Yaşı ilerleyen bekar kadınlar çevrelerinden gelen baskılar ve eleştiriler karşısında psikolojik çöküntü içine giriyor. Sırf bu yüzden yanlış evlilik yapan var.



Evlilikte geç kalanların ya da evliliği reddedenlerin başı psikolojik sorunlarla dertte. Toplum nazarında 'evde kalmış' muamelesi gören kadınlar horlanıyor. Karşı karşıya kaldıkları olumsuz muamele karşısında kimi zaman yalnızlığa maruz kalan kadınlar kimi zaman da istemedikleri kişilerle evlenmeye zorlanıyor. Evde kalma korkusu; erken yaşta evliliklerin de en büyük nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Erkekler de aynı olumsuz bakış tarzı ile karşı karşıya...

ÖZGÜVEN MESELESİ
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Gümüş, belli bir olgunluk evresinden sonra evlenemeyen erkek ve kadınların toplumda 'fonksiyonu bozuk' diye algılandığını belirtti. Rahatsızlığın zaman içinde 'anormaliteye' döndüğüne dikkat çeken Gümüş, dışlanan, baskıya maruz kalan kadın veya erkeğin sosyal çareler aramaya başladığını kaydetti. İçinden çıkılmaz bir hale düşen kadın ve erkeğin çevrede sorunlu olarak görülmesi yüzünden özgüvenlerini yitirdiğini anlatan Adnan Gümüş, "Saygınlığını kaybetme endişesi bireyi olumsuz yönde etkiler. Depresyon gibi kısır bir döngünün içine sokar. Evlilikte geciken kadın ve erkeğin toplumun diğer bireyleri ile eşit sayılmaması psikolojik sonuçlar doğurabilir" dedi. Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Eftale Yalçın, kadın ve erkeklerde evlilik yaşının bölgeden bölgeye değişim gösterdiğini hatırlatarak; Doğuda 20-25 arasında olan evlilik çağının Batıda 30-35'e kadar çıkabildiğini vurguladı.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=13086

SÜREKLİ AYNI SORU
Evliliğin kadında sosyal kimlik ve dayanak oluşturduğuna değinen Yalçın, eğitimli ve meslekleriyle ayakları üzerinde durabilen kadınların evlilikte toplumsal baskıya daha fazla dayanabildiğini dile getirdi. Meselenin temelinde sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin yattığını söyleyen Dr. Eftale Yalçın, Doğu gelenek ve göreneklerinde bayanın 'namus' açısından evli ve belli bir erkeğin koruması altında olmasının tercih edildiğini söyledi. Yalçın, evlilik yaşı ilerleyen kadınların yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde açıklıyor: "Niye evlenmiyorsun? sorusuyla şahsın günleri çileye dönüşür. Bu davranış psikolojik kısıtlama ve bunalımı da beraberinde getirir. Birisi ile evlenmek; çoğu zaman beğenilmek anlamına gelir. Bu duyguyu yaşamamanın verdiği bireysel problemler ortaya çıkar. Sonuçta değersizlik ve yalnızlık duygusu depresyona sebep olabilir."

'AŞAĞILANIYORUZ'
Uzmanlara göre evlenemedikleri-evlenmedikleri için sorun yaşayan kadınlar, başarılı oldukları alanlarda kendilerini göstermeli. Uzmanlar kadınlara; bir takım sanatsal hobi ve bireysel kabiliyetlerini sergileyerek, bu psikolojiden kurtulmalarını öneriyor. Sırf evlenmek için yapılan evlilikler, yeni sorunları beraberinde getirebilir. Çünkü boşanma halinde mal paylaşımı, çocuk, geçimsizlik, mutsuzluk ve bazen de yaşanan şiddet kişiler üzerinde onarılmaz yaralar bırakabiliyor. Evlenmeyi isteyip de değişik nedenlerden ötürü evliliğini geciktiren kadınlar yıllar geçtikçe aday seçiminde zorlandıklarını da anlatıyor. İsimlerini gizleyen kadınlar şunları söylüyor: "Her gün çevreden olmadık eleştiriler alıyoruz. Bu kimi zaman sözlerle kimi vakit espri yollu oluyor. Bazen aşağılanıyoruz. Çoğu zaman da acınıyoruz. Bütün bu davranış şekilleri gururumuzu incitiyor. Ancak itiraf etmeliyiz ki ilerleyen yıllarla birlikte beğeni çizgimiz de yükseliyor."

__________________