Su Arıtma Nasıl Yapılır ?

Su Arıtma Yöntemleri ve Sistemleri
Su molekül olarak H2O4 dediğimi hidrojen 1 oksijen den oluşur bu birleşim ile beraber su meydana gelir. Su arıtma yapıla bilmesi için suyun içerisinde bulunan diğer yabancı maddelerden ayrıştırılmasına su arıtma denir.
Günümüz teknolojisinin el verdiği düzeyde su arıtmak için bir çok yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları hali hazırda kullandığımız su yun içerisinde bulunan yabancı maddelerden daha ufak gözenekten geçirilerek yapılan arıtmalar vardır bunlara filtre yöntemi denmektedir.
İkin olarak etken madde kullanımıdır. Su arıtma yapılmasında kullanılan bir başka su arıtma yöntemi ise etkin madde kullanımıdır. Su içerisinde bulunan yabancı maddelere göre suyun etken madde ile çarpıştırılmasına denir. ÖRN: Su içerisinde bulunan kireç madde si için gerekli etken madde reçinedir. Bu reçine içerisinde villa ve benzeri yerlerde çok kullanılmaktadır. Bu sistemin kullanışlı ve yaygın olma sebebi ise reçine etken maddesi su dan bulunan kireci üzerine alarak su artıma yapmasıdır. Ekonomik olma sebebi ise reçine etken maddesinin tuzlu su ile yıkandığı zaman reçine içerisine aldığı kireci bırakmaktadır bu sayede uzun ömürlü ve popüler bir su arıtma yöntemidir.
Karbon filtreler de su arıtma da kullanılan etken madde dir. Karbon günümüz teknolojisinde yüzlerce alanda kullanıldığı gibi su arıtma sektöründe de su arıtılmasında kullanılmaktadır. Etkin olduğunu özelliklerden bir tanesi su eriyik halde bulunan kötü koku tat ve gazları bünyesine çekmesidir. Karbon filtre reçine gibi su arıtma sektöründe hayli fazla kullanılmasına rağmen reçine sistemi gibi bir geri dönüşümü mümkün değildir. Bun sebeplerden kaynaklı su arıtma da kullanılan karbon filtreler kullan at olarak kullanılmaktadır.

Pissu Arıtma, gün geçtikçe hızlı bir şekilde kirlenmekte olan temel yaşam kaynağı suyun ıslah edilmesi işidir.
Bu arıtım işlemi kimyasal, fiziksel veya biyolojik yollarla yapılabilmektedir:
Kimyasal arıtım, atıksu çökeltme havuzundan geçtikten sonra karıştırma ünitesinde çeşitli kimyasallar eklenerek, bu kimyasalların suyun içindeki kirleticiler ile reaksiyona girerek çökelmesi ile oluşur.Biyolojik arıtma, evsel veya endüstriyel atıksuların çeşitli bakteriler yardımı ile biyolojik olarak parçalanması ile gerçekleşir.Fiziksel arıtma, hiçbir kimyasal veya bakteri kullamadan mekanik işlemlerle fiziksel olarak atıksuyun içindeki yağ ve kaba atıkların ızgara, yağ sıyırıcı paletler ve benzeri düzenekler ile uzaklaştırılmasıdır.
Ana atıksu arıtma prosesleri şunlardır; ızgara (ince veya kaba), ön çökeltim havuzu, kimyasal veya biyolojik arıtma üniteleri, son çökeltim havuzu ve dezenfeksiyon ünitesi.
Atıksu arıtma proseslerinin veya proses kombinasyonlarının seçimi aşağıdaki kriterlere bağlıdır:
Atıksu karakteri: Bu, kirleticinin askıda, koloidal veya çözünmüş, biyolojik parçalanabilen gibi hangi formda olduğunu ve toksisitesini kapsamalıdır.
Çıkış suyu kalitesi: Çıkış suyunun zehirlilik (bioassay) deney sonuçları gibi ileriye yönelik istenebilecek deşarj kısıtlamalarına da planlamada yer verilmelidir.
