KURTULUŞ SAVAŞINDA ILGIN MANEVRALARI
Kurtuluş Savaşında cephe gerisinde olan Ilgın o yıllarda büyük çapta askeri birliklerin karargah merkezi olması dolayısıyla, çok önemli tarihi olaylara sahne olmuştur. 1922 yılının 1 mart –21 ağustos tarihleri arasında Fahrettin Altay Paşa komutasındaki 15. 000 kişilik 5. süvari kolordusu Ilgın ilçesinde altı aya yakın bir zaman kalmış ve Ilgın halkı bu zaman içinde Kolorduya elinden gelen her türlü yardımı seve, seve yapmıştır.
Kısa bir süre sonra düşmanla karşılaşacak Kolordunun taaruzdan önce uygun bir sahada tatbikat yapması gerekiyordu. Tatbikattan önce Sovyet Büyükelçisi Aralov Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e şöyle bir teklifte bulunur. ”Sakarya da gördük, siz Türkler Yunan'ı yenebileceksiniz, fakat Boğazlar ve İstanbul'da bulunan İngilizleri tek başına yenemezsiniz. Onun için siz Kocaeli ne doğru ilerlerken bizde Ereğli ve Zonguldak a çıkarma yapalım, iki koldan İstanbul'a yürüyelim ve beraber savaşalım. ”
Bu “beraber savaşalım”ın nereye kadar gideceğini çok iyi bilen Atatürk Sovyet Büyükelçisi' ne “Hele bir Yunan ı yenelim”şeklinde bir karşılık vererek derhal Fahrettin Altay Paşa yı çağırtarak kendisine şunu sormuştur. ”Sizin süvari Kolordunuzu Teftişe gelirsek, kaç bin süvariyle geçit yapabilirsin”paşa şu cevabı verir. ”7 ile 8 bin atlıya resmi geçit yaptırabilirim”Atatürk büyük bir memnunlukla “tamam, 1 Nisanda Ilgın'da teftişe hazır ol Paşam!. . . ”
Gerçekten Atatürk Sovyetlerin teklifinin amacını çok iyi değerlendirmiş ve onlara Savaş meydanında askeri gücü hakkında canlı bir cevap vermek istemişti. O sırada düzenlenmiş olan uygulamaya Atatürk, Sovyet Büyükelçisi Aralov'la, Azerbeycan Cumhuriyeti elçisi Abilof u ve her iki elçilik Ataşemiliterliklerini de bu manevraya davet etmişti.
Kalabalık bir heyetle birlikte 1 nisan 1922 günü yanında Cephe Komutanı İnönü Diğer bazı komutanlar askeri ve siyasi konuklarıyla birlikte Ilgın ovasında İkmal ve Eğitim işleriyle Büyük Taaruz'a hızla hazırlanmakta olan süvari Kolordusunu teftişe geldi. Birinci, ikinci ve dördüncü süvari tümenlerinden kurulu süvari Kolordumuz kaplıca yakınınında bulunan Koca Çayır da toplanmıştı. Başkomutan Atatürk'ün emriyle geçit resmine başlandı. 7-8 bin süvarinin bir kısmının mızraklı bir kısmının yalın kılıç ve Allah, Allah sesleriyle savaş nizamında dörtnala geçişleri bir anda Ilgın ovasını mahşer yerine çevirmişti. En başta Fahrettin Altay arkasından generalleri ve kurmayları geçtiler. 3 Tümen süvari askerinin Koca Çayırda tozu dumana katarak uzunca bir zaman süren muntazam ve hırslı geçişi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ü diğer komutanlarımızı ne kadar heyecanlandırmış ve sevindirmiş ise böyle bir tatbikatı ilk seyreden Sovyet ve Azerbaycan diplomatlarıyla Askeri ateşeleri üzerinde müthiş bir etki yapmıştır.
Harekatı inceleyen konuk Rus elçisi kahraman askerlerimizin temsili düşman birliklerine karşı yapmış oldukları hücumlardaki çeviklik ve cengaverliğe hayran kalmış, Atatürk' e yaklaşarak kulağına fısıldar gibi “Anladım Ekselens!. . Bu kahraman ordu karşısında hiçbir kuvvet ayakta duramaz” demiştir. Süvari manevrasından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk konuklarla birlikte Akşehir'deki piyade birliklerimizin hazırlamış oldukları tatbikata gittiler.
