Fetihten sonra Trabzon şehri içinde oluşan yeni Müslüman mahallelerinin giderek çoğaldığını görmekteyiz. 1523 yılı Tahrir Defterinde bu mahallelerin şehrin hangi kesiminde bulunduklarına dair bilgiler verilmektedir. Daha sonraki yıllarda çıkan 1553 ve 1583 yılı tarihlerinde de mahallelerin bir kısmının ismine rastlanmaktadır. Kanuni döneminin ilk yıllarındaki dokuz mahallenin isimleri şunlardır.
A- Ortahisarda:
1- Mahalle-i Câm-î Atik Der Kale-i Evsad
2- Mahalle-i Mescid-i Valide-i Merhum Sultan Abdullah
3- Mahalle-i Mescid-i Kıssahan Der Kalei Evsad
4- Mahalle-i Mescid-i Hacı Baba Der Kale-i Evsad
B- Aşağıhisarda
5- Mahalle-i Mescid-i Mevlana Süca Der Kale-i Zır
6- Mahalle-i Mescid-i Bâb-ı Bazzaz Der Kale-i Zır
7- Mahalle-i Mescid-i Hüseyin Ağa ki ser-hazin Bûd Der Nezd-i Saray-ı Âmire
8- Mahalle-i Mescid-i Amasya Der Nezd-i Hamam Çifte
9- Mahalle-i Cami-i Cedid Der Birun-i Şehir.
Bu dokuz mahalle dışında, hane sayısı olmadığı için adı zikredilmeyen ve onunucu mahalle diyebileceğimiz "Cemaat-ı Mescid-i Hacı Kasım Der Nezd-i Bezzazistan" da yalnız iki nefer (Erkek) yazılıdır. Bu cemaat ileride yeni bir Müslüman mahallesinin çekirdeğini oluşturacaklardır.
Kale içerisinde sürdürülen iskan politikası sonunda zamanla Müslüman-Türk nüfusu ve mahalle sayısı da artmıştır.
Kale içinde sürdürülen iskan politikası sonunda zamanla Müslüman-Türk nüfusu ve mahalle sayısı da artmıştır. Nitekim H.961-1533 te yapılan tahrirden anlaşılacağı üzere, aradan geçen 35 yıl zarfında yeni iskanlar ve dışardan gelenlerle müslüman mahallelerine yenileri katılmış ve bu durum defter harici "haric-i ez defter" yazıldığı belirtilmiştir. Bu mahalleler:
1-Tabakhane,
2-Sarmaşık Mescidi,
3-Kavak Meydan,
4-Şehre Küstü,
5-Halil Ağa Mescidi,
6-Hatuniyye İmareti,
7-Bayram-zade Mescidi,
8-Zağnos,
9-Tekfur Çayırı,
10-İskender Paşa Camii,
11-Hacı Hasan ve Cemaat-i Mescid-i Hoca Kasım der Nezd-i Bezzazistan Mahalleleridir.
Vilayet ve Belediye Yönetiminde Yeni Teşkilatlanma :
Osmanlı devletinde idari yapı 1864'te yeniden düzenlendi. Bu düzenleme ile Anadolu'da kurulan ilk vilayetlerden biri Trabzon'dur.
Ayrıca dört sancakta bu vilayete bağlanmıştı. Trabzon vilayetine bağlı sancaklar şunlardı:
1. Trabzon merkez sancağı: (Rize, Of, Tirebolu, Bulancak, Giresun)
2. Lazistan sancağı: (Batum, Arhavi)
3. Gümüşhane sancağı: (Torul, Kelkit)
4. Canik sancağı : ( Ünye, Samsun, Bafra)
1868 de çıkarılan bir talimat ile İstanbul'un dışındaki vilayat, sancak ve kazalarda da belediye teşkilatı kurulmaya karar verildi. Bu karar Trabzon'da da uygulandı. Trabzon Belediyesi ilk kurulan belediye teşkilatları arasında yer aldı.
1870 yılı Trabzon vilayeti Salnamesinde Belediye yöneticileri şöyle yer almaktadır.
Meclis-i Daire-i Belediye
Reîsi : Arazi memuru Fevzi Efendi
A'za : Karantina memuru Hacı Halil Efendi, Mustafa Ağa, Artin Ağa, Banika Ağa
Katib : Abdülhamit Efendi
Muhasip hastanesi ve Memleket Tabib-i: Mosyö Lion
Karantina Memurları:
Müdürü : Haci halil Efendi
Tabib-i : Mosyö Alkardi
Katib-i : Kamil Efendi
Bu bilgiler 1870 yılı salnamesinde yer aldığına göre, Trabzon Belediyesinin, basım tarihinden önce teşekkül etmiş olması gerekir. Bu durumda belediye 1869'da kurulmuş demektir.
