Erkek Lisesi'ni bitirdi. 1971 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nden mezun oldu. 1972-1974 yılları arasında Almanya'nın Köln Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yüksek lisans çalışması yaptı.

1975-1983 yılları arasında kimya, tekstil ve ulaştırma sektörlerinde, çeşitli özel şirketlerde yönetici olarak görev aldı. 1983 yılının Mayıs ayında kurulan Anavatan Partisi'nde kurucu üye ve Genel Başkan yardımcısı oldu. Aynı yıl Kasım ayında yapılan genel seçimde Rize Milletvekili seçildi.

Bakanlık görevi

Birinci Turgut Özal hükümetinde enformasyondan sorumlu devlet bakanlığına atandı ve hükümet sözcülüğü yaptı. 1986 yılında Kültür ve Turizm Bakanı oldu. Bu dönemde Türkiye-Federal Almanya ve Türkiye-Yugoslavya Ekonomi Karma Komisyonları'nın başkanlığını yürüttü.

29 Kasım 1987 seçimlerinde yeniden Rize Milletvekili seçildi. İkinci Özal hükümetinde Dışişleri Bakanlığına atandı. Mesut Yılmaz, Yıldırım Akbulut Hükümeti'nde de üstlendiği bu görevden 20 Şubat 1990'da istifa etti.

Genel Başkan Yılmaz

15 Haziran 1991 tarihinde yapılan Anavatan Partisi Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa seçildi. Kurduğu hükümet 5 Temmuz 1991 günü TBMM Genel Kurulu'nda güvenoyu aldı. 20 Ekim 1991 günü yapılan genel seçimlerden sonra Ana Muhalefet Partisi lideri olarak çalışmalarını sürdürdü.

Yılmaz, 24 Aralık 1995'te yapılan genel seçimler sonrası Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi tarafından oluşturulan 53.Hükümetin Başbakanı olarak görev yaptı. 20 Haziran 1997 tarihinde 55. Hükümeti kurmakla görevlendirildi. ANASOL-D hükümetinde Başbakanlık yaptı.

21. dönemde yine Rize'den milletvekili seçilen ve 18 Nisan seçimlerinden sonra DSP, MHP, ANAP kaolisyonunda yeralan Yılmaz, evli ve iki çocuk babası.

Yumruk bile yedi

Yılmaz siyasi yaşamındaki en çetin mücadeleyi merkez sağın diğer lideri Tansu Çiller'e karşı verdi. Bu çekişmeler Yüce Divan tehdidini de içeren bir süreci beraberinde getirdi.

ANAP lideri, Susurluk kazasının perde arkasıyla yakından ilgilendi. Çeteyle ilgili sonuna kadar gitmezsem namerdim" iddiasında da bulunan Yılmaz bu dönemde saldırıya da uğradı.

Budapeşte'de kaldığı otelin lobisinde Veysel Özerdem tarafından yumruklanan Yılmaz'ın burnu kırıldı. İçinde bir çok soru işareti bulunan olayla ilgili dört kişi gözlem altına alınırken, sanıklar hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce dava açıldı.

Yılmaz da 1 Mayıs 1998'de mahkemeye dilekçe vererek şikayetinden vazgeçtiğini açıkladı. Böylece aralarında Özerdem'in de bulunduğu sanıklar 5 Mart Cuma günü delil yetersizliğinden beraat etti.

Aşık gitti, Mumcu geldi

Trabzon milletvekili Eyüp Aşık, 1991 seçimlerinden sonra Yılmaz'a en yakın isimlerden biri haline geldi. Ancak "Susurluk ve Çakıcı", "DYP'nin içine oynama", "DYP'den transferlerle güçlenme", "BBP ile ittifaka girme " gibi politikalarının ANAP'a ve kendisine zarar vermesiyle Yılmaz, o güne kadar sağ kolu olan Eyüp Aşık'ı yanından uzaklaştırdı.

Yılmaz'ın kamuoyunda şok etkisi bırakan, "Kendi isteğiyle Yüce Divan'a gitmek" ve türban konusunda "Soğukkanlı çözüm bulma" gibi konularda akıl hocalığını yapan Erkan Mumcu'yu sağ yanına oturttu.

Yılmaz'dan Bahçeli'ye: O büyük adam

ANAP lideri Mesut Yılmaz, partisinin Başkanlık Divanı'nda Abdullah Öcalan zirvesini anlatırken, hükümet ortaklarından Devlet Bahçeli'yi göklere çıkardı.

Abdullah Öcalan'ın infaz dosyasıyla ilgili olarak yapılan liderler zirvesinde Bahçeli'nin önce hükümeti yıkma konusunda son derece kararlı olduğunu gözlediğini ancak, gelecek nesilleri düşünerek parti tabanında meydana gelebilecek sıkıntıları göğüslemeyi kabul ettiğini söyledi ve ekledi:

"İyi ki Çiller'le değil, Bahçeli ile hükümeti kurduk. Sayın Bahçeli de kendisi ve partisi açısından doğruları savundu. Ama sonunda ülkesinin geleceği ve istikrarı için büyük adımlar attı. Şimdi MHP'nin ve Bahçeli'nin attığı bu çok büyük ama riskli adımlara yardımcı olmamız lazım."

Ancak daha sonra ANAP ile MHP arasında Yılmaz'ın Yüce Divan'a sevki için MHP'li Soruşturma Komisyonu üyelerinin oy vermesi nedeniyle soğuk rüzgarlar eserken, hükümette de güven bunalımı yaşandı. Yılmaz, hakkında kurulan sekiz soruşturma komisyonundan altısından aklanırken, SEKA ve GSM Soruşturma Komisyonları ANAP liderinin Yüce Divan'a sevki kararı aldılar.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/siyaset-adamlari/55283-mesut-yilmaz.html#post112939

Meclis Genel Kurulu'nda SEKA Dosyası için yapılan oylamaya katılan 394 milletvekilinden 172'si "Yüce Divan'a sevk", 216'sı ret yönünde oy kullandı. 6 vekil de çekimser kaldı ve Yılmaz bu dosyadan aklandı. ANAP lideri hakkında Yüce Divan'a sevk kararı verilen ikinci dosya olan GSM için yapılan oylamada da 151 milletvekili Yılmaz aleyhine, 190 milletvekili ise lehine oy kullandı. Komisyonun, "Yılmaz Yüce Divan'da yargılanmalı'' görüşüne, Meclis itibar göstermeyince ANAP Genel Başkanı son soruşturmadan da aklanmış oldu. 12 Temmuz 2000'de Başbakan Ecevit'in konutunda ziyaret ettiği ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerden sorumlu Başbakan Yardımcısı sıfatıyla hükümete katılmayı kabul etti ve 57.hükümete girdi.

alıntıdır