Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 2/13 İlkİlk 123412 ... SonSon
129 sonuçtan 11 ile 20 arası
  1. #11
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Ceninler Parkinson'a umut oldu

    --------------------------------------------------------------------------------

    Fransa Kretey Ulusal Tıp Araştırmaları Enstitüsü Doktorlarından Anselme Perrier yaptığı araştırmalarda kürtajla alınan ceninlerden elde edilen insan beyin nöronu kök hücrelerinin Parkinson hastalığı için bir tedavi yolu olduğunu ortaya koydu.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2096
    Uzun zamandır araştırmalarını sürdüren ve Parkinson hastalığı'na tedavi yöntemi arayışında olan Anselme Perrier, kürtajla alınan ceninlerden elde edilen insan beyin nöronu kök hücreleriyle, Parkinson hastalığı'na yol açan sorunu çözebileceği sonucuna vardı. Perrier, kök hücreden üretilen beyin nöronunun, Parkinson hastalığıyla beynin yitirdiği kimyasalları ayır detme fonksiyonunu yeniden sağlayabildiğine vurguladı. Bilimsel alanda bir kilometre taşı olarak kabul edilen bu yeni bulgu, cenin kaynaklı kök hücrenin Parkinson'lu hastaların beyinlerine aşılanabileceğini de ortaya koyuyor. Ancak yeni olan bu buluş, Parkinson hastalarına kısa vadede bir tedavi olanağı da sağlayamazken, araştırmaların geliştirilmesi ve yasal izinlerin sağlanması için gerekli çalışmaların başlatılacağı vurgulandı.

  2. #12
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Çapraşık dişlerin nedenleri ve tedavisi

    Çocukluk döneminde süt dişlerin değişip, kalıcı dişlerin gelmeye başlamasıyla pek çok çocukta çapraşıklıkların yaşandığı bildirildi.


    Türk Dişhekimleri Birliği'nin (TBD) web sitesinde yer alan bilgilere göre, bir çok anne ve baba, "Çocuğumun dişleri eğri geldi" endişeyle dişhekimine başvuruyor. Bu durumun en büyük nedeninin 'kalıtım' olduğunu belirten uzmanlar, zamanında alınmayan bazı önlemlerin de çapraşıklara yol açtığını ifade ettiler.

    Genetik olarak çocukta çene boyutuyla dişlerin genişlikleri arasında uyumsuzluk olması ya da çenelerin gelişmesini olumsuz yönde etkileyen solunum yolu problemlerinin dişlerde çapraşıklığıklara yol açtığını anlatan uzmanlar, "Çocuğunuzun burun yollarındaki solunumu engelleyen faktörler öncelikle üst çenenin daha sonrada alt çenenin normal büyümesini etkileyerek dişlerin düzgün sıralanmasına engel olurlar. Bu durumda mutlaka uzman bir dişhekiminin müdahalesi gerekir" diye konuştular.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2097

    Dişlerdeki çapraşıklığın bir diğer nedeninin de süt dişlerinin normal değişme zamanı gelmeden çekilmesi olduğuna dikkati çeken uzmanlar, şunları kaydetti:

    "'Nasıl olsa yerine yenisi gelecek' düşüncesiyle tedavi edilebilir düzeydeki süt dişlerinin çekimi son derece hatalıdır. Çünkü bu dişler altlarından gelecek kalıcı dişlerin yerini koruyarak çapraşıklıkları önlerler. Bir süt dişi zamanından önce çekilirse yandaki dişler çekilen dişin boşluğına doğru kayar. Alttan gelecek kalıcı dişin süreceği yeri kapatır, kalıcı diş bulabildiği boşluktan sürmeye çalışır yada gömülü kalır. Her iki durumda da diş sisteminin dengesi bozulur ve çapraşıklıklar gözlenir. Süt dişlerini ara yüzlerinde görülen çürükler zamanında tedavi edilmezse yandaki dişler çürüyen, kayıp diş dokusu kadar boşluğa kayar. Çapraşıklıkların bir diğer nedeni de budur. İşte bu nedenlerden dolayı süt dişlerinde görülen çürüklerin tedavisi son derece önemlidir".

