KIZ İSTEME
Ilgın da “dünürlüğe gitmek” diye ifade edilen kız isteme eski geleneklere uygun olarak yapılır. Kız ile oğlan anlaşmış olsalar bile bu durum değişmez.
Dünürlüğe gidecek olan aileler Perşembe veya Pazar akşamının kutsallığına inandıkları için genelde bu akşamlarda gerçekleşir. Dünürlüğe gitmeden önce oğlan tarafından gelen elçiler akşam kız istemeye gelebileceklerini ifade ederler, eğer kız tarafı Rıza gösterirse akşam ziyaretler gerçekleşir . Dünürlüğe oğlan tarafından anne, baba yakın akrabalar ve sevilen sayılan hoş sohbetli Bilge bir kişi götürülür. Kızı giden Bilgekişi Allahın emri Peygamberin kavli, İmamı azam efendimizin içtihadi üzere kızınızı oğ lumuza istiyoruz diye söze başlayarak istenir, Kızın babası, annesi yakın akrabaları bu işe Aile büyüklerine sorup öyle karar verebileceklerini söyleyerek ilk gün naza çekebilirler daha sonraki günlerde bu olay gerçekleşir. Rıza gösterirlerse her iki taraf için hayırlı olmasını temenni ederek tatlıya bağlarlar.
SÖZ KESME
Kız tarafının oğlan tarafına olumlu cevap vermesinden sonra Söz kesme için bir gün tayin edilir O gün oğlan tarafının yakın akrabaları, kız tarafının yakın akrabaları ve komşular davet edilir. Kıza gündüzden elbiseler alınır yüzükler alınır akşam toplanıl dığı zaman önce dua yapılır daha sonra oğlan tarafının getirmiş olduğu lokum bisküviler misafirlere ikram edilir. Kız tarafı önceleri nişan olayının tatlı olması için şerbet hazırlar verirlerdi fakat günümüzde çay veya meşrubat ikram edilmektedir. Kız ile oğlana yüzük aile büyüklerinden birine, veya hocaya yüzük taktırılıp kız ile oğlan el öperler aile büyükleride genelde kıza göstermeden avucuna para verirler.
NİŞAN
Ilgın da nişan birkaç şekilde yapılır. Kimi aileler kız ve oğlan tarafının en yakınları arasında yüzük takar. Kimiside bu çerçeveyi daha geniş tutuarak oldukça kalabalık bir grupla törenle yüzük takarlar.
Nişanda karşılıklı bohçalar gider bunlar kıza ve oğlana alınan hediyelerin yanı sıra Kaynanalar ve kaynatalara evde bulunan kişilere alınan hediyelerden teşekkül eder tepsiyle baklava, şekerleme ve çetnevir (kuruyemiş) bunun cabasıdır.
Kız tarafı bu işe daha çok ağırlık verir kızın gideceği eve hediyelerle gidecektir. Bu bir saygının görgünün ifadesidir. Nişan bohçası gittiği zaman hısım akraba, konu komşu
bakmaya gelirler. Kız tarafından giden bir kişi bunları teker teker açar tanıtımını yapar Öncelikle oğlana giden eşyalar daha sonra kaynana, kaynata, çelebiye Oğlan kardeş görümceye (oğlanın kız kardeşi) varsa eğer dedeye, nineye götürülen hediyeler böyle takdimi yapılır. Oğlan tarafından gelen hediyelerde kızın giyeceği eşyalar ve kızın anne Babası kardeşlerine alınan hediyelerden ibarettir.