Ilgın manevralarından memnun kalan Atatürk manevra sırasında çekilen resimlerde Belinde asılı olduğu görülen gümüş kakmalı kılıcı savaşın kazanılmasından sonra Fahrettin Altay Paşaya hediye etmiştir. Daha sonraları Fahrettin Altay Paşa “Evimde asılı duran bu kılıca baktıkça süvari birliklerinin geçişi sırasında Mustafa Kemal Atatürk'ün gözlerinde parlayan ümit ışıklarını görür gibi oluyorum”demiştir.
21 Ağustos 1922 gecesinde ilçemizden Afyon cephesine doğru harekete geçen 5. süvari kolordusu Başkumandan Mustafa Kemal Paşa' nın Akşehir de verdiği tarihi Büyük Taarruz kararından sonra şanlı ordumuzun saflarına katılarak cephenin yarılma sında büyük rol oynamış, 9 Eylül 1922 diğer birliklerle İzmir'e girerek düşmanı denize dökmüşlerdir.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE ÇİĞİL İSYANI :
Kaderin nereye götüreceği bilinmediği o günlerde ; sorumlu mücadeleci kumandanların ortaya çıkışına kadar Türk Milleti isyan etmiş teker teker şaki olmuş , çok zaman karamsarlığa düşmüştür.
Çeşitli meselelerin bir birini kovaladığı o günlerde köylülerde eşkıya dan şikayet etmeye başlamışlardı. Doğruca Ankara Hükümetine başvuran Belekler köyünün halkının şikayetleri, Konya Valiliği tarafından Ankara Hükümeti adına şu şekilde cevaplanıyordu:
“Ilgın Kaymakamlığı vasıtası ile Belekler Köyü ahalisine; eziyet edenleri takip ettiriyorum. Bunları yakalattıracağım. Aksi halde kazanın memurları jandarmaları rahat etmeyecektir. Eşkıyayı kaçıranlarda onlar derecesinde ceza görecektir. Telgrafla her tarafı heyecanlandırmaya gerek yoktur. Benim azim ve niyetimin yeteceğine inanınız. Ne şikayetiniz varsa bana yazınız köylülerin hakkını korumak benim vazifemdir. Cümlenize selam ederim. "
İmparatorluğun üst üste girip çıktığı savaşlar Türk Milletini tedirgin etmiş askerlik yapmak istemeyen Kaçaklar yolları tutmuş köyleri kentleri rahatsız ederken, parçalanmış yurdun Milli birliğine kavuşması için her şey yapılıyor;Bu sırada hoca kıyafetinde İngiliz ajanları köyleri tarayıp dirilmeye çalışan Türk Milli ruhunu Boğmaya çalışıyordu. İzmir!e çıkıp, Anadolu içlerine doğru ilerleyen yunan ordusunu (Yeşil Ordu geliyor. Halife ordusu geliyor! ) yalanları ile halkımızı yanlış yollara sevk etmeye çalışıyorlardı. Aynı propagandalar, Anadolu'nun bu bölgesinde de yapılıyor, kandırılmış hocalar, asker kaçakları, hapishane kaçkınlarına isyanlar hazırlattırılıyordu. İşte Çiğil İsyanı da şahsi kin, menfaat dışında aynı çabalarla gelişiyor. Buna bu bölgede bulunan azınlık Rum ve Ermenilerin propagandaları da ekleniyordu. Milli Mücadelenin maddi ve manevi kaynak ve kuvvetlerini yok etmek amacı ile, İngiliz etkisi ile hazırlanan iç isyanlardan Konya İsyanının bir dalını teşkil eden Çiğil İsyanı 4. Ekim. 1920 günü başlamış 23. Ekim. 1920 günü bastırılıncaya kadar 20 gün devam etmiştir.
Çiğil İsyanını hazırlayan nedenler :
1- Ilgın Köyleri ile bilhassa Çiğil halkı arasındaki sürtüşme, bunların karşısında idarenin anlayışsız tutumu sonucunda isyana doğru atılan ilk adımlar.
