PRENS Ne bakanı?
KRAL Şey… adalet bakanı!
PRENS Ama burada yargılanacak kimse yok ki!
KRAL Bundan emin olamayız. Krallığımın her yanını dolaşmadım henüz. Çok yaşlıyım. Araba için burası çok küçük. Yürümek de beni yoruyor.
PRENS Ben çoktan baktım bile. Hiç kimse yok
KRAL O halde kendini yargılayacaksın
PRENS evet. Ama kendimi her yerde yargılayabilirim. Bunun için bu gezegende kalmama gerek yok ki.
KRAL gezegenimde yaşlı bir farenin var olduğu konusunda şüphelerim var. Onu yargılayabilirsin. Zaman zaman ölüm cezası verirsin. Böylece yaşaması sana bağlı olur. Ama onu hep bağışlarsın. Tutumlu davranmalıyız, çünkü elimizde başkası yok.
PRENS Ben kimseye ölüm cezası vermek istemiyorum. Hem sanırım gitme zamanı geldi.
ikinci gezegene geldiğimizde bu sefer kendini begenmiş biri ile karsılasırsınız.
KENDİNİ BEĞENMİŞ -yani benim gezegenin en güzel, en iyi giyinen, en zengin ve en akıllı insanı olduguma inanıyormusun?
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=108631
PRENS -bu gezegende senden başka kimse yok ki!
KENDİNİ BEĞENMİŞ-olsun beni kırma.. herşeye rağmen beni begenmeye devam et..."

üçüncü gezegende bir sarhoş cıkar karsınıza...
PRENS -neden içiyorsun?
SARHOŞ -unutmak için
PRENS -neyi unutmak istiyorsun
SARHOŞ-utancımı unutmak istiyorum.
PRENS -neden utanıyorsun
SARHOŞ -içmekten utanıyorum"

dördüncü gezegende bir iş adamı vardır.
PRENS "- o yıldızlarla ne yapıyorsun?
İŞ ADAMI-hiç onlara sahibim.
PRENS -yıldızlaramı sahipsin?
İŞ ADAMI-evet
PRENS -ama ben kral gördüm...
İŞ ADAMI-krallar sahip değildirler. sadece yönetirler.
PRENS -peki yıldızlara sahip olmak neye yarar?
İŞ ADAMI -zengin olmaya
PRENS -ya zengin olmak neye yarar?
İŞ ADAMI-başka yıldızları satın almaya, tabi eger kalmışsa..
PRENS -yıldızlara nasıl sahip olunur.
İŞ ADAMI-onlar kimin?
PRENS -bilmem. herhalde hiç kimsenin.
İŞ ADAMI-o halde hepsi benim. çünkü bu işi ilk olarak ben düşündüm."
PRENS Bu yeterli mi?
İŞ ADAMI Tabii, örneğin sahipsiz bir elmas buldun diyelim, o senindir. Sahipsiz bir ada keşfettin, senindir.
PRENS Evet doğru. Peki ne yapıyorsunuz onlarla?
İŞ ADAMI Deftere işliyorum. Sayıyorum. Sonra yine sayıyorum. Çok zor iş ama ben tam böyle önemli işler için yaratılmış bir insanım.
PRENS Peki ipek atkım olsa boynuma sarıp götürebilirim. Bir çiçeğim olsa, koparıp onu da götürebilirim. Ama yıldızları gökyüzünden koparıp alamazsınız ki…
İŞ ADAMI Evet ama bankaya yatırabilirim.
PRENS O da ne demek?
İŞ ADAMI Yani yıldızlarımın sayısını bir kağıda yazar, bu kağıdı da bir çekmeceye koyup kilitlerim.
PRENS Hepsi bu mu?
İŞ ADAMI Bu yeter
PRENS Benim bir çiçeğim var. Her gün suyunu veriyorum. Her hafta temizlediğim üç volkanım var. Sönmüş olanları temizliyorum ben, ne olur ne olmaz diye. Ama siz yıldızlar için hiçbir işe yaramıyorsunuz ki…
Bölüm 3
PRENS Günaydın. Fenerinizi niçin söndürdünüz?
FENERCİ Emir böyle. Günaydın
PRENS Emir mi? Ne emri?
FENERCİ Fenerimi söndürmem gerektiğini belirten emir. İyi akşamlar
PRENS Ama niye yine yaktınız?
FENERCİ Emir böyle.
PRENS Anlamıyorum
FENERCİ Anlayacak bir şey yok. Emir emirdir. Eskiden bir anlamı vardı. Sabahları söndürüp, akşamları yakıyordum. Gündüzün kalan bölümünü dinlenerek, geceyi de uyuyarak geçiebiliyordum.
PRENS Herhalde sonradan emir değişti.
FENERCİ Hayır emir aynı. Sorunda bu! Yıldan yıla gezegen daha hızlı dönmeye başladı, ama emir değişmedi!
PRENS Biliyor musunuz size dilediğinizde dinlenebilmeniz için bir yol gösterebilirim.
FENERCİ Hep dinlenmek istiyorum. Hayatta en sevdiğim şey uyumaktır.
PRENS O zaman yapabileceğiniz hiçbir şey yok
FENERCİ Tabii, yok. Günaydın
PRENS İşte bir gezgin
COĞRAFYACI Nereden geliyorsun?
PRENS O kocaman kitap ne kitabı? Ne yapıyorsunuz?
COĞRAFYACI Coğrafyacıyım
PRENS Coğrafyacı nedir?
COĞRAFYACI Coğrafyacı bütün denizlerin, kentlerin, dağların ve çöllerin yerini bilen bir bilim adamıdır.
PRENS Çok ilgi çekici. İşte sonunda gerçek bir meslek. Gezegeniniz çok güzel. Okyanuslarınız da var mı?
COĞRAFYACI Bunu söyleyemem
PRENS Peki ırmaklar, kentler, çöller?
COĞRAFYACI Bunları da söyleyemem
PRENS Ama siz coğrafyacısınız
COĞRAFYACI Pek tabii. Ama gezgin değilim.
PRENS O niye?
COĞRAFYACI Çünkü yalan söyleyen bir gezgin, coğrafyacının kitapları için felaket demektir. Çok içen bir gezgin de.
PRENS O niye?
COĞRAFYACI Çünkü sarhoş gezginler her şeyi çift görürler. Düşünsene, coğrafyacının kitaplarına bir yerine iki dağ yazdırmazlar mı?
PRENS Çok kötü bir gezgin olabilecek birini tanıyorum.
COĞRAFYACI Olabilir
PRENS bir çiçeğim var
COĞRAFYACI Çiçekleri yazmıyoruz. Çünkü onlar gelip geçici şeylerdir
PRENS neden? Gelip geçici ne demek?
COĞRAFYACI Coğrafya kitapları önemlidir. Hiçbir zaman eskimezler. Biz kalıcı şeyleri yazarız.çiçekler hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
PRENS Çiçeğim gelip geçici. Bundan sonra nereye gitmemi önerirsiniz?
COĞRAFYACI Dünya’ya git. İyi şeyler duydum orası hakkında
Prens yola koyuldu yedinci gezegen böylece Dünya oldu.
PRENS İyi akşamlar
YILAN iyi akşamlar
PRENS Bu geldiğim gezegenin adı ne?
YILAN Dünya. Burası da Afrika
PRENS Ya! Demek Dünyada hiç insan yaşamıyor?
YILAN Burası çöl. Çölde insan olmaz. Dünya çok büyüktür
PRENS Acaba günün birinde hepimiz kendi yıldızımızı bulalım diye mi hepsi böyle birbirinden uzak. Örneğin şu benim gezegen. Tam üstümüzde, ama ne kadar uzak!
YILAN Çok güze. Seni buralara getiren nedir?
PRENS bir çiçekle sorunlarım vardı
YILAN Ya
PRENS İnsanlar nerede? Çölde insan çok yalnız hissediyor kendini…
YILAN İnsanların arasında da yalnızdır insan
PRENS Sen komik hayvansın. Parmağım kadar kalınlığın…
YILAN ama bir kralın parmağından bile daha güçlüyüm
PRENS Pek güçlü değilsin. Ayakların bile yok. Yürüyemiyorsun.
YILAN Seni gemilerin götürebileceğinden daha uzaklara götürebilirim istersen. Kime dokunursam, onu geldiği dünyaya geri gönderirim. Ama sen masum ve içten bir çocuksun. Bir yıldızdan geliyorsun. Senin için üzülüyorum bu granitten yapılmış Dünya’da ne kadar güçsüzsün. Sana yardım edebilirim eğer bir gün gezegenini çok özlersen bana gel.
PRENS Oo, seni anlıyorum. Ama niçin hep bilmece gibi konuşuyorsun?
YILAN Hepsini çözerim ben.

