Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon
34 sonuçtan 21 ile 30 arası
  1. #21
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Bela Çiçeği

    alsancak garı'na devrildiler
    gece garın saati bela çiçeği
    hiçbir şeyin farkında değildiler
    kalleş bir titreme aldı erkeği
    elleri yirtilmisti kelepceliydiler
    çantasını karısı taşıyordu

    hiç kimse tanımıyordu kimdiler
    gece garın saati bela çiçeği
    üçüncü mevki bir vagona bindiler
    anlaşıldı erkeğin gideceği
    bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
    bir türlü karısına bakamıyordu

    ayaküstü birer bafra içtiler
    gece garın saati bela çiçeği
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106737
    şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
    karanlık gelmişi geleceği
    birdenbire sapsarı kesildiler
    vagonlar usul usul kımıldıyordu

  2. #22
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Bence Malumdur

    dikenin
    kalbime battığı bir sonbahar günüdür
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin
    bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
    içini kurtlar kemirir
    bence malumdur
    buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
    senin ateşler içinde olduğun
    bence malumdur
    ellerin muhakkak çocuk elleridir
    hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
    onlar neden daima okul türküleridir
    süleymancıktan bahseder
    kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
    süleymancıktan
    ve karınca yuvalarından bahseder
    ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
    gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
    sen ansızın gökyüzünde görünürsün
    gözlerinin rengi
    bence malumdur
    elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
    eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
    sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
    sokakların üstüne bulutlar gelirler
    bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
    bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
    yıldızların kaybolduklari yer
    bence malumdur
    karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106738
    uzaktan yabancı sesler duyulur
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin
    elin hayallerimi dağıtır
    bilirsin
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin

  3. #23
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Bir, Üç ve Beş

    desen ki denizin tuzu
    çiğ düşmüş kadife donlu patlıcanlar
    desen ki kendilerinden karga çığlılarıyla kaçanlar
    en fakiri en zengini çirkini ve orospusu
    seni unutmuş olsun
    sen ki üşümüş gökte o yalnız bulutsun
    kıskanmadığın cömert bir maviliğin ortasında o
    bildiğin yalnızlığın ellerinden tutmuşsun
    desen ki unutulmuşsun

    denizler kızılca kıyamet akıp geçiyor
    zamana karşı geliyorsun
    bir üç ve beş leylekler artık gitti
    şimdi seni artık karanlıkta bir liman çekiyor
    unutulduğun unutulmadığın bilinmediğin bir liman
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106739
    bir üç ve beş derken şişede rom bitti
    sen yaşamaya başladığın zaman

    üşümüş gökte o yalnız bulut
    kendini hiç yerinde hissetmiyeceksin
    ***if senin
    istersen talihini billûr akıntılarla bir tut
    ellerini göğsüne kavuştur
    doğu batı kuzey güney diyerek
    koştur
    bir üç ve beş istersen rom kadehleri gibi
    nasıl ki unutulmuşsun
    devril
    ve bitir maceranı

  4. #24
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Biraz Paris

    - 1. place pigalle

    telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek
    birdenbire geldi beklemiyordum
    hayli dargın sesi kalın ve titrek
    umutsuzluğuma geldi oysa yorgundum
    üstelik incittim de istemeyerek

    akşamdı samanyolu patlamıştı
    bütün sacre coeur silme akordeon
    mulhouse'lu muydu neydi işte unuttum
    ilk yudumda ağlamaya başlamıştı
    şakaklari ter içinde gece saat on
    kibrit aranıyor göğüs geçirerek
    bütün sevgilerinde yanılmıştı

    bir omzuna almış sanki gökyüzünü
    dudakları masmavi alsace lorrain
    yüzü cermenlerin en eski hüznü
    hölderlin bakıyor sisli gözlerinden
    ellerini şöyle okşayacak oldum
    duydum nabzının gök gürültüsünü

    adı yağmur mu akşamüstü mü
    uzak bir panayırda ip atlayan çocuklar
    dalgalar vurdukça sarsılan mendirek
    gecesi kaydı mı nedense beni arar
    dilinde özürler bilerek bilmeyerek
    zenciler çaldı mı cazın hali başka
    oturduğu yerde içtikçe eksilerek
    barın camlarına orospular çiziliyor
    özlem büyük korku epeyce şaka

    telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek
    birdenbire geldi beklemiyordum
    hanidir içimden bir başkası geçiyor
    gözlerim hanidir ondan uzakta
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106740
    hölderlin'i bırakmıştım artık sevmiyordum

