siz de mutlaka denemelisiniz.
Richard CARLSON
iyilerin iyilikleri,kötülerin onlara sunduğu imkanlarla ortaya çıkar...