Bölüm 4
PRENS Uçağının motorundaki arızayı bulmana sevindim. Artık evine dönebileceksin.
ASE Bunu nereden biliyorsun?
PRENS Bugün ben de evime dönüyorum. Çok daha uzak… çok daha zor. Koyunum var artık. Kutusu ve ağızlığı da var.
ASE Küçük adamım korkuyorsun sen…
PRENS Ama bu akşam daha çok korkacağım.
ASE Küçük adam Gülüşünü duymak istiyorum yine
PRENS bu gece tam bir yıl olacak. Yıldızım, bir yıl önce Dünya’ya indiğim yerde tam tepemde olacak bu gece…
ASE Küçük adam, ne olur bunun yalnızca kötü birdüş olduğunu söyle bana; şu yılanla konuşmanın, buluşma yerinin ve yıldızın filan…
PRENS asıl önemli olan gözle görülmeyendir
ASE Evet biliyorum
PRENS Çiçekle olduğu gibi tıpkı. Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. Bütün yıldızlar çiçek açmış gibidir.
ASE Ne söylemek istiyorsun?
PRENS Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak… yalnızca senin gülen yıldızların olacak! Sanki sana yıldızlar yerine gülmesini bilen bir sürü küçük çan vermişim gibi olacak… bu gece… biliyorsun… gelme.
ASE seni bırakmayacağım
PRENS Dinle beni. Biraz da o yılan yüzünden… Yani seni sokmasını istemem. Yılanlar kötü niyetli yaratıklardır. Bu da seni yalnızca zevk için sokabilir.
ASE Seni bırakmayacağım ikinci kez sokmaya zehirleri kalmıyor ki
PRENS Gelmemeliydin. Acı çekeceksin. Ölmüşüm gibi olacak, ama ölmeyeceğim. Harika olacak senin tam beş yüz milyon küçük çanın olacak, benim de beş yüz milyon su kaynağım…işte burası. Bırak, yalnız gideyim.

PRENS çiçeğim… ondan ben sorumluyum. Ve çok güçsüz! çok saf! Kendini savunmak için dört işe yaramaz dikeni var… hepsi bu
Küçük prens biraz durakladı, sonra ayağa kalktı. Bir adım daha attı. Ayak bileğinin dibindeki sarı parıltıdan başka hiçbir şey görülmedi. Bir an hareketsiz kaldı. Çığlık atmadı. Bir ağaç gibi yavaşça devrildi. Gökyüzüne bakın. Ne kadar çok şeyin değiştiğini göreceksiniz.

Antoine de Saint- Exupery (ASE)