Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Etkili öğrenme yolları ve öğrencilere kazandırma yolları

    ETKİLİ ÖĞRENME YOLLARI VE ÖĞRENCİLERE KAZANDIRMA YOLLARI


    Bilişsel öğrenme kuramları, öğrenen kişinin, öğrenme sorumluluğunu yüklenmesi ve
    öğrenmeye etkin olarak katılması gereği üzerinde durmaktadırlar. Bu nedenle bu
    alandaki çalışmalar, son yıllarda öğrenme stratejileri üzerinde yoğunlaşmıştır.
    Öğrenme stratejisi, "öğrenen kişinin öğrenme sırasında gerçekleştirebileceği ve
    onun kodlama sürecini etkilemesi umulan davranışlar ve düşünceler"dir (1).
    Öğrenme stratejileri. belleğe yerleştirme ve geri getirme gibi bilişsel
    stratejileri ve bilişsel stratejileri yönlendirici yürütücü biliş süreçlerini
    kapsayan, öğrenenin öğrenmesini etkileyen, öğrenen tarafından kullanılan
    davranış ve düşünme süreçlerine işaret etmektedir (2).
    Öğrenciler, öğrenmeyi gerçekleştirmek amacıyla belirli davranışsal ve düşünsel
    süreçleri gerekserler. Örneğin; bir okuma materyalinin ana düşüncelerini bulmak,
    özetlemek ve not alma gibi. Bu görevleri başarı ile yerine getirebilmeleri,
    öğrenme işine en uygun birkaç stratejinin kullanımına bağlıdır. Öğrenme
    stratejileri "öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için kullandığı işlemlerdir
    (3). Kendi öğrenmesini sağlayabilen öğrencilere, "stratejik öğrenenler"
    (Strategic Learners), "bağımsız öğrenenler" (Independent learners),
    "öz-düzenleyici öğrenenler" (Self- regulated learners) gibi adlar verilmektedir.
    Arends’a göre öz-düzenleyici öğrenenler aşağıda sıralanan işlevleri yerine
    getirebilirler (4):
    1. Belirli bir öğrenme durumunu doğru olarak tanımlama,
    2. Öğrenebilmesi için gerekli en uygun öğrenme stratejisini seçme,
    3. Stratejinin ne derece etkili olduğunu izleme,
    4. Öğrenmeyi başarıncaya kadar güdülenmiş olarak yeterli çabayı gösterme.
    Araştırmalar okuma materyalini etkili bir biçimde okuyanların öğrenme
    stratejilerini kullandığını ortaya koymaktadır. Bir stratejik okuyucu, öğrenme
    ortamında hangi öğrenme stratejilerini kullanacağına karar verir, onları etkili
    bir biçimde değerlendirir ve gerektiği zaman stratejilerini değiştirir ya da
    uyarlar.İyi ile kötü okuyucular üzerine yapılan araştırmalar öğrenme
    stratejileri açısından birkaç önemli farklılığı ortaya koymuştur. Bu
    araştırmaların sonucuna göre, iyi okuyucular daha fazla öğrenme stratejilerine
    sahiptirler. Bunlar, ne yapmaları gerektiği anımsatılmadığında, büyük olasılıkla
    kendiliğinden uygun öğrenme stratejilerini kullanırlar. Örneğin; stratejik bir
    öğrencinin amacı, okuma materyalini anlamak ise, daha yavaş ve düşünerek okur;
    amaç bir durumu bulmak ise göz gezdirir (5).
    Öğrenme stratejileri yazarlar tarafından farklı sınıflandırılmaktadır. Gagne ve
    Driscoll öğrenme stratejilerini, beş ayrı sınıflama yaparak incelemektedirler:
    1) Dikkat stratejileri,. 2) kısa süreli belleği geliştirme stratejileri, 3)
    kodlamayı artırma stratejileri, 4) geri getirmeyi artırma stratejileri, 5)
    izleme- yöneltme stratejileri (6).
    Öğrenme stratejileri konusunda kapsamlı çalışmalar yapan Mayer (7) öğrenme
    stratejilerini 8 sınıfta toplamışdır; 1) Temel öğrenme durumları için tekrarlama
    stratejileri, 2) karmaşık öğrenme durumları için tekrarlama stratejileri, 3)
    temel öğrenme durumları için anlamlandırma stratejileri, 4) karmaşık öğrenme
    durumları için anlamlandırma stratejileri, 5) temel öğrenme durumları için
    örgütleme stratejileri, 6) karmaşık öğrenme durumları için örgütleme
    stratejileri, 7) kavramayı izleme stratejileri, 8) duyuşsal ve güdüsel
    stratejiler.
    Bu çalışmada öğrenme stratejileri, dikkat stratejileri, tekrar stratejileri,.
    anlamlandırmayı artıran stratejiler, yürütücü biliş stratejileri ve duyuşsal ve
    güdüsel stratejiler olarak beş grupta incelenecektir.
    1. Dikkat Stratejileri
    Çevreden gelen bilginin birey için gerekli olanlarının kısa süreli belleğe
    geçişini sağlayan en önemli süreç dikkattir. Bu nedenle öğretimde yerine
    getirilmesi gereken ilk işlev, öğrencinin dikkatini belirginleştirmek ve
    artırmaktır.
    Kendi kendine öğretim, öğrencinin birkaç dikkat stratejisinden birini
    benimsemesi, nesnel öğrenen olmasına dayanır (8). Stratejik bir öğrenci, öğrenme
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/seminer-calismalari/54386-etkili-ogrenme-yollari-ve-ogrencilere-kazandirma-yollari.html#post111202
    oluşumunda amacını belirledikten sonra dikkat stratejilerinden en uygununu
    seçerek kullanır.
    Dikkati yöneltmede kullanılan stratejilerden biri, metinde yazıların altını
    çizmedir. Anahtar sözcüklerin ve temel düşüncelerin altının çizilmesi,
    öğrenciler tarafından yaygınlıkla kullanılmaktadır. Ancak altını çizme, okunan
    metinde önemli düşüncelerle, önemli olmayanın ayırt edilmesine dayanır. Bazı
    öğrenciler tüm tümcelerin altını çizerler. Özellikle küçük sınıflarda
    öğrencilerin ön bilgilerinin yetersiz olması ve önemli düşünce ile önemli
    olmayanın ayırımını yapamaması nedeniyle bu hata daha fazla görülür.
    Arends, altını çizmenin iki yararından bahseder. Birincisi, altını çizme anahtar
    sözcükleri, temel düşünceleri fiziksel olarak yerleştirir, böylece gözden
    geçirme ve anımsama hızlı ve etkili gerçekleşir. İkincisi, altı çizilerek seçme
    süreci, varolan bilgiye yeni bilginin birleştirilmesine yardım eder (9).
    Altını çizme anahtar noktalara, temel düşüncelere okuyanın dikkatini
    odaklayacağı stratejilerden biri olmasına karşın, küçük sınıflardaki öğrenciler
    için uygun değildir. Brown ve Smiley (1977) altıncı sınıfın altındaki
    öğrencilerin önemli bilgiyi belirlemede yeterli olmadıklarını, bu nedenle altını
    çizme stratejisinden yararlanamadıklarını bulmuşlardır (10).
    İnceleme soruları da dikkat sürecini etkileyen yollardan biridir. Wittrock ve
    Lumsdaine (1977)’in yaptıkları çalışmada ön sorular, öğrencinin dikkatini
    olaylarla ilgili ya da özel yanıtlar vermeye yöneltmiştir. İlgili paragraflardan
