“BİREYSEL GELİŞİM” Mİ?
Günümüzün dünyası, insanı karmaşa ve baş döndürücü bir yaşam temposuyla kuşatıyor. Gerildikçe geriliyor sinirlerimiz. Algı bombardımanına, akıp giden zamana ayak uydurma endişesine karşı imajlar yaratıp ardına sığınıyoruz. Biz ne kadar incinmeye açıksak o kadar kalın tuğlalarla örüyoruz imajımızın duvarlarını. Duvarlar yükseliyor. İnsan kendine yabancılaşıyor.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/vatandaslik-ve-insan-haklari-dersi/46628-bireysel-gelisim.html#post95063
Verimsizleşiyor,
sevgisizleşiyor,
tükeniyoruz.
Kirlenen Bardaklar
Oysa tertemiz bardaklar gibiyiz dünyaya geldiğimizde. İçi dışı bir. Yaşadıkça, “bardağı daha önceden kirlenen” anne babamızın, yetişkinlerin, çevrenin etkisiyle kir tutmaya başlıyoruz. İşin kötüsü, zamanla oluşan bu kiri kanıksamamız. Doğal bulmamız. Daha da kötüsü, kendimizi, “suyumuzu” en sevdiklerimize de kirlendikçe kirlenen bardaklarımızla sunmamız. Yabancılaşma.
Bireysel Gelişim işte bu süreçte önem kazanıyor. Amaç, insanın kendisine daha fazla yabancı kalmaması. Özüne dönmesi. İç dünyasını, duygularının dilini, düşüncelerinin o güne dek boyun eğdiği koşullanmaları görüp öğrenmesi. İnsanın -tanıdıkça- kendisiyle barışması; düşünce, duygu ve davranışlarıyla bir bütün olması. Bardağını temizlemesi.
Bu olduğunda, yani kişi gücünü olmadığı bir şeyden, imajından, oynadığı rollerden almaya bir son verip kendi doğasıyla bir olduğunda, dışı içini yansıttığında
o güne dek hayata geçirmediği yeteneklerini kullanmaya başlıyor;
Güçleniyor;
Esnekleşiyor;
Etkin bir birey haline geliyor;
Özgürleşiyor!
Kurduğu ilişkiler acı veren bağımlılık ilişkileri olmaktan çıkıyor. Sevgi ve seçimliliğe dayanmaya başlıyor. Gündelik yaşamın karmaşası değişmese de bireyin buna tepkisi değişiyor. Dışsal koşullar yıpratıcı etkilerini büyük ölçüde kaybediyor. Kendisini gerçekleştiren birey, ulaştığı iç barışla fırtınanın orta yerinde sakin limanı nerede bulacağını biliyor.
Özetle bireysel gelişim, kişinin uzaklaştığı özüne dönüp dengeli, etkin, doyumlu bir yaşam sürdürmesini hedefliyor.
Bu hedef için bizim sunduğumuz araç ise “workshop” -grup- çalışmaları.

“BİZ?”

Gençler “Bilseydim”, “yaşlılar “Yapabilseydim” der. Hayatı ustaca yaşamak, belki de yaparken bilebilmek, bilirken yapabilmektir. Bilgi ve eylemi bütün kılmak.
Bireysel gelişim konulu workshoplarda hedeflediğimiz işte tam olarak bu!
Bu amaçla kurulan Kuraldışı Eğitim ve Danışmanlık 1989 yılından bu yana bireysel gelişim alanında eğitim çalışmaları veriyor.
Kişi ve kurumlar için düzenlenen workshopları, bu uygulamayı 80’li yılların sonlarında Türkiye’ye getirip tanıtmış olan Nil Gün gerçekleştiriyor.
Bireysel gelişim workshoplarını hızlandırılmış, yoğunlaştırılmış “Yaşam Oyunu” olarak nitelendirebiliriz.
Workshoplarda kitaplarla öğrenemediğinizi uygulamalı olarak öğreneceksiniz .


