Pollen sonunda donanma komutanıyla görüşmeyi başardı. Bu adam Pollen'i büyük bir hoşgörüyle dinledi ve icadını deneyebilmesi için birkaç gemiyi kullanmasına izin verdi. İlk sonuçlardan o kadar etkilendi ki, bu icadın incelenmesi için resmi bir kurul oluşturdu. Pollen'in donanmayı dahiyane fikrini kullanmaya ikna etmesi çabası başarıya ulaşmıştı. Sonra ortaya Majestelerinin donanmasından Teğmen Frederic Dreyer çıktı.
Bunun gibi hikayelerde mutlaka bir Dreyer olur.
Dreyer, Pollen'in Saat'inin her detayını inceledi. Karışık iç parçalan bile incelemesine izin verildi. Dreyer notlar aldı, Pollen'le arkadaşlık etti, onu yemeğe çıkardı ve sistemin bir kopyasını yaptı. Ancak Dreyer'ın kopyası başarısız oldu. Pollen'in sistemi, transistörleri bırakın, vakum tüplerinin bulunmasından bile önce yapılmıştı.
Linotype mühendisi bir nişan alma uzmanına dönüşmüştü ve mekanik cihazının kusursuz sonuçlar alabilmesi gerekiyordu. Bu kusursuzluk birazcık zarar görürse, tüm hesaplar boşa giderdi. John Harrison da yüz elli yıl önce ilk kronometreyi icat ederken santimetrenin on binde biri kadar hassaslıkla ayarlar yapmak zorunda kalmıştı. Dreyer'ın yaptığı kopyanın başarısızlığı muhtemelen orijinalinin ince hesaplarından yoksun olmasıydı.
Dahası, Dreyer gizliden gizliye, Saat'in üretimini yapmak için bir şirket kurmuştu. Öyle belgeler hazırlamıştı ki, uzun süredir bu iş üzerinde araştırma yapıyormuş gibi görünüyordu. Sonraki yıl Dreyer, Pollen'e cihazının denenmesi için yardımcı olurken, kendi sistemini de başka bir gemiye yerleştirmiş aynı zamanda bir deneme yapıyordu.
Dreyer'ın çevirdiği oyunlar sonucu Pollen'in testi başarısız oldu. Test daha yarısına gelmeden donanmanın adamları, Pollen'in verdiği sözleri gerçekleştiremediğ ini ilan etti. O sıralarda testi yapılan Dreyer'ın saati ise Arthur'un cihazından daha üstün bir performans göstermişti. Ancak önemli bir ayrıntı vardı; deneme sırasında Kraliyet Donanması'ndan bir görevli olarak Dreyer'in orada bulunması gerekiyordu ve deneme gerçekten sona ermeden bitmesi için emir veren grubun da içindeydi.
Donanma için çalışan birinin hem o denemeye rakip olması, hem de seçici kurulda bulunması etik açıdan pek sorun yaratmamıştı. Aslında günümüzün bazı politikacıları nın da böyle bir durum pek umurlarında olmazdı.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/dunya-tarihi/47687-tarihten-ilginc-gercekler-26-a.html#post97175
Uygun raporlar sunuldu, Pollen'in projesinden vazgeçildi. Dreyer donanmayla bir anlaşma imzaladı. Araştırmalara ilk kendisinin başladığını belgelerle ispat eden Dreyer'e Saat'in patenti verildi. Gerçekler hasır altı edilmişti. İyi fikirler işte böyle devlet anlaşmalarına dönüşüyordu.
Hikayenin daha da trajik olan bir yönü var. Zavallı Arthur sessiz kalmayı reddetti. Çizim masasının başına oturdu ve Dreyer'ın modelinden çok daha üstün bir tasarımla ortaya çıkmaya karar verdi. Birkaç yıl boyunca gizliden gizliye yeni tasarımı üzerinde çalışıp Dreyer'la savaşmaya çalıştı. Ne yazık ki, Pollen kendine bir müttefik bulmuştu ve bu müttefik Amiral Charles Beresford'tu. Beresford karizmatik biriydi ve aynı zamanda donanmanın başı Bobbie Fisher'a da düşmandı. Ancak Beresford iyi bir müttefik değildi.