Herhangi atıksu arıtma problemi için mevcut yer ve maliyet: İstenen arıtma verimine çoğu zaman bir veya daha fazla arıtım kombinasyonu ile ulaşılabilir. Ancak bu seçeneklerden yalnızca bir tanesi en ekonomiktir. Bu nedenle proses tasarımına geçemeden önce detaylı bir fizibilite analizi yapılmalıdır.
Paket Atıksu Arıtma sistemi Kanalizasyon sistemi bulunmayan veya kanalizasyon sistemi olup ta atık su arıtma tesisi istenen tesislerde atıksu ıtma tesisi ihtiyacını en ekonomik ve en kaliteli şekliyle çözen atıksu arıtma sistemidir. Arıtma tesisi kurarken arıt prosesi ,işletim maliyetleri arıtma tesisinin ekipman ve imalat kalitesi arıtma tesisi için belirleyici parametrelerdir. ARITMA paket arıtma tesisleri foseptik kullanan ve vidanjörle çekim yapılan tesislerde kısa zamanda kendini amorti eder. Paket Atık su Arıtma ünitesi foseptik kullanımından daha sağlıklı çözüm sunar. Paket atıksu arıtma sisteminden çıkan arıtılmış su bahçe sulama sistemlerinde rahatlıkla kullanılabilir. Paket atıksu arıtma sisteminde elektrik tüketimi kesikli arıtma prosesi sayesinde minimuma indirilmiştir.

İçilmesinde, kullanılmasında veya çevreye bırakılmasında (atıksu) sakınca bulunan suların, kirletici parametrelerinden arındırılmasına “Su Arıtma” denir. (REVERSE OSMOSİS)
TERS OZMOZ NEDİR ? Ters ozmos, suyun içindeki istenmeyen tüm mineralleri sudan ayıran ve saf su ve içme suyu teminine yönelik olarak kullanılan membran filtrasyon prosesinin adıdır. Bu sistemler çapraz akışlı olarak çalışırlar. Bilinen anlamda filtrasyon prosesi değildir. Çünkü membran üzerinde suyun geçişine izin veren gözenekler son derece ufaktır. (Yaklaşık 1 mm’nin 2.000.000′da biri delik çapı). Böyle ufak bir gözenekten sadece su molekülleri ve bazı çok ufak inorganik moleküller geçebilmektedir. Diğer moleküller ise konsantre su fazında sistemden dışarı atılır.
TERS OZMOZ SİSTEMLER NASIL İÇME SUYU ÜRETİR ? Ters ozmos üniteler genelde ön filtrasyon aşamaları sonrasında kullanılır. Su önce partikül filtreden geçirilir. Partikül filtrasyon, suyun içinde bulunan 5 mikrondan daha büyük olan tüm partikülleri tutar. (1 mikron = 0.001 mm) Partikül filtrasyon Membranların tıkanmasını engellemek amacı ile kullanılır. Partikül filtrasyondan sonra su aktif karbon filtreden geçirilir. Aktif karbon ile suda istenmeyen koku, tat ve klor tutulur.
Aktif karbon filtreden geçirildikten sonra su, tekrar 1 mikron filtrasyondan geçirilir. Burada daha ince taneciklerin tutulması sağlanır. Bu ünitelerden geçen su ters ozmos membrana verilmeye hazırdır. Ters ozmos membran suyun çözünmüş iyonları tutar. Suyun içindeki bu iyonlar arasında, ağır metaller, sodyum, kurşun, arsenik, nitrat, asbest ve diğer bir çok zararlı iyonlar bulunur. Su ters ozmos membrandan çıktıktan sonra ikinci bir tat düzenleyici post aktif karbon filtreden geçirilir. Ters ozmos üniteden çıkan su son derece güvenilir içme suyudur.
TERS OZMOZ İÇME SUYU SİSTEMLERİN BAKIMA İHTİYACI VAR MIDIR ? Sistem içindeki partikül filtreler ve aktif karbon filtrelerin belli bir ömrü vardır ve periyodik olarak değiştirilmelidirler. Genellikle bu filtrelerin yılda bir değiştirilmesi yeterlidir. Değişim sıklığı, ham su kalitesi ve arıtılan su miktarına göre değişebilir. Ters ozmos membran ise düzenli bakım ile en az 3-4 sene dayanacaktır. Membran değişim zamanının gelip gelmediği konusunda uzmana danışılması gereklidir.