    sonra sorulan soruların ise, dikkati yalnızca gelecek paragraflara çektiği
    gözlenmiştir. Denner (1978) ve Andre (1979) de, soruların en azından metine o an
    dikkat etmeyen öğrencilerin dikkatini metine çektiğini belirtmişlerdir (11).
    Dikkati çekmede kullanılan bir başka strateji de, metinin kenarına not almadır.
    Altını çizme gibi not almanın etkililiği, dikkati içeriğe ve anlamı destekleyen
    işleve yoğunlaştırma derecesine bağlıdır (12). Metin kenarına not alma,
    öğrencinin tekrar etmesine, yeni bilgiye hazır olmasına ve kodlamasına yardımcı
    olur (13). Metin kenarına not alma, bilinmeyen sözcükleri yuvarlak içine alma,
    anlaşılmayan yerlere soru işareti gibi işaretler koyma, önemli düşünceleri
    gösteren işaretler ve açıklamalar, öğrencinin bu kısımlara dikkatini
    yoğunlaştırmasını sağlar (14).
    Dikkatin odaklaşmasında metindeki başlıklar, alt başlıklar, şekil, grafik, şema
    ve benzeri etkili rol oynar. Dikkatini odaklaştıran öğrenci metini okumadan önce
    başlık ve tabloları, şemaları gözden geçirerek zihninde bir ön örgütleyici
    oluşturabilir. Böylece önemli düşünceleri belirlemede oluşan ön örgütleyiciler
    oldukça etkilidir (15).
    2. Tekrar Stratejileri
    Kısa süreli belleğin süre ve depolama yetikliği açısından sınırlılığı, tekrar ve
    gruplama stratejileri ile artırılabilir. Tekrar stratejileri bir listeyi
    yinelemek ya da bir metini aynen tekrar etmek gibi bilginin uzun süreli belleğe
    daha uygun işlenmesine yardım eder. Ayrıca tekrar stratejileri ezberleme için de
    kullanılır. Flavell ve Wellman (1977) küçük çocukların tekrar stratejisini
    kullandıklarını ancak anımsamanın sorunlu olduğunu belirtirler (16).
    Bilginin olduğu gibi tekrarlandığı basit tekrar (maintenance rehearsal) bilginin
    kısa süreli bellekte daha uzun süre kalmasını sağlar. Basit tekrarın bu işlevi
    dışında kullanılması yararlı değildir. Bazen, bir şiiri ezberlemek gibi,
    kullanılabilir. Bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını sağlamak için,
    bilginin anlamlı kılınması, eklemlemeli tekrar (elaborative rehearsal) ile
    olanaklıdır. Tekrar stratejisini kullanırken öğrenen kişi, olguları zihinsel ya
    da sesli yineler, bir metini aynen kopya eder ya da önemli tümceleri tekrarlar.
    Araştırma sonuçlarına göre, çocuklar anaokulundan beşinci ya da altıncı sınıfa
    ulaşırken tekrar stratejilerini öğrenirler. 6-7 yaşındaki çocuklar
    öğretildiğinde, yineleme stratejilerini kullanabilmekte, kendilerine uygun
    stratejiler üretememektedirler. 11-12 yaşındaki çocuklar ise, öğrenme sırasında
    kendiliğinden tekrar yapmakta, tekrarla ilgilenmekte ve eğitim durumunun
    hedefleri doğrultusunda tekrar davranışlarında değişiklik yapmaktadırlar.
    Öğrenilecek metin düz yazı türünde ise tekrar stratejileri, konuyu sesli olarak
    tekrarlama, yazıya aktarma, bazı bölümleri aynen alıntılama ve yazının önemli
    kısımlarının altını çizmeyi kapsamaktadır.
    3. Anlamlandırmayı Artıran Stratejiler
    Anlamlandırmayı artıran stratejiler bilginin aynen uzun süreli belleğe
    geçişinden çok anlamlı bir bütün olarak yerleşmesini sağlarlar. Yeni gelen
    bilgiye anlam verilebilmesi için bireyin konu ile ilgili önbilgileri olmalı ve
    yeni bilgiyi varolan bilgilerle ilişkilendirebilmelidir.
    Karmaşık öğrenme amaçlarının gerçekleşmesinde kendi kendine öğrenenler, açıklama
    ve soru sorma, yaratıcı sözel ya da görsel imajlarla bilinenlerden yeni bilgi
    için benzetimler oluşturma gibi taktikleri kullanabilirler. Bireyin kendine ya
    da başkalarına soru sorarak düşünme stratejisini kullanması, etkili bir kodlama
    tekniğidir. Soru sorma, okunan materyalin anlaşılmasına yardım eder. Ayrıca
    kendi kendine soru sorma bireyin sorun çözme becerisini de kolaylaştırır (17).
    Eklemleme stratejisi, varolan bilgi ile yeni bilgiler arasında ilişkiler
    kurulmasını sağlar. Bu süreçle yeni bilgi daha anlamlı hale gelecek, kodlama
    kolaylaşacak ve daha belirleyici olacaktır. Eklemleme stratejileri, yeni
    bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe, bilinenle yeni bilgi
    arasında ilişki kurularak ve birlik yaratarak geçişine yardımcı olur. Örneğin;
    bir telefon numarasını anlamlı bir tarihle, birisinin yaş günü ile
    ilişkilendirmek, telefon numarasını anlamlı hale getirecek ve uzun süreli
    bellekte kalma olasılığı artacaktır (18).
    Benzetimler, yeni bilginin daha önceden bilinen eski bilgi kullanılarak, somut
    olarak açıklanmasına yardımcı olur. Karşılaştırma kullanma da eklemlemeyi
    sağlayan bir başka yoldur. Karşılaştırmalar, düşünceler ya da özellikler
    arasında benzerlikleri ve ayrılıkları gösterir.
    Örgütleme stratejileri, eklemleme stratejileri gibi yeni materyallerin
    anlamlılığını artırır. Örgütleme stratejileri gruplama, terim ya da düşünceleri
    bir araya getirme, küçük alt parçalara bölmeyi içerebilir. Ayrıca önemli
    düşünceleri belirlemeyi ya da daha geniş bilgiden ana düşünceleri çıkarmayı da
    içerir. Örgütleme stratejisini kullanan kişi materyali yeniden yapılandırarak
    düzenleyecek ve kendisi için anlamlı hale getirecektir. Yeniden düzenlemede not
    alma, özetleme, uzamsal temsilciler oluşturma gibi teknikler kullanılır.
    Not alma; doğru olarak not alınırsa yeni bilgi, varolan bilgiye etkili bir
    biçimde ilişkilendirilir ve işlenmiş olarak bilginin düzenlenmesine yardımcı
    olur. Bununla beraber birçok öğrenci metinin altını çizmede olduğu gibi iyi not
    alamaz. Bazı öğrenciler öğretmenin söylediği herşeyi yazarlar. Bu tür
    öğrencilerin önemli düşünceleri bulmada ve amaca uygun tanımlamada güçlükleri
    vardır. Öğretmenin anlattığı herşeyi onun tümceleriyle yazmaya kalkan öğrenci,
    not almayı bilmiyordur. Ayrıca bir konuşmacı dakikada yaklaşık 125 sözcük
    kullanarak konuşur. Öğrenci kısaltarak yazmaya kalksa bile her söyleneni
    kaydetmesi olanaksızdır. Etkili not alma, bireyin kendi tümceleri ile ana
    düşünceleri saptama, önemli düşünce ve noktaları özetleyerek, birleştirerek bir
    biçim oluşturmaktır. Kiewra (1989) karmaşık bilgiyi karşılaştırma ve eklemleme
