Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    "O-Ö" harfleriyle başlayan deyimler

    Ocağı kör kalmak: Soyunu sürdürecek çocuğu bulanmamak, soyu tükenmiş olmak.

    Ocağına düşmek: Birine yardım etmesi için yalvarmak, koruması için sığınmak."Ocağına düştüm ağam, beni bu işten ancak sen kurtarırsın!"

    Ocağına incir dikmek: Birinin evini barkını dağıtmak, düzenini alt üst etmek, yuvasını yıkıp toparlanamaz hâle getirmek."Bende senin ocağına incir dikmezsem dedi ama dediğine pişman oldu."

    Ocağını söndürmek: Ailenin dağılmasına sebep olmak, çoluk çocuğunu yok etmek."Ocağımı söndürdü katiller!"
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97665

    Oğul balı: 1. Evlât, evlâdın ana babaya yansıyan geliri. 2. Oğul arılarının yaptığı bal.

    Oğul vermek: Oğul arılarının bir bölüğü kovandan ayrılıp başka bir kovana gitmek, yeni bir oğul arısı topluluğu meydana getirmek.

    Okkalı kahve: Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konmuş kahve."Bir okkalı kahve daha çek usta!"

    Okka çekmek: Hacminden daha fazla ağır gelmek.

    Okkanın altına girmek: Haksız yere eziyet çekmek, zarar ve ceza görmek."Uyanık ol da okkanın altına gireyim deme, tamam mı?"

    Ok yaydan çıkmak: Geri dönülemeyecek bir iş yapmak, söz söylemek ya da bir harekette bulunmak."Ok yaydan çıktı bir kere, çaresiz dövüşeceğiz."

    Ola ki...: Belki olur ya, olabilir ki..."Ola ki bir daha karşılaşırız."

    Olan biten: Olup geçenler, olanların hepsi, meydana gelenler."Olan bitenden hiç haberim olmadı."

    Oldu bittiye getirmek: Emrivaki yapmak, geri dönülmesi güç ve imkânsız bir durum oluşturmak."Oldu bittiye getirerek tarlayı satın aldılar."

    Oldum bittim (veya oldum olası): Başından beri, öteden beri, ilk zamandan beri, kendimi bildiğimden beri."Oldum bittim kızarım bu adamlara."

    Oldu olacak kırıldı nacak: "Olanlar oldu, iş işten geçti, olanlar geri dönülemeyecek bir durum aldı, bunu kabul etmek gerek" anlamında kullanılır.

    Olmayacak duaya amin demek: Sonuç vermeyecek bir işle uğraşmak ya da buna destek vermek.

    Olur olmaz: 1. Meydana gelmesinden hemen sonra. 2. Rast gele, sıradan. 3. Gerekli gereksiz, yerli yersiz, önemli önemsiz durumu gözetilmeden yapılan (iş) ya da söylenen (söz).

    Oluruna bırakmak: Bir işin yapılabildiği, olabildiği kadarıyla yetinmek, müdahale etmeden bekleyip sonucuna ne olursa olsun razı olmak."Artık oluruna bıraktık işi."

    Omuz omuza: 1. Birbirine destek vererek, dayanışarak. 2. Yan yana, çok sıkışık."Omuz omuza vererek bu zorluğun altından kalkmamız mümkün."

    Omuz silkmek: Aldırmamak, önem vermemek, benimsememek."Sana bunu alacağım dedim ama o, omuz silkti."

    On parmağında on kara: İnsanlara leke sürmeyi, kara çalmayı, iftira atmayı huy edinmiş (kimse).

    On parmağında on marifet: Çok hünerli, becerikli, ustalığı çok, elinden her iş gelir.

    Onuruna dokunmak: Onurunu, haysiyetini incitmek."Dikkatli ol, birinin onuruna dokunacak iş yapma."

    Oralarda (oralı) olmamak: Anlamamış, sezmemiş gibi davranmak."O sözler ona söyleniyordu ama hiç oralı olmadı."

    Ortada kalmak: 1. Yersiz yurtsuz kalmak, barınacak yer bulamamak. 2. İki şey arasında kalmak. 3. (Bir şeyi) kimse üzerine almamak."Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar."