    Dişlerin düzgün sıralanmasının sadece estetik açıdan önemli olmadığını anlatan uzmanlar, dişlerdeki çapraşıklıkların bu bölgelerin temizlenmesi güç olacağından çürüklere, dişeti hastalıklarına ve eklem ağrılarına neden olabileceğini belirttiler. Çapraşık dişlerin her yaşta değişik tedavi yöntemleriyle ortodontistler tarafından tedavi edilebildiğini söyleyen uzmanlar, "Ancak bu tür tedaviler oldukça pahalıdır. Bu nedenle çürüyen süt dişlerinin çekiminden çok tedavisi yoluna gitmek daha da önemlisi iyi bir ağız bakımıyla dişleri sağlıklı olarak ağızda tutmak en doğru yöntem olacaktır" şeklinde konuştular.

  3. #13
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Balık zehirlemelerine dikkat

    Balık ve diğer su ürünlerinin zehirlenerek ölüme sebep olduğunu belirten uzmanlar, bu konuda vatandaşları uyardı.
    Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Uzman Veteriner Hekim İsmail Aydın, kurumlarında balık ve diğer su ürünleri hastalıklarıyla ilgili kapsamlı araştırma ve teşhis yaptıklarını belirterek, vatandaşların balık zehirlenmelerine karşı dikkatli olmasını istedi. Balık hastalıklarının Türkiye için yeni bir konu olduğunu ve bu konuda bilgi birikimi bulunmadığını kaydeden Aydın, bu alandaki çalışmalara hız verilmesi gerektiğini söyledi.


    Enstitü hizmet bölgesinde kültür balıkçılığının diğer bölgelere nazaran daha hızlı geliştiğini ve bölgede yaklaşık 170 işletme bulunduğunu ifade eden Aydın, "Bu işletmeler, enstitü uzmanlarının kontrolünde. Kurum uzmanları, balık hastalıkları konusunda araştırma yapıyor. Balık işletmelerinin sorunlarının çözülmesinde bilimsel verilere göre hareket ediyoruz. Bugüne kadar yapılan araştırmalara göre, balık çiftliklerinde özellikle Yersiniozis hastalığı çok yaygın. Bununla birlikte Vibrio, Aeromonas, Pseudomas, Edwardsiella ve Mixobacter infeksiyonları da tespit edildi. Suya karışan sanayi atıkları suyun kalitesini bozarak özellikle bakır, çinko ve civa zehirlenmesine yol açıyor. Yağmur suları, suda kurşun birikimine sebep olduğu için kurşun zehirlenmesi meydana getiriyor. Sağlıklı beslenmek için beyaz et tüketimi önemli. Ancak, özellikle balık ve deniz ürünlerinin bilinçli tüketilmesi, sağlıklı muhafaza edilmiş ve ambalajlanmış, orijini bilinen, kontrolü yapılmış, hijyenik su ürünlerinin tüketilmesi gerekiyor" dedi.