    yoluyla not almada tablo kullanmayı önermektedir (19).
    Öğrenciler tartışılan ve sunulan bilgiyi tabloya etkin olarak işleyebilirler.
    Tablo yapı ve düzenleme sağlar, önemli bilgiyi belirlemede yardımcı olur,
    karşılaştırmayı kolaylaştırır. Tablo, gelecek çalışmalar için de somut bir
    referans olarak, bilginin uzun süreli bellekte depolanmasında etkili bir model
    haline gelir (20).
    Özetleme; yazılı bir materyalin özetlenmesi etkili bir öğrenme yoludur. Özetleme
    ile metinin anlaşılması ve anımsanması kolaylaşır. Özetleme, öğrenciyi birçok
    yönden destekler. Bunlar; 1) anlamlı okuma, 2) önemli düşünceleri belirleme, 3)
    kendi tümceleri ile içeriği oluşturma (21). Böylece öğrenen kişi, bu ilkeleri
    kullanarak bilgiyi yeniden örgütler ve anlamlı hale getirir. Ancak özetleme
    yapmayı öğrenmek, zaman alır ve uygulamayı gerektirir.
    Özetlemenin öğrenilmesinde şu basamakların izlenmesi gerekir (22).
    1. Metindeki önemsiz bilgiyi belirlemek ve çıkarmak.
    2. Metindeki ana düşünceyi belirlemek ve kendi sözcükleri ile anlatmak
    3. Her paragraftaki ana düşünceyi belirlemek ve yeniden anlatmak
    4. Metinin ana düşünceleri ile yardımcı düşüncelerini anlamını bozmadan kısa
    olarak bütünleştirmek
    Uzamsal Temsilciler Oluşturma (Spatial Representations); bilgiyi aşamalı olarak
    şemalaştırma, anahatlar oluşturma, kavram haritası ve ağı oluşturma, etkili
    örgütleme teknikleridir.
    Anahatlar oluşturmada öğrenciler değişik konu ya da düşünceleri bazı temel
    düşüncelerle ilişkilendirmeyi öğrenir. Genellikle kitaplarda her bölümün ilk
    sayfası, anahatları gösterir. Böylece okuyucu temel başlık ve altbaşlıkları
    inceleyerek ilişkileri gözden geçirebilir. Birçok öğrenme stratejisinde olduğu
    gibi anahatları oluşturmada öğrenciler becerili olmayabilirler. Uygun öğretim ve
    yeterli uygulama ile öğrenciler bu konuda yetiştirilebilir.
    Şemalaştırma (haritalama); düşünceler arası ilişkilerin görselleştirimesidir.
    Metindeki önemli düşünceler birbirleri ile ilişkilendirilir. Posner ve Rudnitsky
    (1986) "kavram haritaları, yol haritaları gibidir, ancak yerleşim yerleri yerine
    düşünceler arası ilişkileri gösterir" benzetmesini yapmaktadırlar (23).
    Öğrenciler kavramsal harita oluşturmada, mantıklı kalıplara düşünceleri
    sıralamayı ve her bir konuda belirlenen anahtar düşünceleri ilişkilendirmeyi
    öğrenirler. Bilgi şemaları kimi kez aşamalı bir biçimde kimi kez de nedensel
    ilişkileri gösteren biçimde düzenlenir.
    Kavram haritası oluşturmada genellikle şu adımlar izlenir(24).
    1. Temel düşünceyi ya da diğerlerinin üstündeki en temel ilkeyi belirleme.
    2. Temel düşünceyi ya da kavramı destekleyen ikincil düşünceleri ve kavramları
    belirleme.
    3. Ana düşünceyi haritanın en tepesine ya da ortasına yerleştirme.
    4. Ana düşünce etrafındaki ikincil düşünceleri, ana düşünce ve birbirleriyle
    ilişkilerini görsel olarak gruplama.
    Bilginin şemalandırılması öğrencilere çok eğlenceli gelebilir. Bilginin
    görselleştirilmesi, öğrencilerin yeni materyali daha etkili öğrenmelerine ve
    düşünceler arası ilişkileri anlamalarına, anahat oluşturmaktan daha çok yardımcı
    olur.
    4. Yürütücü Biliş Stratejileri
    Yürütücü biliş, öğrenenlerin benimsedikleri belli öğrenme stratejilerini
    kullanma yetenekleri ve kendi düşünmelerine ilişkin düşünmektir (25). Bireyin
    kendi bilişsel süreçleri ile ilgili bilgisidir.
    Birçok yazar yürütücü bilişin iki temel öğeye sahip olduğu konusunda görüş
    birliği içindedir. Bu öğelerden biri, bilişe ilişkin bilgidir. Diğeri de bilişi
    denetim, izleme, düzenleme gibi öz düzenleme mekanizmalarıdır (Baker ve Brown,
    1984; Brown, 1982; Gagne, E, 1985; 1993). Bilişe ilişkin bilgi, bilgiyi ve
    anlayışı içerir. Öğrenen kişinin, belirli bir öğrenme durumunda kullandığı
    çeşitli öğrenme stratejileri ve kendi öğrenme sürecine ilişkin anlayışa sahip
    olmasıdır. Örneğin; görsel eğilimli bir öğrenci kavram haritaları oluşturmanın,
    yeni bilgiyi anlama ve anımsamada kendisi için iyi bir yol olduğunu bilir.
    Yürütücü bilişin ikinci öğesi bilişi izlemedir. Bilişi izleme, bireyin
    öğrenilecek durumun öğrenilmesinde en uygun stratejiyi seçme, kullanma, izleme
    ve değerlendirme, yeniden düzenleme yapma yeteneğidir (26).
    Kavrama ve bilişin kazanılması bir metindeki sözcükler, bölümler, paragraflar
    gibi bilgi öğeleri ve bilgiyle öğrencilerin yaşantıları gibi temel bilgiler
    arasındaki ilişkileri içermektedir (27). Kavrama, öğrenilen bilginin öğeleri
    arasındaki ilişkilerin ve bu bilgi ya da düşüncelerle bir bireyin sahip olduğu
    temel bilgiler ve yaşantı arasındaki ilişkilerin yapısal ya da kavramsal bir
    biçimde düzenlenmesidir. Yürütücü biliş stratejileri genellikle kavramayı
    izlemek için kullanılır. Kavramayı izleme; bir öğretim ünitesi ya da etkinliği
    için öğrenme hedeflerinin saptanmasını, bu hedeflere erişilme düzeyini
    belirlenmesini ve gerektiğinde hedeflere ulaşmak için kullanılan stratejileri
    değiştirmeyi gerekli kılar (28).
    5. Duyuşsal Stratejiler
    Öğrenciler kendi kendilerine öğrenirken uygun bilişsel stratejileri kullansalar
    bile kimi kez öğretim hedeflerine ulaşmada güçlüklerle karşılaşırlar. Bu
    güçlükler, duygusal etmenlerden kaynaklanabilir. Öğrenmede duygusal ya da
    güdüsel etmenlerden oluşan engelleri ortadan kaldırmak için kullanılan
    stratejiler duyuşsal stratejiler olarak adlandırılmaktadır.
    Bu alandaki araştırmalar, öğrencilerin dikkatlerini toplamayı, yoğunlaşmalarını
    sürdürmeyi, edim kaygısının üstesinden gelmeyi, güdülenmeyi sağlama ve
    sürdürmeyi, zamanı etkili olarak kullanmayı sağlayacak stratejiler üzerinde
    yoğunlaşmaktadır (29).
    Öğrencilerin kendi kendilerine çalışırken, en yaygın sorunlarından biri, zihnin
    ya da ilginin başka yöne çekilmesidir. Dikkatin başka yöne yönelmesi genellikle
    çalışırken veya okurken, radyonun açılması, oda arkadaşının içeri girmesi gibi
    dışsal etmenlerden oluşur. Dikkatin bu tür dağılmasının önlenmesi için bazı