TERS OZMOZ SİSTEMDE TUTULAN MİNERALLERE İNSAN VÜCUDUNUN İHTİYACI YOK MU ? İnsan vücudunun bazı minerallere ve vitaminlere olan ihtiyacı doğrudur. Ancak, bu minerallerin istenen seviyede alınması için en doğru yol iyi ayarlanmış bir diyettir. Söz konusu faydalı mineraller suda o kadar az miktarlarda mevcuttur ki, bir insanın günlük mineral ihtiyacını ne kadar çok su içerse içsin karşılayabilmesi mümkün değildir.
NEDEN ARITMA CİHAZI ALMALIYIM ? Vücudun suya olan ihtiyacı, besine duyduğu ihtiyaçtan çok daha fazladır. İnsan hiçbir gıda yemeden 8 haftaya kadar yaşayabildiği halde su içmeksizin 1 haftadan daha fazla yaşayamaz. Yüzde 55 ile 75′i sudan oluşan vücudumuzdan günde, terleme, solunum benzeri aktivitelerle 2-3 litre su kaybederiz. Suyun yaşamsal önemi aşikare olduguna gore kaliteli su tüketmeliyiz.
GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLARIMIZ İÇİN GÜVENİLİR SU Bebeğe verilecek suyun ve tabii ki mama hazırlanacak suyun güvenilir olması büyük önem taşımaktadır. Güvenli olmayan su çocuğun pek çok hastalığa yakalanmasına neden olabilir. Bunlar arasında hastalık yapabilecek en önemli grubu mikroorganizmalar oluşturur. Amipli dizanteri, basili dizanteri, para tifo ve tifo, kolera gibi hastalık etmenleri suda bulunabilir ve hastalık yapabilir. Bunlar genelde belirtilerini hızla gösterir ve genellikle de kusma, ishal ile ortaya çıkarlar.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=134246
Suya aynı zamanda uzun dönemde sağlığı olumsuz etkileyebilecek tarım ilaçları kalıntıları, ağır metaller ve solventler karışmış olabilir. Bunlar eğer belirtilen sınır değerlerin üzerindeyse mide bağırsak problemlerine, deride hassasiyete yol açabilir. Kanser ve diğer kronik hastalık risklerini artırabilir.
İSHAL Tüm dünyada ölümlerin yüzde 4′ü ishalden kaynaklanır. Her yıl 2.2 milyon kişi ishalden ölmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde bu rakamın çoğunluğunu çocuklar oluşturmaktadır. Sulu ve sık sık dışkılamayla kendini gösteren ishal sindirim sisteminde bir enfeksiyon neticesinde ortaya çıkar. Enfeksiyonun tipine bağlı olarak dışkı çok sulu ya da kanlı olabilir. Bakteri, virüs ve parazitlerle bulaşmış su ishalin en önemli nedenidir.
İshal, güvenli içme ve kullanma suyunun kısıtlı olduğu ya da temizleme sistemlerinin yetersiz olduğu yörelerde ya da kişisel hijyene dikkat edilmediğinde çok daha sık görülür. İnsan dışkılarıyla kirlenmiş olan sularla bulaşabildiği gibi hayvan dışkılarıyla da bulaşabilir. Kirli sularla sulanmış sebze ve meyveler, ishal etmeni olan mikroorganizmalar bulaştırabilirler. Su temizliği ishalden korunmada en önemli etkendir.
