HALİDE EDİP ADIVAR

1884 yılında İstanbul'da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Kolejini bitirdikten sonra Rıza Tevfik Salih Zeki gibi şöhretlerden felsefe sosyoloji ve matematik dersleri aldı. Çeşitli okullarda öğretmenlik müfettişlik yaptı. Üniversitede Batı Edebiyatı dersleri verdi. Anadolu hareketlerine katıldı. Onbaşı ve çavuş oldu. İkinci kocası Dr. Adnan Adıvar'la Amerika'ya gitti. Onbeş sene gurbette dolaştı. 1964 yılında 80 yaşında vefat etti.
Halide Edip kendisine öğretmenlik yapmış olan Matematikçi Salih Zeki Bey'le evlenmişti. İlk yazıIarı “nesir-şiir” halindedir. İlk romanları basit biyografi romanlarıdır. Kadın ruhunu Handan’da çok iyi anlatır. Kalb Ağrısı Zeynonun Oğlu Mev'ut Hüküm bu tipte eserlerdir. Daha sonra Kurtuluş Savaşıyla ilgili Vurun Kahpeye Ateşten Gömlek gibi sosyal amaçlı ve Ziya Gökalp'ın fikirleriyle yoğrulmuş Yeni Turan gibi romanlar da yazmıştır.
Mütareke yıllarında Sultanahmet Meydanı'ndaki Kadınlar Birliği'nin tertiplediği büyük mitingte söylediği heyecanlı nutukla halkın içine kurtuluş uğrunda savaş ateşini salmıştı. Bunu hem Sinekli Bakkal romanında hem Türkün Ateşle İmtihanı adlı hatıralarında gayet canlı bir dille anltmıştır.
Oysa Halide Edip o sıralarda Türkiye'yi Amerika koruyucu1uğu altına sokacak bir “manda” yönetimi taraflısıydı. AnadoIu'ya katıldıktan sonra bu fikirleri değişmiş ve Atatürk'ün yakınlığı ona gerçekleri göstermiştir.
Ancak Adnan Adıvarla evlendikten sonra cumhuriyetin ilk devirlerinde yapılanları beğenmedikleri ve Atatürk'e söz geçiremedikleri için yurt dışına çıktılar. On beş yıl Avrupa ve Amerika'da Türk devrimlerini tanıtacak konferanslar dersler verdiler. Ne var ki bunların hepsi de gerçekten övücü ve tanıtıcı olmadığı için memlekete ancak Atatürk'ün ölümünden sonra dönebildiler.
Yurt dışındaki çalışmalarının en güzel ürünü Londra'da yayınlanan The Daughter of the Clown (Soytarının Kızı) adlı romanı oldu. Daha sonra da eseri genişleterek Sinekli Bakkal adylı Türkçe olarak yazdı. Bu eser YakupKadri Karaosmanoğlu'nun Kiralık Konak’la başlattığı çevre romanı tarzının dilimizde en başarılı örneğidir.
Halide Edip Adıvar; edebiyatımızda ilk opera librettosu yazan kadın sanatçıdır. 1918'de yayınlanan ve Hazret-i Yusuf hikâyesini konu edinen “Ken'an Çobanları” daha sonra bestelenmiştir.
Hikâye ve romanlarının en önemli nitelikleri heyecanlı sürükleyici bir üslupla yazılması gözlemlerinin gerçekçi ve doğru olması ve kompozisyon sağlamlığıdır. Kadın karakterleri birbirine benzer. Hep aynı kuvvetli kişiliği olan kadını ele almıştır ki bu da tamamiyle kendisinin portresidir. Yalnız üslubu oldukça düzensizdir. Yazdıklarını bir daha okumadığını kendisi söylemektedir.
Daha 1918'de Ruşen Eşref Unaydın'ın “Diyorlar ki” isimli anketine verdiği cevaplarda Fazıl Ahmet Aykaç onun için şu doğru teşhisi koyuyordu:
“Halide Hanım sizi vaat ettiği güzel bir manzaranın karşısına götürüyor. Fakat oraya kadar ayaklarınız ve ayakkabılarınız sağlamsa yürüyebilirsiniz. Çünkü yol o kadar taşlı o kadar çapraşık o kadar dikenli ki. Üslup gayet karışık fakat arkasında yeni uyanık bir ruh var. Nasıl söyleyeyim? Halide Hanım'ın kitapları lezzetli ama kılçığı bol bir sardalya gibidir.”
Yazarın burada söylediği o “yeni ruh” gerçekte o zamana kadar Fransız romanı tahlilciliğine alışmış olan edebiyatımıza ruh tahlillerini yansıdıkları olaylarda gösteren Anglo-Amerikan roman tekniğinin tatbik edilmiş olmasıydı. Eğitiminin doğal bir sonucu olarak Halide Edip Adıvar bizde bu çığırı ilk deneyen sanatçıdır.Halide Edip Adıvar ikinci eşi Dr. Adnan Adıvar ile birlikte 1926-1939 yılları arasında İngiltere ve Fransa'da yaşamıştır. Bu arada Amerika'ya davet edilerek Amerika'nın başlıca üniversitelerinde Yakın Şark Fikir Tarihi’ne dair konferanslar vermiş hatta 1931-1932 yılları arasında Columbia Üniversitesi'nde misafir profesör olarak dersler vermiştir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/56901-halide-edip-adivar.html#post116173
1935'te de Hindistan'da Delhi Üniversitesi'ne misafir profesör olarak davet edilmiş Kalküta Benares Haydarabat Aligar Lahor ve Peşaver üniversitelerindeki konferansları büyük ilgi uyandırmıştır. Gerek Amerika'da gerekse Hindistan'daki konferansları üniversiteler tarafından kitap halinde bastırılan büyük edip 1939'da İstanbul'a dönmüş ertesi yıl da Edebiyat Fakültesi'nde İngiliz Edebiyatı Kürsüsü'nün başına geçmiştir.
Halide Edip 1942'de Sinekli Bakkal’la CHP Roman Ödülü'nü kazanmıştı. Eserlerinden Ateşten Gömlek 1923 ve 1949'da iki defa (Aktris Bedia Müvahhit ilk defa bu filmde sinemaya başlamıştır) Vurun Kahpeye 1949 ve 1955'te Yolpalas Cinayeti 1956'da Sinekli Bakkal 1967'de filme alınmıştır. Bu son eser 1968 yılına kadar yirmi altı defa basılarak rekor kırmıştır. Öte yandan Sinekli Bakkal romanının İngilizce'ye Norveç ve Felemenk dillerine çevirileri de batı ülkelerinde büyük ilgi uyandırmış takdirle okunmuştur.