    "MİDYE ZEHİRLEMESİ ÖLDÜRÜYOR"
    Kirli sularda avlanan balık, midye ve diğer su ürünlerinin insan sağlığına zarar verdiğini ifade eden İsmail Aydın, "Kabuklu deniz hayvanları, insanlarda ishalle birlikte seyreden tehlikeli yiyecek zehirlenmelerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Havaların ısınmasıyla birlikte risk faktörü daha da artmaktadır. Bu durum halk nazarında bu ürünlere karşı güvenin sarsılmasına ve tüketimin azalmasına sebep olmaktadır. Yeterince işlem görmemiş ya da çiğ olarak tüketilen deniz kabuklularının tüketimini takiben zehirlenme belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Bu deniz canlılarının besinleri süzerek, ağır ağır yemesi nedeniyle, lağım sularıyla kirlenmiş sulardan yüksek miktarda mikrop ve atık madde (toksinleri) almalarına ve vücutlarında biriktirmelerine yol açar. Kabuklu deniz hayvanları, iyi pişirilmesine rağmen iç organlardaki patojenler yeterli şekilde yok edilemeyebilir. Toksin birikimi de yüksek ısıyla yok edilemez. Çok düşük miktarlarda, mide ve bağırsaklar için zararlı ürünler gıdalarda kalabilir ve bu ürünler tüketimi takiben hastalıklara neden olurlar. Bazı midye türleri de yendikleri zaman toksik etki gösterebilir (Mytilus edulus ve Modiola modiolus cinsi midyeler)" dedi.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2099


    Midye zehirlenmelerinde, zehirlenme belirtisi olarak aşırı duyarlılık ve felç, parmak uçlarında iğne batması gibi karıncalanma hissi, dudaklarda sızlama ve uyuşukluk hissedildiğini söyleyen veteriner hekim Aydın, "Sersemlik, uyuklama, boğazda sıkışma ve kuruluk, bazı vakalarda konuşmada bozukluk vardır. Ağır vakalarda ölüm solunum yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Toksin ihtiva eden midyelerden 4-5 tanesinin yenmesiyle bile ölüm meydana gelebilir. Bu toksinin çok kuvvetli bir zehir olan potasyum siyanürden 50 kez daha güçlü olduğu bildirilmiştir. Midye yendikten sonra bir rahatsızlık hissedilmesi halinde, gecikmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Midye zehirlenmesi olayları ABD, Fransa, İrlanda, İngiltere ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde sık meydana geliyor. Ülkemizde midye zehirlenmesinin gelişmiş ülkelere oranla daha az görülmesinin sebebi, dini inanış boyutuna paralel olarak daha az tüketilmesinden kaynaklanmaktadır" diye konuştu.

    "BOZULAN BALIKTA 12 SAAT İÇİNDE 68 MİLYAR BAKTERİ OLUŞUYOR"
    Sahillerde yaşayan birçok deniz hayvanının toksin ihtiva ettiğini ifade eden Aydın, "İnsanlar bazı balıklara temas etmekle de zehirlenebilir. Bu balıkların yüzgeçleri birtakım dikenler ihtiva eder. Dikenin kaidesindeki kesede bulunan zehir, kesenin kanalı vasıtasıyla dikenin açtığı yaraya boşaltılır. Memleketimizde bulunan bu nevi balıklar: tarakonya, çarpan balık, kum tarakonyası, varsan balığı, rina balığı, iğneli vatoz balığı, tırpana balığı, kazık kuyruğu balığı, folya balığı, tatlı su levreği gibi balıklardır. Doğal olarak toksin ihtiva eden bir tek balığın bile yenmesi, ölüme sebep olabilir. Balıkçılık sektöründeki sorunlardan bir tanesi de çiftliklerde bilinçsiz kimyasal madde ve ilaç kullanımı sonucu oluşan ilaç kalıntısı birikimidir. Avrupa Birliği ülkeleri, ithal ettikleri su ürünlerinde ilaç kalıntısı için belli bir standart getirmişlerdir. Balıkların yaşadıkları ortamda yeterli sayıda hastalık etkeni bulunursa, balıklarda yaralanma, organ bozuklukları, zayıflama ve stres gibi faktörlerle birlikte hem balığın kendi sağlığını bozan, hem de kesim sonrası balık etinin değerini düşüren hastalıklar meydana gelir" şeklinde konuştu.
    Balık etinin protein yönünden zengin olduğunu vurgulayan, ancak balık çiftliklerinin hijyenik olması gerektiğini vurgulayan Aydın, "Uygun şartlarda balık vücudunda bir bakteri her 20 dakikada bir çoğalmaktadır. Periyodik olarak çoğalan bir bakteri hücresinden 12 saat sonra 68 milyar adet bakteri meydana geldiği dikkate alınırsa, bozulmaya uğramış bir balık etini yiyen kişinin ne kadar risk altında olduğu anlaşılır" dedi.