Bir atık su arıtma tesisinin arıtma kademelerinden bahsedersek, ilk olarak fiziksel arıtım yöntemleri olan ızgara ve eleklerden geçen su fiziksel olarak büyük kirleticilerden arınır.Daha sonra pompa ünitelerine zarar verebilen kirletici olan kum, kum tutucular vasıtasıyla sudan arıtılır, buradan sonra su yağ tutucuya gelir genellikle su bu haznede 10 ila 15 dakika maximum süre ile bekletildikten sonra üzerinde biriken suda çözünmemiş yağ ve benzeri maddeler yağ tutucu vasıtasıyla sıyrılarak alınır.Yağdan da arınan su çökeltme havuzuna gelir ve burada bekletilerek çökeltilen çamur dipten çamur sıyırıcılar ile alınır.Ayrıca sudan ayrılan çamurlar gübre olarak kullanılabilmekte veya susuzlaştırılıp bertaraf edilebilmektedir.Son olarak filtrasyon aşamasında su, diğer yollarla sudan arınamayan etkenlerden küçük taneciklerden, birtakım mikroorganizmalardan ve bulanıklığa sebep olan kolloidal taneciklerden bu mertebede ayrılır.Kimyasal arıtım uygulamalarına geldiğimizde, dezenfeksiyon ve koagülasyon-flokülasyon devreleri karşımıza çıkmaktadır. Dezenfeksiyon işleminde suyun hastalığa sebep olan patojen mikroorganizmalardan arınabilmesi için suya belirli oranlarda klorlama yapılmaktadır.Koagülasyon-Flokülasyon evresinde suya demir üç klorür ve alüminyum sülfat gibi koagülant maddeler ilave edilerek veya uzun bağ yapısına sahip organik polimerler kullanılarak (sırasıyla koagülasyon ve flokülasyon evreleri uygulanarak) sudaki bulanıklığa ve çeşitli renklere sebep olan kolloidal parçacıklar topaklandırılıp çökeltilerek sudan ayrımı söz konusudur.Yine bir dizi arıtma yöntemi içeren biyolojik arıtımda ise aktif çamur prosesi ilk sıralardadır. Aktif çamur prosesi aşamasında amaç, çamur içeren atık suyun, havalandırılarak içindeki mikroorganizmaların büyüyerek suya asılı veya çözünmüş maddeleri kullanarak çoğalması ve topak haline gelip çökelmesidir.Burada berrak sıvı altında kalan maddeye aktif çamur adı verilir.Biyolojik arıtım sınıfına giren diğer bir arıtma yöntemi ise stabilizasyon havuzlarıdır.Stabilizasyon havuzlarında sular tabandaki alg yosunları sayesinde havalandırılarak içindeki organik maddelerden ayrıştırılır.Çeşitli nedenlerden dolayı yeterli ayrışmanın sağlanamadığı havuzlarda ise yüzeysel havalandırıcılar kullanılır.Damlatmalı filtre yönteminde ise su küçük kırma taşlara bir elektrik motoru ile dönen dağıtıcı ile damlatılır.Sudaki mikroorganizmalar taşların üzerinde kalır ve su arıtılmış olur.
Su molekül olarak H2O4 dediğimi hidrojen 1 oksijen den oluşur bu birleşim ile beraber su meydana gelir. Su arıtma yapıla bilmesi için suyun içerisinde bulunan diğer yabancı maddelerden ayrıştırılmasına su arıtma denir.
Günümüz teknolojisinin el verdiği düzeyde su arıtmak için bir çok yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları hali hazırda kullandığımız su yun içerisinde bulunan yabancı maddelerden daha ufak gözenekten geçirilerek yapılan arıtmalar vardır bunlara filtre yöntemi denmektedir.

İkin olarak etken madde kullanımıdır. Su arıtma yapılmasında kullanılan bir başka su arıtma yöntemi ise etkin madde kullanımıdır. Su içerisinde bulunan yabancı maddelere göre suyun etken madde ile çarpıştırılmasına denir. ÖRN: Su içerisinde bulunan kireç madde si için gerekli etken madde reçinedir. Bu reçine içerisinde villa ve benzeri yerlerde çok kullanılmaktadır. Bu sistemin kullanışlı ve yaygın olma sebebi ise reçine etken maddesi su dan bulunan kireci üzerine alarak su artıma yapmasıdır. Ekonomik olma sebebi ise reçine etken maddesinin tuzlu su ile yıkandığı zaman reçine içerisine aldığı kireci bırakmaktadır bu sayede uzun ömürlü ve popüler bir su arıtma yöntemidir.