DÜĞÜNLER
Düğüne karar verildikten sonra düğün günüde tesbit edilir. Oğlan tarafı kız tarafına istedikleri miktarda düğün davetiyesi verir. Gerek oğlan tarafı gerekse kız tarafı düğün davetiyelerini eşe dosta dağıtmak suretiyle bu işi gerçekleştirir . Ilgın'da düğünler geneldeCuma günü başlar Pazar günü sona erer. Ilgın köylerinde düğün davetiyesi “OKUYUCU” davul eşliğinde her eve havlu, mendil, çorap gibi eşyaları vermek suretiyle düğüne davet eder. Köylüler genelde gelen davulun ve okuyucunun kime ait olduğunu bilirler. Cuma günü düğün davetiyesinde belirtilen saatte nikah kıyılır. Nikahtan sonra evlilik yüzüğü takılır, takı merasimi yapılır. Misafirler Oğlan ve kız tarafına iyi dileklerini bildirerek ayrılırlar . Cumartesi günleri çalgı sabahtan başlar. Oğlan tarafı kız tarafına kızın hazırlamış olduğu evlilikte beraber kullanabilecekleri eşyaları almaya giderler. Kız tarafından eşyalar alındıktan sonra kızevinden kızın arkadaşları hısım akrabasından oluşan bir kafilede ellerinde bohçalar, sinilerle oğlan evine “DÜRÜ” götürürler. Bu işlem gerçekleştikten sonra Cumartesi günü yapılan işlerden bir taneside KIZ HAMAMIDIR. Cumartesi günü akşam üstü oğlan tarafı kız evine çalgı ve motorla bir kısım kadın ve kızla giderler. Kız tarafındanda kızın arkadaşları hısım akrabasından bir grup gelen grupla birleşerek Ilgın Kaplıcalarına giderler.
Burada oğlan tarafından gelen ağa gelen insanların hamam biletlerini alır. Onların banyolara girmesini sağlar Banyoya girenler gelin hanımla birlikte içeride eğlence düzenler çıkar ve eve dönülür. Cumartesi akşamı oğlan tarafında ve kız tarafında kına Geceleri olur. Bazen Oğlan tarafında kıza yakılacak kına karılarak götürülür. Bu götürme İşi davul zurnayla olur buna da KINA KALDIRMA denir. Kına gecelerinde mahalli oyunlar oynanır. Oğlan tarafının durumuna göre kına gecesi bazen içkilide olur. Kız tarafında ise eğlenceler aynı şekildedir. Genelde o gece ağır giysi diye tabir edilen şalvar ve işlikten oluşan takımlar giyilir Ilgın'da genelde kız beğenmeler bu gecede olur. Oğlanlarına kız beğenenler artık bu geceden sonra dünürcülük işlemlerine başlarlar. Kına gecelerinde gerek oğlan gerek kız evinde Damat ve Gelin hanıma kına Yakılır kına yakılırken özel kına havaları söylenerek bu işlem gerçekleşir. Damada kına yakılırken damadın arkadaşları oyun adı altında damadın sırtına çimdik atarlar iğne batırırlar aslında iğne batırma olayında tehlikede söz konusudur. Batırılan iğne mikroplu olursa tehlikeye de yol açabilir. Kız evinde de kına yakılırken gelin adayına Ağıtlı kına havaları söylenerek ağlatılır. Kına yakılırken gelin ve damadın eline kınanın içine para veya altın konularak yakılır. Buda sıkıntı çekmemelerine inanıldığı için yapılır.
Ilgın'ımızın genelde yörük boyu köylerinde yapılan ve unutulmaya yüz tutmuş Bir kına geleneği de “ Deve kaldırma “ olayı dır. Evlenecek olan oğlanın arkadaşlarının yaptığı bir eğlence türüdür, Gençler geri, merdiven at kellesi Kahverengi yün ve heybeden deve yaparlar. Devenin çobanı, dedesi, doktoru, oynayan köçekleri (Kız kılığına girmiş erkekler) eli sopalı muhafızlarından oluşur. Çalgı eşliğinde gelen bu grup kına gecesine renk katarlar, oynarlar köçeklere sarkıntılığın cezası sopadır. Oyun oynarlarken aniden devenin sahibi dede hastalanır devenin çobanı bağırmaya başlar dede öldü! Dede öldü! Köçek kızlar ve muhafızlar ağlamaya başlarlar bu arada doktor çağrılır doktor dedenin iyileşmesi için paraya ihtiyaç olduğunu söyler reçete şeklinde isim okunarak gelen misafirlerden para toplanır vermeyenin cezası ağırdır, vermeyeni eskiden düvene koşarlar, suya batırırlar, pulluğa koşup çift sürdürürler bunları göze alamayan parayı vermek zorundadır. Toplanan paraya düğünden sonra damat ve arkadaşları çetnevir (Kuruyemişler) alarak geceleri eğlenirler bu olay kına gecelerine renk katar.