    Deniz ürünleri pişirilirken ortaya çıkan dumanın solunmasının, astım, rinitis, larenks ödemi veya rinokonjuktivitise sebebiyet verdiğini hatırlatan İsmail Aydın, daha sonra şunları söyledi:


    "Balık alerjileri, sindirimi takiben en erken 2 dakikada ortaya çıkabilir. Deniz ürünleri alerjilerinin belirtileri de genellikle 1 saat içinde ortaya çıkar. İnsanlarda deniz ürünleri anafilaktik şoka sebep olabilir. Bazı bakteriler orkinos, uskumru, palamut gibi balık türlerinde toksin oluşturur. Bu balıkların yenmesiyle balık zehirlenmesi meydana gelir. Bazı deniz kamçılıları da toksin üretebilirler. Balıkların bazı türleri, bu toksik kamçılıları tükettikten sonra insanlar için zehirli hale gelir. Bu toksinler balığın iç organlarında, kafasında ya da merkezi sinir siteminde depolanır. "

    Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü'nün bölge enstitüsü olduğunu kaydeden İsmail Aydın, Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Sivas, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize'den oluşan toplam 9 ile hizmet götürdüklerini, balık hastalıklarıyla ilgili kapsamlı araştırma ve teşhis yapılabilen bir alt yapıya sahip olduklarını sözlerine ekledi.

  4. #14
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Sıtmaya karşı 'oz' ilacı

    --------------------------------------------------------------------------------

    Sıtmaya karşı doktorlar grubu tarafından Hindistan'daki laboratuarlarda geliştirilen 'OZ' adındaki ilaç, hastalığın 'kesin çözümü' olarak görülüyor.


    Hindistan'daki laboratuarlarda geliştirilen ve tıp çevrelerinde sıtma ile mücadelede bir devrim olarak nitelendirilen OZ, Çin'de çeşitli hastalıkların önlenmesinde kullanılan
    bitkisel ilaçlardan 'Artemisinin' adlı anti sıtma maddesi içeriyor. Doktorlar tarafından sentetik olarak geliştirilen OZ, Artemisinin maddesinin bitkisel versiyonuna da gereksinim duymadığı için çok daha ucuz olarak satılacağı belirtiliyor. Hindistan'da sıtma hastalığı olan insanlar üzerinde denenen ilacın başarılı sonuç verdiği ve hastalığı tamamen kuruttuğu ve hiçbir iz ve ya bulgu bırakmadığı saptandı.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2100

    Hindistanlı doktorların sağlık dünyasına hediye ettiği yeni sıtma ilacı OZ, 2005 Ocak ayından itibaren test kullanımına girecek.

  5. #15
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Uykusuzluk çekenlere tavsiyeler

    --------------------------------------------------------------------------------

    Hemen hemen herkesin zaman zaman yaşadığı uykusuzluk sorunundan, basit birtakım önlemlerle kurtulunabiliniyor.


    Türk Psikiyatri Derneği'nin internet sitesi 'Psikonet'te yer alan bilgilere göre, özellikle kabul gören kişilerde görülen uykusuzluk sorunu, uyandıktan sonra tekrar uykuya dalmakta güçlük ve sabah yeterince dinlenmemiş olarak uyanmak şeklinde kişide sıkıntı meydana getirir. Uzmanlar kötü bir uykuyu, düzensiz bir uyuma alışkanlığı, gün içinde kısa uykular, kafein içeren maddeler, rahatsız yatak, odanın çok sıcak ya da çok soğuk olması, aşırı gürültü ile günlük hayatta yaşanan gerilim ve endişelere bağlıyorlar. Ancak birkaç basit önlemle uykusuzluk sorununu çözmek ve uykuyu geliştirmek mümkün. Psikologların sunduğu öneriler ise şöyle:


    "- Uykunuzun geldiğini hissettiğinizde yatağa gidin.