2–Anadolu daki azınlıkların eskiden beri bağımsız devlet kurma ideallerinin bulunuşu ve bu ideal çevresinde halkın düşüncelerini değiştirmek çabalarının olması
3-Milli Mücadelenin maddi yönlerini hazırlamak amacı ile istenen yardımların hükümetin istedikleri şeylerin daha çoğunun köylerden istenmesi. Ilgın ve Çiğil idarecilerinin hoş görülü davranmamaları .
4-İsyanların Hazırlanması döneminde bu bölgedeki köyleri adım adım gezen İngiliz ajanlarının Yunan Ordusunu Hilafet Ordusu olarak tanıtmaları ve köylüleri Milli Mücadele aleyhinde hazırlamaları.
5-Delibaş Mehmet'in Konya baskınında, hapishanenin açılması ile hapishaneden kaçan mahkumlar ile asker kaçaklarının etkisi genel olarak Çiğil isyanını hazırlamıştır.
Çiğil İsyanının Hazırlanışı ve Elebaşları :
İç isyanlar arasında Çiğil İsyanı olarak bahsi geçen olaylar Ilgın'a bağlı Yukarı Çiğil köyünde meydana gelmiştir. İsyanı hazırlayan elebaşları ise ;
1-Dramalı Ali Hoca
2-Akkaş(Ali)Hoca
3-Katil İsmail
4-Hasan Ali
5-Hacı Tahir ‘den kurulu bir heyettir.
Köyünün sevilen kişilerinden olan Dramalı Hoca lakabıyla tanınan Ali Hoca; Kızını istayen katil lakabıyla tanınan, köyün güçlü ve azılısı İsmail ‘i ortadan kaldırmak amacıyla bu isyanı hazırlamıştır.
Bu arzusunu Akkaş Hocayada İsmail vasıtası ile zorla kabul ettiren Dramalı Hoca isyandan birkaç gün önceKonya ceza evinin delibaş tarafından boşaltılması ile Çiğil'e gelen Hasan Ali ve Hacı Tahir ile söz birliği yapıp 4. Ekim. 1920 günü ikindi namazında caminin kapısını halkın üzerinden kitleyip namaz sonrasında kapıya durup amaçlarını halka açıklayan asiler, silah zoru ile halka isyan etmeleri için yemin ettirmişlerdir. Bu arada köyün ileri gelenlerinden Çertek (Mehmet ) Hocayı da isyana karıştırmak istemişlerse de hocanın karşısında fazla durmamışlardır. Asiler topladıkları yüze yakın atlı ve silahlı kuvvetle Aşağı Çiğil Nahiyesini basmışlardır.
4. Ekim. 1920 Aşağı Çüği içerisine giriş ve çıkışları kontrol ediyorlar önemli noktalarda nöbet tutuyorlardı. Müfrezenin gerçek vazifesi Çiğil köylerini basmak ve asileri etkisiz hale getirmek iken Ilgın'dan Dışarı çıkamamıştır, çünkü asiler Saracık Bağları mevkiine kadar gelmişlerdi. 8. Ekim. 1920 ye kadar şehre giremediler aynı gün Kaymakam 12. Kolorduya aşağıdaki telgrafı çekmek zorunda kaldı:
“Asiler şehrin üç km kadar yakınına sokuldular. Taarruza devam ediyorlar, mevcut top ve makineli tüfek işlemiyor, Ilgın'ın kaybı muhtemeldir. Hat kesilince asilerin şehri işgal ettiklerine karar veriniz. ”
6. - 8 Ekim tarihleri arasında iki gün asiler Ilgın'a girmek için çalıştılar fakat giremediler . İlçedeki mevcut askeri kuvvetlerin ve sivillerin asilere karşı kullanacakları silahların az olması çoğunun işlemez halde bulunuşu Ilgın'ın asilerin eline düşmesini kuvvetlendiriyordu. Gerçekten asiler 8. Ekim. 1920 günü Kaymakamın 12. kolorduya çektiği telgraftan sonra birkaç saatlik çarpışmadan sonra saat 15. 00 de Ilgın'a girdiler.
