Gozlerimi kapatip vuruyorum kendimi karanliklara. Artik ne
kirilmaya gucum kalmis ne kirmaya... Bazen diyorum cekip gitsem buralardan.
Gecmisi gomsem yuregimin derinliklerine.
Dumduz donusu olmayan bir yol... Etraf zumrut yesili... Elimde
ufak bir de arabam olsa; arkama bile bakmadan cekip gitsem. Gece olunca
ciksam bir tepeye. Atistiracak birseyler olmali yanimda. Cips mesela, mesela
kola. Maksat karin doyurmak da, kafayi bulmak da degil. Oylesine iste...
Muzik son ses olmali. Ta beynine, yuregine kadar islemeli. Sehrin isigini
seyretmekten biktigim anda baslasam yildizlari saymaya. Ama gecmisimi
dusunmeden. Kactigim, kirdigim, kirildigim insanlari dusunmeden. Ertesi gun
gunes belli belirsiz daha turuncu halini bile almadan yine yola ciksam.
Ya da sevdigimin yanina gitsem. Gozlerine, hayir olmadi yuregine
baksam; yanan yuregimi sondurse. Yaslansam bana guc veren omzuna, gozlerimi
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/hikayeler-yazilar/32230-yolculuk-ve-unutma-cabasi.html#post65762
kapatsam... Hayaller kursak, huzuru bulsam bana guven veren sesinde ve
aglasam; hickira hickira, icimin zehirini akita akita, sarsila sarsila
aglasam... Bagisam 'SENI SEVIYORUM!' diye. Sonra yine bana o guc veren
omzunda uyuyakalsam.
Uyandigimda eskiye dair hicbirsey hatirlamasam. Unutsam herseyi ve
bir cocuk safliginda yasasam hayati. Hic kimsyi kirmamis gibi; kimseye
kirilmamis gibi... Hicbirsey olmamis gibi...

HILAL CINGIL