YÜRYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Bir kabartma haritaya dokunduğumuzda kimi yerlerin kabarık, kimi yerlerin de çukur olduğunu hissederiz. Haritaların alt kısmında farklı renklere bölünmüş bir çubuk vardır. Bu çubuk haritanın “İşaretler” bölümünde yer alır ve yükseklik basamaklarını gösterir. Bu renkler bir yerin deniz seviyesinden ne kadar yüksekte olduğunu gösterir. Deniz seviyesi “0” (sıfır) metre olarak kabul edilir. Haritadaki en yüksek yerle beyaz ve koyu kahverengi renkle gösterilir. En alçak yerler için ise yeşil renk kullanılır.

Bir yerin dağlarını, platolarını, ovalarını, vadilerini, akarsularını, göllerini gösteren haritalar Fiziki haritalardır.



Başlıca yeryüzü şekillleri
Dağ: Çevrelerine göre daha yüksek ve tabandan zirveye kadar yamaçları eğimli yeryüzü şekilleridir.
Plato: Akarsular tarafından derince yarılmış, çevresine göre yüksekte kalan derin düzlüktür
Ova: Akarsular tarafından derin yarılmamış, çevresine göre alçakta olan geniş düzlüktür
Vadi: Akarsuyum yatağını aşındırarak oluşturduğu yeryüzü şeklidir.

Akarsu: Kaynak, yağmur veya eriyen kar ve buzul sularıyla beslenen; belirli bir yatak boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur.
Göl: Karadaki çukurluklara birikmiş durgun sudur.
BÖLGELERİMİZİN YÜZEY ŞEKİLLERİ:
Akdeniz Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Bölgenin yüzey şekillerini sıradağlar olan Toroslar belirler.
Başlıca Dağları Toros Dağları, Bey Dağları, Sultan Dağı, Geyik Dağları, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı ve Binboğa Dağları.
Başlıca Akarsuları Asi, Seyhan, Ceyhan, Göksu, Manavgat, Aksu, Dalaman.
Başlıca Gölleri Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl, Elmalı
Başlıca Ovaları Çukurova, Amik, Antalya

Karadeniz Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Dağlar denize paralel uzanır. Bu yüzden kıyılarda girinti çıktı fazla değildir. Kıyı kısmı dardır, dağlar sahilden itibaren hemen yükselir. Kıyı ve iç kesimler arasında ulaşım geçitler sayesinde sağlanır.
Başlıca Dağları Kaçkar dağları, Çimen Dağları, Kop dağları, Mescit dağları, Canik dağları, Küre dağları, Ilgaz dağları, Köroğlu dağları, Bolu dağları
Başlıca Akarsuları Kızılırmak(Ülkemizin en uzun nehri), Yeşilırmak, Çoruh, Sakarya.
Başlıca Gölleri Uzungöl, Abant
Başlıca Ovaları Çarşamba, Bafra, Suluova, Taşova.
Ege Bölgesi:
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sosyal-bilgiler-dersi/67856-3-unite-bolgemizi-taniyalim-ozet.html#post132233
Genel olarak yüzey şekilleri Dağlar denize dik uzandığı için kıyılarında girinti çıktı fazladır. Bu yüzden kıyılarında çok sayıda koy, körfez, ada ve yarımada vardır.
Başlıca Dağları Kaz dağları, Bozdağlar, Menteşe Dağları, Murat Dağları, Sandıklı Dağı, Murat Dağı.
