EDEBİ AKIMLAR
Bilim alanındaki yeni buluşlar, güney deniz yollarının açılması, matbaanın icadı, orta sınıfın zenginleşmesi, eski Yunan ve Latin eserlerinin yayılması, Batı dünyasında rönesans ve reform hareketlerini başlattı. Rönesans, bilim ve sanatta yeniden doğuş demektir.

Eski Yunan ve Latin eserlerinin önem kazanması hümanizmin doğmasına yol açtı. Rönesans hareketleriyle birlikte edebiyat, sanat ve felsefe alanında yeni gelişmeler ortaya çıktı. Fransa’da şair Ronsard, deneme yazarı Montaigne; İngiltere’de tiyatro yazarı Shakespeare, şair Milton edebiyatta rönesansın mimarlarıdır.

Toplumdaki sosyal ve siyasi gelişmeler, güzel sanatlardaki yenilikler, bilimsel ve felsefi görüşler edebiyat akımlarının ortaya çıkmasına neden olur. Edebiyat akımları; duygu, düşünce ve anlayış farklılıklarından doğarak meydana geldikleri toplumun kültür ve sanat anlayışlarını yansıtırlar.

Rönesans; 18. Yüzyılın ortalarında edebiyatta klasisizm akımının doğmasına yol açmıştır. Daha sonra bu akıma tepki olarak romantizm, ona tepki olarak sırasıyla realizm, natüralizm, parnasizm, akımları ortaya çıkmıştır. Bu üç akıma tepki olarak doğan akım ise sembolizmdir.

Edebiyat akımları, sanat değeri ve anlatım gücü yüksek eserlerin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Tanzimattan itibaren edebiyat akımları, bizim edebiyatımızda da etkisini göstermeye başlamıştır.

Şimdi bu akımları kısaca tanıyalım:

KLASİSİZM

Klasisizm; 17. yüzyılda ortaya çıkan Yunan ve Latin geleneğine bağlı bir edebiyat akımıdır.

Şiirde La Fontaine, trajedide Racine ve Corneille, komedide Moliere, eleştiride Boileau önemli temsilcilerdir.

Edebiyatımızda Şinasi, Ahmet Vefik Paşa ve Ali Bey klasisizmden ekilenmiştir.





ROMANTİZM

Romantizm, Fransa’da 1830 yıllarında klasisizme tepki olarak doğan bir edebiyat akımıdır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/11355-edebi-akimlar.html#post17851

İngiliz şairi Shakespeare romantizmin kaynağı sayılır. Byron, Goethe, Schiller, J. J. Rousseau, Lamartine , Victor Hugo, Aleksandre Dumas, Alfred de Musset başlıca temsilcileridir.

Bizde Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem bu akımdan etkilenmiştir.

REALİZM

Realizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizme tepki olarak doğmuştur. Gerçekçilik anlamına gelir. Deneye dayalı bilimlerin gelişmesi ve pozitivizm felsefesi bu akımın doğmasına yol açmıştır.

Gustave Flaubert, Balzac, Stendhal, Daniel Defoe, Dostoyevski, Tolstoy, Charles Dickens, bu akımın önemli temsilcileridir.

Türk edebiyatında Samipaşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem, Mehmet Akif Ersoy, Halit Ziya Uşaklıgil, Tevfik Fikret, Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay bu akımdan etkilenmişlerdir.

NATÜRALİZM

Natüralizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da gelişen bir edebiyat akımıdır.

Emile Zola, Goncourt, Alphonse Daudet, Guy de Maupassant, John Steinbeck önemli temsilcileridir.

Türk edebiyatında Nabizade Nazım ve Hüseyin Rahmi Gürpınar bu akımdan etkilenmiştir.

PARNASİZM

Parnasizm, şiirde realizm anlamına gelir. Romantizme tepki olarak doğmuştur.

Gautier, Lisle, Prudhomme, J. Marie Heredia önemli temsilcileridir.
Bizde Tevfik Fikret başta olmak üzere Servet-i Fünuncular bu akımdan etkilenmiştir.

SEMBOLİZM

Sembolizm, 19. Yüzyılda realizm, natüralizm ve parnasizme tepki olarak ortaya çıkan bir akımdır.

Rimbaoud ve Baudelaire sembolizmin hazırlayıcıları; Paul Verlaine, Mallarme, Valery temsilcileri olarak kabul edilir.

Bizde Ahmet Haşim, Cenab Şahabettin, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Cahit sıtkı tarancı bu akımdan etkilenmiştir.

SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)

Aklın hiçbir denetlemesi olmaksızın, hiçbir töre, ahlak ve estetik baskısı altında kalmaksızın hatta sanatçının yaratıcı gücüne bile meydan vermeksizin, insandaki “iç ben” in yorumu olmaya çalışan sanat anlayışına sürrealizm denir. Bu akım; realizm, natüralizm ve parnasizme tepki olarak doğmuştur.

Andre Breton, Philippe Soupault, Luis Aragon, Paul Eluard, Rene Char bu akımın temsilcileridir.

Türk edebiyatında Garipçilerin ve İkinci Yenicilerin bazı şiirlerinde sürrealizmin izleri görülür. Cemal Süreya, Sezai Karakoç, İlhan Berk bu akımdan etkilenmişlerdir.