  2. #2
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Etkili öğrenme yolları ve öğrencilere kazandırma yolları

    araştırmacılar (Danseream, 1985) ruhsal yönetim (Mood Management) yöntemini
    önerirler. Bu yöntemde, öğrenciler öğrenmelerini en iyi destekleyen çevresel
    özellikleri belirleyip, düzenleyerek ruhsal yapılarını öğrenme için en uygun
    duruma getirirler. Başka bir deyişle, ortamlarını öğrenmeleri için düzenlerler.
    Örnegin; kütüphanede sessiz bir yer bulurlar, belirli bir yolla çalışma masasını
    düzenlerler. Tüm bu stratejiler dikkatte istenmeyen kesintileri en aza indirerek
    dikkati sürdürmede güdüsel koşulların artmasını sağlar (30).
    Dikkatin dağılması kimi kez öğrenenden de kaynaklanır. "Bunu anlayamadım", "Bu
    projeyi yapma olasılığım zayıf" gibi kendi kendine olumsuz düşünme güdülenmeyi
    düşürerek dikkati azaltır. Meichenbaum (1977) kendi kendine olumsuz konuşmalar
    yapan öğrencilerin bundan vazgeçerek, kendileriyle ilgili anlatımları
    olumlulaştırmalarını önermektedir (31).
    Kendi kendine öğrenen stratejik öğrenciler, öğrenilecek konunun kendilerine ne
    derece uygun olduğunu belirlemede oldukça beceriklidirler. Bu tür öğrenciler
    kendilerine şu soruları sorarlar; "Bu benim için önemli mi?", "Bunun benim için
    şimdi ve gelecekte değeri nedir?", "Bunu neden öğrenmem gerekir?". Bu soruları
    olumlu yanıtlama, ilgiyi sürdürmeye ve öğrenme coşkusuna yardımcı olur.
    İlgiyi artırmada kullanılan bir strateji de öğrenilenlerle varolanları
    bütünleştirme çabasıdır. Öğrenen kendine şu soruyu sormalıdır; "Bu bilgi
    bildiklerimle uyuşuyor mu?" Eğer varolan bilgi ve önceden öğrenilen düşünceler
    ile yeni bilgi arasında ayrılık varsa, öğrenen bunları uzlaştırmaya
    çalışmalıdır.
    Güven, öğrenmede çaba harcama ve amaca ulaşmada bireyin inançlarında ortaya
    çıkar. Olumlu öz-konuşmalar, güvenin sağlanması ve sürmesinde etkili olabilir.
    Güveni olumsuz etkileyen etmenler ise anksiyete, test kaygısı, verilen görevi
    iyi yapamama korkusu olabilir. Kaygı, güdülenmenin azalmasına yol açtığı zaman
    ardından gelen düşük edim, öğrencilerin kaygılarını artırarak kısır döngüyü
    oluşturur (32).
    Edim kaygısının azaltılmasında öğrencilere yardımcı olmak için kullanılan
    yöntemlerle ilgili araştırmalar değişik türde programlar ve düzenlemeler ortaya
    koymuştur. Bu eğitim düzenlemelerinin birkaç tanesi kaygı sağaltımına yönelik
    klinik yaklaşımlardan alınmıştır. Bunlar arasında sistematik duyarsızlaştırma,
    biçimlendirerek duyarsızlaştırma (desensitization with modeling), bilişsel
    değişim oluşturma, kaygı ile başa çıkma eğitimi, ussal yeniden yapılanma
    sayılabilir (33).
    Sonuç olarak, öğrencilerin gerek örgün eğitimde derslerde başarılı olmaları,
    gerekse örgün eğitimden sonra yaşadığımız bilgi çağında kendilerini
    geliştirebilmeleri için kendi kendilerine öğrenmeleri ve öğrenmelerini izleme
    yeterliği kazanmaları gerekmektedir. Okullarda öğrencilere belli disiplinlerin
    temel kavram ve ilkeleri öğretilirken öğrenme stratejileri de öğretilmelidir.
    İlköğretimden başlayarak öğretimin her düzeyinde derslerde konunun gerektirdiği
    öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmelidir. Çünkü iyi bir öğretim,
    öğrencilere nasıl öğreneceklerini, nasıl anımsayacaklarını, nasıl
    düşüneceklerini, güdülenmelerini nasıl sağlayacaklarını öğretmeyi içerir.





