Fındık


Sonbaharda tazesini ve yıl boyunca kurutulmuşunu çerez olarak severek yediğimiz fındık meyvesini veren Fındık bitkileri, Huşgiller'dendir. Anayurdu ülkemizin kuzeydoğu bölgeleri olan fındık bitkileri, Antik dönemde Yunanistan'a götürülmüş ve oradan Avrupa'ya yayılmıştır. On yedi önemli türü olan fındığın günümüzdeki üretimi, yabani fındık (C. avellana), badem fındık (C. maxima) ile tombul fındığın (C. pontica) melezlenmeleriyle yapılmaktadır.

Türkiye'de yetişen fındık bitkileri, 3-5 m kadar boylanırken yurtdışında yetişen yabani fındık bitkileri 10-20 ve hatta 40 m'ye kadar boylanabilmektedir. Fındık yaprakları genelde kalp biçimli, kısa saplı, almaşık dizili, kenarları dişli, üst düzeyi yeşilin çeşitli tonlarında ve parlak, alt yüzü hafif tüylü ve mattır.

Fındığın kış mevsiminde açmaya başlayan tekevcikli çiçekleri, aynı bitkinin üzerinde ayrı ayrı yerlerde bulunur. Dişi çiçek toplulukları kasım ayından itibaren görülür. Erkek çiçekler çok daha geç ve mayıs ayında gelişir. Dişi çiçek döllendikten sonra bir kadehçik oluşturur. Meyve bu kadehçiğin içinde gelişir ve sonbaharda hasat edilir.

Fındık meyvesi, kahverengi sert bir dış kabuk ile bunun içinde açık kahverengi bir kabukla sarılı olan fındık içi ya da iç fındık denilen bir tohumdan oluşur, iç fındığın eti sarımsı ya da kirli beyaz renkli ve lezzetlidir. Fındıklar bitkiden hasat edildikten sonra yere serilip kurutulur ve kadehçiklerinden çıkarılır. Daha sonra özel fabrikalarında sert kabuğu kırılıp içi çıkarılır. Fındık tazeyken kadehçikleriyle ya da sert kabuğuyla satılır ve çerez olarak yenilir. İçi çıkarılan fındık, tuzlu ya da tuzsuz olarak kavrulur ve gene çerez olarak tüketilir. Ayrıca fındık içi çikolata, şekerleme ve pastacılık sektörlerinde kullanılır. Fındık ülkemizin en önemli dışsatım ürünlerinden biridir.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. çiğ (pişirilmemiş) fındık içinin besin değerleri şunlardır: 181 kalori: 3,6 gr. protein; 5 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 17,8 gr. yağ bunun büyük bölümü doymamış yağlardır; 0.5 gr. lif; 96 mgr. fosfor; 59,7 mgr. kalsiyum; 0.9 mgr. demir: 0,5 mgr. sodyum; 201 mgr. potasyum: 52 mgr. magnezyum; 0,13 mgr. B1 vitamini; 0.2 mgr. B3 vitamini: 0.16 mgr. B6 vitamini: 17,7 mcgr. folik asit; 24 mgr. E vitamini ve çinko minerali.

SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

Yukarıda görülen pek önemli besin değerlerinin yanı sıra;

o Fındık; ceviz, badem, antepfıstığı, kestane vb. sert kabuklu meyvelerde olduğu gibi, bedenin kansere yakalanma rizikosunu azaltır.

o Fındık, kalbimizin ve kaslarımızın dostudur: içerdiği yüksek orandaki E vitaminiyle kalp ve kas sağlığımızda etkili olan fındık, aynı nedenle hücre yıkılmalarını (ölümünü) da önler.

o Fındık, içerdiği yüksek orandaki doymamış yağlarla kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcı olur: Bedenin ısısının korunmasını ve yağda eriyen vitaminlerin bedenin en uzak noktalarına taşınmasını sağlar.

o Fındık, yüksek oranlardaki B vitaminleri ve demir mineraliyle kan yapımını destekler: Aynı öğeleri nedeniyle alyuvarların parçalanmasını önler, kansızlığa karşı koruyucu işlev yapar ve çocukların beslenmelerine yardımcı olur.

o Fındık, yüksek oranlarda içerdiği tüm maddelerle bedensel ve zihinsel yorgunlukları giderir, bedene güç katar, hastaların iyileşme dönemim kısaltır ve gebe kadınlara da yararlı olur.

o İçerdiği çinko mineraliyle bedenin büyümesinde ve cinsel hormonlarının üretilmesinde rol oynar. Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkileri olduğu da savunulmaktadır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sifali-bitkiler/29126-findik.html#post57415

Bütün bu yaşamsal değerdeki etkilerinden yararlanmak üzere, fındığın günlük diyetimize katılması, fındık içinin ya da fındıktan üretilmiş besinlerin tüketilmesi uzmanlarca ısrarla öğütlenmektedir.

Dikkat: Yağ yönünden zengin olduğu için yüksek tansiyonu olanlar ya da damar sertliği rahatsızlığını çekenler fındığı az yemelidir.

BİTKİSİNİN ÜRETİLMESİ

Fındık, kök sürgünü (piç) oluşturan bir bitkidir. Üretimi, belli kurallara uyularak bu sürgünlerinden yapılmaktadır. Sürgünler bol güneş gören, hastalıksız ve 1-2 yaşında olmalı; üzerlerinde iyi oluşmuş tomurcuklar bulunmalı ve anaç bitkinin kök yapısı sağlam olmalıdır. İşte bu koşullara uyan sürgünler, köklerine zarar verilmeden topraktan sökülür.