Karbon filtreler de su arıtma da kullanılan etken madde dir. Karbon günümüz teknolojisinde yüzlerce alanda kullanıldığı gibi su arıtma sektöründe de su arıtılmasında kullanılmaktadır. Etkin olduğunu özelliklerden bir tanesi su eriyik halde bulunan kötü koku tat ve gazları bünyesine çekmesidir. Karbon filtre reçine gibi su arıtma sektöründe hayli fazla kullanılmasına rağmen reçine sistemi gibi bir geri dönüşümü mümkün değildir. Bun sebeplerden kaynaklı su arıtma da kullanılan karbon filtreler kullan at olarak kullanılmaktadır.


ATIK SU ARITMA SÜREÇLERİ
Dünyada yılda 40.000 km³ tatlı su okyanuslardan karalara transfer olmaktadır. Bu suyun büyük bir kısmı taşkın vb. nedenlerle kaybolurken kullanılabilir su miktarı yıllık olarak 9.000 km³ olmaktadır. Dünya nüfusunun yıllık su gereksinimi kişi başına ortalama 350 m³ civarındadır. Ancak su kirlenmesi nedeni ile su gereksinim kişi başına 700 m³ değerine ulaşmaktadır. Şuan dünya üzerindeki suyun ancak 13 milyar insana yeteceği düşünülmektedir. Dünya nüfusunun zaman içinde artışı ve su kaynaklarının dünya üzerinde eşit olarak dağılmaması (Afrika ve Ortadoğu vb.) gibi nedenlerle su kirliliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Atık su arıtma sistemlerinde kullanılan atık su arıtma üniteleri dört ana başlık ve alt başlıklar halinde sunulmuştur.
Fiziksel Arıtma Sistemleri

Atıksu içerisindeki kirletici maddelerin fiziksel işlemlerle atık sudan alınması amacı ile kullanılan proseslerdir. Uygulamaları; ızgaralar, elekler, kum tutucular, yüzdürme sistemleri, çöktürme havuzları, dengeleme havuzlarıdır.
Izgaralar: Büyük hacimli maddelerin atıksudan ayrılarak pompa ve diğer teçhizata zarar vermelerini önlemek ve diğer arıtma ünitelerine gelecek yükü hafifletmek amacı ile kullanılan arıtım üniteleridir. İnce ve kaba ızgaralar olmak üzere aralık miktarlarına bağlı çeşitleri bulunmakta ve manuel veya otomatik temizlemeli olarak dizayn edilebilmektedirler.
Elekler: Atıksu içerisindeki katı maddelerin tutulması ve arıtma sistemine giriş kirlilik yüklerinin azaltılması amacı ile kullanılırlar.
Dengeleme Havuzları: Atıksuyun debi ve kirlilik yüklerinin dengelenmesi amacı ile kullanılırlar.
Kum Tutucular: Atıksu içerisinde bulunan kum, çakıl vb. ayrışmayan maddeleri sudan ayırarak makine ve teçhizatın aşınmasını önlemek, çöktürme havuzlarında kum ve çakıl birikiminin önüne geçmek amacı ile kullanılırlar.
Yüzdürme Sistemleri: Yüzdürme işlemi, çökeltme işleminin tersidir ve sudan daha düşük özgül ağırlığa sahip taneciklerin yükselmesi esasına dayanır. Yüzdürme sistemleri, atık su içerisinde bulunan yağ, sabun, gres, ahşap parçaları gibi sudan hafif maddeleri tutmak için kullanılırlar.
Çöktürme Havuzları: Sudan daha fazla yoğunluğa sahip katı maddelerin durağan koşullarda yer çekimi etkisi ile çöktürülerek uzaklaştırılması amacı ile kullanılırlar. Çöktürme havuzları, ön çöktürme veya biyolojik ve kimyasal arıtım işlemi ardından son çöktürme amacı ile kullanılabilirler.
Biyolojik Arıtma Sistemleri
Biyolojik arıtma, atıksu içerisindeki çözünmüş organik maddelerin bakteriyolojik faaliyetlerle ayrıştırılarak giderilmesi işlemidir. Bakterilerin arıtma işlemini gerçekleştirebilmeleri için pH, sıcaklık, çözünmüş oksijen, toksik maddeler gibi parametrelerin kontrol altında tutulması gerekmektedir. Uygulamaları; aktif çamur sistemleri, biyofilm sistemleri, stabilizasyon havuzları, havalandırmalı lagünler ve damlatmalı filtrelerdir.