  5. #25
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Cebbar Oglu Mehemmed

    kaman civarina bahar gelince yikilir ovadan apdal çadirlari
    yücesinde pare pare duman tutmuş
    düdüldag'in yaylasinda mekan kurulur
    hoş gelmişsin evvel bahar
    nisan ayi içinde donanir daglar
    donanir yeşilinden alindan
    istasyon deresi kabarmiştir
    hacidag'in selinden
    daglar sira siradir eylim eylim
    daglar uzanir bir uçtan bir uca
    daglar bir birinden yüce
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106741
    yamaçlarinda kireç yakilir
    bir ömür boyunca kahri çekilir
    kimse anlamamiş sirrini hikmetini
    bu bereket nereden gelir
    başinizdan duman eksilmesin gavurdaglari
    siz hikayet eylediniz bana
    bahçe kazasinin kaman köyünden
    cebbar oglu mehemmed'in hikayesini

    yillarin yücesinden şöyle bir seyran edelim
    bir avuç topragima çöreklenmek için
    yürümüş selamsiz sabahsiz
    destursuz girmiş memleketime
    yedi çeşit frenk askeri
    ugursuz bir hava çökmüş
    üstüne memleketimin
    ugursuz ve karanlik
    çocuklar gülmemiş artik
    sessiz sessiz aglamiş analar
    oduna giderken vurulmuş
    ve yahut harman yerinde
    avuçlari bugday kokan delikanlilar

    ve nice gavurdagi kizlarinin
    birer birer irzina geçilmiş
    yalvarmiş ihtiyarlar allah'a
    - rivayet şöyledir kim -
    dumanli bir güz akşami
    şu mor daglar efendim
    destur demiş de yürümüş
    silkinip kalkmiş ayaga

    gel haberi öteden verelim
    çikmiş daglara kendiliginden
    cebbar oglu mehemmed
    fransiz'a silah çekmiş
    hür yaşamak ugruna
    irz ugruna namus ugruna
    ana için baba ve kardeş için

    şu mübarek topraklar
    şu mübarek vatan için
    derken efendim
    bir gün kaman'dan öte
    ugrun ugrun haber ulaşmiş
    urfa'nin antep'in köylerine
    gözü kanli maraş beylerine

    cebbar oglu mehemmed
    burcu burcu çam kokan bir yaz akşami
    omuz vermiş bir agaç gölgesine
    usul usul türkü söylüyor
    - hasret kuşun kanadinda
    deli kuşlar uçun gayri
    yazimiz böyle yazilmiş
    bu diyardan göçün gayri -
    kirveleri durdu ve süleyman
    on sekiz adim gerisinde
    şahin gibi tünemişler kayalarin üstüne
    avuçlari sicak bakişlari ok gibi
    deliyor her dokundugu yeri
    biri doguya bakiyor digeri batiya

    iptida durdu görüyor geleni
    yel midir toz mudur anlamiyor
    lakin biyiklari terlemeden
    çeteci olan garip ökkeş
    çok geçmeden getiriyor haberi
    tabur tabur üstümüze variyor
    düşman yola çikti savranli'dan

    hemen mevzie sokuldu mehemmed
    yanibaşinda durdu ve gerisinde süleyman
    çeteler yer tutup pusu kurdular
    kanli geçit boyuna
    düşman yanaşirken kaman köyüne
    bekletmeden yaylim ateşi açildi
    mermi kurşun yagmur gibi saçildi
    ilk seferinde on beş kişi vurdular
    ve bir hayli düşman kirdilar
    yamaçlarda koptu kizilca kiyamet
    cesaretlerine söz yoktu ama
    neyleyip nitsinler düşman daha çoktu
    düştü birer birer bütün yigitler
    gürültüler bogazda sustu nihayet

    demek diz üstü düşmüş mehemmed
    kirvesi durdu'nun yanibaşina
    kanlar akar yarasindan
    al al olmuş çevresinden

    köpük köpük gözlerini doldurur
    bir başina mehemmed yedi düşman öldürür
    mavzerinin namlusu hala sicak
    tutulmaz
    ölümün derdi büyük yigenim
    çare bulunmaz

    ayni akşam dogurmuş karisi döne
    mavi gözlü bir çocuk sarişin
    bir avuç toprak sarmişlar altina
    ve kemal koymuşlar adini