VİLAYET SALNAMELERİNE GÖRE BELEDİYE BAŞKANLARI
1. Arazi Memuru Fevzi Efendi 1869/70
2. Hafız Ahmed Efendi 1870/71
3. Hacı Halil Efendi 1871/72
4. Ali Rıza Efendi 1872/73
5. Hacı Derviş Ağa 1873/75
6. Ali Rıza Efendi 1875/76
7. Ali Galib Efendi 1876/77
8. Ali Rıza Efendi 1877/81
9. Arif Efendi 1881/91
10. Rıfat Bey 1891/93
11. Mehmet Paşa-zade Hasan Bey 1893/95
12. Hasan Bey 1895/98
13. Hacı Kadı-zade Hacı Mustafa Efendi 1889/1902
14. Han-zade Ziya Bey 1902/04
Trabzon tarihi için büyük bir kaynak olan ve 1869-1904 yılları arasında 22 sayı çıkan Trabzon Salnamesi 1904 yılından sonra çıkmadığından 1910 yılına kadar olan dönem için sadece tahmin yürütülebiliniyor. Bu yıllarda Trabzon Belediyesi Başkanı olarak da:
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/karadeniz-bolgesi/45064-trabzon-tanitimi.html#post92753
15. Belediye Başkanı Nemli-zade Hacı Osman
16. Belediye Başkanı Çulha-zade Şükrü
isimlerini verebiliyoruz. Bu isimlere herhangi bir kaynakta raslamak mümkün olmamıştır. Nemli-zade ve Çulhazade ailelerinin hayattaki yaşlılarından edinilen bilgi ve tahminlere göre bu sonuca varılmıştır.
1910 yılından sonra, 17. Belediye Başkanı Nemli-zade Cemal Bey ile 18. Belediye Başkanı Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi'nin görevde olduğu biliniyorsa da, başlama ve ayrılma tarihleri hakkında kesin bilgi sahibi değiliz. Bu konularda yazılı hiçbir belge ve kayda rastlamak mümkün olmamıştır. Bu arada 1912 yılında Ali Efendi'nin başkanlığından sadece dönemin Valisi Mehmed Ali Ayni hatıralarında söz etmektedir. Rus işgali sırasında belediyenin arşivi tamamen yok edildiği için yazılı bir belge bulmak mümkün olmamaktadır. Bu durumda: 17. Nemli-zade Cemal
18. Barutçu-zade Hacı Ahmet Efendi (1910-1912)
19. Ali Efendi
20. Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi (1913-Nisan 1916)
21. Rum Metropoliti Hırisantos (Nisan 1916-Şubat 1918)
22. Barutçu-zade Hacı Ahmed Efendi (Şubat 1918-1922)
23. Hacı Ali Hafız-zade Hakkı Efendi (1922-1923)
24. Kazaz-zade Hüseyin Efendi (Haziran 1923-1928)
XX. Yüzyıla Girerken
Vilayet, doğuda Rusya, batıda Kastamonu, güneyde Erzurum ve Sivas vilayetleri ile çevriliydi. Trabzon İran transit yolunun liman şehri olma özelliğini herşeye rağmen koruyordu. Biri yerli olmak üzere, sekiz vapur kumpanyası Trabzon limanına çalışıyordu. 1316/1890 yılı Trabzon Salnamesi'ne göre Vilayet merkezinde şu ülkelerin konsoloslukları bulunuyordu: 1.İran, 2.Belçika, 3.Yunan, 4.Rus, 5.İspanya, 6.İtalya, 7.Avusturya-Macaristan, 8.İngiltere, 9.Fransa.
Trabzon ve çevresinde demircilik ileri bir düzeyde yapılıyordu. 1872 yılı Vilayet Salnamesindeki bilgilere göre Avrupa'daki soba ve kasaların benzerleri ancak Trabzon'da yapılabiliyordu. Yörede kuyumculuk ve marangozluk da gelişmişti. Özellikle gümüş üzerine işlemeleri ünlü idi. Şehirde önemli miktarda mum işleyen bir mumhane (şemhane) faaliyette idi.
1890 yılında Kafkasya'da kurulmuş bulunan "Ermeni İhtilal Cem'iyyetleri İttifakı Federasyonu (Taşnaksutyun)" ilk teşkilatlarını İstanbul, Van ve Trabzon'da açmıştı.
8 Ekim 1895'te Trabzon'daki Ermeniler ayaklandı. Gavur Meydanında (Belediye Meydanı) toplanarak harekete geçtiler. Aldığı tedbirlerle kısa zamanda duruma hakim olan Vali Kadir Bey, olayları bastırdı ve elebaşılarını tepeledi.