    (*) Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi.
    (1) Claire, E. Weinstern ve Richard Mayer. "The Teaching of Learning Strategies"
    Handbook of Research on Teaching 3 rd. Ed. New York: Macmillan Company, 1986, s.
    3l6
    (2) Richard, I.Arends. Classroom Instruction and Management. The McGraw-Hill
    Companies, Inc, 1997, s. 243.
    (3) Robert M.Gagne ve Marcy Perkins Driscoll. Essential of Learning For
    Instruction, Englewood cliffs, Nj: Prentice-Hall, 1988, s. l34.
    (4) Arends, a.g.e., s.245.
    (5) Paul Eggen ve Don Kauchak. Educational Psychology: Classroom Connection. New
    York: Macmillan, 1992, s.385.
    (6) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.134-141.
    (7) Richard E.Mayer. "Learning Strategies: An overview" Learning and study
    strategies. San Diego, California; Academic press. Inc, 1988, s.14.
    (8) Robert M. Gagne. The Conditions of Learning. New York: Holt Reinhart and
    Winston, 1988, s.80
    (9) Arends, a.g.e. s.254.
    (10) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.133.
    (11) Merlin C. Wittrock. "Students Thought processes" Handbook of Research on
    Teaching. New York: Macmillian Company, 1986, s.302
    (12) Eggen ve kauchak, a.g.e. s.336.
    (13) Arends, a.g.e. s.255.
    (14) Nuray Senemoğlu. Gelişim Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya. Spot
    Matbaacılık, Ankara 1997, s.563.
    (15) Bülent Öztürk. "Genel Öğrenme Stratejilerinin Öğrenciler Tarafından
    Kullanılma Durumları" (Yayınlanmamış Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal
    Bilimler Enstitüsü, 1995) s.33.
    (16) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.135.
    (17) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.136.
    (18) Arends, a.g.e. s.255
    (19) Arends, a.g.e. s.256.
    (20) Eggen ve kauchak, a.g.e. s.337.
    (21) Eggen ve kauchak, a.g.e. s.388.
    (22) Eggen ve kauchak, a.g.e. s.388.
    (23) Arends, a.g.e. s.258.
    (24) Arends, a.g.e. s.258
    (25) Arends, a.g.e. s.260.
    (26) Arends, a.g.e. s.261
    (27) Wittrock. a.g.e. s.308.
    (28) Weinstern ve Mayer, a.g.e. s.222.
    (29) Weinstein ve Mayer, a.g.e. s.224.
    (30) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.139.
    (31) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.140.
    (32) Gagne ve Driscoll, a.g.e. s.141.
    (33) Weinstein ve Mayer, a.g.e. s.325.

    DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

    TANIM

    Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim
    düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe
    (impulsivite) ve dikkat sorunları ile kendini gösteren bir psikiyatrik
    bozukluktur.

    TEMEL BELİRTİLER

    Bu bozukluğun 3 temel belirtisi vardır:
    Dikkat eksikliği,
    Aşırı hareketlilik,
    Dürtüsellik

    Bir kişide dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun varlığından söz
    edebilmek için bu belirtilerin 7 yaştan önce başlamış olması, birden
    fazla ortamda görülüyor olması, sürekli olması ve kişinin günlük
    yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir.
    7 yaştan önce başlamış olmalı
    Kalıcı ve sürekli olmalı (en az 6 aydır)
    Birden fazla ortamda görülmeli (hem ev hem okul)
    Dikkat Eksikliği:
    Dikkat eksikliği dikkat süresinin ve yoğunluğunun bireyin yaşına göre
    olması gerekenden az olmasıdır. Dikkatin belirli bir noktaya
    toplanamaması ve kolayca dağılması, dağınıklık, unutkanlık, eşyaları
    kaybetme gibi belirtilerle kendini gösterir.
    Dikkat eksikliğinde sorun dikkat edememek değil, dikkatin belirli bir
    noktaya odaklanamamasıdır. Bu tür bireyler aynı anda tüm uyaranlara
    birden dikkat ederler bu nedenle belirli bir işle uğraşırken başka bir
    uyarıcı kolaylıkla dikkatin dağılmasına neden olur. O anda uğraştıkları
    işi bırakıp bir başka işe yönelebilirler.
    Uyarana ve çevreye ait bazı faktörler dikkat süresi ve yoğunluğunu
    etkiler. Ödev başında 10 dk'dan fazla oturamayan bir çocuk bilgisayar
    başında saatlerce oyun oynayabilir ya da sevdiği bir TV programını
    izleyebilir. Dikkat eksikliği olan bir birey için dikkatin bir noktaya
    odaklanması ve sürdürülmesi kalabalık, gürültülü ve uyaranın fazla
    olduğu ortamlarda daha da zor olur. Bununla birlikte
    bire bir ilişkilerde, sakin ortamlarda ve ilgisini çeken bir konuda
    daha uzun süre odaklanabilir.
    Dikkat süresi ve yoğunluğu her yaşta farklıdır. 5-6 yaşlarındaki bir
    çocuk için normal kabul edilebilecek dikkat süresi 12 yaşındaki bir
    çocuk için kısadır. Bu nedenle her birey kendi yaş dilimi içinde
    değerlendirilmelidir.
    Amerikan Psikiyatri Birliği'nce Tanımlanan Dikkat Eksikliği Ölçütleri
    1.Belirli bir işe ya da oyuna dikkatini vermekte zorlanır.
    2.Dikkati kolayca dağılır.
    3.Dikkatsizce hatalar yapar.
    4.Başladığı işi bitiremez.
    5.Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür.
    6.Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanır.
    7.Yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır (ev ödevi,
    okul aktiviteleri gibi).
    8.Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder.
    9. Günlük etkinliklerde unutkandır.
    Bunlardan en az 6'sının, en az 6 aydır, birden fazla ortamda görülüyor
    olması durumunda dikkat eksikliği olabileceği düşünülür.

