İffetli, izzetli, letafetli sultanım, şehriyarıma…
Işıl gözlüm hak-ı payine yüzüm, gözüm sürem.
Can parem, sırma saçlım, saadetli sultanım.
Ben senden ayrı, hasret ocağında, zar-u naif ve sen bu nameyi okur iken, Allah (cc) bilir benim bu nürde cismim hayat-ı cavidana göçmüş olabilir. Tek arzum; son kez hüsnü cemalini görmektir bilesin.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=49030
Şehriyarım, iffetli sultanım, şair Atilla İlhan’ın dediği gibi,
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Böyle bir sevda görülmemişti.
Ben seni öyle sevdim ki “gülleri dikenleriyle avuçladım” aşkımı anlaman için.
Seni öylesine sevdim ki, hiç bitmeyen bir aşkla, Tanrı aşkı gibi, ilahi bir aşkla…
Nesilden nesile dillerden düşmeyen, Rome ve jülyet, Kerem ile Aslı dağlar delen Ferhat’la Şirin’inin aşkı gibi.
Gün geldi seni elden, yağan kardan, esen yelden… ama hiç bir zaman, ya benim ol, yada kara toprağın ol diye kültür kotlarımıza uygun düşmeyen, töre anlayışıyla kıskanmadım.
Seni yüce bir duyguyla, ilahi bir aşkla sevdim.
İşte böyle şehriyarım, can sultanım, seni bir gün değil, hergün sevdim.
Bu gün sevgililer günü, bu gününün anısına seni hasretle ve hürmetle öperim.