Abdullah Ibni Mübarek (rahimehullah) buyurur:

«Imanin özü, Peygamber'imizin (S.A.S.) getirip ögrettiklerinin dogrulugunu kabul etmektir. Çünki Kur'an´in dogruluguna inanan kimse, onu tatbik etmeye koyularak ebediyen cehennemlik olmaktan kurtulur. Haramlardan sakinan kimse tevbe etmeye yönelir. Helâl ile beslenen takvâya yönelir. Farz ibadetlerini gerçeklestiren kimsenin müslümanligi saglamlasir. Dogru konusan sikintilardan kurtulur. Haksizliklardan uzaklasan «kisas»´dan kurtulur. Peygamber (S.A.S.) 'imizin sünnetlerini uygulayan kimsenin ameli özlesir. Sirf Allah (C.C) rizasina yönelen kimsenin ameli kabul edilir.»


Rivayet edildigine göre, sahabelerden Ebû Derda (R.A.) bir gün Peygamber (S.A.V)'imize «Yâ Rasûlallah! (S.A.V) Bana bir seyler tavsiye et» diye basvurur. Peygamber (S.A.V)'imiz onun bu arzusunu söyte cevaplandirir:
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=47194

«— Ey Ebû Derda! Kazancin helâl, amelin salih olsun. Allah (C.C)'dan gündelik rizik dile ve kendini ölülerden say.

Isledigin amelleri begenmekten sakin, bu durum amelleri ortadan silen, korkunç bir tehlikedir. Çünkü amellerini begenen kimse, yaptiklari kabul edilmis mi, yoksa geri mi çevrilmistir diye düsünmeden Allah (C.C)'i minnet borcu altina koydugu kanaatine varir.

Oysa ki hayalkirikligi ve zillet getiren nice günah vardir ki büyüklük ve kendini begenmislik duygusu doguran ibadetten daha hayirlidir.»


Amellerinde riyaya düsmekten de sakin. Allah (C.C)'in:


«O gün hic hesap etmemis olduklari seyler Allah tarafindan karsilarina çikarilir» âyeti söyle tefsir edilmistir: «Bazi kimseler dünyada iyilik sayarak isledikleri nice amelleri. Kiyamet Günü olarak karsilarina çikar» (Zümer Sûre-i, Celiesi; 47)

Seleften bir zat bu âyet okunurken "Vay riyakârlarin baslarina gelene" derdi.

Öte yandan ulu Allah (C.C)'in


«Allah'a yaptigi ibadete hic bir ortak kosmasin» (Kehf Süre-i Celilesi: 110) âyetinin mânâsi söyledir: «Yâni bu kimse yaptigi ibâdeti ne gösteris maksadi ile açiga vursun» ne de yaptigindan utanarak gizlesin»


Ibni Mes'ud'dan rivayet edildigine göre, Kur'ân'i Kerim´in en son inen âyeti sudur:


"Allah`a döndüreleceginiz ve herkese, haksizliga ugramaksizin kazandiginin karsiliginin verilecegi günden korkunuz." (Bakara Sûre-i Celilesi: 281).


Sâir Muhammed Ibni Besir söyle der:

«Dünün, yanilmaz bir sâhid srfati iie geride kalmistir.
Bu günün de yaptiklarina sâhid olacaklir.
Eger dün bir kötülük kazanmissan, bu gün, hamdederek, iki iyilik isle.
Iyilik îslemeyi, sakin yarina birakma.
Çünkü bakarsin ki, «yarin» gelmis ve sen yoksun!»


Diger bir sâir de söyLe der:

«Arzularina uyarak günahi hemen islersin,
Öteyandan ilerde Tevbe edecegini umarsin
Bîr müddet sonra ansizin ölüm gelir!
Bu yaptigin akilli ve tedbirlilerin isi degildir!»


Hz. Dâvud (A.S.), Hz. Süleyman'a (A.S.) der ki:

1 — Mümin henüz elde edemedikleri konusunda Allah (C.C)'a tevekkül eder.

2 — Mümin elde ettiklerinden hosnut olur.

3 — Mümin elinden kaçanlar için sabreder.»

Bir vecizede de söyle denilmistir:

«Belâya karsi sabreden muradina erer.»


Bir sâir söyle der:

«Basina bir belâ gelince sabretmelisin.
Hayal kirikligina ve aciya düsmemelisin.
Eger dünya, zineti ile üzerine gelecek olursa
Buna karsi direnmek, iyilik ve takva delilidir.
Her iki durumda da zor kutlanarak nefsin ite devamli cihad et ki.
Hiç bir engel ile karsilasmadan umduguna ulasasin.»


Diger bir sâir de söyle der:

«Sabir, dilegin anahtaridir.
O, her zaman, hedefe varmanin yardimcisidir.
Sabret, ne kadar uzasa bile geceler.
Çok defa mahzuna yardim etmistir.
Sabir sayesinde nice «heyhat, olmasi imkânsiz» denen hedefe varilmistir.»


Baska bir sâir de söyle der:

«Sabir imanin en saglam kulpudur.
Seytanin kiskirtmalarina karsi kalkandir o.
Sabirda faydali sonuçlar vardir.
Tez canliligin ise sonu hüsrandir.
Zaman sana keder ulastirdi ise.
Bize karsi zaten devirlerin tutumudur bu.
Güzelim sabir zirhina bürün.
Kesinlik ile bil ki, sabir cennetin kilavuzudur.»


Sabir çesit çesittir. Birisi, en uygun vakitlerde ve eksiksiz olarak farz ibadetleri islemeye devam etmektir. Bir baskasi, nafile ibadet islemeye devam etmektir. Bir diger arkadas ve komsularin aci veren davranislarina katlanmaktir.

Bir baska çesit sabir, fakirlige ve hastaliklara dayanmaktir. Bir diger sabir çesidi de günahlara, nefsin azgin arzularina, günah olmasi muhtemel seylere, bütün organlarin islerine ve diger faydasiz davranislara karsi durabilmektir.