GELENEKSEL KINA HAVALARIMIZ

1- Altın tas içinde kınan ezilsin,
Sabah olunca gülen yüzün süzülsün,
Görümcelerin etrafına dizilsin,
Gelinim kınan kutlu olsun,
Hem orada, hem burada dilin tatlı olsun.
Atladı gitti eşiği,
Sofrada kaldı kaşığı
Kız evin yakışığı,
Kal evimiz kal.

Ağalar besler hurma ile
El oğlu döver yarma ile
Git kızım sağlıklar ile
Sil gözünü yağlıklar ile.

Babamın öküzü beştir,
Anadan ayrılmak güçtür,
Git kızım sağlıklar ile,
Sil gözünü yağlıklar ile.

3- Biner eşek sıpasına,
Gider afyon çapasına,
Bak oğlanın sefasına,
Şen evimiz şen.


Avluda kağnı kanadı
Üstüne tavuk tünedi,
Oğlumuz eşek inadı
Şen evimiz şen.
Evlerinin önü dibek,
Dibekte döverler kepek,
Hele güveyimiz yeşil ipek
Şen evimiz şen.
GELİN ALMA
Gelin alma pazar günü sabahleyin damadın akrabası veya bir yakını tarafından olan Evli olan ve gelin ile damada bilgelik yapacak sağdıç ve hanımı tarafından gelinlik giymek ve saçları yaptırılmak üzere berbere götürülür. Güveyin hısım, akraba, eş, dostları ile davetliler öğle namazından sonra oğlan evinde düğün yemeği yerler ve günün şartlarına uygun olarak taksi ve diğer araçlarla konvoy oluşturarak kız evine doğru topluca hareket ederler. Gelin evi önüne gelindiğinde oğlan tarafından yaşlılar
ve bir kısım kadın kız evine girerler bu grup kız tarafından gelini ve çeyiz sandığını almak üzere içeride kız tarafı tarafından ağırlanırken dışarıda ise konvoyla gelen davul ve zurna ile oğlanın arkadaşları mahalli kaşık oyunlarını oynarlar. İçeri giren grup kız tarafından gelinin çeyiz sandığını bir bahşişle kurtarırken gelin hanım ailesinin ve orada bulunan diğer büyüklerin ellerini öper kızın ağabeyi veya dayısı tarafından kızın beline bekaretin ifadesi olarak kırmızı kuşak bağlanır. Bir inanışa göre alıyla girsin yüzünün akıyla çıksın düşüncesinin ifadesidir. Gelin kız babası ve ağabeyi tarafından koluna girilerek konvoyla gelen gelin arabasına oğlanın babasına bazende damadın kendisine teslim edilerek bindirilir. Arabalar kız evinin önünden hareket etmeden önce bir hoca tarafından dua yapılarak uğurlanır. Hareket eden konvoy ilçe merkezinde bir tur attıktan sonra güvey evi önüne gelince sağdıç ve damat tarafından karşılanır. Gelin eve girerken sağ ayakla ve koltuğunun altında Kuran'ı Kerim iki elinde su dolu testi ile girer bu arada gelinin başına bolluğu bereketi temsil eden buğday atılır. Gelin damat tarafında eve indirilir gerdek odasında gelinin duvağı damatça yüz görümlüğü(Bilezik, Kolye gibi) altın verilerek açılır. Gelin ailenin kadınlarına teslim edilir ve burada KOLTUK tabir edilen gelinin eve gelmesinin sevincini belirten bir eğlence düzenlenir. Damat ise dışarıda bekleyen davetliler ve davul zurna ile güvey ve sağdıç oynatılır daha sonra takı takılması törenine geçilir. Bu işler bittikten sonra sağdıç damadı alır gider akşam yemeği dışarıda veya sağdıçın Evinde yenilir, yatsı namazı kılınıp eve güvey katmaya ailenin büyükleri ve arkadaşları tarafından okunan dualarla zifaf odasına arkadaşlarının sırt yumruklaması ile girer. Damat sabah ezanlarından önce gelin ile birlikte gelinin babasının evinden getirdiği minderi evin başköşesine koyar kayınpeder minderin üstüne oturur damat ve Gelin evdeki en büyükten başlamak üzere ellerini öper gelin geldiği eve ilk günden Sadakat'ı nı böylelikle göstermiş olur . Daha sonra damat sağdıç tarafından hamama götürülür. Pazartesi günü erte diye tabir edilen gelinin bekaretinin kutlandığı eğlence Olur. Düğüne bazı nedenlerle katılamayanlar o gün gelmek sureti ile takı ve hediyelerini takdim ederler düğün böylelikle sora erer.