Vali Kadir Bey 1902 yılında Trabzon'da öldü. Mezarının üzerine Padişah II. Abdülhamid'in gönderdiği 450 lira ile bir türbe yaptırıldı. İmaret Kabristanlığında (Atapark) bulunan türbe, 1936'da yıktırılmıştır.
1902 yılı başında Prens Sebahaddin Bey'in bulunduğu "Teşebbüsat-ı Şahsi ve Adem-i Merkezziyet Cem'iyyeti" Paris'te kurulmuş, İstanbul, İzmir, Alaiye, Şam, Erzurum ve Trabzon'da da şubeler açmıştı. Trabzon şubesini, Sancakbeyzade Mehmed ve Hasan kardeşler ile Nemli-zade Salim Bey kurmuştu.
Meşrutiyetin ilanından sonra 17 Ocak 1909'da toplanan ilk mecliste Trabzon'u temsil eden milletvekilleri şunlardı: Hatip-zade Emin, Müftü İmameddin (ölümü ile yerine Kalcı-zade Mahmud) , Saraç-zade Ali Naki, Nemlizade Mahmud, Matyo Fokidis, Meşrutiyetin ilanından sonra beliren yeni ümitlerle Trabzon'da Ermeni ve Rum azınlıklarının kıpırdanışları da hissedilir hale gelmişti. Bu yıllarda Türk gazetelerinin yanısıra, azınlıkların da çeşitli adlarla gazete-dergi çıkarmaları ilgi çekiciydi.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞLARI SIRASINDA TRABZON
Birinci Dünya Savaşının en ağır darbesini gören illerden biri de Trabzon'dur. Ruslar Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan edip, 1 Kasım 1914'den itibaren doğu hudutunu aşarak Türk topraklarında ilerlemeye başladı. Doğu Karadeniz kıyılarını alıp, Anadolu'yu ele geçirmeyi hedefleyen Rus orduları karşısında, Türkiye 3 Kasım'da Almanya yanında savaşa katıldı ve 14 Kasım'da Cihad-ı Mukaddes ilan etti.
Rus savaş gemilerinin Karadeniz limanların bombardıman etmesi ile de Trabzon ateş çemberi içine düşmüş oldu. Nitekim 17 Kasım 1914'te yirmiüç parçalık bir Rus donanması Trabzon'u bombardıman ederek büyük tahribata ve can kaybına sebep oldu. Bombardımanlar birbirini kovaladı. Trabzon 8 Şubat ve 11 Şubat 1915'te Rus bombardımanı ile büyük ölçüde tahrip oldu, 1000'den fazla insan öldü. Ruslar 23 Ocak 1916'dan itibaren kıyı saldırılarını yoğunlaştırdılar. 17 savaş gemisinin desteklediği bu saldırılar sonunda birliklerimiz geri çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada savaş gemimiz Yavuz Trabzon'a geldi. 32 ağır makineli tüfek, bir batarya, dağ topu ve bazı askeri levazımat ile Kafkasya cephesinde kullanılmak üzere iki uçak getirdi.
Trabzon'un İşgali:
İstanbul'dan istediği yardımı alamayan 3. Ordu Komutanı Kamil Paşa, birliklerini Ilıca'ya doğru geri çekince 16 Şubat 1916'da Ruslar Erzurum'u işgal etti. Rus kuvvetleri, donanmanın desteğini de alarak 24 Şubat 1916'da Rize'yi işgal ettiler. Of sınırına dayanan Ruslar karşı Baltacı Deresi'nde yöre halkından oluşan kuvvetlerle askeri birliklerimiz kahramanlıklarla dolu savunma yaptılar. Rus ordusunu 20 gün durdurmayı başaran birliklerimiz, düşmanın denizden ve karadan saldırılarının yoğunlaşması ve bu arada hiçbir yerden destek gelmemesi sonucu geri çekilince, 15 Mart 1916'da Of İlçesi düşman eline geçti. Daha sonra Sürmene işgal edildi ve düşman Trabzon kapılarına dayandı.
18 Nisan 1916'da Trabzon Rumlarından bir heyet, Türklerin 15-16 Nisan şehri boşalttığını işgal kuvvetleri komutanı General Lyhkov'a bildirerek kendisini şehre davet etti. Azınlıkların seviyesiz çılgınlıkları ve karşılama törenleriyle Erzurum Caddesinden Belediye Meydanına giren işgal kuvvetleri şehri teslim aldı. Trabzon'un acı dolu esaret ve muhacirlik günleri başladı. Göç edemeyerek şehirde ve köylerde kalan müslüman halka büyük işkenceler yapıldı. Özellikle yerli Rumlar ve Ermeniler adeta katliama ve yağmalamaya giriştiler. Değerli eşyalar, kültür ve sanat eserleri sandık sandık Rusya'ya götürüldü. Girilmedik ve yağmalamadık yer bırakılmadı.
