Şiddet Çocuğu Nasıl Etkiler
Şiddet çocuğu nasıl etkiler?

Bu ayki yazımı e-mail’ime gelen bir soruyu cevaplandırarak oluşturmak istedim. Bunun nedeni okul öncesi alanda çalışan bir psikolog olmam ve ailenin çocuğa karşı davranışlarının tezahürünü çalıştığım ana okullarında çok daha yakından gözleyebilmem. Öyle bir şey oluyor ki, zamanla menfî davranışlarda bulunan çocukların ailesinin, çatısını tahmin etmeye başlıyorsunuz. Konu kısaca şöyle: Eğitimli bir bayan okul öncesi çocuğunun ana okulunda arkadaşlarına, evde de kardeşine şiddet uygulamasından şikâyet etmekte. Çocuğu bu yüzden arkadaş edinemez durumuna gelmiş. Bu bence çok öncelikli bir konu. Çünkü maalesef üniversite mezunu insanların bile şiddet uyguladığı bir ülkede yaşıyoruz ve bunların sonuçlarını düşünmemiz gerekiyor. Soruyu bana ulaştıran bayana teşekkür ediyorum. Sorununuzu dergiye taşımakla belki de birçok aileye yardımımız dokunacak!
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/okul-oncesi-etkinlikler/14575-siddet-cocugu-nasil-etkiler.html#post26288

Çocuklar özlerinde iyi huylarla dünyaya gelirler. Ailenin birtakım yanlış davranışları sonucunda huylarında değişim gözlenebilir. Biliyorsunuz, çocuklar ilk eğitimi de, temel güven duygusunu da ailede öğrenirler. Çocuk korunmasız olarak dünyaya gelmiştir ve dünya hakkında bir fikri yoktur. Ailenin davranışları sonucu çocuk yaşadığı dünya hakkında beyninde imge oluşturur. İyi davranılan çocukların mutluluğu yüzlerinden okunur, dayak yiyen çocuklar ise ya pasif, içine dönük bir karaktere bürünür, ya da tüm dünyaya bu perspektiften bakarak saldırgan bir karakterleri olur. Çünkü kendilerine bu öğretilmiştir. Evde babalarının veya annelerinin dayak yolu ile istediklerini yaptırmaya gücü olduğunu görmüşlerdir. Temel güveni kazandıkları ailesi çocuklara kötü davrandığında, bu onların benlik imgelerini kötü yönde etkiler. Çocuk, kendini işe yaramaz kötü muameleye lâyık bir insan olarak algılar. Bu kimi çocuğu pasif davranışlara iter, kimi çocukta ise şiddeti başkalarına uygulama eğilimi göstermesine yol açar. “Mail”inizde eşinizin size ve çocuğunuza şiddet uyguladığını belirtmişsiniz. Çocuğunuzun bunu modellediği anlaşılıyor. Üstelik tasvip etmediğiniz hâlde siz de zaman zaman şiddete başvurduğunuzu söylemişsiniz. Bu durumda çocuğunuzun davranışı bana hiç şaşırtıcı gelmedi. Ana okulunda bu tarz durumlarla karşılaştığımızda aklımıza gelen ilk şey ailenin çocuğa şiddet uyguladığı ve çocuğun da bu yöntemi öğrendiği için bunu ana okulunda uygulamış olabileceğidir.

Peki, ne yapacaksınız? Geçmişin izlerini tümden yok etmek tamamen mümkün olmasa da, “Zararın neresinden dönülürse kârdır” felsefesiyle hareket etmelisiniz. Evde ne babası, ne de siz asla şiddet uygulamayın, tehditleri de tamamen bir kenara bırakın. İnsanlar anlaşmazlıklarını konuşarak çözme yeteneğinden yoksun oldukları için şiddete yönelmektedirler. Kişilerin, insanlar arası ilişkiler, etkin iletişim becerileri, kızgınlık kontrolü ile kızgınlığın etkin ifadesi ve çatışma çözme becerileri konusunda eğitilmesi, aile içi şiddetin önlenmesine katkıda bulunabilir. Bunu ailece anne ve baba olarak katılacağınız seminerler yoluyla ya da okuyacağınız pratik tavsiyeler verebilecek kitaplar yoluyla edinebilirsiniz. Aile toplantılarının önemi yeniden gündeme geldi, çocuklarınızın da fikirlerini açıkça bildirebilecekleri aile toplantıları düzenleyin. Aileyi ilgilendiren bir eşya alımında bile beraberce toplantı düzenleyebilirsiniz. Sorunlarınızı konuşarak halletmeye çalışın. Anlaşmazlık olduğu zamanlarda ise vakit geçmesini bekleyin, öfkeniz dindikten sonra konuşmaya çalışın. Tartışmalar, hiçbir zaman el kaldırma boyutuna varmasın, tartışma yaşanabilir bu çok doğal, ama çocuk sonunda sizin barıştığınızı ve anlaşmaya vardığınızı görsün. Siz iyi örnek olmazsanız söyleyeceğiniz hiçbir şey çocuğa karşı etkili olmayacaktır. Şiddetin öğrenilmiş bir davranış olduğunu savunan bakış açısı, şiddetin aynı zamanda bir öğretme tekniği olarak kullanıldığına da dikkat çeker. Etkin çocuk eğitimi tekniklerinin bilinmemesi nedeni ile dayak, kimi ailelerde çocuğu eğitme aracı olarak görülmektedir. Evde ve okulda disiplini sağlamak üzere şiddet kullanımına tanık olan çocuk, yetişkinliğinde bunu sorun çözmede doğal bir seçenek olarak görmektedir. Ayrıca babasının annesini dövdüğünü gören erkek çocuklarda (Schecter, 1982) ileride eşini dövme olasılığı yedi kat artmaktadır. Bu da sanırım size model olmanın önemini daha iyi anlatır. Çocuğunuzun her iki yönden de bu uyaranı aldığını düşünürsek (yani hem kendi dövülüyor, hem de annesinin dövüldüğüne şahit oluyor) başka çocuklara şiddet uygulamasına şaşırmamamız gerekir. Kendimiz iyi örnek olduktan sonra ancak şiddetin kötü bir şey olduğu, bu yöntem ile elde edilen şeyler sonucunda arkadaşsız kalınabileceği konusunda onu ikna edebilirsiniz.

