Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1

    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    ILGIN
    Mesajlar
    401
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart yalnızlığımın kuytusunda küskünlüğüm

    vakitsiz bir tükeniş bu
    son yağmurların bitiminde
    hiç kimsenin bilmediği bir tapınakta
    dudaklarımda bozgun sonrası bir ağıt
    kendime batıyorum
    ağulu bir kandil yanar yüreğimin kalesinde
    deli bir sevda dört nala koşar
    gözlerinde ayrılığın ipek mendiliyle...



    gam götüren bulutları yüklenip gelmez artık
    teninin kokusu
    yüreğim sahiplenmez sensiz geceyi
    ne kendi kendimi yok etmenin deliliği
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sairlerden-siirler/8887-yalnizligimin-kuytusunda-kuskunlugum.html#post13664
    ne senden ayrılmanın dayanılmazlığı
    durdurmaz düşüncemi
    sereserpe yatıp karanlığıma
    çeviririm bilinmezliğin çıkrığını
    ve senin ağzından anlatır kendini
    ıssız soğuk naif bir intihar...
    yalnızlığımın kuytusunda küskünlüğüm
    kendine sokulup ağlar...



    mermer kurnalara altın musluklardan damlar
    pişmanlığın kanı
    ne kadar yıkasan arıtamazsın...
    neye üzülsek boş
    şarkılar emzirmez acıları...
    bu vakitten sonra
    gaflet lâl bir musikinin yorgun soluğudur ancak...
    ne kadar konuşsan söyleyemezsin...
    neye üzülsen boş...


    her şeye razı olanın gitmesindeki aldırmazlık
    acıtmasın içini
    incili bir kaftan gibi giyin beni
    gecenin karanlığında
    belinde ibrişim kuşak...
    yokluğun dinmeyen acısını
    varlığın lezzetiyle boğalım
    ne söylesem boş bilirim
    ipek bir urgan kuşatır kelimelerimi
    aşkın soluğu kesilir...
    bilirsin ölüler üzülmez
    bilirsin ölüler asla göz yaşı dökmez
    incili bir kaftan gibi giyin beni
    gecenin karanlığında
    kendime batıyorum
    korkma
    sarıl ölmüşlüğüme...
    sen ne kadar ölüysen
    o kadar ölüyüm ben de...



    derin kesiklerin izleri çirkinleştirmiyor seni
    açılmış yara kabuk bağlasa da
    her daim hazırdır yeni bir düşüşle kanamaya..
    bırak gözyaşlarım iyileştirsin sessizliğiyle ruhunu
    ateşten süngülerle dönmüşüm yangın yerine
    bir yanımda cehennemin ateşi
    bir yanımda cennetin lezzeti
    ben ki; kaybedilmiş bir meydan savaşı sonrası
    okunan bir hüküm gibi başı önünde
    karşındayım...



    incili bir kaftan gibi giyin beni
    kendime batıyorum
    korkma
    ateşten süngülerle dönmüşüm sana
    hayatı ölüm belledim
    gözlerine yatıyorum...
    korkma



    bilirsin ölüler üzülmez
    bilirsin ölüler asla göz yaşı dökmez
    sarıl ölmüşlüğüme
    sen ne kadar ölüysen
    o kadar ölüyüm ben de...

  2. #2

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    Standart --->: yalnızlığımın kuytusunda küskünlüğüm

    bilirsin ölüler üzülmez
    bilirsin ölüler asla göz yaşı dökmez
    sarıl ölmüşlüğüme
    sen ne kadar ölüysen
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/sairlerden-siirler/8887-yalnizligimin-kuytusunda-kuskunlugum.html#post13864
    o kadar ölüyüm ben de...

    eline sağlık...


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.