PEKİ NEDİR BU “WORKSHOP”? NASIL “ÇALIŞIR”?
Kavramın özgün anlamında workshop, grubun etkin katılımına dayalı bir çalışma. Hedef bireysel gelişim. Duygusal engellerin, saplantılar ve korkuların ortadan kaldırılarak yolun içimizde uyumakta olan potansiyele açılması. Fazlalıklarından arınan insanın Öz’üne dönmesi, kendisi olması. Araç ise uyandırılan, güçlendirilen farkındalık.
“Farkındalık” zihin ve yüreği birleştiren bir olgu. Tek başına zihin, dönüşüm gerçekleştirecek güce sahip değil. Öyle olsaydı yapılması “gerek”tiğini düşündüğümüz şeyleri hayata geçirmemize hiçbir şey engel olamazdı. Yalnızca zihnimize seslenerek evrimimize ivme katabilirdik. Uygulamada bunun hiç de böyle olmadığını, işleyişimizi bir arabanınkine benzetecek olursak gaz pedalı ile motor arasında çoğu zaman bir uyumsuzluk olduğunu deneyimleriz. Ne kadar asılırsak asılalım eğer motorun dönmesini engelleyen bir şeyler varsa gaz pedalıyla bir parmak yol alamayız. Oysa çoğu zaman bu ilişkiyi ters kuruyor, arabadaki gaz pedalından ibaret olan irademizi, zihnimizi motor sanıyor, ona yüklenerek yol almaya çalışıyoruz. Kaputu açıp bakmak, motorun nerede arızalı olduğunu görmek de arızayı ortadan kaldırmaya yetmiyor. Onarımı gerçekleştirecek, motor, direksiyon ve gaz pedalı arasındaki ilişkiyi düzeltecek bir eylemin ortaya çıkması gerek.
Farkındalığın yaptığı işte tam olarak bu. Eskilerin “idrak” adını verdiği, bir şeyin aynı anda zihinsel, duygusal ve sezgisel olarak kavranması. Enerjinin bu farklı varoluş boyutlarında bütün halinde akması. Birleştirici güç. Bujide çakan elektrik!
Workshoplar da işte bu hedefe, farkındalığın artırılmasına hizmet ediyor.
“Duyguları ancak duygularla tedavi edebilirsiniz” diyor Nil Gün. Ve workshoplarında elbette zihne de seslenerek ama öncelikle ve doğrudan duyguların alanına yöneliyor.
Kişi, çalışmaların özü demek olan egzersizler sırasında duygusal engelleriyle “yüzleşiyor, kucaklaşıyor ve özgürleşiyor!”
Bilincimizin dışında yer alan ve büyüklüğü ölçüsünde özgürlüğümüzü kısıtlayan “kör alanımız” tasfiye edildikçe, karanlığın yerini ışık aldıkça bütünleşmeye başlıyoruz. Perde arkasındaki bir gölge-irade tarafından yönetilmiyor, bilinçli seçimlerimizle yanıt veriyoruz yaşama.
Sizin olmayanlar yaşamınızdan doğallıkla akıp gittikçe özünüze, gerçek doğanıza daha çok yaklaşıyor, kendiniz oluyorsunuz. Karakteriniz belirginlik kazanıyor. Gerçekleşen potansiyeli artan doyum izliyor.


WORKSHOPLAR HANGİ KONULARDA DÜZENLENİYOR?


GÖLGELERDEN AYDINLIĞA
KENDİNİZLE VE BAŞKALARIYLA İLETİŞİM
İLİŞKİLER (KADIN - ERKEK)
ÖZGÜVEN GELİŞTİRMEK
KENDİN OLMAK
ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ GELİŞTİRMEK
ANNE - BABA - ÇOCUK SAĞLIKLI İLETİŞİM (dört sekiz yaş arası)
NLP TEMEL
NLP İLE İNANÇ SİSTEMLERİNİ DEĞİŞTİRMEK
NLP VE ÖZDEĞİŞİM
NLP İLE YARATICILIK, BELLEK VE HIZLI ÖĞRENME
NLP İLE ETKİN KONUŞMACI OLMAK