SÜNNET DÜĞÜNLERİ
Ilgın ‘ da sünnet düğünleri de başlı başına olaydır. Evlenme merasimleri kadar masraflıdır. Sünnet çocuğuna sünnet elbisesi alınır, davetiyeler dağıtılır Cumartesi akşamı çocuğa kına yakılır ve kına gecesi düzenlenip eğlenilir. Pazar günü mevlit okutulur gelen misafirlere yemek yedirilir gezi yapılır çocuk sünnet ettirilir, sünnette çocuğa çeşitli hediyeler verilir.
YEMEKLER
Ilgın bölgesinde yaygın olan yemekler Toyga çorbası, Etli bamya çorbası, Bulamaç Çorbası, etli yarma çorbası (Keşkek), erişte, karnıyarık, göveç, Konya Kebabı, bulgur pilavı, Kapama pirinç pilavı, Tarhana çorbası, Su böreği, ıspanaklı börek, kıymalı börek, Katmer, mantı, kaygana tatlısı, Baklava, İrmik helvası, Un helvası, Höşmerim Erik hoşafı, Vişne Hoşafı, Üzüm, Kayısı hoşafı meşhurdur. Yörede yaygın olarak Etli ekmek Düğünlerde yer almaktadır ayrıca bölgeye has hırtlak, Salatalık, biber, domates, lahana, Pancar ve havuç turşuları meşhurdur.
GÖLLE GECESİ
Folklor deyince aklımıza halk kültürü gelir. İlçemiz Konya yöresinin tüm gelenek ve Göreneklerine sahiptir.
Ilgın'da 1960 yılından itibaren düzenlenen Geleneksel Gölle gecesi halkımızın büyük bir eğlence kaynağı gençlerimizin de tiyatro ve müzik yeteneklerini ortaya koyduğu Ananevi bir eğlence türü idi. Bu ananevi gelenek son yıllarda unutulmaya yüz tutmuştur. Bu ananevi geleneğe okullarımız, Halk Eğitim Merkezimiz ve Turizm derneğimizin sahip çıkarak canlandırması en büyük temennimizdir.
SAYA GEZMESİ
İlçemizde yine unutulmaya yön tutmuş bir folklor daha vardır. Bu da saya gezmesidir.
Anlatacağımız folklor Ilgın'da orta yaş grubu ve ileri yaş grubunun hatırlaya bileceği bir folklordur. Saya 21. Aralık kış ayının başlamasını (Zemheri) takip eden 27 gün sonraki 17 Ocak gününe rastlayan geceye yıldız sıçraması denir o gece sayaya çıkılır.
Bu gecenin özelliği kış ayının hafiflemesi eskilerin tabiri ile “taş taşı kuytular” sözcüğü ile hareket edilmesi baharın yaklaşmasının müjdesidir. Folklor olarak gerçekleşmesi de bazı yörelerde sıra gezmeleri, yaren toplantılarına eşdeğerdir. O gece 15- 20 yaş arası bir grup genç bir araya gelir bunlardan bir tanesi bu grubun ebe başı (Lider) olur.