Dikimleri genellikle sonbaharda, kışı sert yaşayan yörelerde ilkbahar mevsiminde yapılır. Fındık fidanları, bazı üreticilerin tersini savunmalarına karşın, kesinlikle sık dikilmemelidir. Uzmanlara göre 5 m. aralıkla dikim yapılması fındık bitkileri için en iyisidir.

BİTKİSİNİN YETİŞTİRİLMESİ

İklim isteği: Dünyanın hemen hemen her yerinde yabani örneklerine rastlanan fındık, ekonomik ve iyi nitelikli ürün veren bir bitki olarak ılıman ve nemli yerlerde yetiştirilmektedir. Ülkemizde diğer bazı yörelerde yetiştirilmekte ise de, fındık yetiştiriciliği için iklimi en uygun bölgemiz, Karadeniz'in kıyı şerididir. Bu bölgede de en iyi bitki gelişimi, kıyıdan 35-40 km. içeriye kadar ve denizden 500 m. yüksekliğe kadar olan alanlarda gerçekleşmektedir.

Fındık, yıllık ortalama sıcaklığı 13-16 derece olan, en düşük sıcaklık -8, -10 dereceye indiği ve en yüksek sıcaklığın 36-37 dereceyi geçmediği yerlerde en iyi yetişir. Kışın açan çiçekleri -10 dereceye kadar zarar görmez. -15 derecede zarar görme oranı artıp -20 derecelerde tüm çiçekleri ölür. Fındık bitkisi için havanın nemi de büyük önem taşır:

Haziran-temmuz-ağustos aylarında havanın nem oranı %60'ın altına düşmemelidir.

Toprak isteği: Fındık bitkileri toprak bakımından aşırı seçici olmamakla birlikte en iyi, organik madde yönünden zengin, humuslu, tınlı, tınlı-killi ve derin toprakta gelişme gösterir ve bol ürün verirler. Fındık, toprağın pH'ı 6-7 arasında olan yerleri sever. Taşlı, kumlu çakıllı ve ağır topraklar ile taban suyunun yüksek (yani yüzeye yakın) olduğu yerlerden hoşlanmaz, kireçli topraklarda yetiştirilemez.

Sulama: Fındık bitkilerinin ekonomik olarak yetiştirilebilmesi için bölgede yıllık yağış ortalaması en az 700 mm. olmalı ve yağışlar aylara göre dengeli olarak dağıtmalıdır. Ama yıllık yağış ortalamasının 1.200-1.300 mm. olduğu yerlerde dahi, bazı sıcak ve kurak yıllarda haziran-temmuz aylarında bitkinin sulanması gerekmektedir.

Gübreleme: Fındık fidanlarının dikiminden başlayarak sağlıklı olarak gelişmesi, iyi taçlanma göstermesi ve verime yattıktan sonra iyi ürün vermesi için gübreleme büyük önem taşımaktadır. Bitkiye gerekli besin maddelerinin saptanmasında, kesenkes toprak ve yaprak analizleri yapılmalıdır. Bu analizlerin sonuçlarına göre fındık bitkilerine azotlu, fosfatlı ve potaslı fenni kompoze gübreler verilir. Ayrıca analiz sonuçlarına göre kalsiyum, magnezyum, demir, mangan, çinko, bor ve bakır gibi mineral besin maddeleri de verilmelidir.

Fenni gübrelerden gayrı toprağa iyi yanmış çiftlik gübresi verilmesi, ürün veriminin artmasında etkili olur. Bu gübrenin, ahırda 80 cm. kalınlıktaki tabakalar halinde 6 ay-1 yıl kadar bekletilmiş ve tabakalara fosforlu gübre ile kireç katılarak iyi yanmalarının sağlanmış olması gerekmektedir.

Budama: Fındık yetiştiriciliğinde budama, yapılması gereken işlerin başında gelir. Budama zamanında yapılmaz ya da eksik kalırsa büyük ürün kayıplarına yol açar. Fındıkta esas budamalar sonbahar ya da kış mevsimlerinde yapılır. Tamamlayıcı budama ilkbahar mevsiminde yapılmaktadır. Fındık bitkilerinde şekil, ürün ve gençleştirme budamaları yapılır. Ayrıca bitkilerin yetiştirildiği ocaklarda kök ve dip sürgünü temizlikleri yapılmalıdır. Bütün bu uygulamaların fındık bitkilerini iyi tanıyan kişiler tarafından, kurallarına uygun ve özenli şekilde yapılması çok olumlu sonuçlar verir.

Hasat (Derim): Fındık bitkilerinin hasadından en az 5-10 gün önce bitkilerin altı iyice temizlenir. Fındıkların hasat olgunluğuna geldiği; kadehçiklerin iyice sararıp kızarması, fındık tanelerinin kadehçik içinde oynamaya başlaması, sert meyve kabuğunun kızarması ve fındık içinin kendine özgü sertlik ve tadı alması ve bir de dallar sallandığında meyvelerin 3/4'ünün dökülmesiyle anlaşılır.

Zamanından erken yapılan hasatta, fındık içi kabuğu doldurmaz, buruşukluk ve verim düşüklüğü başlar, meyvenin niteliği düşer. Hasat, bölgelere göre ağustos ayı içinde ve eylül ayı başlarında yapılır. Fındıklar elle teker teker, dallar sıyrılmadan ve kırılmadan özenle yapılmalı, fındığı alınan dal yavaşça yerine bırakılmalıdır. Dallarda hoyratça yapılan toplamada meydana gelen örselemeler, ertesi yılın verimini kötü yönde etkilemektedir.

Hastalık ve zararlılarıyla mücadele: Fındık bitkilerine dadanan zararlı ve hastalıklarla, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, aksatılmadan ve eksiksiz mücadele sürdürülmelidir.