Çocuklar genellikle evdeki şiddetten kendilerini sorumlu tutarlar. Suçluluk duygusu çocuğu derinden yaralayabilir. Çocuğunuza bunun onun suçu olmadığını açık bir şekilde belirtmeniz gerekmektedir. Çocuğunuz şiddet nedeni ile size de kızgın olabilir ve sizi suçlayabilir. Bu normal bir tepkidir. Savunmaya geçmeden dinlemeye çalışın. Söylediklerini dikkate alacağınızı, ama şiddetin, nedeni ne olursa olsun kesinlikle yanlış bir davranış olduğunu belirtin. Evde uygulayabileceğiniz birkaç problem çözme metodundan bahsetmekte yarar görüyorum. Şiddet yerine bunları uygulayın ve daha önce “TV’de Şiddet” yazımı da okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü televizyon şiddeti körükleyen bir araçtır. Bu sınıfa denetimsiz bilgisayar oyunlarını da dahil ediyorum.

Çatışmalı durumlarda duygular çok daha yoğun olduğu için ilişki daha kolaylıkla zedelenir. Aile içinde bir problem yaşandığında şiddete başvurmak problemleri arttırır. Bu davranışlar yerine yeni alternatif çözüm yolları bulmaya çalışmak, problem çözme aşamalarını öğrenmek ve uygulamak çatışmaların kavgasız çözülmesine yardımcı olur.

İşte yapabilecekleriniz:

* Sorunun ne olduğunu ve ihtiyaçlarınızı belirleyin.

* Sorunun ne olduğunu belirlemek için kendinize sorular sorun. Örneğin neden bu bizim için sorun oldu? Sorun daha çok hangi zamanlar yaşanıyor? Nasıl oluyor? Nerede yaşanıyor? Kiminle oluyor? Problemi tarif eden bir cümle yazınız. Bu soruların cevaplanmasındaki kasıt, gözden kaçan problemlerin açığa çıkması içindir. Bazen birden çok problem olabilir ya da asıl problem göz ardı edilebilir. Öncelikli problemle baş etmek daha akıl kârı olacaktır.

* Problemli durum hakkında probleme dahil olan insanlarla konuşup onların bakış açılarını yargısızca dinlemeye çalışırsanız karşınızdakini anlama yolunda önemli bir adım atmış olursunuz. Probleme dahil kişilerin ihtiyaçlarını belirleyin.

* Toplanan bilgiler konusunda çözüm yollarını sıralayın. Her aile bireyi bu işe katılsın çocuk olsa bile… Ne kadar çok çözüm yolu bulursanız o kadar iyidir, çözümlere karşı çıkmayın. Çözümler üzerinde tek tek düşünerek sonuçlarını düşünün. Karşılaşacağınız engelleri ve nasıl baş edeceğinizi plânlayın. Bu, yalnız bir kişinin değil problemden etkilenen herkesi kapsayacak bir plân olsun. Uzun vadede işe yarayacak çözümleri seçin, gerçekçi çözümler bulun. Problemin çözümünde kimlerin yardımcı olacağına karar verin, rolleri dağıtın.

* Seçilen çözüm yolunu uyguladıktan sonra sonuçları değerlendirin. Plânların düzgün işleyip işlemediğini değerlendirin. Eğer istediğiniz sonuçlara ulaşamadıysanız çözümde gerekli değişiklikleri yapın.

Problem çözmede herkes bu yöntemleri kullansa zaten toplumumuzda şiddet denen olgu ortadan kalkacaktır. Çocuklarımıza hayatı zehir etmeyelim ki, onlar da hayatı güzel görüp güzel yaşasınlar

Yazar Betül ARTIŞ - Psikolog