Başlıca Akarsuları Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes
Başlıca Gölleri Marmara, Bafa (Çamiçi)
Başlıca Ovaları Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes
Marmara Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Bölgenin yüzey şekilleri oldukça sadedir. Ovalar, düzlükler geniş yer kaplar.İki tane boğazı bulunur. (Çanakkale veİstanbul)
Başlıca Dağları Samanlı Dağları, Uludağ, Yıldız Dağları
Başlıca Akarsuları Sakarya, Meriç, Ergene
Başlıca Gölleri İznik, Sapanca, Manyas, Ulubat
Başlıca Ovaları Bursa, Sakarya, Ergene
İç Anadolu Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Bölgenin yeryüzü şekilleri sadedir. Yükseltisi fazla değildir.
Başlıca Dağları Erciyes, Karadağ, Karacadağ, Hasandağ, Melendiz
Başlıca Akarsuları Kızılırmak, Sakarya,
Başlıca Gölleri Tuz Gölü, Akşehir, Eber.
Başlıca Ovaları Konya ve Aksaray Ovaları.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Yerşekilleri sadedir. Bölgenin kuzey kesiminde Toros Dağlarının devamı uzanır.
Başlıca Dağları Karacadağ
Başlıca Akarsuları Fırat ve Dicle
Başlıca Gölleri Bölgede doğal göl yoktur.
Başlıca Ovaları Harran, Suruç, Birecik ve Ceylanpınar ovaları
Doğu Anadolu Bölgesi:
Genel olarak yüzey şekilleri Yüzölçümü en büyük bölgemizdir. Aynı zamanda yükseltisi en fazla olan bölgemizdir.
Başlıca Dağları Kop Dağları, Allahuekber Dağları, Munzur Dağları, Ağrı Dağır (5165 metre ile ülkemizin en yüksek dağı), Tendürek, Aladağ, Süphan, Nemrut Dağı.
Başlıca Akarsuları Fırat ve Dicle nehirlerin kaynağı bölgededir.
Başlıca Gölleri Van (Ülkemizin en büyük gölü), Çıldır, Nazik, Hazar, Balık, Bulanık.
Başlıca Ovaları Malazgirt, Muş, Tercan, Pasinler, Iğdır
İKLİM VE İNSAN FAALİYETLERİ
İklim: Bir yerde hava olaylarının uzun yıllar boyunca gösterdiği ortalama durumdur
Hava Olayı: Atmosferde meydana gelen yağış, nem, rüzgar meteoroloji ile ilgili olaylara hava olayı denir Hava Durumu: Hava olaylarının kısa süreli durumudur
Günler öncesinden havanın nasıl olacağını bilmek insanların günlük yaşamlarını, plan ve programlarını etkiler. Örneğin o günkü hava tahminine göre hava yağmurluysa şemsiyemizi alarak evden çıkarız. Havanın kısa ya da uzun süreli nasıl olacağını bilmek üreticiler açısından önemlidir. Üretim faaliyetlerinin bir çoğu yağmurun yağması, sıcaklıkların düşük ya da yüksek olmasıyla ilgilidir.
Hava olayları günlük yaşamımızı olumlu veya olumsuz etkiler. Yurdumuzun farklı yerlerinde aynı günde değişik hava olaylarına rastlanmaktadır. Bu durum ülkemizde değişik iklim tiplerinin yaşanmasından kaynaklanmaktadır.
ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN İKLİMLER
Ülkemizde başlıca üç iklim tipi görülmektedir. Bunlar Karasal, Akdeniz ve Karadeniz iklim tipleridir.




