Herkesin kirazı kendine göre… Çocuklar, kirazlı şapkalarla mutlanmış, bedenine özen gösterenler aspirin niyetine kiraz yemiş, ünlü yazar Sait Faik ise şairce bir yaklaşımda bulunup kiraz mevsiminde insanları aşka davet etmiş.

Şimdiki çocuklar, kirazı dalından koparmanın heyecanını ne oranda yaşayabiliyor bilmiyorum ama ellerimi kan kırmızıya boyayan kirazları dallarından toplayıp, bazılarını kulaklarıma küpe yapıp diğerlerini de afiyetle yediğim günleri hiç unutmuyorum. Babaannemin, her yaz büyük sevinçle gittiğim bahçesinde önce erik ve elma, sonra da tepede bir kuytuda gizlenmiş kiraz ağaçlarını ziyaretim, henüz kızarmaya başlayan kirazları dallarından usulca koparışım, dün gibi hatırımda.

Kiraz ağacının gölgesinden çok, kirazlardı çocukluk düşlerimize eşlik eden. Minik şapkalarımızın kenarına iliştirilmiş plastik kirazlar ise gerçekleri kadar sevimliydiler.
Kiraz çiçekleri...

Çocukluk günlerine kattığı lezzet ve biriktirdiği anıların yanı sıra zaman zaman erotizme de yelken açan kiraz, her mutfak kültüründe yer bulduğu gibi resim, şiir, roman ve filmlere de konu olmuş; çağrışımı bol, en estetik, 'en şık' meyve kabul edilmiş. Sevgiliye, 'kiraz dudaklım...' diye hitap etmek, ne çok şey barındırıyor örneğin ve kiraz çiçekleri beyaz gelinlik giymiş genç kızlara ne çok benziyor...
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sifali-bitkiler/24932-dallari-kiraz-basti.html#post47331

"Kirazımız dal bastı /Dalları kiraz bastı /Delikanlı söz etti /Kızlar yüzünü astı /Bu kiraz budak budak /Olur mu kiraz dudak / Yarımcanın güzeli, canımdır sana adak" denilen manilerimizden, "kiraz ağacının güneşi"nden söz eden Pablo Neruda'ya kadar, ruhumuzun beslenmesine de yardımcı olmuş bu güzel, sevimli meyve. "Bahçenizde elmadan sonra bulundurmanız gereken ikinci ağaç kiraz ağacı olmalıdır" demiş, "Tabiat Haklıdır" kitabının yazarı ünlü bitki uzmanı Maurice Messegue. Ve boşuna söylememiş Sait Faik, "Nasıl etsem, nasıl yapsam da /meydanlarda bağırsam /sokak başlarında sazımı çalsam /anlatsam şu kiraz mevsiminin /para kazanmak değil /sevişmek vakti olduğunu" diye!
Kavurucu yaz günleri için, soğutulmuş halde yenen kirazın en ideal meyve olduğunu vurgulayalım ve yaklaşık bir buçuk ay süren kiraz mevsiminde, kirazın her biçimde tanıdı çıkarmanızı dileyelim.
Kerasus'tan kiraz'a

Hem biliyor musunuz, kirazın da anavatanı Anadolu'dur. Dünyaya 'Kerasus'tan (Giresun) yayılmış, M:Ö 64'te Romalı bir komutan tarafından önce Roma'ya götürülmüş, dünya geneline yayılması böylece başlamış. 'Kerasus'un meyvesi', Türkçe'de 'kiraz'a dönüşürken, Batı dillerinde 'cherry' olarak evrilmiş zamanla. Belki de bu nedenle Giresunlular, kentlerine adını veren kirazın tadını çok iyi çıkarırlar. Kirazın tatlısını, tuzlusunu, sütlüsünü yemek mümkündür Giresun'da. Söz açılmışken, Malatya'da da kiraz yaprağından 'kiraz sarması'nın yapıldığını belirtelim.

Türkiye dünyada birinci

Dünyada 1500 çeşidi bulunan kirazın Türkiye'de yaklaşık 10 kadar çeşidi var. Son yıllarda zirai tekniklerle oluşturulan meyve bahçelerinde ağaçların sayıları sekiz milyon adedi geçiyor. Ülkemiz kiraz üretiminde ve ihracatında dünya birinciliğini yakalamış durumda.

Kiraz sapı gibi incecik olun!


Kanı sulandırması nedeniyle, 20 adet kirazın bir aspirine denk geldiğini söylüyor bilim adamları. Karasıyla, pembesiyle, beyazıyla kiraz, diyetlerin de vazgeçilmezlerinden... Öyle ki çok kiraz yiyenlerin 'kiraz sapı gibi incecik' olacağına inanılıyor. Hem, kiraz sapı deyip geçmeyelim, bir tutam kiraz sapını kaynatıp çay niyetine içmenin yararları saymakla bitecek gibi değil. İsterseniz kiraz saplarının yanına çekirdeklerini de koyabilirsiniz. Tansiyona iyi gelir, böbrekleri çalıştırır, hazmı kolaylaştırır, sakinleştirici etkisi vardır, ağrıya sızıya devadır. Vücutta biriken zehirli maddelerin karaciğer ve böbrek yoluyla dışarı atılmasını sağlar. A vitamini deposu kiraz gözlere iyi geliyor. Kırışıklıkları önlüyor.