BİRKAÇ ANA BAŞLIKLA WORKSHOP KAZANIMLARI



GÖLGELERDEN AYDINLIĞA WORKSHOPU
• Kendinizden sevgiyi nasıl esirgiyorsunuz?
• İlişkilerinizi nasıl sabote ediyorsunuz?
• Hayallerinizi neden gerçekleştiremiyorsunuz?
• Kendinizi, kendinizden (ve başkalarından) gizlediğiniz için bedelini zihinsel, duygusal, fiziksel sağlığınızla ödediğinizin farkında mısınız?
• Enerjinizi tüketen ve sizi güçsüz kılan davranışlarınızı nasıl değiştirebilirsiniz?
• Suçluluk duygularınızdan nasıl özgürleşebilirsiniz?
• Geçmişinizle nasıl barışabilirsiniz?
• Kendinizi (ve başkalarını) nasıl affedebilirsiniz.
Suçluluk, utanç ve bastırılmış kızgınlık duyguları bizi geçmişe esir kılar. Geçmişin esaretinden özgürleşerek şimdiyle sağlıklı kucaklaşmak için iç dünyamızı iyileştirmek, kendimizi sevmenin, kendimizle barışık olmanın önkoşuludur.
İç dünyamızın iyileşmesi, dış dünyamızı da iyileştirir. Olabileceğinizin en iyi versiyonu olmak en doğal hakkınız. Işığınız, gölgelerinizin ardında sevgiyle sizinle yeniden kucaklaşmayı bekliyor. Kendi ışığınızın yaşam yolunuzu aydınlatmasına izin verin. Gölgelerden aydınlığa çıkın. Yaşamınızı dönüştürün.
Kendi gücünüze, yaratıcılığınıza, “biricik”liğinize ve hayallerinize sahip çıkın.
Yaşamınızı derinden değiştirecek “Gölge Workshopu”na katılın. En harika versiyonunuzla kucaklaşın.


KENDİNİZLE VE BAŞKALARIYLA İLETİŞİM
İlk öğrendiğimiz şeylerden birisi konuşmak olduğu için iletişimi “bildiğimizi” varsayarız. Konuşmaktan çok daha öte olan iletişimi gerçekte ne kadar biliyoruz?
• NEDEN bazı insanlara anında kanınız kaynıyor ama en sevdiğiniz arkadaşınızın arkadaşı tanıştığınız an siz rahatsız ediyor?
• NEDEN çocuklarınızdan birine kendinizi yakın hissederken diğerine aynı duyguyu hissedemiyorsunuz?
• NEDEN ilk bakışta aşık olduğunuz insan bir süre sonra sizi ilk anda çeken özellikleri yüzünden itici hale geliyor; gözünüzde bonkörlüğü müsriflik, rahatlığı sorumsuzluk, kendine güveni ukalalığa dönüşüyor?
• NEDEN başka şirkette çalışırken bin bir zahmetle kadronuza aldığınız eleman, şimdi size hiçbir işe yaramadığı duygusu veriyor?
• NEDEN yıllardır en derin sırlarınızı paylaştığınız dostunuzla artık iletişimin koptuğunu hissediyorsunuz?
Sözlü iletişim, iletişim buzdağının tepesidir. İletişimin yazılı olmayan “yasalarının” bilincine varmak, kişiyi şişe içindeki mesajını denize emanet etmekten kurtarır. Birey, iletmek istediği mesajın etkin taşıyıcısı haline gelir.