Akdeniz İklimi Yurdumuzun Akdeniz ve Ege kıyılarında etkisini gösterir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Bu iklim tipinin hakim olduğu yerlerde don olayları az görülür
Karadeniz İklimi: Karadeniz kıyıları boyunca görülür. Her mevsim yağışlıdır. Yazlar serin, kışlar ılık geçer, iklimin özelliği bölgenin batısından doğuya doğru gidildikçe daha belirginleşmesidir.
Karasal İklim: Deniz etkisinden uzak olan iç kısımlarda görülen iklim tipidir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Yaz ve kış mevsimleri arasındaki sıcaklık farkı oldukça yüksektir.
İklimin İnsan Faaliyetlerine Etkisi
-Tarım
-Ulaşım
-Konut tipi
-Bitki örtüsü
-Beslenme
-Turizm
-Hayvancılık
-Giyinme
YAŞANACAK YERLER
İnsanlar yerleşim yeri olarak;
İş bulma imkânı fazla olan,
İklimi uygun,
Su kaynaklarının bulunduğu,
Toprağı verimli ovaları,
Maden yataklarının çevresini,
Sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu yerleri,
Ulaşım uygun olan yerleri,
Turizm alanlarına yakın yerleri tercih ederler.
Yükseltinin fazla, iklim koşullarının olumsuz, ekonomik faaliyetlerin gelişmemiş olduğu yerlerde nüfus azdır. Bütün bu coğrafi özellikler nüfus yoğunluğunu doğrudan etkiler.
BÖLGELERİMİZ VE YERLEŞME ÖZELLİKLERİ:
İzmir, Ege Bölgesi’nde nüfus yoğunluğu fazla olan ilidir. İzmir limanı ülkemizin en önemli ihracat limanlarından birisidir. Tarım, ticaret, sanayi ve ticaret potansiyeli şehrin nüfus yoğunluğunun fazla olmasını sağlamıştır.
Karadeniz Bölgesi:
Samsun, Karadeniz Bölgesi’nde nüfusun yoğun olduğu bir ildir. Samsun’da bulunan liman, Bafra ve Çarşamba Ovaları, tarım, ticaret ve sanayi faaliyetlerini artırmıştır. Bu durumda ilin nüfusunun fazla olmasını sağlamıştır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi:
Gaziantep, ulaşım kolaylığı, sanayi ve tarım potansiyeli ile bölgenin yoğun nüfuslu şehirlerindedir.
Akdeniz Bölgesi:
Adana, Akdeniz Bölgesi’nde nüfusun yoğun olduğu bir ildir. Adana’da bulunan Çukurova, tarımsal üretimin merkezidir. Tarım ürünlerinin çeşitliği, tarıma dayalı sanayi ve ticaret nüfusun fazla olmasının sebeplerindendir.
Mersin, Limanı, sanayi kuruluşlarının yoğun olması, seracılık/tarım faaliyetleri ve turizm potansiyeli ayrıca ulaşım uygunluğu nedeniyle bölgenin fazla nüfuslu yerlerindedir.
Marmara Bölgesi:
İstanbul, Marmara Bölgesi’nde ülkemizin nüfus yoğunluğu ve nüfusu en fazla olan ilidir. Sanayi, ulaşım, ticaret, eğitim, sağlık, bancılık vb. ekonomik faaliyetler şehirde çok gelişmiştir.
İç Anadolu Bölgesi:
Ankara, İç Anadolu Bölgesi’nde nüfusun yoğun olduğu bir ildir. Başkent olması, gelişmiş sanayisi ile ulaşım kolaylıkları nüfusun fazla olmasında etkili olmuştur.
Doğu Anadolu Bölgesi:
Van, Doğu Anadolu Bölgesi’nde nüfusun yoğun olduğu bir ildir. Bu ilin bir ticaret ve sanayi merkezi olması nüfusunun fazla olmasında etkili olmuştur. Ancak Doğu Anadolu ülkemizin en seyrek nüfuslu bölgesidir. Bunun sebepleri arasında yükseltinin fazla olması, iklimin elverişsiz, sanayi ve ticaretin yeterince gelişmemiş olmasının etkisi vardır.
DOĞA VE İNSAN
Tüm canlılar yaşamak için önce havaya, suya ve besine ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçları doğadan elde ederler. İhtiyaçlarının bazıları için doğal kaynakları olduğu gibi kullanırlar. Bazı ihtiyaçlar için de doğal kaynakları ihtiyaçlarına göre değiştirip kullanırlar.
Doğal çevrede, kendi içinde bir denge ve yenilenme vardır. İnsanlar bazen doğal çevreyi değiştirirken ve ondan yararlanırken bu dengeyi olumsuz olarak etkileyecek şekilde davranırlar.
Canlıların gelecekte de sağlıklı bir şekilde varlıklarını sürdürebilmeleri içim doğal çevrenin korunması gerekir. Bu da ancak doğal çevreye duyarlı insanlar sayesinde olacaktır. Doğal çevreyi korumak herkesin görevidir. Çok basit tedbirler doğal çevreyi korumaya önemli katkı sağlar. Örneğin sanayileşmiş bir ülkede yaşayan dört kişilik bir ailenin bir yılda ürettiği çöp miktarı bir tonu geçer. Bu çöpleri geri dönüşümle geri kazandırabilir.
İNSANLAR DOĞAYI NASIL DEĞİŞTİRİRLER?
İhtiyaç Doğada Yapılan Değişiklik
Beslenme Tarım (toprağı sürme, sulama kanalları yapma)
Ulaşım Köprü, yol, viyadük, tünel vb.
Enerji Baraj, nükleer santral
Barınma Ev, otel vb.
Üretim İşyeri, Fabrika vb.
İbadet Camii, kilise vb.
ÜLKEMİZDE AFETLER:
Bir afetin görüldüğü bölgenin, o bölgenin coğrafi özellikleri ile yakından ilişkisi vardır.
A) DEPREM: Yer kabuğunun kırılıp yer değiştirmesiyle ya da yanardağ faaliyetleriyle oluşan büyük sarsıntılar deprem olarak adlandırılır. Ülkemizin %96’sı deprem kuşağında yer alır. Bunun bir sonucu olarak ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde deprem afeti görülmektedir.
Depremin Etkileri:

