ŞEYTANIN VARLIĞINI...
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/guzel-sozler/21976-cok-guzel-hikmetli-sozler-post41337.html
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 6)
• Şeytanın bizim en büyük düşmanımız olduğunu,
• Her an, sabırla bütün insanları yanıltmak için beklediğini,
• Nimetleri fark ettirmeyerek şükretmenizi engellemeye çalışacağını,
• Özellikle ani olaylarda fırsat kollayıp her işte bir hayır olduğunu size unutturarak, tevekkülsüz davranmanızı istediğini,
• Üzerinize bir ağırlık, öfke, boşvermişlik, dikkatsizlik, bencillik, kıskançlık, unutkanlık vermeye çalışacağını,
• Tüm ibadetlerinizi, güzel ahlaklı olmanızı engellemek istediğini,
• Gerçek müminler üzerinde hiçbir etkisinin olamayacağını,
• Şeytandan geldiğini fark ettiğiniz en ufak bir vesvesede bile hemen Allah'a sığınmayı,
• En çok kullandığı tuzaklardan birinin UNUTTURMA olduğunu,
• Sizi Allah'ı anmaktan ve namazı kılmaktan da alıkoymak istediğini,
• Hak olana karşı direnmenin ve kibirin Allah katından kovulmuş şeytanın vasfı olduğunu,
• Sizi en olmadık kuruntulara düşürmeye çalışacağını,
• Sizin Allah'a dua etmenizi, O'nu razı etmenizi, cennete gitmenizi asla ve asla istemediğini,
• En büyük hedefinin, sizin de kendisi gibi sonsuz azaba mahkum olmanız olduğunu,
• Hiçbir zorlayıcı gücünün de olmadığını, sadece insanları çağırdığını SAKIN HİÇ UNUTMAYIN.
ALLAH'I ÇOK ZİKRETMEYİ...
Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin (Ahzab Suresi, 41)
• Rabbimizi her an zikretmeyi,
• Her an, ayakta iken, yatarken, otururken düşünerek Allah'ın adını anmayı,
• Üzerimizdeki sıkıntıların, işlerimizdeki karışıklıkların giderilip, üzerimize kalp ferahlığının gelmesinin sadece Allah'ın zikriyle olacağını,
• Hiçbir şeyin (alış-verişin, ticaretin) Allah'ı zikretmemizi engelleyemeyeceğini,
• Allah'ı zikretmenin yaptımız herşeyden daha büyük bir iş olduğunu,
• Şeytanın Allah'ın zikrini unutturmaya çalıştığını ve bunu başarmak için her fırsatı değerlendireceğini,
• Bir toplulukla karşı karşıya kaldığımızda bize kolaylık sağlayacak olanın Allah'ı zikretmek olduğunu SAKIN UNUTMAYIN.
ÖLÜMÜN HER AN GELEBİLECEĞİNİ...
Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)
• Kendimiz dahil ailemizdeki herkesin, arkadaşlarımızın, tanıdığımız tüm insanların mutlaka öleceğinizi,
• Ölüm zamanımızı takdir edenin Rabbimiz olduğunu,
• Hepimiz için vakti belirlenmiş bir ecel olduğunu ve o an geldiğinde bunu hiçbir şekilde engelleyemeyeceğimizi,
• Ölüm ile birlikte Rabbimize döndürüleceğimizi,
• Öldükten sonra bedenimizin hiçbir kıymetinin olmayacağını,
• Mezara, toprağın altına konulan bedenin kısa zamanda çürüyüp yok olacağını,
• Ölüm anındaki pişmanlıkla edilen tevbenin kabul olunmayacağını, bu yüzden geç olmadan tevbe etmeyi,
• Dünyadaki bütün acizliklerin bize ölümü hatırlatmak için verildiğini,
• Ölümü düşünmenin insanı bütün hırslarından arındıracağını,
• Allah'tan "Müslüman olarak ölmeyi" istemeyi UNUTMAYIN.
YAŞADIĞIMIZ DÜNYANIN BİR GÜN
YOK OLACAĞINI...
Gerçekten dünya hayatı, ancak bir oyun ve tutkulu bir oyalanmadır... (Muhammed Suresi, 36)
• Dünya hayatının uzun gibi görünse de, gerçekte bir tanışma vakti kadar kısa olduğunu,
• Dünyadaki "çekici süsler"in tümünün birer imtihan olduğunu,
• Herkese, öğüt alabilecek olanın öğüt alıp kendini düzelteceği kadar bir süre tanındığını,
• Kimin daha güzel davranacağının denenmesi için hayatın ve ölümün var edildiğini,
• Dünya hayatının geçici ve ahirete kıyasla yararının çok az olduğunu,
• Dünyadaki nimetlerin, cennetteki gerçek nimetlerin çok eksik bir kopyası olduğunu, ahireti hatırlatmak kastıyla özel olarak yaratıldığını,
• Allah'ın dilemesiyle kıyamet günü bütün dünyanın tamamen yok olacağını,
• Dünya hayatının yalnızca tutkulu bir oyalanma olduğunu, asıl yurdun ise ahiret olduğunu,
• Dünya nimetlerinin övünme aracı olarak görülmemesi gerektiğini,
• Gerçek müminlerin ahireti dünyaya asla hiçbir zaman değişmeyeceklerini UNUTMAYIN.