Asilerin Ilgın'ı ele geçirdikten sonra yaptıkları ilk iş Delibaş Mehmet misali Ilgın'ın şube çayırlığında isyan ele başlarından Dramalı hoca ile Ilgın Müftüsü Abdullah Efendiye bir dua yaptırmak olmuştur. Duanın kati mahiyeti olmamakla beraber halife Hazretlerinin düşman elinden kurtarılmasını diler mahiyette olduğu bilinmektedir. 100 den fazla atlı asi grubu ve onların önlerinde piyade asiler onların da önlerinde Dramalı Hoca ve Abdullah Efendi olmak üzere yönlerini kıbleye çevirmiş ellerini havaya kaldırıp dua ettikten sora şehre dağılmışlar.
Asilerin kaza merkezinde duadan sonra yaptıkları işler şöyle sıralanabilir ; hapishaneyi boşaltmak, kuvvetlerine yeni güçler ekleyerek şehirde yağmaya, adam öldürmeye ve Ilgın ileri gelenlerinden Akif Hocayı zor kullanarak İlçeye kaymakam yapmak, hükümeti basıp yağma etmek daha önce halk tarafından saklanan memurları aramak bulduklarına eziyet etmek, yakaladıkları savcıyı öldürmek vb. . Kaza merkezinde asilere zamanın Belediye Reisi Şakir Bey yardım etmiş, isyancıların elebaşları arasına böylece katılmış, fakat hatasını Kasap Osman'ın yağlı urganının da hayatıyla ödemiştir. Asilerin Ilgın'da başlattıkları zulmü önleyemeyen Binbaşı Şükrü Bey Müfrezesi Çavuşçu Göl istasyonuna doğru çekilirken, daha önce bir telgrafla durumu 12. Kolorduya bildiren kaymakamın açıklaması karşısında “kolorduca Yarbay Osman (Kasap Osman) müfrezesinin Ilgın'a süratle sevkine karar verildi. ”
Yarbay Osman Kuvvetlerini Ilgına' Gelişi ve Asilerin Durumu : Delibaş Mehmet'in 2 Ekim 1920 günü başlayan isyanından sonra Konya'nın ilçe ve köylerini hemen hemen aynı
günlerde bir isyan havası kaplamıştı. bu isyan hareketleri bastırmak amacı ile Anakara hükümeti bölgeyi üçe ayırmıştı
1- Afyon'dan Ilgın'a kadar demiryolu çevresindeki isyanların bastırılması ve temizlenmesi 12. Kolorduya
2- Eğridir Gölü çevresi Demirci Mehmet Efe'ye
3- Esas ayaklanma bölgesi olan Konya'nın Güneyindeki bütün isyanların temizlenmesi de Albay Refe'ye görev olarak verilmişti.
12. Kolordu ise; Ilgın ve çevresini Yarbay Osman'a vermişti. “ isyanı bastırmada şiddet gösteren ve bu nedenle Kasap Osman lakabı ile bilinen Osman Bey, karargahında boyunlarında ipler taşıyan bir cellat müfrezesi bulundur askeri disipline önem verirdi. Elindeki kuvvetler alay olmasına rağmen tümen flaması taşırdı. Bununda rengi yeşil-kırmızı idi. 12. Ordu tarafından gönderilen Yarbay Osman'ın Alay gurubu “820 mevcutlu 75. Alay, 175. Alayın 1. taburu, 120 mevcutlu Alibey Milis Süvarisi 40 kişilik Süvari Jandarma Takımı, 30 kişilik piyade jandarma takımından ibaret olup, iki dağ ve obüs topu ile takviye edilmiştir” 9. Ekim . 1920'de Çavuşçu İstasyonunda trenden inerek karadan Ilgın üzerine yürüdü. Aynı gün ılgına gelinerek asilerle temasa geçildi.