    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2101
    - Yatakta kitap okumayın ya da televizyon seyretmeyin. Bunlar uyku kaçırıcı etkinliklerdir.


    - Bir önceki gece kötü uyumuş olsanız bile gün içinde kestirmeyin. Eğer uzun süre "kalitesiz" bir uykunuz varsa ve uzun süren "uykuya dalamama" dönemleriniz oluyorsa, farkında olmadan yatağınızı/yatak odanızı "uyumak" yerine "uyanık kalmak" ile eşleştirmiş olabilirsiniz. Bu durumdan kurtulmak için de;


    - Çok yorgun hissetseniz ya da uyku açığınızı telafi etmek isteseniz de erken bir saatte yatağa gitmeyin.


    - Işıkları hemen söndürün.


    - 20 dakika içinde uyumadıysanız, başka bir odaya gidin; tekrar uykunuz gelene kadar oturun ve rahatlayın.


    - Bir gece önce az uyumuş olsanız bile, her gün aynı saatte uyanın."

  6. #16
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    0 yaşın altındaki tiryakiler dikkat

    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2102

    Dünya Sağlık Örgütü, 40 yaşın altındaki sigara tiryakilerini uyardı. Buna göre, genç tiryakiler sigara kullanmayan yaşıtlarına göre 5 kat daha fazla kalp krizi riski taşıyor.

    BBC'den yayınlanan habere göre, Dünya Sağlık Örgütü ile çeşitli ülkelerin sağlık kurumlarının işbirliği ile yapılan araştırmalarda, 21 ülkedeki 33 ve 64 yaş arasındaki kişilerin kalp krizi riskleri değerlendirildi.

    Avrupa, Çin, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kuzey Amerika merkezli olarak yürütülen araştırmalarda, 1985 ve 1994 yılları arasında kalp krizi geçiren ancak ölmeyen toplam 23 bin kişiye rastlandı.

    Bu sayının 4/5'inin ise 35-39 yaşları arasında olan sigara tiryakileri olduğu tespit edildi. Bu saptamayla 35-39 yaş arasındaki tiryakilerin, sigara kullanmayan akranlarına göre 5 kat fazla kalp krizi riski taşıdığı belirlendi. Bu oranın erkeklerde ve kadınlarda hemen hemen aynı olduğu ifade ediliyor.

  7. #17
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Öksürüğün en büyük nedeni sigara

    Öksürüğün en büyük nedeninin sigara olduğunu belirten uzmanlar, sigara içmediği halde nedensiz öksürenlerin ise solunum enfeksiyonuna yakalanmış olabileceğine dikkati çektiler.


    Sigara içenlerin öksürmesine sigara dumanında bulanan bir çok zehirli kimyasal maddenin yol açtığını belirten uzmanlar, bu durumdan kurtulmanın tek yolunun sigarayı bırakmak olduğunu kaydettiler.


    Derlenen bilgilere göre, sigara içenler daha çok öksürüyor, sigara içmediği ya da sigara içilen ortamda bulunmadığı halde öksürenleri ise solunum enfeksiyonu hastalığı bekliyor.


    Sigara içenlerin kuru ve kesik kesik veya balgam çıkararak öksürdüğünü, bu durumun sabah uyandığında daha da şiddetlendiğini ifade eden uzmanlar, tek çözümün sigaradan kurtulmak olduğunun altını çizdiler.