Ebe başına göre hareket edilir heybeler merkebe yüklenir mahallelerdeki evler teker teker gezilir kapısına durulan ev sahibi durumuna göre gençlerin isteği doğrultusunda Yağ, bulgur, kuruyemiş, meyva, yumurta, hindi, tavuk neye gücü yeterse verir, yiyecekler heybelere ayrı ayrı yerleştirilir. Esas önemli nokta ise her evin kapısına durulduğu zaman ebe başının saya tekerlemesini aşağıdaki şekilde söylemesidir.
Saya saya sallı beyi
Dört ayağı nallı beyi,
Sayacı geldi duydunuz mu ?
Selamını aldınız mı ?

Ne kaldı ne kaldı ?
Kırk elli gün kaldı
Kırk elli günü geçelim,
Koyunu kuzuyu seçelim
Meleşin kuzularım
Dedikten sonra gruptaki tüm gençler koyun ve keçi çanlarını çalarak meeeee. . .
Diye bağırırlardı. Bu tekerleme yöre ve mahalle halkına saya gününün geldiğini belirtirYiyecekleri de ona göre hazırlarlardı.
Daha sonra toplanan yiyecekler ebe başının veya bir başkasının evine gidilerek yenilir, içilir ve eğlenceler tertip edilir çoğu zaman bu eğlence sabaha kadar devam ederdi. sayaya katılan gençler giyecekleri ile de ilgi çekerdi. Çoban, efe kıyafetleri bunların en bariz şekilleridir.
ÖLÜM ZİYARETLERİ
Ölüm hadiselerinden sonra Ilgını da ölüm ziyaretleride önemli yer tutar. Bunda hısım akraba komşu gözetilmeksizin genelde herkes ziyaret eder. Ölen kişinin genç veya yaşlı olmasıda buna bazen değiştirebilir. Gelen kişilerin kimisi ölü evine başsağlığı diler Hoca bulunursa Kuran-ı Kerim okutturur. Genelde hısım akraba ve komşularda yemekle gelirler. Ölü sahibine ellerinden geldiği müddetçe bir hafta boyunca işyaptırmazlar. kadınlar da kendilerine göre başsağlığı ziyaretinde bulunurlar. Ölü sahibi ölümü takib eden 40 ve 52 günlerde mevlit okutturup yemek verir.
HIDIRELLEZ
Hıdır peygamber ile İlyas peygamberin gökte buluştuklarına inanılan güne yani 6 mayıs
Gününe denir inanışa göre 5 mayıs ikindi vaktinden sonra dilekler tutulur zambak yapraklarının bir tanesine S (sefa) bir tanesine C(cefa) harfleri yazılar eşdeğer bağlanır. Eğer ertesi güne kadar hangisi büyürse o sene için o şahsa sefa veya cefa çekeceğine İnanırlar. Boş cüzdan asarlar. Evvelden delikli para bağlarlar. Hıdırellez sabahı sabah ezanlarından önce akan sulardan doldurulurdu çünkü akan suyun zemzem olduğuna İnanılır. Hıdırellez gününün en büyük özelliklerinden bir tanesi de O gün aşağı yukarı Herkes pikniğe gider ve eğlence düzenlenmesidir.
KANDİLLER
Halkımızın kutsal gecelerede ayrı bir hassasiyeti vardır. Kutsal gecelerin sabahları Mahalle sakinleri birbirlerinin gecelerine kutlar hayırlara vesile olmasını temenni ederler. Yine o gün helva ekmek veya tahanlı ekmek mahalleliye dağıtılır. Arabi aylardan, Muharrem ayında ise AŞÜRE pişirilip dağıtılır.