  6. #26
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Cinayet Saati

    haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
    demirlemişti eli kolu bagliydi agliyordu
    dört biçak çekip vurdular dört kişi
    yemyeşil bir ay gökte dagiliyordu

    deli cafer ismail tayfur ve şaşi
    maktulün onbeş yillik arkadaşi
    üçü kamarot öteki aşçibaşi
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106742
    dört biçak çekip vurdular dört kişi

    cinayeti kör bir kayikçi gördü
    ben gördüm kulaklarim gördü
    vapur kudurdu kuduz gibi bögürdü
    hiç biriniz orada yoktunuz

    demirlemişti eli kolu bagliydi agliyordu
    on üç damla gözyaşini saydim
    allahina kitabina sövüp saydim
    şafak nabiz gibi atiyordu
    sarhoştum kasimpaşa'daydim
    hiç biriniz orada yoktunuz

    haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
    polis katilleri ariyordu
    deli cafer ismail tayfur ve şaşi
    üzerime yüklediler bu işi
    sarhoştum kasimpaşa'daydim
    vapuru onlar vurdu ben vurmadim
    cinayeti kör bir kayikçi gördü

    ben vursam kendimi vuracaktim

  7. #27
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Cinnet Çarşisi

    - 4. sirkeci garpalas 32

    elektrik çiçekleri açildi mi sayaç dönüyor
    ben de dönüyorum sirkeci garpalas 32
    birisi neuilly'den iki uçak mektubum var
    hangisini açsam birkaç satir daha yalnizim

    çocukluk serüvenlerim tüccar horn filmindeki

    hangi kiz yüzüme baksa mutlaka parasizim
    yildiz falimda yolculuk görünüyor
    benim için bir şey yapin suçlu degilim ki
    kimin kapisini çalsam elini tutacak olsam
    kendiliginden atiyor bütün sigortalar
    şehrin bütün işiklari bir anda sönüyor
    ben de sönüyorum sirkeci garpalas 32
    birisi neuilly'den iki uçak mektubum var

    yine bir radyo isligi siziyor kulaklarima
    şimdi baylan'a gitsem hiç kimseyi bulamam
    iki kirk beş seansi başladi üstelik yagmur

    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106743
    yoksa seni içim sira çok mu hizli yaşadim
    uzak oldugumuz halde ne oldu bilmiyorum
    aramizda her şey bitti artik gelmesen de olur
    bana yazmasan da olur seni hiç sevmiyorum
    halbuki gelip gelip rüyalarima giriyor
    o çocuk yüzlü siyah trençkotlu kadin
    aylardir bir plak arayan sayanora ismindeki
    onu yüksekkaldirim'da akşamlari görüyorum
    siyah bir lale gibi yorgun boynu bükük
    yari yariya yabanci yaridan fazla uykusuz
    kim oldugumu bilmiyor ne yaptigini bilmiyor
    bir vitrin aydinliginda gizlice bakişiyoruz

    rahmaninof'un piyano konçertosu saat dokuz
    nargile meraklisi kadinlar emirgân'da tek tük
    yine her satir başinda vlaminck'e dönüyorum
    yirtici bir kuş gibi yalniz bulutlar içindeki
    ne kadar ampul varsa beyoglu'nda kör kütük
    kirli bir sis islak elleriyle hepsini örtüyor
    yine konyak sarisi yumuşak bir sonbahar
    herkes ümitsizligini sirtlamiş evine götürüyor
    ben de götürüyorum sirkeci garpalas 32
    birisi neuilly'den iki uçak mektubum var

    nerdesin inge nerdesin nerede degilsin ki

  8. #28
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Çariçin'de Geçen Kış

    Akşamları göl eflatun bir keder
    Sazlıklarda pırıl pırıl
    Buz tutmuş bataklık kuşları
    Ağaçlardan
    Çürük sarı ve kızıl
    Son yapraklar dökülüyor
    Rüzgarlı sonbahardan
    Nasılsa kurtulmuşları
    Gümüş karanlığında anlaşılmaz sesler
    Havada mutsuz bir bulut
    Umutsuz ve kararsız süzülüyor
    Neredeyse akşam yıldızı
    Yorgun kırmızı
    Neredeyse ay
    Neredeyse ay
    (Herşey niçin bu kadar eski
    Niçin bu kadar uzak)
    Çariçin'de geçen kış
    Tepeden tırnağa katran ve su buharı
    Volga'nın uykusuna bir rüya gibi sarkmış
    Ateşten örümcek nehir vapurları
    Neredeyse akşam yıldızı
    Yorgun kırmızı
    Neredeyse ay
    Neredeyse ay
    Çariçin'de geçen kış
    Dalgın bir sarışın
    Karanlık bir miralay
    Birisi nijniy novgorod'dan henüz gelmiş belki
    Belki kazan'a öbürü yol açacak
    (Herşey niçin bu kadar eski
    Niçin bu kadar uzak)
    Çariçin'de geçen kış
    Seyrek sakallarında yıldızlar
    İskelede namaza durmuş
    İhtiyar bir tatar
    Altında sokak lambasının
    Dalgın bir sarışın
    Karanlık bir miralay
    Kadının astragan mantosu sırtında
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106744
    Uzun ve beyaz ellerini çaresiz kavuşturmuş
    Kısa kirpiklerinde incecik buz tozu
    Adam buz mavisi pelerin astragan kalpak
    İçinde bir atmaca ayrılık korkusu
    Yüreğini parçalar
    (Herşey niçin bu kadar eski
    Niçin bu kadar uzak)
    Çariçin'de geçen kış
    Neredeyse akşam yıldızı
    Yorgun kırmızı
    Neredeyse ay
    Neredeyse ay
    Kararmış bir çan gibi çınlıyor
    Donmuş gölün üstünde akşam ayazı
    Kararmış ve kocaman
    Konakta zaman zaman
    Koridorda ürkek ayak sesleri
    Kapının ardında fısıltılar
    Onun için herkes kaygılanıyor
    Bugün de geçti svetlana radiçeva
    Ardında nemli bir is kokusu
    Giderilmez pişmanlıklar
    Eflatun bir keder
    Bırakarak

