Bahar gelmedi henüz, ama bahara dair ne varsa içimde bu gece. Daha önceki baharlardan hayal ve hatıratıma misafir olan ne varsa, önümde resmigeçit yapıp, “Bizi yeniden oku” diyorlar âdeta.

Karların altından baş uzatan çiçekler, ellerinde tuttukları pembe beyaz çiçekleriyle bir bahar gelini olan ağaçlar, minicik filizleriyle bir dua gibi açılmaya çalışan yapraklar, yaprağın altında içindeki gizlilikleri neşretmenin heyecanıyla çatlayan tohumlar, incecik seslerini bana duyurup bir bahar bestesinin muhteşem hazırlığını bütün hissiyatıma okutturuyorlar.

Bir bestenin notaları benim içimde yazılıyor sanki. Bu besteye bir sahife olmuş âdeta bütün varlığım. Onun yavaştan yavaştan icra edilmeye başladığını ve kısa bir zaman sonrada tamamını dinleyebileceğimi hissediyorum. Onu dinlemek istiyorum, tek bir notasını dahi kaçırmadan. Sızısını tüm zerratımda hissettiğim bu bestenin, kâinat orkestrasında icra edilmeye başlandığında ne kadar muhteşem bir ahenkle yaratıcısını okutturacağını düşündüğüm an, kendimden geçiyorum.

O yaratıcıya hayranım. Kâinatın çekirdeği olan insana koyduğu sır kapılarından, kendi sanatına, rahmet, merhamet ve ilmine, güzel isimlerinin cilvelerine bir geçiş yolu bıraktığı için Ona müteşekkirim.

Nasıl teşekkür etmem ki, bu âciz, fakir ve miskin insanı açık bıraktığı sır kapılarından davet edip, kendine müteveccih etmiş, ona ehemmiyet vermiş, onun sesini duymuş, dualarına icabet etmiş, ona insan olarak yaratılmanın üstün hazzını vermiş. İnsan olmanın en mükemmel meyvesi olan muhabbetullah ve marifetullah meyvelerinden onun kalbine, aklına, hissiyatına, hayal ve hatıratına ve bütün zerratına nice güzellikler, nurlar ve lezzetler bahşetmiş. Bu lezzetin tadı, dilini bülbül etmiş de, şükrünü ifade edecek nağmeleri dizebilmek için kendini çatlatırcasına zorluyor.

Senin bize ihsan ettiklerine karşılık, her bir zerratımız bir bülbül olsa ey Yaratıcım! Şükrümüzü ifade edebilecek miyiz? Ama yine de eksik, yarım, kusurlu kelimelerle de, olsa, bizim şükür ve teşekkürlerimize ehemmiyet veriyorsun. Bizi geri çevirmiyorsun.

Sana teşekkürlerimi ziyadesiyle ifade edebilmek için, gelmekte olan bu bahar sayfasında ben de tekrar yazılmak, kendimi tekrar okumak ve insan olarak yaratılmanın şükrünü tâ derinimde hissederek Sana yine sunabilmek istiyorum.

İnsan! O ne muhteşem mektup! Onu okuyabilmek ne büyük saadet. O mektubun yaratıcısını satırların arasında hissetmek, anlamaya çalışmak, Ona muhatap olduğunu bilmek ne bahtiyarlık! Mürekkebi bitmeyen bir kalemin, marifetullah ve muhabbetullahı yazan satırlarını kalbin içinde okumak ve oradan derdiklerini senin ile paylaşmak ne büyük bir ikram! Ey Rabbim, bu eşsiz ikramının şükrü nasıl ifade edilebilir? Acizim… Benim kalemim burada tükendi, ama Sen hazineleri sonsuz, ikramı nihayetsiz, rahmet ve merhameti bütün yaratılmışları kuşatmış olan Yaratıcım! Lütfen bizleri yalnız bırakma! İnsan denilen en güzel mektubunun, muhteşem satırları arasına çirkin şeyler yazdırma. O satırlara lâyık olalım ve insan olmanın şerefini asla incitmeyelim inşallah…