ANLATIM TÜRLERİ VE BİÇİMLERİ


DÜZ ANLATIM

Anlatım türlerinin birinci sırasında ele alacağımız bu tür, düşünce aktarmayı amaçlayan bir anlatım türüdür. Hemen hemen herkesin kabul edeceği doğruları işler. Sözcükler gerçek anlamları ile kullanılır. Kurallı cümlelerden kurulu, nesnel bir dili vardır. Açıklayıcı ve tartışmacı diye iki biçimi vardır.

DÜZ ANLATIMA ÖRNEK

Hurma ağacının boyu 15 – 20 metreyi bulur. ‘’Ayağı suda, tepesi ateşte’’ diye nitelenen bu ağaç, nemli toprak ve kuvvetli güneş ister. 15 ile 30 derece enlemleri arasında yetişir. Etli, tatlı ve besleyici meyveleri vardır. On ikinci yıla doğru meyve verir. Bir hektara genellikle 200 ağaç dikilir. Odunu yakacak olarak işe yarar. Öz suyundan palmiye şarabı, yapraklarından hasır ve sepet yapılır. Güney Cezayir, Tunus, Mısır, Arabistan, İran gibi ülkelerde çok yetiştirilir.
(Meydan Larousse VI. C. 59.s.)



SANATLI ANLATIM

Duyguları harekete geçirmeyi, izlenim kazandırmayı amaçlayan anlatımdır. Söz sanatlarından ve mecazlardan çokça yararlanılır. Anlatımı özneldir. Öyküleyici ve betimleyici diye iki ayrı biçimi vardır.

SANATLI ANLATIMA ÖRNEK

Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkanına girdim. Tatlı bir yaz sıcaklığıyla ısıtılan bu yerin havası, bitkisel özsuların hafif, sert ve yeşil buğularıyla doluydu. İstediğim çiçeklerin destelenmesine kadar bana gösterilen sandalyeye oturdum. Mutlu bir insanın hayal evi gibi, mevsim yer ve zaman dışında, istenilebilecek her türlü renkte otlar, yapraklar ve çiçeklerle dolu olan bu adeta sihirli dükkanda sessiz bir hayat ile nefes aldığı hissedilen karanlık yapraklı, bodur bir hurma ağacından başka hiçbir şeyle ilgilenmedim. Hayalim sanki güçsüz bir sinekti ve bitkisel örümcek onu birden ağlarıyla avlamıştı. Hareketsiz duran sert ağaca baktım ve düşündüm. Bir limonlukta hapsedildiği için uzaklarda kalan öteki cinsdaşları gibi öğle güneşlerinde sıcak toprağa gölge salamayan, yağmurlarla ıslanamayan, fırtınalarda sarsılamayan, gökyüzünü, yıldızları, ayı göremeyen, unutan şu ağaç, bulunduğu köşede acaba mutlu muydu?
Ahmet HAŞİM – Gurabahane-i Laklakan



NESNEL ANLATIM

Akla ve mantığa dayalı anlatımdır. Bilimsel verilere ve gözleme dayalı, ölçülebilir ve kanıtlanabilir niteliktedir. İletilen yargı kişiden kişiye değişmez. Kişisel duygulara ve kanılara yer verilmez.

NESNEL ANLATIMA ÖRNEK

Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/turkce-dersi/54813-anlatim-turleri-ve-bicimleri.html#post111992
‘’Fuzuli’’ takma adıyla tanınan Süleyman oğlu Mehmet’in nerede ve ne zaman doğduğunu kesin olarak bilmiyoruz. Yaklaşık olarak XV. Yüzyılın sonlarında Kerbela’da ya da Hille’da doğduğu söylenebilir. Bayat adında eski bir Türk aşiretine mensuptur. Safevi emirlerinden İbrahim Han’ın yanında bir aralık Bağdat’a gelmiş, sonra Hille’ye dönerek orada öğrenimini tamamlamıştır.
(Fuat Köprülü – Divan Edebiyatı Antolojisi)



ÖZNEL ANLATIM

Kişisel duygulara ve kanılara dayalı bir anlatımdır. Yargılar kişiden kişiye değişir niteliktedir. Kanıtlanabilir özellikler taşımaz. Nesnelerin gerçeği değil, kişilerin beğenisi bu anlatımın belirleyici özelliğidir.

ÖZNEL ANLATIMA ÖRNEK

Leylek, yaz mevsiminin kuşu değil, kendisi yazdır. Bir baca üstünden ufka izdüşümü düşen bir leylek şekli, hayal etme yetisine neler hatırlatmaz.; Maviliği içi bayıltan sonsuz bir gök. Yeşil bir vadide gizlenmiş, minareli, küçük beyaz bir şehir. Yarasaların uçuştuğu, kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeşil bir akşam. Alçak bir gece semasına serpilmiş büyük yıldızlar. Bütün bu yıldızlar içinde bir leyleğin düşünen gagası. Gerçekten leylek, ressam ve şairi bir takım girişik ve uyumlu hayal kurmalara çağırmak üzere yaratılmış bir kuştur.
Ahmet HAŞİM. (Leylek)



AÇIKLAYICI ANLATIM

Bilgi verme ve öğretme amacına dayalı anlatımdır. Konuları açıklığa kavuşturmak için kullanılır. Anlatım nesneldir. Tanımlamalardan, karşılaştırmalardan, benzetmelerden ve örneklemelerden yararlanılarak konu somutlaştırılır. Ele alınan konunun ne olduğu ayrıntılarıyla netlik kazanır. Bilgi vermeyi, aydınlatmayı, öğretmeyi amaçlayan her tür yazıda kullanılan bir anlatım türüdür.