    Anne Baba ve Öğretmenlerin Dikkat Eksikliği Olan çocukları Tanımlamaları
    Anne babalar:
    "Söylediklerim bir kulağından girip diğerinden çıkıyor "
    "Sanki aklı hep başka yerde, çok dalgın"
    " Bilgisayar başında saatlerce oturabiliyor ama ödev başında en çok 10
    dk "
    "Çok sık eşya kaybediyor"
    Öğretmenler:
    " Dersi dinleyemiyor, sürekli etrafı ile ilgili "
    " Başladığı işi bitirmiyor "
    " Sınavlarda dikkatsizce hatalar yapıyor "
    "Ödev başında çok yavaş, 10 dakikalık işi 3-4 saatte bitiremiyor"
    Aşırı Hareketlilik:
    Aşırı hareketlilik (hiperaktivite) bireyin yaşına ve gelişim düzeyine
    uygun olmayacak biçimde hareketli olmasıdır. Uzun süre yerinde
    oturamama, otururken elin ayağın kıpır kıpır olması, çoğu zaman hareket
    halinde olma, çok konuşma gibi belirtilerle kendini gösterir.
    Tanı için tanımlanan 6 temel ölçüt vardır.
    Amerikan Psikiyatri Birliği'nce Tanımlanan Hiperaktivite Ölçütleri
    1. Eli ayağı kıpır kıpırdır.
    2.Oturduğu yerde duramaz.
    3.Gereksiz yere sağa sola koşturur, eşyalara tırmanır.
    4.Sakince oynamakta zorlanır.
    5.Sürekli hareket eder ya da sanki motor takılmış gibidir.
    6.Çok konuşur.
    Anne Baba ve Öğretmenlerin Aşırı Hareketliliği Tanımlamaları:
    Anne babalar
    "Daha karnımdayken bile kıpır kıpıdı "
    " Eli dursa ayağı oynar "
    " Sürekli hareket halinde , yürümez koşar "
    " Ya konuşur ya sesler çıkarır "
    " TV izlerken bile hareket eder "
    Öğretmenler
    " Sırada oturmanın 50 çeşidini gösterebilir "
    " Sınıfta nereye baksam onu görüyorum "
    " Sırada otururken bile eli ayağı hareket ediyor"

    Dürtüsellik (impulsivite) :
    Dürtüsellik genel olarak bireyin kendinini kontrol edebilmesinde sorun
    olmasıdır. Acelecilik, istekleri erteleyememe, söz kesme, düşünüdüğünü
    hemen yapma, aklına geleni geldiği anda söyleme, sırasını beklemekte
    güçlük çekme gibi belirtilerle kendini gösterir.
    Amerikan Psikiyatri Birliği'nce Tanımlanan Dürtüsellik Ölçütleri
    1.Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verir.
    2.Sırasını beklemekte güçlük çeker.
    3.Başkalarının sözünü keser ya da oyunlarında araya girer.
    Anne Baba ve Öğretmenlerin Dürtüselliği Tanımlamaları:
    Anne babalar
    "10 yaşına geldi hala söz kesmemeyi öğrenemedi "
    " Düşünmeden hareket eder "
    " Sabırsızdır, istekleri hemen olsun ister "
    Öğretmenler
    " Asla sırasını bekleyemez "
    " Daha soruyu tamamlamadan cevabını vermeye kalkıyor "
    " Aklına geleni hemen yapıyor"


    Öğretmene Öneriler

    DEHB’li çocuklar genellikle okula başladıktan sonra teşhis edilirler.
    Bunun başlıca nedeni anne babaların kendi çocuklarına alışmaları
    sonucu bir çok davranışın onlara olağan görünmesidir. Çoğunlukla
    öğretmenler DEHB’li çocukları fark edip ve tanı sürecini başlattıkları
    için DEHB konusunda çok temel bazı bilgilere sahip olmaları gerekir.
    Öğretmenler tanı sürecinin ilk halkalarından biridir bunun yanı sıra
    işlerinin DEHB’li çocuklar hakkında her şeyi bilmek ve tanı koymak
    olmadığını akılda tutarak bir uzmandan yardım istemekten
    çekinmemelidirler.
    DEHB’li çocuklarla başa çıkabilmesi için öğretmenlerin olumlu ve
    gerçekçi akademik beklentiye, sıkı bir gözlem ve denetim becerisine,
    tutarlı, sabırlı ve esprili bir kişilik yapısına, işbirliğine
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/seminer-calismalari/54386-etkili-ogrenme-yollari-ve-ogrencilere-kazandirma-yollari.html#post111203
    yatkınlığa (özel eğitim öğretmeni ve uzmanlarla), sahip olması
    gerekir.
    DEHB’li çocukların %50’si normal sınıflarda eğitilebilir. Geriye kalan
    %50’si ise özel eğitim ve ilgili hizmetleri gerektirir. Bu %50’nin
    yaklaşık %35-40’ ı da normal sınıflarda bulunabilir ancak ek destek
    alırlar. Çok ciddi şekilde etkilenen diğer %10-15’lik kesim için özel
    sınıflar gereklidir. Öğretmen bu çocukların ihtiyaçlarını tanıyacak ve
    bu çocuklara uygun eğitim verecek şekilde eğitilmemişse kendini
    yetiştirme fırsatları aramalıdır. Aksi halde sınıfta bir sinir savaşı
    yaşanır.
    Türk Milli Eğitim sisteminde yer alan müfredat içerikleri dikkat
    yetenekleri bakımından çan eğrisinin ortasındaki çocuklara göre
    düzenlenmiştir. Ortalamanın biraz üzerindeki ve biraz altındaki
    çocuklar okulda genel olarak problem yaşamazlar. Öğretmenlerin ders
    anlatırken dikkat dağınıklığı bozukluğu olan çocukların da içinde
    bulunduğu ortalamanın altındaki çocukları göz önünde tutmaları çok
    önemlidir.
    Bazen dürtüsel davranışları nedeniyle DEHB’li çocuklar normal
    çocukların devam ettiği sınıflarda tutulmak istenmez. Alt özel
    sınıflara gönderilmeleri için anne babalara önerilerde bulunulur. Oysa
    IQ düzeyi normal olduğu halde dürtüsel ve hiperaktif davranışları
    nedeniyle bir çocuğun alt özel sınıfa gönderilmesi son derece
    sakıncalıdır. Aile ya da öğretmen bunu bir çözümmüş gibi görebilir
    ancak normal IQ ‘ya sahip DEHB’li bir çocuk bu tür sınıflarda zihinsel
    açıdan kapasitelerinin çok daha altında performans göstermeye başlar.
    Okul değiştirme seçeneği de saklı kalmak kaydıyla sınıf yada öğretmen
    değiştirmek o an için daha iyi bir çözüm olabilir. Normal sınıfta
    kalabilmesi için neler gerektiği ve sonuçlarının neler olabileceği
    aile ve çocukla tartışılmalı, uzman görüşü alınmalıdır.