BEBEK GÖRME
Anne doğum yapar yapmaz mahalleli komşular öncelikle bebek görmeye giderler. Giderken yalnız genel boş gitmezler. Anne adayına Pirinç çorbası ve palize Götürmek adetlerin en güzel örneğidir. Daha sonraki gitmelerde ise bebeğe bebekEşyaları ve oyuncaklar götürmekte adettendir. Gelen konuklara evvelden loğusa şerbeti veya loğusa çayı ikram edilirdi. Loğusa çayı bildiğimiz çaylardan değildir Ihlamur, karanfil, tarçın, akzencefil ve buna benzer baharatların kaynatılmasıyla elde edilirdi. Bebeklerin kırklanma olayı da mevcuttur doğum yapan anne kırkı çıkmadan hiçbir yere götürülmez. Bebek kırklama iki aşamada yapılır. Birincisi yirmi kırk, ikincisi tam kırktır. Ancak kızların yarı kırkı bebeğin doğumunu takip eden ondokuzuncu gün, erkeklerin ise yirminci gün yapılır. Tam kırkı kızlarda 39. Gün, erkek çocuklarda kırkıncı gün yapılır. Bebeğin yıkanıp, abdest aldırılacağı suyun içine altın, gümüş, nazarlık atılır, bu suyla hem bebek hem de annesi yıkanır. Anne çocuğun üstüne gitmez eğer giderse, annenin çocuğu bastıracağına, bebeğin büyümeyeceğine inanılır. Bebekler kırkları dolmadan evden dışarı çıkarılmaz. Kırkın çıktığı gün ise mutlaka gezmeye götürülür. Misafir gidilen evin sahibi tarafından ise bebeğe sıçanlık tabir edilen bir hediye verilir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=111708

ILGIN'DA YAYGIN OLAN EVLENME İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ

“Altın taht yaptırdım altın baht yaptıramadım. ”
“At, avrat, silah yiğidin bahtına. ”
“Evlenenle, ev yaptıranın kefili Allah' tır. ”
“Harman yel ile düğün el ile “
“Gelin çıkmadık ev olur, ölü çıkmadık ev olmaz. ”
“Beslemeden kadın gül ağacından odun olmaz. ”
“Düğünde zurna, hamamda kurna beğenmez. ”
“Kız kucakta çeyiz bucakda. ”
YAYGIN OLAN DEYİMLER
Ağzı kara
Avucunu yala
Diline virdetmek
Buldukca bunar
Ecinli devesi
Ebenin hörekesi
Yalak şalak
Yürek gakgını olmak
Hamur yazmak
Lala paşa eğlendiriği
Cıngıllı Hakkının davulu
Ören gukkusu
Gay etmek
Zıttına gitmek
Düşe yazmak
Yakıp yıkmak
Göğnü bulanmak
Müzma hal etmek
Vesveseye kapılmak
Yüzü yerde olmak
YAYGIN OLAN DİLEKLER
Allah birini bin etsin
Hacı karısı ol
Allah iki iyilikten birini versin
Oğlu ile ordu kızı ile komşu olsun
Elin kolun zeval görmesin
Kabrin cennet olsun
YAYGIN OLAN BEDDUALAR
Gıranlar giresice
Boyu devrilesice
Boynu altında kalasıca
İki cihanda yüzü kara çıkasıca
Adın kara yerden çağrılsın
İki elin yanına gelsin
Odun ocağın kör kalsın
Yurtsuz yuvasız kalasın
Mus mundar şişesin
Ekmeğini itler, yakanı bitler yesin
YAYGIN OLAN ATASÖZLERİ
Atta karın yiğitte burun
Çobana verirsen kızı, ya koyun güttürür ya kuzu
Kel başa şimşir tarak
Anası ölen hanım, babası ölen bey olur.
Arı yuvasına kazık sokulmaz.
Alemin şaşkını beyaz giyer kış günü
Oturduğu ahır sekisi çaldığı İstanbul türküsü
Oturduğu bayır ile sırt, konuştuğu vırt ile zırt
Benim derdim inek ile dana, senin derdin selvi ile suna.
