Asr-i Saadet Anilari 3
ASR-I SAADET ANILARI

HZ.ALİ’NİN DİLİNDEN ASHAB-I KİRAM EFENDİLERİMİZ



İbn Ebu Dünya, Ebu Erake'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Ali ile birlikte sabah namazını kıldım. Sağına döndüğünde biraz durdu. Üzerinde bir hüzün var gibiydi. Güneş doğup mescidin duvarından bir mızrak boyu kadar yükseldiğinde iki rekât namaz kıldı.



Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/peygamberler-tarihi/21951-asr-i-saadet-anilari-3-a.html#post41286
Sonra ellerini çevirip şöyle dedi: "Allah'a yemin ederim ki ben Muhammed (s.a.v.)'in ashabını gördüm. Ama bugün onları andıran hiçbir şey göremiyorum. Onlar fazlaca secdeye vardıklarından yüzleri ve alınları tozlanmış olarak sabahlarlardı. Tıpkı kendisine taziyette bulunulan kimse gibi üzgün dururlardı. Gecelerini Allah'a secde edip kıyamda durarak ve Allah'ın kitabını okuyarak geçirirlerdi. Ayakları ve alınları fazlaca namaz kılmaktan yorulur ve gecelerini öylece geçirirlerdi. Sabah olduğunda da Allah'ı zikrederler ve rüzgârlı bir günde ağaçların yan yatışı gibi yatarlardı. Gözlerinden yaşlar boşanır, öyle ki elbiseleri ıslanırdı. Allah'a yemin ederim ki bugünkü halk geceyi gafletle geçiriyor."(İbn-i Kesir- El Bidaye)



SAAD BİN EBU VAKKAS’IN GÖZYAŞLARI



Aşere-i mübeşşereden Saad bin Ebu Vakkas hazretleri, dört halife devrinden sonra hakkın zayi edildiği dönemlere erişmiş ve şöyle demişti: “Hayatımda üç gün ağladım; Bunlardan biri Resul-i Ekrem’in irtihal ettiği gündü. İkincisi Osman’ın katlolunduğu gündü. Şimdi de Hakka ağlıyorum.”



“DÜNYA SANA DOKUNAMADI”



Hz. Ömer Şam’a gittiği zaman kendisini karşılayan umeraya; “Kardeşim nerde?” diye sormuştu. Kimi kastettiğini sorduklarında “Ebu Ubeyde” cevabını verdi. “Şimdi geliyor” dediler. Nihayet iki büyük insan karşılaşıp kucaklaştılar. Hz. Ömer; “Haydi senin evine gidelim” deyince Ebu Ubeyde; “benim evimde ne yapacaksın? Beni mi görmeye geldin evimi mi?” diye latife etti, sonra beraber gittiler.



Hz Ömer, Ebu Ubeyde’nin evinde bir şey göremeyince, ona ‘Nerede senin eşyan, burada bir kaç kırba gibi şeylerden başka bir şey yok mu?’ demiş. Ebu Ubeyde bir zembil getirerek bir kaç lokma çıkarınca Koca halife ağlamaya başlamış ve “Ebu Ubeyde! Dünya herkesi değiştirdi yalnız seni değiştiremedi” demişti.



İBADETTE İTİDAL



Efendimiz(ASM) sırat-ı müstakim’in, denge yolunun ete kemiğe bürünmüş hali demektir. Onun hayatının hiçbir devresinde ifrat ve tefrite rastlanamaz. İbadetten başka hiçbir şey düşünmeyen Abdullah bin Amr bin As(RA)’ı itidale davet ederken de bu hususu görüyoruz: “Her âbidin, ibadet için hamleler duyduğu zamanlar vardır. Fakat bu hamleyi bir fütur takip eder. O zaman insan ya sünnete doğru gider, yahut bidate. Fütur anında sünnete giden hidayete ermiş olur. Fakat başka bir yola giden helak olur.”



KAYNAK



1-Asr-ı Saadet-Şah Muinniddin Ahmed Nedevi, Said Sahip Ansari-Sebilürreşad Neşriyat Bürosu-İst-1969



2-El Bidaye ven Nihaye- İbn-i Kesir- Çağrı Yayınları

3- Sahabe Hayatından Tablolar-Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Uysal Kitabevi