Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu
büyük önder Mustafa Kemal Atatürk,
yalnızca bir asker, komutan, diplomat,
politikacı ve devlet adamı değildi.
O, bir düşünürdü de...
O’nun, ulusumuzun toplumsal yapısı, uygarlık ve çağdaşlık anlayışı, dinsel inancı ile “Türk” ve “insan” olmanın anlamı konusunda yazdığı kimi yazılar, yaptığı kimi konuşmalar, üzücüdür ki,
Türk halkına ulaştırılmamıştır.
Türk halkının büyük bir bölümü, bu nedenle,
Mustafa Kemal Atatürk’ü,
tanıması gerektiği düzeyde tanıyabilme
ve O’nu anlaması gerektiği düzeyde anlayabilme olanaklarından yoksun bırakılmıştır.
Aşağıda
O’ndan kalan elyazısı belgelere dayanan "Tarım" hakkındaki görüşlerini okuyacaksınız.

Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/mustafa-kemal-ataturk/48578-ataturkun-tarim-hakkindaki-gorusleri.html#post98670
Fakat bu çok önemli işi, isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce, ciddi etüdlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir tarım rejimini kurmak lazımdır.
Bu politika ve rejimde yer alabilecek başlıca önemli noktalar şunlar olabilir:
Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle, bölünemez bir nitelikte olması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verim derecesine göre sınırlandırılması lazımdır. Küçük büyük bütün çiftçilerin iş makinelerini artırma, yenileştirme ve koruma tedbirleri, vakit geçirmeden alınmalıdır...
Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak icabeder. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleri ile görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern, pratik tarım merkezlerinin kurulması gerekir.
Gerek mevcut olan ve gerekse bütün memleket tarım bölgeleri için yeniden kurulacak tarım merkezlerinin kesintiye uğramadan tam verimli olarak faaliyetlerini, şimdiye kadar olduğu gibi, devlet bütçesine ağırlık vermeksizin kendi gelirleri ile kendi varlıklarının idaresini ve gelişmesini sağlayabilmeleri için, bütün bu kurumlar birleştirilerek geniş bir işletme kurumu teşkil edilmelidir.
Bir de başta buğday olmak üzere, bütün gıda ihtiyaçlarımızla sanayimizin dayandığı çeşitli hammaddeleri temin ve dış ticaretimizin esasını oluşturan çeşitli ürünlerimizin ayrı ayrı her birinde, miktarlarını artırmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarını azaltmak, hastalık ve düşmanları (böcekler) ile uğraşmak için gereken teknik ve yasal her tedbir, zaman geçirilmeden alınmalıdır.
Her Türk çiftçi ailesinin, geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olması mutlaka lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve gelişmesi buna bağlıdır. Bundan fazla olarak büyük araziyi modern araçlarla işletip, vatana fazla üretim temin edilmesini teşvik etmek isteriz.
Çiftçiye arazi vermek de hükümetin devamlı olarak takip etmesi gereken bir konudur. Çalışan Türk köylüsüne işleyebileceği kadar toprak temin etmek memleketin üretimini zenginleştirecek başlıca çarelerdendir.
Tarım ve tarım ekonomisi alanında bilimsel ve pratik tecrübeler yapma amacı ile, çeşitli zamanlarda, ülkenin çeşitli bölgelerinde birçok çiftlik kurmuştum.
Onüç yıl devam eden zorlu çalışmaları süresinde faaliyetlerini, bulundukları iklimin yetiştirdiği her çeşit üründen başka her çeşit tarım sanatlarına da yönelten bu kurumlar; ilk yıllarda başlayan bütün kazançlarını gelişmelerine harcayarak büyük, küçük birçok fabrika ve imalathaneler kurmuşlar, bütün tarım makine ve aletlerini yerinde ve faydalı şekilde kullanarak bunların hepsinin tamir ve önemli bir kısmını yeniden imal edecek tesisler meydana getirmişlerdir. Yerli ve yabancı birçok hayvan ırkları üzerinde cins ve verim bakımından yaptıkları incelemeler sonucunda bunların çevreye en uygun ve verimli olanlarını tespit etmişler, kooperatif kurmak suretiyle veya aynı nitelikte başka şekillerde civar köylerle beraber faydalı şekilde çalışmalarda, bir taraftan da iç ve dış piyasalarla devamlı ve sıkı temaslarda bulunmak suretiyle faaliyetlerini ve üretimlerini bunların isteklerine uydurmuşlar ve bugün her bakımdan verimli, olgun ve çok kıymetli birer varlık haline gelmişlerdir. Çiftliklerin yerine göre, arazi düzeltmek ve düzenlemek, çevrelerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri sağlamak, bazı yerlerde ihtikârla (yüksek fiyatla satış ve fırsatçılıkla) fiili ve başarılı mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de söz edilmeye değerlidir.
Bünyelerinin dayanıklılılığını ve başarılarının temelini oluşturan geniş çalışma ve ticari esaslar dahilinde idare edildikleri ve memleketin diğer bölgelerinde de benzerleri kurulduğu takdirde tecrübelerini akla uygun iş sahasından alan bu kurumların, tarım usullerini düzeltmek, üretimi artırmak ve köyleri kalkındırmak yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirlerin isabetli seçim ve gelişmesine çok elverişli birer etken ve dayanak olacaklarına inanmış bulunuyorum. Ve bu inançla tasarrufum altındaki bu çiftlikleri, bütün tesisleri, hayvanları ve demirbaşlarıyla beraber hazineye hediye ediyorum.
Memleketimiz tarım memleketidir. Bu itibarla halkımızın çoğunluğu çiftçidir, hayvan yetiştiricisidir. Bundan dolayı en büyük kuvveti, kudreti bu sahada gösterebiliriz ve bu alanda önemli girişimlerde bulunabiliriz.
Büyük çoğunluğu oluşturan köylü çiftçimizin incelediğimiz hayatını şu üç esasa dayandırmak lazımdır.
Köylü, ailesiyle yaşamak için, yemek, içmek, giyinmek ve zorunlu ihtiyaçlarını temin etmek ihtiyacındadır. Yiyip içeceği ve giyeceği maddeleri ideal olarak kendisi üretmeli ve imal etmeli ve hayat için para karşılığında sağlayacağı şeyleri asgari cins ve miktarlarda tutmalıdır. Bu şekilde köylü geçirdiği üretim yılının borcunu ödedikten sonra kendi hesabına ufak bir tasarruf da yapabilmelidir.
Hasattan sonra ele geçecek ürün köylünün parası demektir... Para değerinin düşmesine karşı tedbir alındığı gibi; memleketimizin durumuna göre tahıl değeri üzerinde de daima hassasiyetle teklifler hazırlayacak bir büronun hizmeti yararlı olur.
Köylü üretim için lazım olan yeterli krediyi, en uygun faiz ile ve malını paraya çevireceği zamana kadar ödemek zorunda kalmadan bulmalıdır.
Köylü ve hatta büyük çiftlik ve arazi sahipleri ürünlerini ölü fiyatla alacaklılarına teslim etmeye veyahut piyasanın en uygun olmayan zamanlarında aracılara satmaya mecbur olmamalı, aradaki birçok aracılara kâr etme imkanı sağlamaksızın doğruca tüketici piyasaya arzedecek veya mümkün olduğu kadar az aracı ile ana piyasaya yaklaşabilecek bir teşkilata sahip bulunmalıdır.•

* Bu yazı Bütün Dünya dergisinden alınmıştır.