Eski zamanların
dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş,büyük kayıplar
vermişler.

Ama en çok kayıp
veren kirpilermiş.

Çünkü onların pek
çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan
dikenleri var.

Bu durumdan en az
zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış,çözüm aramaya
başlamış.

Tartışa
tartışa,nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya
toplanmasına,birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar
verilmiş.
Böylece kirpiler
birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak,aralarındaki hava
tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış.

İlk geceki
deneyimlerinde bunun işe yaradığını
görmüşler.
Ama başka bir
problem çıkmış ortaya.

Üşüyen kirpiler
birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar
gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece
yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu
seferde;donmalar meydana gelmiş.

Ne var ki, her
gece kah uzaklaşa kah yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut
sıcaklığından yararlanacak kadar yakın,ancak birbirlerini incitmeyecek
kadar uzak durmayı öğrenmişler.
KISACA ;

Bizim de uzun dikenlerimiz
var.
Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.
Bazen faydalı,bazen de
zararlı.
Çoğu zaman, kimseleri
yaklaştırmıyoruz yanımıza.
Filtrelerimizden elemeden kimseleri
sokmuyoruz özel dünyamıza.
Ne var ki, sıcaklık ancak
yakınlaşmakla mümkün.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=6461
Birbirini incitmeyecek kadar uzak,
hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmeliyiz.

Aynen kirpiler
gibi…