Aktif çamur: Aktif çamur sistemi dengeleme, havalandırma, çöktürme ve dezenfeksiyon ünitelerinden oluşmaktadır. Aktif çamur tekniğine göre çalışan sistemler uygulamada en çok kullanılan sistemlerdir. Aktif çamur kolloidal çözünmüş maddelerin mikroorganizmalar ile çökebilir biyolojik floklara dönüştürüldüğü prosestir ve bu proseste havalandırma havuzu içindeki mikroorganizmaların askıda tutulması esastır. Biyolojik arıtma ünitesi havalandırma sonucu, organik maddelerin askıda büyüyen mikroorganizmalar tarafından parçalanması prensibiyle çalışır. Askıda büyüyen mikroorganizmalar suyun içerisinde bulunan organik maddeleri parçalayarak H2O ve CO2�e çevirirler. Mikroorganizmaların organik maddeleri oksitlemesi sonucu organik maddeler ya okside olur, yada biyokütleye dönüşür. Havalandırma havuzunda gereken arıtma veriminin sağlanması amacıyla havuz içerisinde faaliyet gösteren mikroorganizma sayısını (MLSS) sabit bir değerde tutmak gerekmektedir. Bu nedenle biyokütlenin bir kısmı çöktürme kademesinde fazla çamur olarak sistemden atılırken diğer kısmı havalandırma bölümüne geri devrettirilir. Aktif çamur sistemlerinde bakteriler en önemli mikroorganizmalardır. Çünkü organik maddelerin parçalanmasından sorumludurlar. Aktif çamur sistemlerinin dizaynında çeşitli parametreler kullanılır. Bu parametrelerden bazıları çamur yükü, çamur yaşı ve bekletme süresidir.
Biyofilm: Damlatmalı filtre sistemlerinde üst kısımdan verilen atık sular damlatmalı filtre içine yerleştirilen dolgu malzemelerinin arasından aşağı doğru akar. Dolgu malzemeleri üzerinde mikroorganizmalar oluşur. Damlatmalı filtre tabanından verilen hava mikroorganizmaların yaşamı için gereklidir. Mikroorganizmalar da atık sudaki organik maddeleri tüketirler. Filtre malzemesi taş dolgu yada plastik dolgu malzemesidir. Biodisk sistemleri seri olarak yerleştirilmiş dairesel disklerden oluşur. Disklerin malzemesi polystrene veya polyvinyl kloriddir. Diskler atık suya batmıştır ve yavaş olarak dönerler. Mikroorganizmalar disklerin yüzeyine tutunup tabaka oluştururlar. Disklerin dönmesi biyokütleyi atık sudaki organik maddelerle temas ettirilir. Diskler sonra da atmosferdeki oksijenle temas eder. Disklerin dönmesi ile aerobik şartlar sağlanır.
Stabilizasyon Havuzları: Stabilizasyon havuzlarının işletilmesi basittir ve fazla mekanik ekipmana ihtiyaç göstermezler. Bu sistemler aerobik, anaerobik ve fakültatif stabilizasyon havuzları olarak sınıflandırılır.
Havalandırmalı Lagünler: Diğer Bu sistemler havalandırma için doğal alanları kullanır. Gerekli oksijen difüzör veya yüzeysel havalandırıcılar vasıtasıyla temin edilir.
Anaerobik Arıtma Sistemleri
Anaerobik arıtma sistemleri havasız ortamda gerçekleştirilen arıtma prosesleridir. Uygulamaları; sürekli karışımlı reaktörler, anaerobik filtreler ve akışkan yataklı sistemlerdir.
Sürekli Karışımlı Tank Reaktörü: Sürekli karıştırılan tank tipinde olan bu reaktör atık suların anaerobik arıtılmasında kullanılan ve katı resirkülasyonu olmayan ilk kuşak reaktörlerden birisidir.
Anaerobik Filtre (Yukarı akışlı dolgu sütunu): Hareketsiz hücre reaktörlerinin bir uyarlaması olarak geliştirilen anaerobik filtre tipinde kullanılan dolgu malzemesi biyofilm gelişmesi için gerekli olan temas yüzeyini sağlar.