KIYAMET GÜNÜNÜN HIZLA
YAKLAŞTIĞINI..
İnsanlar sana kıyamet saatini sorarlar; de ki:"Onun bilgisi yalnızca Allah katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet saati pek yakın da olabilir. (Ahzab Suresi,63)
• Kıyamet saatine her an biraz daha yaklaştığımızı,
• O gün şimdiye kadar hiç görülmemiş ve hiç duyulmamış olayların yaşanacağını,
• Hiç kimse şuurunda değilken apansız gelivereceğini,
• Hiçbir yere kaçışın olmayacağını,
• O gün herkesin Allah'a hesap vereceğini, verilen her nimetten sorguya çekileceğini,
• Bugüne kadar yaratılmış bütün insanların oldukları yerden doğrulup Rabbimize doğru süzülerek gideceklerini,
• O gün yeryüzünün ve dağların yerlerinden oynatılıp kaldırılacağını ve tek bir çarpma ile parça parça olacağını,
• Göğün yarılıp-çatlayacağını, sarkıp zaafa uğratılacağını,
• Yıldızların örtülüp, silineceğini,
• Dağların kökünden söküleceğini,
• Dağların yürütülüp, bir serap haline geleceğini,
• Darmadağın olup ufalanacağını, toz duman halinde dağılıp-savrulacağını,
• Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağını,
• Dağların etrafa uçuşmuş rengarenk yün gibi olacağını,
• Yerlerinin bomboş ve çırılçıplak kalacağını,
• Emzikli kadınların çocuklarını terk edeceği kadar korku verici bir gün olacağını,
• Yapayalnız ve tek başımıza Rabbimizin huzuruna çıkacağımızı,
• O gün Allah'ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkesin korkuya kapılacağını,
• Suçlu günahkarların simalarından tanınıp, alınlarından ve ayaklarından yakalanacağını,
• Allah'ın izin verdiklerinin dışında kimsenin konuşamayacağını,
• İnanmayanların o gün bedbaht ve mutsuz olacaklarını,
• O gün Allah'a karşı yalan söylemiş olanların yüzlerinin kapkara olacağını,
• Rahman'a karşı bütün seslerin kısılacağını, hırıltıdan başka bir şeyin işitilmeyeceğini,
• Hiçbir yakın dostun bir yakın dostu soramayacağını -annesi, babası, kardeşi de dahil olmak üzere,
• O gün günahkarların birbirlerini suçlayacaklarını,
• Herkesin yaptığı iyilikleri yakınında bulacağını, kötülükler ile arasında uzak bir mesafe olmasını isteyeceğini,
• Kafir olanların yüzlerinden tanınacaklarını,
• Alınlarından ve ayaklarından yakalanacaklarını,
• Müminlerin yüzlerinin apaydınlık olacağını, güleryüzlü ve sevinç içinde olacaklarını,
• Hesap günündeki son pişmanlığın fayda vermeyeceğini,
• Asla, hiçbir şey için geri dönüşün olmayacağını,
• Yalnızca samimi müminler için bir korku ve hüzün olmayacağını KESİNLİKLE UNUTMAYIN.
CENNETE YALNIZCA SALİH
MÜMİNLERİN GİRECEĞİNİ...
İman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet halkıdırlar, orada süresiz kalacaklarıdır. (Bakara Suresi, 82)
• Allah'ın müminler için özel olarak cenneti yarattığını,
• Canlarını ve mallarını Allah yolunda satmış olanlara karşılık olarak cennetin verileceğini,
• Cennet için sevinip müjdeleşmeyi,
• Müminlerin cennette ebedi kalacaklarını,
• Cennette meleklerin müminleri en güzel şekilde karşılayacaklarını,
• Esenlik ve güvenlik içinde cennete girileceğini,
• Tertemiz eşlerin var olduğunu,
• Her nereye bakılırsa büyük bir nimet ve büyük bir mülk görüleceğini,
• Müminlerin cennette ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde sohbet edeceklerini,
• Orada devşirmesi kolay meyvelerin bulunduğunu,
• Ne sıcak, ne soğuk, tam kararında gölgelikli bir yer olduğunu,
• Özenle işlenmiş mücevher tahtlarda karşılıklı olarak oturulacağını,
• Etraflarında altın tepsiler ve testilerle dolaşılacağını,
• Orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet aldığı herşeyin olduğunu,
• Hiç kimsenin hiçbir şeyle zulme uğratılmayacağını,
• Rabbimizin ödül olarak parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vereceğini,
• Günaha girme korkusunun da olmayacağını,
• Göğüslerde kinden yana ne varsa çekilip alınacağını,
• Müminlerin cennette Rabbimize hamd ettiklerini,
• Cennette bulunmanın Allah'ın lütfuyla olduğunu,
• Cennette hiç yorgunluk dokunmadığını,
• Müminlere cennette hiçbir korkunun olmadığını ve mahzun olmayacaklarını,
• Allah'ın hüznü giderip yok ettiğini,
• Cennette yepyeni bir inşa ile yeniden yaratılacağımızı,
• Tüm nimetlerin de üzerinde O'nun rızası ve hoşnutluğunun olduğunu SAKIN UNUTMAYIN