Kalplerimizin heyecanla çarpacağı, sevinçlerin, mutlulukların, paylaşmanın, ibadetin, tesbihatın ve daha nice güzelliklerin zirveye çıkacağı Ramazan ayının atmosferi içine girmiş durumdayız.
Ramazan günleri, tam da sıkıntıları rahmetle, güzellikle, sevgiyle savma günleri olmalı bizler için. Kainatın Efendisi (sas), Ramazan ayından övgüyle söz etmiş; bu ayda şeytanların bağlanacağını, yapılan hayır ve hasenatın kat kat karşılık bulacağını müjdelemiştir. Gelin, bu mübarek günlerde ailemize, akrabalarımıza, komşularımıza Ramazan’ın gelişini hissettirelim.

Dostlarımız, Ramazan’ı sıradan bir karşılama yerine, heyecanla ve sabırsızlıkla beklesin. Peki acaba neler yapabiliriz?

Çocuklarımıza, eşimize, anne-babamıza, sevdiklerimize küçük bir Ramazan hediyesi takdim edebiliriz.

Evimizin çeşitli yerlerine asacağımız küçük notlarla Ramazan’ın gelişini doyasıya yaşayabiliriz. Özellikle çocukların odasına asılacak, konfetilerle süslenecek Ramazan mahyaları, ‘Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan’, yazıları onlara bu ayın bereketini ve önemini daha iyi anlatabilir.

Çevremizdeki fakirleri araştırarak tanıdığımız zenginlere iletebilir, imkanımız varsa kendimiz de yardımcı olmaya çalışabiliriz.

Teravih namazlarını kaçırmamaya çalışır, mümkünse çocukları da alıp, her akşam başka bir camide kılmaya gayret edebiliriz.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=2542

Gündüzleri işe, okula gidip gelirken vaktimizi boşa geçireceğimize, salavat getirebilir, bildiğimiz duaları ve zikr sözlerini tekrar edebiliriz.

Zekat için belli bir ay söz konusu değil. Ancak durumumuz iyi ve zekat vermemiz gerekiyorsa sevapların 1’e 10, 1’e 70 hatta 1’e 700 verdiği bu kutlu zaman dilimlerine denk getirip, o borcumuzu da eda edebiliriz