  3. #3
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart Yanıt: Etkili öğrenme yolları ve öğrencilere kazandırma yolları

    Eğitim-öğretim ortamı oluşturma

    DEHB’li çocuklar sürekli oturmak ve dikkatlerini derse odaklandırmakta
    yetersizlik yaşarlar ve bu duygudan kaynaklanan yaramazlık
    davranışları gösterirler. Sonuçta akranları tarafından dışlanır ve
    yıkıcı davranışlar sergilerler. Yıkıcı davranışlar gösterdikleri için
    iyice dışlanır, kolay incinir ve zarar görürler. Çocukluk döneminde
    tedavi edilmeyen hiperaktivite vakaları, ilaç bağımlılığı, antisosyal
    davranışlar gösterme ve başkalarından zarar görme riskiyle karşı
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/seminer-calismalari/54386-etkili-ogrenme-yollari-ve-ogrencilere-kazandirma-yollari.html#post111205
    karşıyadır.
    Bu çocukların dikkatleri ilgisiz uyaranlarla ve diğer insanların
    önemsemediği ses ve olaylarla kolaylıkla dağılabildiği için
    sınıflarının sessiz ve sade olmasında yarar vardır. Öğretmenlerin
    sınıfı güzelleştirmek veya eğitim amacıyla her yere astıkları
    materyallerde bu çocukların dikkatini dağıtabilmektedir.
    Bu öğrencilerin düşünce biçimlerinin farklı olduğuna dikkat
    edilmelidir. Doğrusal bir düşünceye sahip olmadıkları ve asla
    olamayacakları için çocukları bu yönde zorlamak, kaynakları ve zamanı
    boşa harcamaya yol açar.
    DEHB’li çocukların bulunduğu sınıflarda konular dikkatlice
    yapılandırılmalı, önemli noktalar açıkça belirlenmelidir.
    DEHB’li öğrenciler için her ders planında fiziksel hareketler
    planlanmalıdır.(Kalemi açmak için kalkmak, yandaki sınıftan tebeşir
    almak, öğretmen masasını düzenlemek, çiçekleri sulamak, müdür
    yardımcısına not göndermek gibi).
    Okulunda yoğun olarak spora yönelmesi sağlanabilir. Bu konuda beden
    eğitimi öğretmeni ile işbirliği yapıp çocuğun yatkın olduğu bir spor
    alanını belirlenip, bu sporu yapması için imkan tanıması faydalı
    olacaktır.
    Bu çocukların yerinde duramama özellikleri nedeniyle öğretmenleri
    tarafından sıklıkla uyarılmaları istenmeyen bu davranışın
    pekiştirilmesine yol açar.
    Bir öğretmen olarak kendi hızınızı değerlendirerek sınıfta konuları
    işlerken ne kadar hızlı yada yavaş olduğunuza dikkat edin.
    Övgüyü ve cesaretlendirmeyi çok seven bu çocuklar, özellikle
    cesaretlendirme olmadığı zaman sinirlenirler.
    Anlamlı ve eğlenceli buldukları etkinliklere rahat yoğunlaşabildikleri
    için dersi eğlenceli hale getirmek önemlidir.
    Şakacı, eğlenceli ve sürprizlere açık olarak DEHB’li çocukların
    ilgisini ve hevesini arttırabilirsiniz. Hayatlarının büyük bir
    kısmının planlar, listeler ve kurallardan oluşması çok sıkılmalarına
    yol açar. Oysa sürprizleri ve oynamayı seven bu çocuklar hayat
    doludurlar.
    Çocuğun çalışmaya isteyerek katılması ve çalışmadan hoşlanması önemli
    olduğu için, çalışmaların eğlenceli hale getirilmesine dikkat
    edilmelidir.
    Çocuklara bir şey öğretmek için onlarla konuştuğunuzda fiziksel olarak
    yakın olmak, uygun olan zamanlarda çocuğa dokunmak etkili olabilir.
    Sürekli göz teması kurarak bu çocukları daha kolay
    denetleyebilirsiniz. Bir göz atış çocuğu günlük hayallerden sınıf
    ortamına geri getirebilir.
    Talimat verirken aşağıdaki noktalara dikkat edin.
    Canlı açık bir dil kullanın, kısa konuşun.
    Her seferinde bir tek talimat verin.
    Konuşurken yüzünüz çocuğa dönük olsun.
    Çok duyuya hitap eden talimatlar vermeye çalışın.
    Mümkünse yapılmasını istediğiniz davranışı gösterin.
    Zaman zaman çocuğun talimatı anlayıp anlamadığını denetleyin ve
    gerekiyorsa talimatı tekrarlayın.
    Sınıfa soru yöneltirken, önce soruyu sorun sonra çocuğun ismini
    söyleyin. Önce çocuğun ismini söylerseniz diğer çocuklar soruyu
    savuşturduğunu düşünüp dinlemeyecektir. Dikkati dağılan çocuğa kolay
    bir soru sorun, konuyla ilgili olması şart değildir.
    Çocuklardan bir konuda düşünmeleri istendiğinde birkaç saniyede
    cevaplayabilecekleri sorular sorulmalıdır. Bir konu üzerinde uzunca
    bir süre düşünmesi beklenmemelidir. Aksi takdirde çocuğun canı sıkılır
    ve dikkati dağılır.
    Acele ve özensiz yaptığı işleri tekrar kontrol etmesi istenmeli,
    verilen görevler arasında kısa molalar verilmelidir.
    Ne istendiği çok açık bir şekilde öğrenci tarafından anlaşıldığından
    emin olununcaya kadar tekrarlanarak iletilmelidir.
    Bu çocukların sınıf içi çalışmalarda hoşlandıkları biriyle eşleştirmek
    verimi arttıracaktır.
    Katılma ve bağlı olma ihtiyacı hisseden bu çocuklar grup içi
    çalışmalarda yer aldıkları sürece kendilerini güdülenmiş
    hissedecekleri için katılımları sağlanmalıdır.
    Sıraları öğretmen masasına yakın olabilir ancak orada amaçlı olarak
    tecrit edilmemelidirler. Kendisine örnek olabilecek bir arkadaşıyla
    oturtulabilir.
    Sınıfta DEHB ile ilgili bir hikaye okumak, DEHB’li çocukları deli
    olarak gören sınıftaki arkadaşları için yararlı olabilir.
    Sık sık gelişmeleri gözlemlenip denetlenmelidir. Sık ve çabuk geri
    bildirimler, onları doğru iş üzerinde tutmaya yardımcı olarak,
    kendilerinden ne beklenildiğini ve hedeflerini karşılayıp
    karşılayamadıklarını bilmelerini sağlayarak ve cesaret vererek
    gelişimlerine büyük yararlar sağlar.
    Kendini gözlemesini öğretin, düşüncelerine nasıl takılıp kaldığının
    farkına varmasını sağlayın ve en önemlisi de takılma gerçekleştiğinde
    tekrar nasıl odaklanacağını konuşun.
    Öğrenmenin duygusal boyutu ihmal edilmemelidir. Duygusal gelişimin
    sağlıklı olması, davranışların kalıcı kılınması açısından önemli
    olduğu için öğrencilerin katılım, ait olma ve eğlence ihtiyaçlarının
    öğretimsel etkinlikler esnasında karşılanması gerekir.
    Yaramazlığın dikkat çekme(sıkılma ve sevgi ihtiyacından dolayı), güç
    mücadelesi(tehdit edilmiş hissettiğinden dolayı), öç alma(incinme ve
    haksızlığa uğradığını hissettiğinden dolayı) ve yetersizlik(güçsüz
    hissettiğinden dolayı) olmak üzere dört kaynağı olduğunu akılda
    tutarak yaramazlıklarının nedenine uygun olarak müdahale biçimi
    belirlenmelidir. Uygun müdahale doğru sonuçlara götürür. Bu konuda bir
    sınıf yönetimi kitaplarından yararlanabilirsiniz.
    Pek çok DEHB’li çocuk görsel olarak daha iyi öğrendiği için bir şey
    söyleneceği zaman göstererek söylemek tercih edilebilir. İstenilen
    davranış aynı zamanda yazılırsa daha da somutlaşmış olur.
    Herhangi bir olay yada konunun taslağını çıkarma, kitap okurken ve
    dinlerken not alma becerisini kazandırılmalıdır. Bu becerileri
    kazanmak DEHB’li çocuklara kolay gelmez fakat bir sefer öğrendikleri
    zaman okumaktan ve ders dinlemekten daha az sıkılır hale gelirler.
    Aşırı yorgunluk stres ve baskı çocukların özdenetimlerini azaltıp
    uygunsuz davranışlara neden olabileceği için dinlenme fırsatları
    sağlanmalıdır. Sessizlik zamanı ve gevşeme tekniği uygulamaları buna
    örnek olabilir.
    Bu çocuklar gün boyunca çok fazla başarısızlık duyguları yaşarlar.
    Bunun için mümkün olduğunca başarılı olduğu durumlar araştırılıp
    başarılarının altı çizilmelidir.
    DEHB’li çocukların özdenetim düzeyi düşük olduğu için özdenetimli
    olmasına yardımcı olacak geri bildirimler verilmelidir. Nasıl
    davranacakları konusunda genellikle fikirleri olmayan bu çocuklara
    alternatifler sunulmalıdır.(Bunu farklı bir biçimde nasıl
    söyleyebilirdin gibi )
    DEHB’in en yıkıcı yönü DEHB’in kendisi değil özsaygıya yönelik ikincil
    zararıdır. Bu çocuklar bol bol cesaretlendirilip övülmelidir, ancak
    överken dikkatli olup gerçek övgülerle sahtelerini kolayca
    ayırabilecekleri unutulmamalıdır.
    Çocuğa DEHB’in avantajları olduğu da hatırlatılmalıdır. Çok fazla
    enerji verdiği için aşırı hareketlilik acil işlerin yapılmasında
    etkili olmaktadır. İleride hareket yada konuşkanlık gerektiren
    mesleklerde başarılı olabilecekleri belirtilmelidir.
    Ödev ve Sorumluluklar
    DEHB’li çocuklar dışsal olayları kendi başlarına yapılandıramadıkları
    için yönlendirilmeye ve planlamaya ihtiyaç duyarlar. Planlamayı
    kolaylaştırmak için etkinlik listelerinin yapılması, yaptıkları işin
    neresinde kaldıklarını unuttuklarında hatırlamalarını kolaylaştırır.
    Hatırlama bu çocuklar için problem olduğundan dolayı, doğal olarak var
    olmayan çağrışımlar oluşturarak kodlamaya yardımcı olan hatırlama
    stratejileri ve beceriler öğretilebilir.
    Ödevlerini küçük parçalara ayırmak DEHB’li çocuklar için önemlidir.
    Ağır ödevler çocuğu ezebilir ve çocukta yetersizlik duygusuna yol
    açabilir. Bu tür ödevlerin her bir bölümü yapılabilecek parçalara
    ayrılarak çocuğun başarısızlık korkusu azaltılabilir. Aslında bu
    çocuklar yapabileceklerini düşündüklerinden daha fazlasını
    yapabilirler.
    Bu çocuklar çok ödevden sıkıldıkları için az ödev verilerek
    ödevlerinin niceliğinden ziyade niteliğine dikkat edilmelidir.
    Yaptığı çalışmalarda verdiğiniz sürenin yeterli olup olmadığına dikkat
    edin. Yetersiz süreden dolayı başarısızlık çocuğun yeteneklerinden
    şüphe etmesine yol açar.
    DEHB’li çocuklar bir ödevi yaparken kendi hızlarına göre
    değerlendirilmelidir. Sınıftaki diğer çocuklara bakarak onun geç yada
    erken bitirdiğini söylemek yanıltıcı olabilir. Çalışma hızı diğer
    çocuklarla kıyaslanarak belirlenirse DEHB belirtileri daha da
    artabilir.
    Öğrenmeyi ölçmek için alternatif değerlendirmeler kullanılmalıdır.
    Geleneksel standart testlere güvenilmemeli, konular bazen ödev, proje,
    videokayıt çalışması vererek yada sözel olarak değerlendirilebilir.
    Bu çocukların bütün ödevlerini, sorumluluklarını, sınav günlerini ve
    randevularını yazabilecekleri bir ödev defteri kullanmaları
    sağlanmalıdır. Bu defter günlük olarak kontrol edilmelidir. İşlerini
    önem derecesine göre sıraya koyması gerektiği paylaşılarak
    yapılacaklar listesi hazırlamaya özendirilebilir.
    DEHB’li öğrencilerin bazen diğer öğrenciler kadar iş yapamayacaklarını
    unutulmayarak beklentiler öğrencinin kapasitesine göre ayarlanmalıdır.