PEKİŞTİRMELER
Ebil gabıl
Yeldir yeldir
Yalap şalap
Cıvıl cıvıl
İcik icik
Afa cafa
Gatın gatın
Acık acık
Gımıl gımıl
Gıyır gıyır
Gıcır gıcır
Efil efil
İnim inim
Yavşak yavşak
BENZETMELER
Sergi gibi
Kapçık gibi
Tahta kurusu gibi
Kıyamet gibi
Selvi gibi
Deli kızın donu gibi
Gımıl gibi
Gangal dikeni gibi
Sakız gibi
YÖRESEL KELİMELER
Anlı gabana : Anlının ortasına
Aykırı : uygun olmayan
Abdeslik:Eski tip lavabo
Badaşamamak : Anlaşamamak
Bıdırdaşmak: Konuşmak
Böğürmek :Yüksek sesle konuşma
Böttürmek: Ateşte közleme
Böğemek : Akan suyun önünü kapatmak
Cırmalama : Tırmalama
Cebelleşmek :İnatlaşmak
Culluk : Hindi
Cingan : Çingene
Cırcır :Fermuar
Cazı :Cadı
Cımbıldatmak: Sulu bir şey sallamak
Cıngıldak : Çan
Cıbartmak :Çok dövmek
Combalak gılmak :Takla atmak
Çarçur etmek : Çok harcamak
Çalmak : Sürmek
Çömmek : Oturmak
Çezmek :Çözmek
Çırpıştırmak : Döğmek
Darmadağın : Dağınık
Dinelmek : Dikilmek
Dümbelek : Darbuka
Dizlik : Uzun paçalı iç giysisi
Debelenmek : Yuvarlanmak
Diline virdetmek : Diline dolamak
Emişik : Süt kardeş
Fıydırmak : Fırlatmak
Gıynaşık : Aralık
Gakılı : Dolu
Gay etmek : Kusmak
Gatın gatın : Defalarca tembih etmek
Gına gelmek : Bıkkınlık
Gapçık :Kabuk
Gülüş çığrış : Güle oynaya
Gardaş : Kardeş
Gözlerini belertmek : Kızgın kızgın bakmak
Gıncımak : Oyun bozanlık yapmak.
Gızınmak : Isınmak
Ganırmak : Laf anlamıyan
Gömgök : Yemyeşil
Garnı burmak : Kıskanmak
Hengame :Ana baba günü
Hoydur : Avare gezmek
Hayat : Avlu boşluğu
Haşırdamak : ses çıkarmak
Hinçi : Şimdi
Halva :Helva
Iccak : Sıcak
Ibrık : Su kabı
Ingıraz etmek : Hastalıktan kurtulamamak.
İçine dammak : Malum olmak
İkrah etmek :Tiksinmek
İndim : Görüş
Kelem : Lahana
Kösülmek :Yorulmak
Kaykılmak :Yorulmak
Kapaklanmak : Yüz üstü düşmek
Kiyat :Kağıt
Löpürdetmek :Sesli içmek
Lilek :Leylek
Lağap : Lakap
Laylon :Naylon
Mıncıklamak : Sıkıştırmak
Makat : Çamur sıva
Mahna bulmak : Ayıplamak
Nakıs : Aykırı
Naçar : Çaresiz
Nacak : Balta
Öseet : Hemen derhal anında
Okumak :Davet etmek
Olduğu kadar :Yarım yamalak
Öğür olmak :Birine bağlanmak
Ondan keri : Ondan sonra
Pavkırmak :Sinirli sinirli bağırmak
Piskevit :Biskuvi
Pösteki :Post
Pek etmek : Kapatmak
Peşkir :Havlu
Pazı : Hamur yumağı
Pısmak :Sinmek
Piyazlama :Yağ çekmek
Sındı : Makas
Seğirtmek : Koşmak
Sağacak ; Saç ayağı
Su goy vermek :Sözünden dönmek
Soğuklamak : Üşütmek
Sürgüç :Temizlik bezi
Sıyrılıvermek : İlgilenmemek
Sayınsamamak : Saygı göstermemek
Tentene :Dantel
Tepe taklak gitmek :Baş üstü düşmek
Tosbağa :Kaplumbağa
Tetik : Çabuk hareket
Tığteber : Bomboş
Tehne :Tenha
Tatlımacık : Tatlımsı
Ünlemek :Bağırmak
Uşak :Çocuk
Velesbit :Bisiklet
Yuka :İnce- Ekmek
Yooh : Hayır
Yannız :Kendi başına
Yennice : Hafif
Yürek kaggını : korkak hale gelme
Zibil : Çok
Zoba : Soba
Zerhoş Sarhoş
Zartlak :Palavracı
Zıngıldamak : Kımıldamak
Zınarmak : Karşı gelme
Zinhar :Asla katiyen

alıntıdır