Akışkan Yataklı Sistemler: Bu sistemde yukarı akışlı reaktör, kısmen bir taşıyıcı malzeme (genellikle kum) ile doldurulur. Söz konusu reaktörde kum tanecikleri üzerinde biyofilm oluşturularak arıtmanın gerçekleştirilmesi amaçlanır.
Kimyasal Arıtma Sistemleri
Kimyasal arıtma sistemleri suda çözünmüş veya askıda halde bulunan maddelerin fiziksel durumunu değiştirerek çökelmelerini sağlamak üzere uygulanan arıtma prosesleridir. Kimyasal arıtma işleminde, uygun pH değerinde atıksuya kimyasal maddeler (koagülant, polielektrolit vb.) ilave edilmesi sonucu, çöktürülmek istenen maddeler çökeltilerek çamur halinde sudan ayrılır.
Uygulamaları; nötralizasyon, flokülasyon ve koagülasyondur.

Nötralizasyon: Asidik ve bazik karakterdeki atıksuların uygun pH değerinin ayarlanması amacı ile yapılan asit veya baz ilavesi işlemidir.
Koagülasyon: Koagülant maddelerin uygun pH�da atıksuya ilave edilmesi ile atıksuyun bünyesindeki kolloidal ve askıda katı maddelerle birleşerek flok oluşturmaya hazır hale gelmesi işlemidir.
Flokülasyon: Flokülasyon (yumaklaştırma), atıksuyun uygun hızda karıştırılması sonucunda koagülasyon işlemi ile oluşturulmuş küçük taneciklerin, birbiriyle birleşmesi ve kolay çökebilecek flokların oluşturulması işlemidir.
İleri Arıtma
Dezenfeksiyon: Arıtma tesisi çıkış suyu alıcı ortama verilmeden önce, suda bulunan bakteri ve virüslerin uzaklaştırılması işlemidir.
Azot Giderme: Atık suyun içerdiği amonyum iyonları azot bakterileri yardımıyla nitrifikasyon kademesinde önce nitrite ve sonra nitrata dönüştürülür. Daha sonra denitrifikasyon kademesinde anoksik şartlar altında azot gazı halinde sudan uzaklaştırılır.
Fosfor Giderme: Fosfor bileşiklerini gidermek için kimyasal ve biyolojik metotlar ayrı ayrı veya birlikte kullanılır. Kimyasal arıtmada kimyasal maddeler kullanılarak yüksek pH değerinde fosfor, fosfat tuzları halinde çöktürülür. Biyolojik metotlarla fosfor arıtımı, biyolojik arıtma sırasında fosfatın mikroorganizmalarca alınması ile sağlanır.
Filtrasyon: Biyolojik ve kimyasal arıtma işlemlerinde yeterince giderilemeyen askıda katı maddelerin ve kollidlerin tutulması amacıyla uygulanır.
Adsorbsiyon: Suda çözünmüş maddelerin elverişli bir ara yüzeyde toplanması işlemidir.
İyon Değiştirme: Endüstriyel atık su arıtımında kullanılan atık su bünyesinde istenmeyen anyon ve katyonların uygun bir anyon ve katyon tipi iyon değiştirici kolonda tutulması işlemidir.
Ters Osmoz: Atıksuyun yeniden kullanılabilmesini sağlamak amacıyla, genellikle endüstriyel atık su arıtımında kullanılan çözünmüş anorganik ve organik maddelerin sudan uzaklaştırılması yada geri kazanılması amacıyla yüksek basınç uygulanan bir sistemdir.
Ultrafiltrasyon: Yarı geçirgen membranların kullanıldığı ters osmoz işlemine benzeyen basınçlı membran filtrasyon metodudur. Bu yöntemde yağ/su emülsiyonu içerisinde disperse olan yağ damlacıkları ince bir membran yardımı ile filtre edilerek su fazından ayrılır. Ultrafiltrasyondan önce arıtılması düşünülen emülsiyonun bir ön arıtma işlemine tutulmasında fayda vardır. Bu işlem emülsiyon kırma maddeleri ile gerçekleştirilir ve yağ su fazı ayrılır.