Nihayet 1909'un sonlarında Beresford'un yardımlarıyla Pollen'in eline ikinci bir şans geçti. Ama artık tüm donanma Dreyer sistemlerini kullanıyordu. Pollen HMS Natal gemisine çıktı, malzemelerini yükledi ve cihazını yerleştirmeye başladı. Geminin kaptanı Frederick Ogilvy idi.
Sonunda Pollen'in karşısına dürüst ve makul bir adam çıkmıştı. Bu kaptanın tüm kaygısı, donanmasına ve ülkesine hizmet edebilmekti. Ogilvy, silahların teknik yanından çok etkilenen biri olduğundan Pollen'in makinesinin tüm detaylarını öğrendi. Amacı bu fikri çalmak değil, en iyi şekilde kullanabilmekti. Bu iki adam hemen arkadaş oldu ve İngiltere'nin denizlerdeki üstünlüğü amacında birleşti.
Deneme büyük bir başarıyla gerçekleşti. Pollen'in en son geliştirdiği Saat Dreyer'ın makinesinden daha üstündü. Limana döndüklerinde Ogilvy Pollen'e kayıtsız şartsız ve hayatta olduğu sürece destek vereceğine ve donanmanın ona karşı olan tutumunu değiştirmek için elinden geleni yapacağına söz verdi. Kader sanki önlerinde bir yol açmıyor, altı şeritli bir otoyol inşa ediyordu. Pollen'in cihazının deneme seferinden dönüldükten sonra Ogilvy, Fisher'in onu HMS Excellent'a tayin ettiğini öğrendi.
Excellent bir gemi değil, deniz silahları araştırmaları yapılan bir kara okuluydu. Excellent'ın başına geçen birinin deniz silahları konusunda donanmanın en yetkin kişisi olduğu düşünülürdü. Ogilvy kısa süre içinde Dreyer'ın donanmadan atılacağı ve Pollen'in alınacağı sözünü verdi. Hiçbir düşman, Pollen Saati taşıyan bir kraliyet gemisine saldırmaya cesaret edemeyecekti.
Uzun yolcuğunun mutlu sona ulaşmasından duyduğu heyecanla Pollen, Ogilvy ve subaylarına şampanya ve istiridye göndertti ve yeni haberleri beklemek üzere evine gitti. Birkaç gün sonra Ogilvy ve adamları apar topar hastaneye kaldırıldı. Pollen'in gönderdiği istiridyeler tifoluydu! Ogilvy bir ay içinde öldü. Pollen onu tek destekleyen adamı öldürmeyi başarmıştı.
Sonra Beresford karşıtı (aynı zamanda Pollen karşıtı, Dreyer destekçisi) bir subay Excellent'ın yönetimine geldi. Ogilvy'nin son raporu, resmi bir rapor hazırlamaya fırsat bulamadığından sadece notlar halindeydi ve dikkate alınmadı. Dreyer'ın çağın dehası olduğunu savunan karşıtları tarafından Pollen donanmadan uzaklaştırıldı.
Altı yıl sonra Kraliyet Donanması Jutland'de bir savaş yaptı. Savaş dokuz mil uzaklıktan başladı. Gemiler on dört mil uzaklıktan bile ateş edebiliyordu. İngilizler sürekli isabetsiz atışlar yapıyordu. Ama The Queen Mary adındaki gemide Pollen sistemleri bulunuyordu ve isabetli atışlar yapıyordu.
Donanma bu gemiyi savaştan önce dışarıdan satın almıştı. Açılış atışlarında üç ya da dört isabetli atış yapmıştı. Dreyer sistemleri taşıyan gemilerin ise en iyi skoru ikiydi. Ama ne yazık ki, bu olaydan sonra donanmadan hiçbir hareket gelmedi. Queen Mary isabet aldı ve battı. Savaşın karışıklığında Almanlar çekildi. İngilizlerin kaybı daha büyüktü. Savaş iki yıl daha sürecekti.
1925'de yıllar süren mahkeme savaşlarından sonra yaşlı ve yorgun Pollen sonunda Dreyer'in şirketinden patent hakları ihlali nedeniyle 30 bin sterlin aldı. Dreyer uzun ve verimli bir meslek yaşamından sonra ikinci amiral unvanıyla ödüllendirildi ve emekliye ayrıldı