    Ortadan kalkmak: 1. Görünmez, bulunmaz olmak. 2. Yok olmak."Sis ortadan kalktı."

    Ortadan kaybolmak: Nereye gittiği bilinmemek, sezdirmeden gitmek, görünmez hâle gelmek."Ali ortadan kayboldu."

    Orta hâlli: Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel."Onlar orta hâlli bir ailedirler."

  2. #2
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    --->: "O-Ö" harfleriyle başlayan deyimler

    Ortalığı birbirine katmak: Kargaşa çıkarmak, herkesi birbirine düşürmek."Şimdi gelip ortalığı birbirine katacak diye korkuyorum."

    Ortalık düzelmek: Tedirginlik kalmamak, toplum içindeki karışıklık yok olmak."Çok şükür ortalık düzeldi."

    Ortalık karışmak: Kargaşa çıkmak, toplumda düzensizlik baş göstermek."Ortalık yine karıştı, insanlar birbirine girdi."

    Orta malı: 1. Herkesin yararlandığı (şey). 2. Her isteyenle ilişkide bulunan."Benim bisikletim orta malı mı ki herkes binmeye çalışıyor."

    Ortaya dökmek: 1. Gizli olan ne varsa açıklamak. 2. Çıkarıp göstermek."Bütün sırlarını ortaya dökmek için harekete geçti."

    O tarakta bezi olmamak: Bir şeyle, bir işle ilişiği bulunmamak, o şeyle ilgilenmemek."O tarakta bezi olacağını hiç sanmam."

    Ot yoldurmak: Çok güçlük çıkarmak, zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak.

    Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak."Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum, kabul edenler el kaldırsınlar."

    Oy birliği: Bir toplantıya katılan, bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları."Sınıf başkanını oy birliği ile seçtik."

    Oyuna gelmek: Aldatılmak, tuzağa düşürülmek."Onların oyununa gelmemeye çalış, dikkatli ol."

    Oyunbozanlık etmek: Mızıkçılık etmek, birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek."Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim."

    Oyun etmek: Aldatmak, kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek."Bana kötü bir oyun ettiler."

    Ö

    Öbür (öteki) dünya: Ahiret, insanların öldükten sonra gidecekleri ve ebedî olarak kalacakları âlem."Öteki dünyada inşallah yüzümüz güler."

    Öç almak: Yapılan bir kötülüğün acısını aynı derecede bir kötülük yaparak çıkarmak."Öç alma fikrinden vazgeçirmeliyiz onu."

    Ödü patlamak: Ani bir olay sebebiyle çok korkmak."Fareden ödüm kopar."
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97666

    Öküzün altında buzağı aramak: Kimi sebepler, bahaneler uydurarak suç ve suçlu bulma çabasında olmak.

    Öküz öldü, ortaklık bozuldu: Aradaki yakınlık dayanağı kalktı, yakınlık da kalmadı.

    Ölçüyü kaçırmak: Uygun derecenin üstüne çıkmak, aşırı gitmek,"Sofraya her oturuşunda ölçüyü kaçırırdı."

    Ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek): Umutsuz bir bekleyişi anlatmak için kullanılır.

    Ölmek var, dönmek yok: "Neye mal olursa olsun, iş sonuna kadar götürülecektir, yapılmasından kaçınılmayacaktır" anlamında kullanılır."Özgürlük yolunda ölmek var, dönmek yok bize."

  3. #3
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    --->: "O-Ö" harfleriyle başlayan deyimler

    Ölü fiyatına: Yok pahasına, değerinden çok ucuza, az bir para ile."Arsaları ölü fiyatına satmak zorunda kaldık."

    Ölü mevsim: İşin veya alışverişin az olduğu, durgun geçtiği zaman dilimi."Bizim iş en ölü mevsimini yaşıyor."

    Ölüm Allah`ın emri: 1. Herkes ölecek, ölüm mukadderdir. 2. Kesin karar verme durumunda kullanılır.