Trabzon'un Kurtuluşu:
1917'de Rusya'da Bolşevik ihtilali olunca, Rus ordusunda büyük bir panik başladı. Geri çekilmek zorunda kalan Ruslarla, 18 Aralık 1917'de Erzincan Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmaya Ermeniler uymayıp, Türkler aleyhinde katliamlara girişince, Ordu Komutanı Vehip Paşa'ya ileri harekat emri verildi. 11 Şubat 1918'de genel hareket emrini alan ordumuz, bir koldan Kafkasya üzerine ilerlerken, diğer koldan Trabzon'lu Albay Hamdi Bey (Pirselimoğlu) komutasındaki 37. Tümen; Giresun'dan 123. alay ile takviye edilerek Trabzon üzerine yola çıktı.
Bölgedeki çeteleri de temizleyerek ilerleyen birliklerimiz 15 Şubat 1918'de Vakfıkebir'i, 18 Şubat 1918'de Akçaabat'ı geri aldı. Birkaç gün içinde çevreyi düşmanlardan temizleyen birliklerimiz 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon'a girdi. Trabzon'un ve Trabzon'lunun 2 yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi sona erdi.
Osmanlı Devleti, Brest-Litovsk Anlaşması ile doğudaki topraklarını istiladan kurtardı.
Ancak Trabzon, kurtuluşun sevincini tadamadı. Zira hicretten dönen halkı harabeye dönen Trabzon'da yoksulluk ve sefalet bekliyordu.
Kurtuluş Savaşı Yıllarında Trabzon
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nda "Müttefik Devletler" yanında savaşa girip yenik düşünce "İtilaf Devletleri" ile "Mondros Ateşkes Antlaşması"nı imzalamak zorunda kalmıştı. Bu anlaşmaya göre, Doğu vilayetleri Ermenilere verilecek, Karadeniz sahillerinde Pontus Devleti kurulacaktı. Ülkenin içine düştüğü bu durum, yurdun her tarafında "Müdafa-i Hukuk" cemiyetlerinin en güçlüsü Trabzon Müdafa-i Hukuk Cemiyeti idi.
Başkanlığını Belediye Reisi Barutçuzade Ahmet Bey'in yaptığı Cemiyet, bu konularda adeta öncülük yaparak, vatanın topyekün savunulması için yoğun çalışmaların içine girmişti. Bu maksatla da önce bir yayın organına sahip olmanın gereğine inanılarak "İstikbal" gazetesi Faik Ahmet Barutçu yönetiminde çıkarılmıştı. İşgalin ağır darbeleri altında bütün müesseseleri zarar gören Trabzon'da, bir gazete basacak çalışır durumda Türk matbaası olmadığı için, çıkarılan gazete bir müddet Mihailidi isimli bir Rum matbaasında basılmış ve daha sonra yeni bir matbaa kurulabilmiştir.
Trabzon'un önderliğini yaptığı mücadele fikri, süratle çevre ile ve ilçelere yayılmıştı. Trabzon'da olup bitenler titizlikle takip ediliyor, bölgenin kalbi adeta Trabzon'da atıyordu.
Cevat Dursunoğlu bu gerçeği söyle anlatıyor:
"Mondros Mütakeresi'nde "Vilayet-i Sitte" adı altında Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır, Sivas vilayetlerinin mukadderatı birleştirilmiş. İtilaf Devletleri buralarını Büyük Ermenistan'a vaadetmiş, üstelik Trabzon vilayetini de Pontusçu Rumlara bağışlamıştı. Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin yapılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş Savaşı boyunca devam ve zaferin kazanılmasında Trabzon'un ve Trabzon'luların çok büyük payı olmuştur.
Bu vilayetlerden Trabzon zaten kendi teşkilatını yapmış ve çok kuvvetli çalışmağa başlamış olduğu gibi, bizi de teşvik ediyordu. Bu karanlıklar içinde bazı aydın noktalar eksik değildi. Trabzon'da çıkan "İstikbal Gazetesi" nde Faik Ahmed Barutçu, bu bölgede türeyen Pontusçularla yiğitçe doğüşüyor. Muhaza-i Hukuk Cemiyeti, Karadeniz sahillerinde fikirleri bir araya topluyor ve tesir alanını hergün biraz daha genişletiyordu". (Cevat Dursunoğlu, Milli Mücadele'de Erzurum, Ankara 1946)
Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin yapılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş Savaşı boyunca devam etmiş ve zaferin kazanılmasında Trabzon'un ve Trabzon'luların payı çok büyük olmuştur.