>Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sizden cennetin en aşağı derecesinde olan birine [Allah Teâlâ veya bir meleği]:


– Ne dilersen dile, diyecek. O da bütün dileklerini söyleyecek. Kendisine, kalbinden geçenlerin hepsini diledin mi? diye soracak. O da:

– Evet, diledim, diyecek. Bunun üzerine o kimseye:

Bütün dileklerin bir misli fazlasıyla sana verilecektir, diyecek.”[16]


Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ cennetliklere:

– Ey cennet sâkinleri! diye seslenir. Onlar da:

– Buyur Rabbimiz! Emret! Bütün hayır ve iyilikler senin elindedir, derler. Allah Teâlâ:

– Halinizden memnun musunuz? diye sorar. Onlar:

– Nasıl razı olmayalım, Rabbimiz. Sen bize, hiç kimseye vermediğin bunca nimetler ihsan ettin, derler. Allah Teâlâ:

– Size bunlardan daha değerlisini vereyim mi? buyurur. Cennetlikler:

– Bunlardan daha değerlisi ne olabilir, Rabbimiz! derler. Bunun üzerine Cenâb–ı Hak:

– Üzerinize rızâmı indiriyorum; bundan sonra size hiç gazap etmeyeceğim, buyurur.”[17]

Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=43576

Bir gece Resûlullah’ın yanında bulunuyorduk. On dördüncü gecesindeki aya baktıktan sonra şöyle buyurdu:

“Şu ayı hiç bir sıkıntı çekmeden gördüğünüz gibi Rabbinizi de ayan beyan göreceksiniz.”[18]


Suheyb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cennetlikler cennete girince Allah Teâlâ onlara:

– Size vermemi istediğiniz bir şey var mı? Diye soracak. Onlar:

- Yâ Rabbî! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim, diyecekler. İşte o zaman Allah Teâlâ perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır.”[19]



Nevevi elimizdeki Riyazu’s-Salihin kitabını Allah’a hamdini ifade eden iki ayet ve bir dua ile bitirmektedir.

“Ama iman edip de yararlı işler yapanlara gelince;

Rableri imanlarından dolayı onları doğru yola eriştirmektedir. Ahirette ise nimet dolu cennetlerde bulunacaklar ve onların konaklarının altlarından ırmaklar akmaktadır. Onlar, orada mutluluk makamında olup:

“Ey Allah’ım! Sınırsız kudret ve izzetinle sen ne yücesin, seni her türlü noksanlardan tenzih ederiz” diye dua ederler. Orada, onların selamlaşmaları “selam olsun” şeklinde olacaktır. Dua ve niyazlarının sonu ise;

“Eksiksiz bütün övgüler alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” derler.” (Yunus: 10/9-10 )

“Mü’minler cennete girmezden önce, onların benliklerinde takılıp kalmış olabilecek düşünce ya da duygu türünden uygun olmayan ne varsa hepsini silip atacağız. Onların önlerinde dereler ve ırmaklar çağıldayacak ve onlar “Eksiksiz bütün övgüler bizi bu bahtiyarlığa eriştiren Allah’a yakışır. Çünkü o bize yol göstermeseydi, biz asla doğru yolu bulamazdık! Ve Rabbimizin elçileri bize gerçekten doğru söylemişler” diyecekler. Ve bir ses:

“İşte geçmişte edip-eyledikleriniz sayesinde kazandığınız cennet bu” diye seslenecek.” (Araf: 7/43)

Allahım İbrahime ve onun âline rahmet ettiğin gibi kulun ve ümmî peygamber olan Rasûlün Muhammed (s.a.v.)’e onun hanımlarına ve zürriyetine hayır ve rahmetini esirgeme. İbrahim ve O’nun âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi kulun ve ümmi peygamber olan Rasûlün Muhammed (s.a.v.)’e ve O’nun hanımlarına ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan eyle, şüphesiz sen övülmeye layık ve yücelerin yücesisin.


Bu eseri H. 670 yılı Ramazanı 14. pazartesi günü Dımaşk’ta bitirdim.


[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 553.
[2] Müslim, Cennet 18. Ayrıca bk. Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8, Enbiyâ 1.
Bir benzeri 708’de geçmişti. 1889 ve 1898 arası benzeri hadislerdir.
[3] Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8, Tefsîru sûre (32), 1, Tevhîd 35; Müslim, Cennet 2–5. Ayrıca bk. Tirmizî,
Tefsîru’l–Kur’ân 33, 57; İbni Mâce, Zühd 39.
[4] Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8, Enbiyâ 1; Müslim, Cennet 15. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 60, Cennet 5;
İbni Mâce, Zühd 39.
[5] Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8, Enbiyâ 1; Müslim, Cennet 17.
[6] Müslim, Îmân 312.
[7] Buhârî, Rikak 51, Tevhîd 36; Müslim, Îmân 308. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 39.
[8] Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8, Tefsîru sûre (55) 2; Müslim, Cennet 23–25. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 3.
[9] Buhârî, Rikak 51; Müslim, Cennet 8.
[10] Buhârî, Bed‘ü‘l–halk 8; Müslim, Cennet 11.
[11] Buhârî, Cihâd 5, 6, Bed‘ü‘l–halk 8, Rikak 51; (Hadisi Müslim rivayet etmemiştir). Ayrıca bk.
Tirmizî, Fezâilü’l–cihâd 17.
[12] Müslim, Cennet 13.
[13] Buhârî, Rikak 51.
[14] Müslim, Cennet 5.
[15] Müslim, Cennet 22. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l–Kur’ân 41.
[16] Müslim, Îmân 301. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 315.
[17] Buhârî, Rikak 51, Tevhîd 38; Müslim, Cennet 9. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 18.
[18] Buhârî, Mevâkîtü’s–salât 16, Tefsîru sûre (50), 2, Tevhîd 24; Müslim, Mesâcid 211. Ayrıca bk.
Ebû Dâvûd, Sünnet 19; Tirmizî, Cennet 16; İbni Mâce, Mukaddime 13.
[19] Müslim, Îmân 297. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l–Kur’ân 11.
[20] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 558.
Kaynak: Riyazü-s Salihîn