  9. #29
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Duvar

    "bu şiir ikinci dünya savaşı içinde kahredilen bütün dünya duvarları için yazılmıştır"


    ben bir duvarım hiç güneş görmedim
    sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar
    yüzümüz benek benek tahta kurusundan
    ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar
    Ñkelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim
    Ñsıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan
    Ñdilim dilim sırtımdaki yaralar
    ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim
    biz de duvarız dinleyen duyan düşünen duvarlar
    bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
    ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar

    yüzündeki deniz parlaklığıyla durur hatıramızda
    o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk
    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
    bir cumartesi akşamı girdi kapımızdan
    gözlerinde kıpkızıl diken diken öfkesi
    adeta birdenbire aydınlandı zindan
    onu böyle görünce nasıl da korkmuştuk
    sapından fırlamış bir balta gibi çehresi
    ve omuzlarında delikanlı gölgesi

    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda
    o sırtüstü yatağında yatardı
    sımsıcak gözleri şimdi bile aklımdadır
    bir sana bakardı bir bana bakardı
    dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
    toprak ana bütün zincirlerinden çözülmüş
    sabahlar akşamüstleri manolya gibi parlak
    tarlaların yüzü gülmüş
    işte her akşam geçtiği denize çıkan sokak
    ah işte annesi annesi sevgilisi
    işte biz dinleyen duyan düşünen duvarlar

    işte o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk
    dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
    bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
    o birkaç defa kartal gibi gitti kartal gibi döndü
    çığlıklarını değil kırbaç sesini duyduk
    biz duvarız neyleyelim gözlerimiz ağlamayı bilmez
    onu bir gece sabaha karşı büsbütün götürdüler
    kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda
    o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda

    ya biz idam duvarıyız karşımızda çok insan öldürdüler
    onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
    temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık
    öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
    getirirler vururlar biz öyle dururuz
    yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106745
    elimizden ne geldi de yapmadık
    ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz

    onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık
    bir mayıs sabahı toprak rezil gök rezil
    yıldızlar küfür gibi yüzümüze tükürür gibi
    şafak sancılarıyla iki büklümdü ufuk
    ve simsiyah çamur gibi bir manga ortasında
    siyaset meydanına geldi dev yumruklu çocuk
    bulutlar eğilip alnının terini sildiler
    ve mermiler birdenbire ölümü getirdiler


    o düştü biz yine ayakta kaldık
    halbuki ne kadar ne kadar yorgunuz
    öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
    ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz

  10. #30
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Attila İLHAN şiirleri

    Elde Var Hüzün

    söyleşir
    evvelce biz bu tenhalarda
    ziyade gülüşürdük
    pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/51757-attila-ilhan-siirleri-3.html#post106746
    ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
    zamanlar değişti
    ayrılık girdi araya
    hicrana düştük bugün
    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
    elde var hüzün
    o şehrayin fakat çıkar mi akıldan
    çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
    sırılsıklam aşık incesaz
    kadehlerin mehtaba kaldırılması
    adeta düğün
    hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün

Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon

Benzer Konular

  1. 29 Ekim Şiirleri - cumhuriyet bayramı şiirleri
    By Mustafa Uyar in forum Belirli Gün ve Haftalar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Ekim.2010, 17:14
  2. İlhan İrem kimdir? Biyografisi ,İlhan İrem hakkında
    By Beyza in forum Türk Büyükleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.Temmuz.2008, 15:56
  3. Attila İlhan kimdir? Biyografisi ,Atilla İlhan hakkında
    By Beyza in forum Yazarlar ve Şairler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.Temmuz.2008, 15:53
  4. Attilâ
    By şehzade in forum Türk Büyükleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.Mayıs.2007, 23:01
  5. Sen Benim Hiç Bir Şeyimsin / Attila İlhan
    By soleil in forum Aşk ve Sevgi Şiirleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.Ocak.2007, 22:09

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.