SONSÖZ
Biz kaynaklardan ulaşabildiklerimizi sizlere aktarabiliyoruz. Ancak bunların çok sınırlı olduğunu da hemen ifade etmek durumundayız. Bu konuda asıl hizmet verecekler, konuya profesyonel olarak eğilebilecek türk tarihçileri ve hadisi şerif uzmanları olacaktır şüphesiz. Bizim yaptığımız bir kibrit yakmaktan öte değildir. Ehil eller harekete geçerlerse tarihimizde karanlık kalmış noktalar aydınlanmış olacaktır.

ASR-I SEADETTE
TÜRKLER
DİPNOTLAR
1 Eski insanları toptan putperest görmek isteyenler buna bir de yer tanrısı ilave etmişlerdir. Eski Türklerde yer tanrısı, dağ tanrısı gibi putperest bir zihniyet yoktu. Zaten bu, onlardaki tek tanrı inancıyla ve yaratıcının sıfatlarıyla çelişmektedir. Eski insanların toptan putperet oldukları, daha sonra tek tanrıcılığa ulaşıldığı fikri, "tek tanrıcılığa Tevrat ile ulaşıldı" iddiasında bulunan batılı bilim adamlarının tezidir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=42282
2 Şecere-i Terakime; Ebul Ğazi Bahadır Han, s. 239, Haz. Z. K. Ölmez, Ankara-1996
3 Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye; s. 1157, 72. Baskı, İstanbul-1997
4 Türk Dünyası Tarihi, II. Baskı, s. 36, Nevzat Kösoğlu, İstanbul-1991
5 Kutadgu Bilig'de Kut ve Töre; S. Başer, s. 1, Ankara-1990
6 Amasya Târihi; II/56-61
7 Cahiliye dönemi şairlerine ait şiirler, 1900-1940 yılları arasında batılı müsteşriklerce derlenip çeşitli dillerde yayınlanmıştır. Çoğunlukla Polonya'nın Leipzig şehrinde basılmışlardır.
8 Dilleri anlaşılmazdan kasıt, yörede kimse tarafından bilinemeyen bir dildir. Arabistan'da Arapçanın değişik versiyonlarının dışında, Farsça, Habeşçe, Koptça, Rumca ve İbranice konuşulmaktadır. Bu dil, bunlarla da akraba değildir.
9 İslam Tarihi; Medine dönemi, M. Asım Köksal
10 Mu'cemu'l Buldân'da çadırın, Hendeğin kazılı bulunduğu köşelerden biri olan Seyhân mevkiinin Zübab tepesinde kurulduğu kayıtlıdır. O günün hatırasına burada Zübab Camii inşa edilmiştir.
11 Sahihi Müslim; Muhtasar; I/293, I/631, İstanbul-1984
12 Büğdüz'ün anlamı, Hizmet eden demektir.
13 Bu tarihten itibaren asyanın en kuvvetli devleti olan Çin'in önü yıllar sonra yine Türklerin yardımıyla İslam ordusu tarafından Talas'ta kesilebilmişti.
14 Kutadgu Bilig'de Kut ve Töre; S. Başer, s. 77, Ankara-1990
15 Abdurrahman b. Semüre eshabdandır. Türklerle sıcak temasa geçilmemesiyle ilgili Efendimizin emirlerini muhtemelen biliyordu. Ubeydullah b. Ziyad sahabi değildir.
16 Tarih ve Medeniyet; 57/59, Nûşirevân, Doç. Dr. Ahmet Şimşirgil
17 Kerbela Faciasında Hazreti Hüseyn ve bütün çocukları şehid edilir. Bu sırada Zeynel Abidin'e, çok hasta bir çocuk olduğundan nasılsa ölür zannıyla ilişilmez. Seyyid adı verilen Efendimizin soyu bununla devam eder. Bu nedenle ona, Seyyidlerin Nuh'u adı verilir. Zeynelabidin hazretleri faciadan hemen sonra Şam'a götürülür. Burada doktorlar adeta seferber edilerek tedavi ettirilir.
18 Kasım b. Muhammed hazretleri tasavvufta 33 altun halka olarak bilinen tarikat zincirinin 4. südür. (Muhammed aleyhisselam, Hazret-i Ebu Bekr, Selman-ı Fârisî, Kasım b. Muhammed...) Küçücük yaşında iken Selman-ı Farisi hazretlerinin yanında yetişir.