Çağımızın kadını hayata o kadar sıkı sarılmış ki, onu kontrolü altında tutmak istiyor. Tutamayınca da kendini çok kötü hissediyor, güveni sarsılıyor ve inancını yitiriveriyor


DEĞİŞİK yaşam alanlarındaki başarısızlıklar, hayal kırıklıkları ve yenilgiler ciddi anlamda yıkımlara neden olabiliyor. Çünkü biz büyükannelerimiz gibi "takdir-i ilahi işte!" deyip geçemiyor, her yenilgiden kendimizi sorumlu tutuyoruz. Beklentilerimiz ne kadar yüksek olursa uğradığımız hayal kırıklığı da o kadar büyük oluyor. Dilerseniz kadın yaşamındaki beklenti ve başarısızlıklara bir göz atalım. Bakalım hayatta ne umuyoruz ve ne buluyoruz!


* AŞK: Bir kadının hayat karşısında yenilme ihtimalinin en yüksek olduğu alanlardan biri. Çünkü beklentilerin gerçekleşmesi sadece performansa değil karşımızdakinin inisiyatifine de bağlı. Aşk hayatımızda sevgi, şefkat, saygı, hoşgörü, mutlu bir cinsel yaşam, sadakat, bağlılık ve daimi heyecan bekliyoruz. Ancak hepsinin birden gerçekleşmesi ihtimali o kadar düşük ki, aşkta beklentilerimizin karşılığını asla tam olarak alamıyoruz.



* ARKADAŞLIK: Olabilecek en iyi dostlara sahip olmak istiyoruz. Anlayışlı, dürüst, sadık, ağzı sıkı, her an yanımızda olan, gerektiğinde bizi uyaran... Arkamızdan konuşmayan, bizi gerçekten seven, kıskanmayan, kötülüğümüzü istemeyen... Eh, bu kadar beklentinin sonunda kazık yememiz de kaçınılmaz. Her kadın mutlaka yakın bir arkadaşı tarafından hayal kırıklığına uğratılmış ve o arkadaşını bunca zamandır nasıl olup da tanıyamadığını kendisine sormuştur.

* İŞ: Kariyerimizde olabilecek en üst seviyeye gelmeyi, emeklerimizin karşılığını almayı, çabalarımızın takdir görmesini istiyoruz. Kendimiz hiçbir zaman bulunduğumuz statüden memnun olmuyoruz ki. Terfi edince ilk yaptığımız şey bir üst pozisyona terfi etmek için ne yapmamız gerektiğini düşünmek. Kimimiz bu beklentisini gerçekleştiriyor, kimimiz de o kadar uğraşmasına rağmen asla kendini görmek istediği pozisyonda göremiyor.


* AİLE VE ÇOCUKLAR: Her ne kadar yepyeni bir toplumun kadınları olarak bağımsızlığımızı ilan etmiş, iş dünyasında ve sosyal yaşamda kendimizi kanıtlamış olsak da söyleyin, hangimiz birgün bir aile kurmayı ve çocuk sahibi olup dünyadaki belki de tek karşılıksız sevgiyi o çocukla paylaşmayı, onu özenle ve umutla yetiştirmeyi, ileride onunla gurur duymayı istemiyoruz? Dileyen genlerimize işlemiş desin, dileyen o kadar da modern olmadığımızı iddia etsin; evlilik, aile ve çocuk doğurmak hala hayallerimizin bir parçası.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=11596

Dört dörtlük görünüyor ama...
Çağdaş kadın, eşi ve çocuklarıyla kuvvet buluyor. Onlara tüm sevgisini veriyor ama sadece aile onlara yetmiyor. İş ve arkadaşlıkta da başarılı olmak istiyor.