    Ölümü göze almak: Yaptığı iş uğruna ölmekten korkmamak, yürekli davranmak."Allah yolunda ölümü göze aldı yiğitler."

    Ölümüne susamak: Yapmakta olduğu tehlikeli işte ölümü kendi üzerine çekecek davranışta bulunmak."Ölümüne mi susadın, çekil şu arabanın önünden!"

    Ölüp ölüp dirilmek: 1. Çok ağır bir hastalıktan kurtulmak. 2. Ard arda gelen sıkıntılı, acı veren durumlara düşmek.

    Ölür müsün, öldürür müsün?: "Öyle ters bir iş yaptı ki ona mı ceza vermeliyim kendime mi?" anlamında kullanılır.

    Ömrü billah: Hiçbir zaman, ya da şimdiye kadar."Ömrü billah yalan söylememiştir o."

    Ömrüne bereket: "Var ol, sağ ol, ömrün uzun olsun" anlamında kullanılır.

    Ömrü vefa etmemek: Bir şeye kavuşamadan, bir sonuca ulaşamadan ölmek."Okulunu bitirip doktor olacaktı ama ömrü vefa etmedi."

    Ömür adam: Beğenilen, çok hoşa giden, değişik düşünceleri olan adam.

    Ömür çürütmek: Uzun süre bir şey için emek vermiş olmak, ya da boşuna zaman harcamış olmak."Bu ev için bir ömür çürüttüm ben."

    Ömür sürmek: İyi ve rahat yaşamış olmak."Uzun bir ömür sürdü dedem."

    Ömür törpüsü: İnsanı yıpratan, yoran, sıkıntıya sokan, uzun ve yorucu iş.

    Ön ayak olmak: Bir işin yapılmasında ilk başlayan olup herkesi arkasından sürüklemek."Haydi ön ayak olda koşsunlar biraz."

    Öne düşmek: 1. Önderlik ya da kılavuzluk etmek. 2. En önde yürümek.

    Önüne gelen: Olur olmaz kimse, herkes, karşısına çıkan."Önüne gelene sordu ama bulamadı."

    Öpüp başına koymak: Bir şeyi minnetle karşılamak, seve seve kabul etmek."Adam sana iş verecekmiş, daha ne istiyorsun, öpüp başına koy."
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97667

    Örtbas etmek: Kötü bir durumu gizlemek, yayılmasını önlemek."Dairede yapılan yolsuzlukları örtbas edeceklerini sandılar."

    Örümcek kafalı: Geri düşünceli, yenilikleri kolay kabul etmeyen (kimse).

    Öteden beri: Oldukça uzun zamandan beri, eskiden beri."Öteden beri sevmem ben onu."

    Ötesi çıkmaz sokak: "Takip edilen yol yanlıştır, bu yolla bir yere gidilemez, sonuç alınamaz, bir yere kadar gidilir ama daha fazla gidilemez" anlamında kullanılır.

    Özenip bezenmek: Çok özen gösterip titizlikle, ayrıntılarına varıncaya değin ele almak.

    Özrü kabahatinden büyük: Bir kabahat için özür dilerken daha büyük bir kabahat işleyen kimse için söylenir.

    Özür dilemek: 1. Yaptığı bir yanlıştan ötürü affedilmesini istemek. 2. Özrünü ileri sürerek yapılması kendinden istenen işi yapmamak, bundan bağışlanmasını istemek."Özür dilerim, ben o kovayı taşıyamayacağım."

    Özü sözü bir: Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse."Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."

Benzer Konular

  1. "V-Y-Z" harfleriyle başlayan deyimler
    By soleil in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 02.Nisan.2008, 16:47
  2. "T-U-Ü" harfleriyle başlayan deyimler
    By soleil in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 02.Nisan.2008, 16:44
  3. "P-R" harfleriyle başlayan deyimler
    By soleil in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02.Nisan.2008, 16:39
  4. " I - İ " harfleriyle başlayan deyimler
    By soleil in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02.Nisan.2008, 16:32
  5. " C- Ç " harfleriyle başlayan deyimler
    By soleil in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 02.Nisan.2008, 16:00

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.