Yarbay Osman Kuvvetlerinin Ilgın'da Asiler ile Karşılaşması : Ilgın'a tek tek top atışları ile ulaşan askeri birlikler Ilgın'da asilerle şiddetli bir çarpışmadan sonra Ilgın'ı işgal etti. Asilerin atlı olanlarından kaçmayı başaranlar Kaplıca tepelerine ve Saracık Bağlarına sığındılar Ilgın'da asilerden yakalanan yedi kişi halkın galeyanı ile linç edilmek sureti ile öldürüldü. Asileri halkın linç etmesinden sonra çarşıya baştan başa dar ağaçları kuruldu. Asilerden yakalananlar sorgusuz idam ediliyordu. Halk korkudan kendisini kurtarmanın yolunu ararken birbirini ihbar ediyor ve kendi kendini ipe gönderiyordu. Dar ağaçları yeterli gelmediğinden asiler ve onlara yardım edenlerin çoğu hükümet konağındaki demir parmaklıklara takılıyorlardı. Asılarak öldürülenlerden 40-50 kişi bir çukura konuluyor ve üzerleri kapanıyordu. İlk asılanlar arasında, asiler tarafından Ilgın'a Kaymakam seçilen Akif Hoca, asilere yardım eden Belediye Reisi Şakir Efendi isyanın ele başlarından Dramalı Hoca, Akkaş Hoca, Katil İsmail Bulcuk'lu Şükrü Efendi, Delibaş'ın Konya Hapishanesini boşaltmasından sonra isyanı hazırlayanlar arasına katılan Hasan Ali ve Hoca Tahir, asi ele başlarından Kadınhan'lı Abdurrahman, Arap Mevlüt bulunuyordu. Asilerin Ilgın'ı bastıklarında dua etmek mecburiyetinde bırakılan Ilgın Müftüsü Abdullah Efendiye, Yarbay Osman'ın “neden dua ettin” sorusuna “ müslümanlığın idamesi ve Türk Milletinin kurtarılması için hangi taraf gerçekten çalışıyor ise ona güç ver Ya Rabbi “ diye dua ettim. “ Eğer siz çalışıyorsanız Allah sizi muaffak etsin”şeklinde konuştuğu için idamdan kurtulmuştur. Ilgın'ın kurtuluşunda Kasap Osman 500 ile 600 kişi arasında suçlu veya suçsuz kimseleri asmıştır. 9 Ekim 1920 günü Ilgın'a giren Yarbay Osman memurların durumlarını kontrol etmiş, daha evvel Tekke köyünden Kamalı Hasan tarafından yaralanan eski Ilgın savcısı o gün vefat etmişti. Asiler kaçarlarken şehri yağma ederek gitmişlerdi, halka yapmadıkları eziyet kalmamıştı. Diğer taraftan, Yunanlıların Halife ordusu adına geldiklerini Söylemekten çekinmeyecek kadar da yalan söylüyor, halkı kandırma yoluna gidiyorlardı.
Yarbay Osman 12. Kolordu tarafından kendisine verilen görevi büyük zorluklarla başarmıştır. Ilgın'ı asilerden kurtarmıştır. Yarbay Osman, yaratılışı itibariyle vatana ihaneti asla affetmezdi. Kaçan asileri takip ederek yakaladıklarını cezalandırdıktan sonra isyanın kaynağı olan Çiğil ve civarı yerleşim yerlerine yürümüştür.
20 Ekim 1920 günü, Yarbay Osman Müfrezesi ile Albay Refet kuvvetleri Çiğil'de birleşerek 23 Ekim 1920 günü isyanı bastırmışlardır. Bir çok elebaşlarınında evleri yakılıp yıkılmıştır. Bu arada birçok vatansever Çiğilli asiler yüzünden suçsuz yere cezalandırılmıştır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=129298
ILGIN'DA KUVAYİ MİLLİYENİN KURULUŞU
9. Ekim 1920 günü Ilgın ve Çiğil isyanlarının son bulmasından sonra Ilgın halkı kendi aralarında milli bir dayanışma isteği duymuş ve eşraftan Ali İspir başkanlığında Kuva-i Milliye resmi teşkilatı kurulmuştur. Bu teşkilatın kuva-i Milliye reisi Ali İspir, Kuva-i Milliye Katibi Şükrü Afacan, üye Mustafa Üçekiz bu üç kişi dışındaki kurucular tespit edilememiştir. Kuva-i Milliye Ilgın Teşkilatı resmen kurulduktan sonra kasaba tellalı vasıtası ile şu ilanı halka yapmıştır.
“ Ey ahali; atıyla silahıyla Kuva-i Milliye Teşkilatı Ilgın Bölüğüne kaydolmak isteyenler en kısa zamanda Ilgın Kuva-iMilliye Reisliğine müracaat etsinle” bu çağrı üzerine Ilgın'dan 50 kişinin üzerinde Kuva-i milliye Teşkilatına katılım olmuştur.