KARACAOĞLAN


XVII. yüzyılda yaşamış saz şairlerindendir. Bu şairler sazlarını asıp köy köy dolaşır kahvelerde meydanlarda düğünlerde şiir söylerlerdi. Onun için bunlara halk şairi denirdi. Karacaoğlan da Güney illerinden çıkma bir halk şairidir.1606 yılında Adana'nın Fersak köyünde doğmuştur. Sailoğullarındandır. Bu aile o yörede hâlâ yaşar. Küçük yaşta saz çalıp şiir söylemeye başladı. Yeniçeri Ocağı'na girdi. Savaşlara katıldı. Dîvân’ı vardır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/56907-karacaoglan.html#post116179

Karacaoğlan derlerdi adına. Çünkü çok esmerdi. Adana'nın yanık yüzlü bağrı yanık delikanlılarındandı. Bir de sevgilisi vardı ki gece gibi kömür gözlü kara saçlı kara tenliydi. Karacaoğlan ona “Karakız” derdi o da ona “Karacaoğlan” derdi. Köy kızları Fersaklılar Kozanlılar Bahçe ilçeliler Karacaoğlan'la Karakız'ın sevdasını çekemezlerdi.Sadece onlar değil Kozanoğulları da çekemezlerdi Karacaoğlan'ın bunca sevilmesini. Günün birinde güçleri yettiği için onu öldürtmek istediler. Karacaoğlan baktı ki postu deldirecek kalktı bir kış günü sazını boynuna astı:

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül hayran olmuş

Gezer Elif Elif diye... sözlerini diline dolayıp yollara düştü. Çıkış o çıkış... Bir daha ne Karakız'ın yüzünü görebildi ne Fersak'a dönebildi. Ama Elif'in aşkı yüreğini yakardı. Her gittiği yerde; her baktığı kızda Elif'i görürdü sanki. Karacaoğlan dolaşa dolaşa Van'a kadar gitti. Oradan Irak'a geçti. Oradan Arabistan'ı dolaştı. Oradan İran'a girdi. Her gittiği yerde korundu her gittiği yerde insanların gözdesi oldu. Koşma türkü mâni varsağı kayabaşı üçleme ağıt güzelleme koçaklama destan gibi her türden şiir söylemişti. En çok on birli heceyle yazmıştı. Bu onun bağlamasına daha uygun geliyordu. Sazı üzerinde çırpmayı bir kere gezindirdi miydi arkası sökün ediveriyordu.

Kolay ve rahat söyleyişi nedeniyle şiirleri hemen halkın hâfızasına yerleşiyor bir daha da silinmiyordu. Bu sebeple içtenlikle söylenmiş olan bu deyişler yüzyıllar boyu halk arasında Yunus ilâhileri gibi söylenir oldu.

Başka şairler ondan esinlendiler hattâ onun diline yatkın şiirler söylemek için yanıp tutuştular. Çoğu zaman beceremeyince de onun adının yerine kendi adlarını koyuverdiler. Böylece Karacaoğlan'ın olup da başkasının adına söylenen çok şiir vardır.Karacaoğlan deyişlerini daima sade tertemiz bir Türkçe ile dile getirdi. Aruz veznine kulak asmadı. Coştu söyledi. Çaldı dinletti. Gerek sazının çırpması gerek sözünün inceliğiyle adı Anadolu'nun dört bucağında efsaneleşti.
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sinemi yakar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye

Yüzyıllar sonra cönkleri ele geçen Karacaoğlan'ın asıl kişiliği üzerine ciltler dolusu kitaplar yazıldı. Karacaoğlan günümüzde de bütün canlılığı ile dile getirilir ve halkın en sevdiği ozanlar arasında gönüllerde yaşar.

Karacaoğlan 1674 yılında öldü.