’Ben sana dün bir mektup yazacaktım değil mi sevgili…
İçimdeki senin nasıl taştığını
Dar geldiğini bu yüreğe nasıl da yansıtacaktım bilinmez
Sözler ve bildiklerim hep içimdeydi
Sadece kalemime ve şu anılarımın
Kırık döküklüğümün kitabı var ya
Beyaz sayfalarla dolmuş
İlk defa deli gibi mutluluğumu anlatacaktım
Hem yüreğime hem ona ilk hediyem olacaktı
Diyordum sana yarın için söz veremem diye
Verilmiyormuş değil mi sevgilim’’
Bak bu gün yoksun
Dolu, dolu ağlıyor yüreğim
Ne hakkın vardı canımı biranda böyle yakmaya
Sessizce gitmeler koyar insana
Nasıl düşer insan uçurumdan aşağı bilir misin?
Hayallerimi gömdün
Gizlice içimde büyüttüğüm her şeyimi yok ettin
Seni seviyorum,
Gerçeğin ta kendisi bu iki kelime,
Sırf dudaklardan çıkması istenen değil de
İçimde taa içimde senin için atan bir kalbin feryadı,
Haykırısı bu…
Sana ulaşamasam da,
Sana ait her şeyi saklıyor en gizli yerlerinde
Kanlı ve uykusuz gözyaşlarımın
Her gece aynalardan süzülmesi gibi acı veriyor uzaklarda olusun
Artık sabahları ve akşamüzerlerinden nefret ediyorum
Yakıp yıkmak geliyor içimden sana ait her şeyi
Aç içimi gör nasıl kanatıyorsun
Kaç zamandır bir hüzün dolaşıyor odamda
Sen gelince gitmişti o hüzün
Şimdi hüznüm matemim karışacak odaya
Sesinle yankılanan her yer
Zindan olacak
Bir kere sevgilim bir kere doymak isterdim sana
Doyasıya içime çeke, çeke koklamak isterdim sen gitmeden önce
En uzun geceyi güneşleri odaya doldururcasına
Uyumak isterdim kollarında
Ben sevgiyi bulduğumu düşünürken sende mi yanlıştın sevgilim
Yâda ben yanlıştım bilmiyorum
Tam da bulmuşken mutluluğu
Ve dünyanın anlamına dair tüm fikirlerini yitirmek
Yitirdiğin sevdanın ardından
Ah çekmek derin bir ah
Türkülere inat, dağları yıkmadan bir ah!
Sana sensizliğe inat son kez bir ah
Git uğrama artık yalnızlığıma uğrama sensizliğime
Uğrama yanan yüreğime
Okyanus olsan dindiremezsin artık
Ne yangınımı nede acımı.

Sevdamdır Dile Gelen, İsyanım Değil