Evet konu başlığından da anlayacağınıza göre evlendiğimizde karı – koca değil, evlendiğimiz ile eş olmalı ve birbirimizi öyle görmeliyiz. Evlilikler çıkar üzerine kurulmamalıdır, sevgi, saygı, hürmet üzerine olmalıdır.Bu konu üzerine ALLAH'ım ne demiş, bizden nasıl bir evlilik yapmamızı istemiş ? Tevrat, Zebur, İncil, Kur'an ve Mevlana, Yunus gibi arif kulların bildirdiklerini inceledik.
Evvela şunu bilelim ki, eşlerimizi biz seçiyoruz zannediyoruz, halbuki Doğum, evlilik, ölüm değişmeyen kaderdir. Daha önceki yazılarımızda bildirdik, KUR'AN da " İlk yaradılışı bilmektesiniz niye düşünmezsiniz " diye bir ayet var. Nasıl biliyorduk ? ALLAH'ım yaratırken biz neredeydik ? O'nda değil miydik ? Niye KUR'AN da YARATAN " BİZ " diyor ? lütfen bunları iyice düşünelim.
RAHMAN suresinde : O rahman, öğretti KUR'AN ı, yarattı insanı, belletti ona duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi, diyor. Öyleyse insan daha bedenlenip dünyaya gelmeden KUR'AN ı ( maddi manevi gerçekleri, sırları ve yapması gerekenleri ) öğrendi öyle dünyaya geldi. Niye arif kullar " kendini bilen RABB'ini bulur " diyor. Dışarıda aradığımız bütün sırlar bizde zerrelerimizde kayıtlı, dışarıda gördüklerimiz, yaşadıklarımız kendimizi bulabilmemiz için bize hizmet ediyor. KUR'AN da çocuklarımızın erkek mi, kız mı olacağı daha önceden ALLAH tarafından belirlendiğini apaçık yazıyor. İnsan dünyaya geldiğinde önce " BEN " der, her şeyi kendisi için ister, her şeyi kendisinin yaptığını ve bildiğini zanneder. Sonra " SEN " der, her şeyikişilerden bekler. Sonunda " BİZ " der ve gerçek mutluluğa erip İNSAN olur. " Ben size şah damarınızdan da yakınım "diyor YÜCE RABB'im, öyleyse dünyada iken ( bedenliyken ) O bizde, bedenden sıyrıldığımızda göç ettiğimizde ( öldüğümüzde ) biz O'ndayız. Her şeyi O'nun ile beraber yapıyoruz, onun için anında ne yaptığımızı biliyor ALLAH'ım, yoksa YARATAN bizi gökten seyretmiyor.
En kutsal müessese olan evlilikte de " BİZ " liği yaşamamız gerekir. Düşünün; sizde şah damarından da yakındır ALLAH'ım peki eşinizde şah damarından da yakın değil mi ALLAH'ım ? öyleyse bu gerçekle davranın birbirinize. Evet kaderimizde kiminle evleneceğimiz önceden yazılmıştır.
Gümüşhanevi'nin hadis kitabının 4420 nolu hadisi: Sana İsrafil, Cebrail, Mikail, Hamel-i Arş, ben de içlerinde olduğum halde dua etseler ( bile ) sen yine ALLAH'ın sana yazdığı kadınla evlenirsin.
TEVBE suresi, ayet 51: De ki onlara: Hakkımızda ALLAH'ın yazdığından başkası bize asla ulaşmaz. O'dur bizim mevlamız. Yalnız ALLAH'a güvenip dayansın inananlar.
İNCİL ( matta ) bap 19, ayet 4 – 7 : İsa cevap verip dedi: Başlangıçtan YARATAN onları erkek ve dişi yarattığını, ve:” Bunun için insan babasını ve anasını bırakacak ve karısına yapışacaktır: ve ikisi bir beden olacaktır " dediğini okumadınız mı? Şöyle ki, onlar artık iki değil, fakat bir bedendirler. İmdi ALLAH'ın birleştirdiğini insan ayırmasın.