İLİŞKİLER (KADIN-ERKEK)
Sürekli aynı ölümcül tuzağa düşüp ışığına çekildiği ateşte kavruluveren pervanelere dudak bükeriz. Peki ya biz? Bizi düş kırıklığından başka bir yere götürmeyen aynı kalıpları tekrarlayıp durmaktan ne kadar özgürüz?
Ya şu sorulara yanıtlarınız?
BEKARSANIZ;
• Bu kez farklı olacak diye başladığınız ilişkilerinizin sonu hep hüsran mı oluyor?
• Karşı cinsle iletişim kurmakta güçlük çekiyor musunuz?
• Kadınları/erkekleri anlamak mümkün değil diye mi düşünüyorsunuz?
• Aşk, tutku, alışkanlık ve sevgi arasındaki farkı biliyor musunuz?
• Kadınlar/erkekler konusunda şanssız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
• Geçmiş ilişkilerinizdeki partnerlerinizin ortak özellikleri var mı?
EVLİ YA DA BİRLİKTEYSENİZ;
• Eşinizle/sevgilinizle birlikteliğiniz tek düze bir hale mi geldi?
• Partneriniz tarafından anlaşılmadığınızı mı düşünüyorsunuz?
• Partneriniz yaşamınızda bir boşluk mu dolduruyor?
• “Mutlu aşk yoktur” sözüne inanıyor musunuz?
• Birlikteliğin temeli olarak gördüğünüz şeylerin her insan için farklı olduğunu hiç düşündünüz mü?
• Evlilik/birliktelik içinde yalnızlık duyuyor musunuz?

ÖZGÜVEN GELİŞTİRMEK
Kaynağını imajdan değil, öz benlikten alan bir özgüvenin kazandıracaklarını düşünebiliyor musunuz?
• Kendi davranış kalıplarınızın farkında olmak ve başkalarının üzerindeki etkiyi gözlemleyebilmek.
• Anında farkında olarak tepkilerinizi yerinde ve zamanında gösterme yetisi.
• İletişimin değişik yollarını bilinçle kullanmak.
• Çelişkilerle yüzleşebilmek.
• Kontrolcü baskı ve otoriteyi reddetmek.
• Duygularınızı içtenlikle ifade edebilmek ve başkalarının duygularına sağlıklı tepkiler vermek.
• Empati.
• Gerçekten “haklı” olduğunuz durumlarda, çoğunluk size karşı bile olsa etkin olabilmek.
• Tepkiselliğiniz yüzünden “haklı” iken “haksız” konuma düşmemeyi öğrenmek.
• Olumlu “feed-back” (geri besleme) verebilmek.
• İlk kez karşılaştıklarınızla bir “merhabanın” ardından iletişim kurabilmek.
• “Hayır” demek istediğinizde “hayır” demek.
• “Evet” demek istediğinizde “evet” demek.

KENDİN OLMAK

Fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutlarıyla insan bir bütündür. Bu boyutlardan sadece birinde bile dengeyi sağlayamazsa mutsuz olur... Mutsuzluğunun nedeninin de kendisini tanımamaktan kaynaklandığının farkına varmaz. İnsan, yaşamı boyunca karşısına çıkan olaylar, insanlar, koşullar sayesinde deneyimler kazanarak kendini tanıma (olgunlaşma) yolunda ilerler. Yaşlıların, “şimdi bildiklerimi keşke gençlik yıllarında bilseydim” diye yakındıklarını duyarız. Bu, onların eğer yaşamlarını yeni baştan yaşama imkanı olsaydı tercihlerini farklı şekillerde yapacaklarının göstergesidir.
Yani kendini tanımanın (olgunlaşmanın) bedeli uzun yıllar, hatta tüm bir ömürdür. Uzun ömrün bile olgunlaşmayı garantilemediği sıkça görülen bir gerçek. İnsanlar bedensel yetişkinliğe zamanla ulaşıyorlar ama ya ruhsal yetişkinliğe?
Kendini tanıma workshopu 100 saate sığdırılmış “Hayatın Özet Panoraması”dır.
İnsan bilincinde ve bilinçaltında var olanları dört maddeye ayırabiliriz.
1. Bireyin hem kendisinin hem başkalarının bildiği şeyler.
2. Kendisinin bildiği ama başkalarının bilmediği şeyler.
3. Kendisinin farkında olmadığı ama başkalarının farkında olduğu şeyler.
4. Ne kendisinin ne de başkalarının farkında olduğu şeyler
(olumlu ya da olumsuz)
İşte, uygulamalı zihinsel, duygusal ve ruhsal egzersizler dizisinden oluşan workshop, özellikle 3. maddenin çoğu ile 4. maddenin bir kısmını bireyin bilincine çıkarmayı amaçlıyor.
İnsanlara “Kendinizi tanıyor musunuz?” diye sorduğumuzda çoğunun vereceği yanıt genellikle, “tabii ki tanıyorum” olur. Oysa “tanımak” kavramı ile kastedilen, sadece 1. ve 2. maddelerdir.
• Yıllar sonra birikmiş “Keşke”leriniz olmaması için,
• Amaçlı bir yaşam için,
• Daha objektif, tutarlı ve isabetli yaşam seçenekleri için,
• Tepkisel değil etkisel, duygusal değil duyarlı bir insan olmak için,
• Kendinizle barışık olmak, kendinizi olduğunuz gibi sevmeyi öğrenmek için;