  1. Büyük can ve mal kayıplarına neden olur.
  2. İnsanların ruh ve beden sağlığı üzerinde uzun yıllar sürecek etkiler bırakır.
  3. Binlerce insanın sakat kalmasına neden olur.
  4. İşgücü ve enerji kayıplarına neden olur.
  5. Ülke ekonomisine büyük zararlar verir.

Deprem Zararlarını Azaltmak için:

  1. Binalar fay hatları ve yumuşak zeminler üzerine yapılmamalıdır.
  2. Bina yapımında şiddetli depremlere dayanıklı malzeme kullanılmalıdır.
  3. Deprem tatbikatları sıkça yapılmalı ve halk deprem konusunda çok iyi eğitilmelidir.
  4. Evlerimizde hareketli ve devrildiğinde insanlara zarar verecek eşyalar sabitlenmelidir.
  5. Depreme dayanıksız yapılar yıkılmalı ya da güçlendirilmelidir.

6. Deprem bölgesinde çok katlı binalar yapılmamalıdır
B) SEL: Aşırı yağan yağmurlar sonucunda eğimli alanlardan akan sular toprakla birlikte her şeyi sürükler. Akarsular ve barajlardaki suların taşmasına neden olur. Ülkemizde daha çok şehirleşme fazla olduğu için Marmara ve yağış bol olduğu için Karadeniz bölgelerinde sel felaketleri yaşanmaktadır.
Selden Korunmak için:

  • o Dere yatakları temiz tutulmalı- Ormanlık alanlar çoğaltılmalı,
  • o Akarsular üzerinde barajlar ve bentler yapılmalı,
  • o Arazi teraslanmalı,
  • o Şehirlerde atık suların tahliyesi için gerekli altyapı çalışmaları yapılamalıdır.

C) HEYELAN (YER KAYMASI): Yağışın fazla olduğu yerlerde, dik yamaçlardan aşağıya doğru toprak kayar. Bu daha çok killi toprakların olduğu ve ağaçlandırılmamış yamaçlarda görülür. Ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nde sıkça heyelan meydana gelmektedir. Bunun nedeni bölgede yağışın fazla olmasıdır.
Nedenleri:

  • o Şiddetli yağışlar,
  • o Eğimli arazi,
  • o Yol yapım çalışmaları,
  • o Ormanların yok edilmesi,
  • o Şiddetli depremler,

Ülkemizde daha çok şiddetli ve bol yağış ile arazinin fazla eğimli olması gibi nedenlerden dolayı heyelan en fazla Karadeniz Bölgesi’nde görülen bir doğa olayıdır.
Toprak kaymasında zararı en aza indirebilmek için:

  • o Riskli yerlerin yerleşim alanı olarak seçilmemesi,
  • o Eğimli arazilerin ağaçlandırılmaması,
  • o Destek duvarlarının yapılması gerekir.

D)ÇIĞ: Yamaçlarda tutunamayan kar kütlesi yüksek bir yerden koparak yuvarlanır, yuvarlandıkça büyür ve geçtiği yerlere zarar verir. Doğu Anadolu Çığ felaketinin yaşandığı bir bölgedir. Bunun nedeni bölgede kış aylarının soğuk, sert geçmesi, çok kar yağması ve bölgenin yükseltisinin fazla olmasıdır.
Çığın oluşmasını engellemek ve zararlarından korunmak için:

  • o Bitki örtüsü korunmalı ve geliştirilmeli,
  • o Çığ riski olan yerler, yerleşim yeri olarak tercih edilmemeli,
  • o Çığ riskinin olduğu yerlerde destekleme duvarları yapılmalıdır.

E) EROZYON: Hava ve çevre koşulları sebebiyle toprak, akarsular ve rüzgâr tarafından aşınarak taşınır. Bu sırada değerli ve verimli toprak kaybedilir. Yurdumuzda her yıl Kıbrıs adası büyüklüğünde verimli toprak erozyona uğramaktadır. Ülkemizde erozyon yoğun olarak İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da görülmektedir. Bunun nedeni bölgelerin bitki örtüsünün zayıf olmasıdır.
Erozyonu artıran nedenler:

  • o Toprağı koruyan bitki örtüsünün bilinçsizce yok edilmesi,
  • o Toprağın aşırı işlenmesi,
  • o Toprağın eğim yönünde sürülmesi,
  • o Şiddetli ve çok yağış,
  • o Sert rüzgarlar,
  • o Toprak ve doğal bitki örtüsüne insan eliyle yapılan müdahaleler.
  • o Verimli tarım alanları daralır. Büyük ekonomik kayıplara yol açar.
  • o Baraj göllerinin dolmasına, dolayısıyla barajların ömrünün kısalmasına neden olur.
  • o Can ve mal kayıplarına yol açabilir.

Erozyonu önlemek ve zararlarından korunmak için:

  • o Ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı,
  • o Eğimli arazilere teraslandırma (sekiler) yapılmalı,
  • o Tarlalar eğim doğrultusunda sürülmeli
  • o Baraj gölü yamaçlarını ağaçlandırmalı,
  • o Mevcut bitki örtüsü korunmalı,
  • o Erozyonun zararları konusunda halkı eğitmeli ve belli bir bilinç oluşturulmalıdır.

F) ORMAN YANGINI: Çeşitli sebeplerle Ormanlarda çok büyük yangınlar çıkar. Bu yangınlarda ormanlar çoğu zaman yok olur. Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yangınlar sıkça meydana gelir. Bunda yaz aylarının kurak geçmesi etkili olur.

alıntıdır