( Tevrat'ta TEKVİN bölümü Bap 2 ayet 24 de aynısı bildirilmiştir.)
Biz evleneceğimiz eşlerimizi kendimizin seçtiğini zannediyoruz. Yukarıda okuduğunuz Hadis, KUR'AN, İNCİL ve TEVRAT' ta yazılı olan ayetlerden de apaçık anlaşıldığı gibi bizim kiminle evleneceğimiz, daha dünyaya gelmeden kaderimize yazılmıştır. Öyleyse eşlerimize ALLAH'ın emrettiği gibi davranmalıyız.
Mutlu bir yuvanızın olmasını ve bunun devam etmesini istiyorsanız, evliliğinize anne, baba, kardeş, akraba ve dostlarınızın karışmasına ve sizi yönlendirmelerine müsaade etmeyin.
Nikah masasında ALLAH'ımın huzurunda bir andlaşma imzalıyoruz. Yani dünyaya gelmeden önce ALLAH'ımın huzurunda yaptığımız andlaşmanın görünür halini gerçekleştiriyoruz.
İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta birbirimizin yanında olacağımızın imzasını atıyoruz. Bu andlaşmamızın çok kısa bir özeti, şimdi size İNCİL ve KUR'AN ayetlerinde ALLAH'ımın huzurunda yaptığımız andlaşmaları yazacağız.

İNCİL ( efesoslulara ) bap 5,ayet 22 -23 : Ey kadınlar, kendi kocalarınıza RABB'e tabi olur gibi tabi olun. Çünkü bedenin kurtarıcısı Mesih kilisenin başı olduğu gibi erkek de kadının başıdır. Fakat kilise Mesih'e tabi olduğu gibi, kadınlar da böylece her şeyde kocalarına tabi olsunlar. Ey kocalar, mukaddes ve lekesiz olsun diye, onun uğruna kendisini teslim edip kiliseyi sevdiği gibi karılarınızı sevin. Böylece kocalar kendi karılarını kendi bedenleri gibi sevmeğe borçludurlar. Kendi karısını seven kendini sever; çünkü kimse hiçbir vakit kendi bedeninden nefret etmemiştir; fakat kendi bedeninin azası olduğumuz için, Mesih kiliseyi beslediği ve kayırdığı gibi, onu besler ve kayırır. " Bunun için adam babasını ve anasını bırakacak ve karısına yapışacaktır ve ikisi bir beden olacaklardır ". Bu sır büyüktür; fakat ben Mesih hakkında ve kilise hakkında söylüyorum. Bununla beraber sizden her biri de kendi karısını böylece kendisi gibi sevsin; ve kadın kocasına hürmet etsin.
TEVBE suresi,ayet 71 : Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar. Namazı kılarlar, zekatı verirler. ALLAH'a ve Resulü'ne itaat ederler. ALLAH bunlara rahmet edecektir. ALLAH Aziz'dir ( her şeye galibdir ) Hakim'dir ( hükmünde hikmet sahibidir ).
İNCİL, TEVRAT ve KUR'AN ayetlerinde ALLAH'ım eşlerimize karşı nasıl davranmamız gerektiğini açıkça bildirmiştir. Buna aykırı davranırsak, bu dünyada bedenimiz, hakikat alemine gittiğimizde de Ruhumuz hesabını çok acı bir şekilde ödeyecektir. Hepimizin Hz. MUHAMMED efendimizin hayatını okuyup eşlerine, çocuklara ve insanlara nasıl davrandığını öğrenip, bizde aynı şekilde davranmalıyız. Aynı zamanda bayan kardeşlerim Hz. Aişe'nin hayatını okuyup onun davrandığı gibi davranmalıdırlar.
Bana bir kişi Resulümüzün eşlerini dövdüğüne dair bir ayet ve hadis getirebilir mi? Asla. Hem müslümanız diyoruz hem de eşler dövülüyor, nasıl Müslümanlık bu ? Eşini döven Müslüman olmadığı gibi, insanlıktan dahi nasibini almamış zavallı kişidir. Bir hadis : Eşlerini dövenlerin hesabını bilhassa ben göreceğim, diyor Resulümüz.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=6759
Öyleyse eşlerini döven kadın veya erkeklerin ALLAH yardımcıları olsun, sonları çok ama çok acıklı olacaktır.