    Ateşi 39 derecinin üzerinde balgam çıkararak öksürenlerin durumları daha kötüye gitmeden doktora başvurmaları uyarısında bulunan uzmanlar, "Balgam çıkararak öksürüyorsunuz ve ateşiniz 39 derece üzerinde. Çok yorgunsunuz, kaslarınız ağrıyor ve kendinizi günlük faaliyetlerinizi yapamayacak kadar hasta hissediyorsunuz. Beyaz balgam genellikle seyrini izlemeniz gereken ama kendi kendine tedavi yöntemleriyle hafifletebileceğiniz viral enfeksiyona işaret eder. Yeşil veya pas rengi balgam çoğu kez bakteriyel enfeksiyonun göstergesidir ve antibiyotik gerektirir. Doktora başvurulmasında büyük yarar vardır" şeklinde konuştu.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2104


    ÖKSÜRÜĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER


    Uzmanlar, ciddiye alınmadığı takdirde ciddi sorunlar doğurabilecek öksürüğe karşı şu önerilerde bulunuyor:

    "Öksürürken çıkan balgamı (gece uykusu dışında) yutmayın. Buhar veya sıcak duş balgamı inceltir ve rahat öksürmeyi sağlar. İçinde balgam söktürücü olan ve reçeteyle satılan bir ilacı deneyin, ama eğer çok balgam çıkartan sürekli ya da kronik bir öksürüğünüz ya da astımınız varsa, balgam söktürücü kullanmayın bol sıvı için. Kuru ve kesik öksürükte boğaz pastili veya reçeteyle satılan bir öksürük ilacını deneyebilirsiniz, ancak başka ilaçlar kullanıyorsanız, mutlaka doktora danışın. Sıcak su, çay veya limonataya katılmış balı da deneyebilirsiniz. Burun akıntısı boğazınızda tahrişe yol açtığı için öksürüyorsanız, reçetesiz satılan ilaçlar ya da antihistaminler balgamı kurutabilir. 19 yaşından küçüklere aspirin vermeyin. Reye sendromu denen ender, ama ciddi bir soruna yol açabilir. Ateş veya ağrı durumlarında ağrı kesiciler verin. Soğuk algınlığı belirtileri yokken çocuğun ani ve şiddetli öksürmesi burnuna küçük bir kıymık veya cisim kaçmış olduğunu gösterir. Acil yardım isteyin. Tıkanma (nefes alıp vermede zorluk çekme) küçük bebeklerde olağan bir şey olmasına rağmen sürekli öksürük pek görülmez. Eğer çocuğunuz 3 aylıktan küçükse, doktora başvurun. Eğer çocuğunuz boğuk, ulur gibi öksürüyor ve bu geceleri şiddetleniyorsa, çocuklarda sık görülen solunum yolu iltihaplanması söz konusu olabilir".

  8. #18
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Sigara, egzozdan 10 kat zararlı

    Uzmanlara göre, sigara tüketimi, motorlu araçlardan 10 kat daha fazla havayı kirletiyor.

    ABD Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yayınlanan rapora göre, söz konusu bulgu, Enstitü araştırmacılarının 'Neden sigara kullanmayanlar en az sigara içenler kadar etkileniyor?' sorusuna cevap aramaları sonucunda bulundu. Araştırmalarda, yakılan bir sigaranın ürettiği katranın, bir aracın egzozundan çıkan miktardan daha fazla olduğu ölçüldü. Katran ve benzeri zehirli parteküllerin akciğer kanseri ve astım riskini yükselttiği önceden beri bilinen bir gerçek. Avrupa'daki morotlu taşıtlara her yıl uygulanan egzoz emisyon ölçüm limiti 40 ug/m3 olarak belirlenmiş.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2105

    Araştırmacılar, iddialarını desteklemek için bir deney yaparak, düşük sülfür katkılı 2 litre turbo dizel yakıtla doldurulmuş bir arabayı kapalı bir garajda 30 dakika çalıştırdılar. Deneyin ilk bölümünde aracın emisyon ölçümünden 88 ug/m3 elde edildi. Ölçümlerin ardından 4 saat havalandırdıktan sonra kapattıkları garajda bu sefer 30 dakika içinde 3 filitreli sigarayı yanar halde bıraktılar. Bunun sonucunda da 830 ug/m3 emisyon elde edildi. Araştırmacılar, sadece 3 sigaranın, 2 litre turbo dizel yakıtından tam 10 kat daha fazla havayı kirlettiği sonucunu elde ettiler.

