Hz. Peygamber’in Ölümden başka her derde devadır dediği çörekotunun, kanserli pankreas hücrelerini öldürdüğü ortaya çıktı. İşte çörekotunun mucizevi yönleri..
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sifali-bitkiler/50496-corek-otunun-sifasini-biliyor-musunuz.html#post102911

Ülkemizde ve Ortadoğu’da alternatif tıbbın gözdelerinden çörekotunun, tedavisi en zor kanser çeşidi olan pankreas kanseri için umut olabileceği belirtildi. Hz. Peygamber’in “Şu kara tane de, ölümden başka her derde çare vardır” dediği çörekotu yağında etkin olarak bulunan thymoquinone’in, kanserli pankreas hücrelerinin üremesini durdurduğu ve programlanmış hücre ölümlerini hızlandırarak bu hücreleri yok ettiği ortaya çıktı.
Araştırma henüz daha başında olsa da, sonuçlar thymoquinone’in, ameliyat ve kemoterapi geçirmiş ve kanser riski yüksek hastalarda koruyucu olabileceğini de gösterdi. Philadelphia’daki Jefferson Üniversitesi Kimmel Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Hwyda Arafat’a göre, çörekotu yağı, bağışıklık ve iltihap gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilir.

En ölümcül 4. kanser türü
Arafat ve ekibi thymoquinone eklenen kanserli insan pankreas hücrelerinin yüzde 80’inin öldürdüğünü bulguladı. Etkin maddenin, P53, Bax, bcl-2 ve p21 gibi önemli genleri etkileyerek, programlı hücre ölümünü hızlandırdığı açıklandı.
Araştırmacılar çörekotunun, tümör önleyici p53’ün ve hücre ölümünden sorumlu Bax’ın etkisini artırırken, ölümü engelleyici bcl-2’nin etkisini azalttığını ortaya çıkardı. Hücre fazlarının ayarlayan p21 geninin de etkisinin katlanması da çörekotunun ortaya konan diğer etkilerinden.
Dr. Arafat ve ekibi, thymoquinone’in kanserli pankreas hücrelerin DNA’sını etkileyerek “epigenetik” değişikliklere neden olduğunu gösterdi. Bu değişiklikler, DNA yapısına (histon adı verilen protein bloğuna), asetil gruplar eklenmesini ihtiva ediyor. Bu “asetilizasyonun” genlerin okunması ve proteinlere dönüşümünde önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.
Dr. Arafat’ın araştırması, çörekotunun etkin maddesi thymoquinone’un kanserli pankreas hücrelerine eklenmesiyle, gelişmeyi ve aktiviteyi yavaşlatan HDAC adı verilen enzimleri yavaşlattığını da gösterdi. Bu enzimler, histon proteinlerinden asetil gruplarını çıkararak gen kopyalanmasını durduruyor. Dr. Arafat, HDAC engelleyicilerinin histon deasetilizayonunu durduran yeni nesil ilaçlar arasında olduğunu ve kanser, sinirdokusu bozumu gibi hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceğini düşünüldüğünün altını çizdi. Arafat, Thymoquinone’in HDAC engelleyicisi olduğunu keşfetmenin, “kendisi için çok anlamlı ve heyecanlı” olduğunu da kaydetti.
Dünyada kanser ölümleri sıralamasında dördüncü sırada gelen Pankreas kanseri her sene yaklaşık 34 bin cana mal oluyor. Hastalık ancak yayıldıktan sonra teşhis edilebildiğinden, hastaların sadece yüzde 4’ünün tanı konulduktan 5 sene sonra yaşayabiliyor.