Nikahta bir andlaşma imzalıyoruz ve eşler birbirlerine emanet ediliyor. Eşler birbirlerinin namusundan, edebinden, davranışlarından ALLAH huzurunda sorumludurlar. Yukarıda okuduğunuz ayetlerde açıklandığı gibi. Aynı zamanda eşler birbirlerinin örtüsüdür.
Eşlerinizle yaşadıklarınızı en yakınlarınıza dahi anlatmamanız gerekir. Bir Veli kul şöyle der: AŞINI ( gelirini ), EŞİNİ ( yuvanda eşin ve çocuklarınla yaşadıklarını ), DÜŞÜNÜ ( rüyalarını ) dile verme ( kimseye söyleme ).
Bunları yapmadığımızdan dolayı en yakınlarımız ile neler yaşıyoruz bir düşünün.
Eşler aynı zamanda birbirlerinin sırdaşı olmalıdırlar. Hem eş, hem sevgili, hem de birbirleri ile dost olup evlatlarına ve çevrelerine örnek olmalıdırlar.
MÜMİNUN suresi, ayet 8: Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
NİSA suresi, ayet 19: Kadınlarınız ile iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de ALLAH onda birçok hayır takdir etmiş bulunur.
ALLAH'ım ayırmayan ve kayırmayandır, öyleyse bu sesleniş kadınlar için de geçerlidir.” Kocalarınız ile iyi geçinin, eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa………..”
Dünyaya imtihan vermek için geldik. Öyleyse eşler, çocuklar,akrabalar ve arkadaşlar ile de imtihana çekileceğiz, bunun ile ilgili bir ayet yazalım.
MÜLK suresi,ayet 2: Amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı icad eden O'dur. O Aziz'dir. ( her şeye galibdir ) Gafur'dur. ( çok bağışlayandır )
Hiçbir zaman menfaat karşılığı yapılan evliliklerde sevgi ve mutluluk yaşanmaz. Evliliklerde kanaat etmek de gereklidir. ALLAH'ım imtihan etmek için kişilerin işlerini bozar ve maddi sıkıntı verir, hastalık verir ve sağlıkla imtihan eder. Unutmayın ki, her düşüncemiz, niyetlerimiz, söylediklerimiz ve yaptıklarımız en ince noktalarına kadar zerrelerimize kaydediliyor. Dünyada iken nasıl videomuza kaset koyup kaydettiklerimizi seyrediyorsak, göç ettiğimizde de ( öldüğümüzde ) dünyada yaptıklarımızı ALLAH'ımın huzurunda en ayrıntılı bir şekilde seyredip sonuçlarına katlanacağız, bundan kaçış yoktur, er geç olacaktır bu. Orada kimseyi kandıramayacağız. Sonuç ne mi olacak ? İşte ayet cevap veriyor.
TEVBE suresi, ayet 67 – 68 : İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır. Kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar ALLAH'ı unutmuştur, ALLAH da onları unutmuştur. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir. ALLAH, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da, küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. ALLAH lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için.
ALLAH'ım bizi sevgisinden yarattı, öyleyse her şeyimizi sevgiyle yapalım. Evliliğin temeli sevgiye dayanmalı, menfaate dayanmamalı.
İNCİL ( 1. timoteosa ) bap 1, ayet 5: Fakat tenbihin gayesi temiz yürekten ve iyi vicdandan ve riyasız imandan olan sevgidir.
Birbirimizi sevelim hatalarımız ile, birbirimizi sevelim cümle günahlarımız ile.” Gördük !..” dediğimiz yerde ağzımıza yama koyalım. Sen yaratılanı sevdiğin an O'nunla bir olmuş oluyorsun, O'nunla kainatı sarıyorsun.