  9. #19
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Televizyon seyretmek kasları imha ediyor

    Uzmanların, uzun saatler boyunca televizyon ya da bilgisayar karşısında oturan kişilerin bel ve sırt kaslarında şiddetli ağrılara neden olan kalıcı hasar oluştuğunu belirledikleri bildirildi.

    İnternette yayın yapan bir sağlık haberleri sitesinde yayınlanan araştırmaya göre, beli destekleyen kasların, saatler süren hareketsizlik sonucunda kalıcı biçimde işlevsizleşebileceği belirlendi. Bilim adamlarının yaptığı araştırmada, 19 genç erkek gönüllü, 8 hafta boyunca yatakta zaman geçirdi ve kaslarındaki değişim izlendi.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2106


    Araştırma ekibi bunun, omurgayı koruyan kasların uzun zaman kullanılmadığında 'işlevsizleştiğini' kanıtlayan ilk araştırma olduğunu belirterek, televizyon önünde saatlerce zaman geçirmenin etkisinin de tam olarak aynı olacağını bildirdi. Araştırma, zarar gören kasların yeniden çalıştırılmasının da uzun ve zor bir süreç olduğunu kanıtladı. Gönüllülerin bazılarının bel kaslarının, egzersiz yapmalarına rağmen 6 ay sonra bile düzelmediği belirlendi.

  10. #20
    ReLaKsT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Uzaklardan
    Yaş
    37
    Mesajlar
    424
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart --->: :::::::...Sağlık makaleleri...:::::::

    Temiz ev astımı tetikliyor

    --------------------------------------------------------------------------------

    Avustralya'da yapılan bir araştırma, ev temizliğinde kullanılan temizlik malzemelerinin çocuklarda astım riskini arttırdığını ortaya çıkardı.


    Cutrin Teknik Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, temizlikte kullanılan toz deterjanlar, çocukların astıma yakalanma riskini 4 kat artırıyor. Araştırmacılar, bu amaçla piyasada satılan 192 çeşit uçucu özellik taşıyan organik katkılı temizlik ürününü inceledi ve deneyler sonucunda bu ürünlerin 88'inin astım hastalığına yol açabileceğini saptadı.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/5547-saglik-makaleleri-2.html#post2107

    Araştırmacılar, bu ürünlerin kansere neden olup olmadığını da test etti. Bilim adamları, bu ürünlerin birçoğunda maden kömürü katranından elde edilen ve çabuk yanan renksiz bir sıvı olan 'benzen' maddesine rastladı. Akciğer kanserine de neden olan bu maddeyi içeren ürünlerin astımı 3 kat daha fazla tetiklediğini belirleyen araştırmacılar, benzen içeren temizlik ürünlerini kullanmamak konusunda ebeveynleri uyardı.

Sayfa 2/13 İlkİlk 123412 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Sağlık Göstergesi Dil
    By Mustafa Uyar in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Ağustos.2007, 12:31
  2. sağlık ocağı
    By Kıvırcık in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 23.Kasım.2006, 11:50
  3. Oruçta sağlık var!
    By vergun in forum İslamın Şartları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.Ekim.2006, 02:58
  4. Cildiniz & Sağlık
    By vergun in forum Kadınlar Kulübü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.Ekim.2006, 06:23
  5. çocukla ilgili sağlık makaleleri aileler için
    By ReLaKsT in forum Anne - Baba ve Çocuk
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 22.Ekim.2006, 05:57

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.