öğrendiklerinizi yaşama geçirmeye kararlıysanız bu çalışmaya katılın.
Çünkü değerlisiniz.
ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ GELİŞTİRMEK
(ANNE-BABA-ÇOCUK SAĞLIKLI İLETİŞİMİ)
Anne babalar! Çocuğunuz dört-sekiz yaşlarında ise ve onu sağlıklı bir birey olarak yetiştirmek istiyorsanız bu workshop sizin için.
Kazanacaklarınız:
• Kendinizi anne baba olarak hissetmenin hazzı.
• Çocuğunuzun özgüveninde büyük artış.
• Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine en uygun sağlıklı tepkiyi vermek.
• Çocuğunuza gerçek sevgi ve disiplini fedakarlık yapmadan vermek.
• Çocuğunuzla aranızdaki doğal yakınlaşma.
• Çocuğunuzu korkuyla değil sevgi ve güvenle yönlendirmek.
• Çocuğunuza değerlilik ve yeterlilik duygusunu kazandırmak.
• Anne baba olarak değerli ve yeterli olduğunuzu bilmek.
• Çocuğunuzla niceliksel değil niteliksel zaman paylaşımı ve yaratıcı paylaşımdan haz almak.
• Ailenizin diğer üyeleriyle sağlıklı iletişimi geliştirmek.
• Anne-baba-çocuk arasındaki farklılıkları kişisel başarısızlık olarak değil, zenginlik olarak algılamak.

NLP (Neuro Linguistic Programming)
Her şeyin kendiliğinden yerli yerine oturduğu, işlerinizin beklediğinizin ötesinde bir kolaylıkla yoluna girdiği “şanslı” dönemleriniz oldu mu? Ya, iş veya özel yaşamınızda tanıştığınız anda içinizin ısındığı kişilerle akıcı iletişim kurduğunuz?
NLP bu rastlantısal anların ardında yatan dinamiği inceleme ve hayata geçirme tekniğidir.
NLP ile kazanacaklarınız;
• İş ve sosyal ilişkilerinizde istediğiniz sonuçları yaratmada büyük adımlar atacaksınız.
• Kendi ve başkalarının düşünce süreçlerini anlayabilecek, başkalarının zihinsel stratejilerini kolaylıkla çözümleyebileceksiniz.
• Düşüncelerinizi açıkça anlaşılır bir şekilde aktarabileceksiniz.
• Başkalarının sizi nasıl algıladığını, daha da önemlisi kendinizi nasıl ifade ettiğinizi göreceksiniz
• NLP’yi gündelik yaşamınızda uygulayarak yaşam kalitenizi yükselteceksiniz.
NLP tekniklerinin öğrenilmesi ve uygulanması kolay, etkileri somut olduğu için sonuçları anında alacaksınız.

Öğrendiklerinizi yaşama geçirmeye kararlıysanız
bütün bu çalışmalara katılın.
Çünkü değerlisiniz!