    DEHB’li öğrenciler bağımsız çalışmanın aksine öğretmen tarafından
    doğrudan işe yönlendirildiklerinde daha başarılı olmaktadırlar.
    Çocuk tarafından ceza olarak algılanmamak kaydıyla mümkün olduğunca
    çocuğa sorumluluk verilmelidir.
    Kurallar
    DEHB’li öğrencilerin okul başarısını arttırmak için öğretmenlerin
    kuralların yapılandırılmış olmasına, çalışma zamanlarının kısa
    tutulmasına, dersin ilginç etkinliklerle desteklenmesine ve olumlu
    pekiştireçlerin kullanımına dikkat etmesi gerekir.
    Düzeni sağlamak için kurallar mümkün olduğunca erken oluşturulmalı,
    düzen ve temizliği kontrol etmek için çok sık ara kontroller
    yapılmamalıdır. Aksi takdirde çocukların içsel motivasyonları azalır.
    Sınıftaki öğrencilerin katkılarıyla oluşturulan kuralları herkesin
    görebileceği bir biçimde yazıp asmak, kuralların benimsenmesini ve
    uygulanmasını sağlayabilir.

    ÖMER AKYOL
    SINIF ÖĞRETMENİ

Benzer Konular

  1. Etkili Çalısma Yöntemlerini Ögrencilere Kazandırma Teknikleri
    By soleil in forum Seminer Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.Haziran.2009, 21:32
  2. Etkili çalişma Yöntemleri Ve öğrencilere Kazandirma Yollari
    By Mustafa Uyar in forum Seminer Çalışmaları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 26.Haziran.2008, 20:44
  3. +rep İsteme Yolları
    By haberal in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 06.Şubat.2008, 15:28
  4. Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 04.Nisan.2007, 12:04
  5. Şeytandan Korunma Yolları
    By Beyza in forum İslami Bilgiler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 08.Mart.2007, 11:47

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.