AÇIKLAYICI ANLATIMA ÖRNEK

Eğitim, aslında kişinin ‘’yaşama’’ etkin biçimde uyumunu sağlayan bir etkinliktir. Bu dünya Kurulduğundan beri şu ya da bu biçimde süregelmiştir. Ailede ana ve babanın, okulda öğretmenin, toplumda yöneticilerin asıl ödevi, çocuğun günlük yaşama daha iyi uyum sağlayabilmesi için uygun ortamı sağlamaktır. Bu bakımdan eğitim, yaşama başarıyla uyum sağlayacak insan yetiştirme bilim ve sanatı olarak da düşünülebilir.
(Eğitim Psikolojisi – Cavit BİNBAŞIOĞLU)



TARTIŞMACI ANLATIM

Düşünce tartışmasından doğan bir anlatım biçimidir. Kanıların değiştirilmesini, çürütülmesini amaçlar. Bu iddiaya ve iddianın kanıtlanmasına dayalıdır. Karşıt iki düşünceden yeğlenenin neden doğru olduğu tanık gösterilerek, örnekler verilerek, karşılaştırmalar yapılarak kanıtlanması temeline dayanır. Yapılan yeğleme inandırıcı ve akılcı nedenlere dayandırılır. Okuyucunun düşüncelerini değiştirmeyi amaçlayan yazılarda kullanılır.

TARTIŞMACI ANLATIMA ÖRNEK

Bu memleket niçin bizim? Dört yüz atlıyla Orta Asya’ dan gelip fethettiğimiz için mi? Böyle diyenler gerçekten benimsemiyor, anayurt saymıyorlar bu memleketi. Gurbette biliyorlar ken-dilerini yaşadıkları yerde. Frigyalılar, Yunanlılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Moğollar’da fethetmişler Anadolu’ yu. Ne olmuş sonunda? Anadolu onların değil, onlar Anadolu’nun malı olmuş. Bu memleket bizim olduğu için bizim. Fethettiğimiz için değil.
(Sabahattin EYÜBOĞLU – Mavi ve Kara)



BETİMLEYİCİ (TASVİR EDİCİ) ANLATIM

Okuyucunun düş gücünü kamçılama ve düşüncelere görünürlük kazandırmayı amaçlayan bir anlatımdır. Nesnelerin niteliklerini ve bu niteliklerin yarattığı izlenimleri okuyucunun belleğinde canlandıracak biçimde anlatmadır. Nesnenin gerçeğine, genel ve ayırıcı niteliklerine göre yapılan, açıklayıcı betimlemedir. Kişisel duygulanımların ve yorumlamaların ağırlıkta olduğu betimleme ise izlenimseldir. Betimleme duygulara yönelik bir anlatımdır. Her tür yazıda kullanılabilir. Betimleme bir resim karesi gibidir. Bir olay ya da sav içermez.

BETİMLEYİCİ ANLATIMA ÖRNEK

Evler hep ahşap ve iki katlı. Köhne çatılar, karşıdan karşıya birbirinin üzerine abanır gibi abanır gibi uzanmış eski zaman saçakları. Ortada baştan başa uzanan bir aralık kalmış olmasa sokak, üstü kemerli, karanlık bir geçit olacak. Doğuda, batıda bu aralık renkten renge giren bir ışık yolu olur. Fakat sokağın yanları her zaman serin ve loştur. Köşenin başında durup bakarsanız her pencerede kırmızı toprak toprak saksılar ve kararmış gaz sandıkları görürsünüz. Saksılarda al, beyaz, mor sardunya, küpe çiçeği, karanfil; gaz sandıkları da öbek öbek yeşil fesleğenle dolu.
(Halide Edip Adıvar – Sinekli Bakkal)

Boğaz’ da 400 metre kare süper lüks villa satılık. Villa Avrupa mutfak, banyo, halı ve perdelerle döşenmiştir. Bahçesinde 30 metre karelik bir havuz ve büyük bir garaj bulunmaktadır. Denize uzaklığı 100 metredir.
(Gazete)



ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM

Okuyucuya olayları yaşatmak amacına dayalı devingen bir anlatımdır. İşlenen düşünce olayların içindedir. Olaylar, yere, zamana ve kişilere bağlı olarak birbirini izleyecek şekilde gelişir. Bilgilendirme amacıyla yazılanlarına, açıklayıcı öyküleme denir. Tarih kitaplarında ve kullanma kılavuzlarında bu öyküleme kullanılır. Roman, öykü gibi türlerde kullanılan ise sanatsal öykülemedir. Yer, zaman ve kişileri belirleyen yazardır. Betimleme bir resim karesine benzerken, öyküleme televizyonda izlediğimiz diziler gibi hareketlidir. Her öyküde genellikle betimleme de bulunur.

ÖYKÜLEYİCİ ANLATIMA ÖRNEK

Hacı Süleyman yürüye yürüye, dik bir kayalığın dibine vardı. Her yan keklik ötüşü kesilmişti. Ancak, binlerce kekliğin bir taneciği bile ortada yoktu. Hacı Süleyman köpeğine kızdı.: ‘’Senin burnun yok mu be? A it oğlu it!’’ diye çıkışarak köpeğe bir tekme attı. Köpek kuyruğunu ardına kıstı ve beş on adım öteye kaçtı. Hacı Süleyman’ ın gözlerini kan bürümüştü. Bu keklik bolluğunda üç beş çift olsun vurmasın ha? Elinden gelseydi, çifteyi güneşe tutup öldürücülük hırsını doyurmak için ateş edecek ve güneşi kör edecekti. Gözleriyle dört bir yanı arıyordu. İsterse keklik olmasın, canlı bir şey vurup öldürebilseydi, içi oldukça, rahat edecekti.....