Yapılan araştırmalarda varis hastalığında ailesel yatkınlık olduğu tespit edilmiştir. Varisin görülme sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artış göstermektedir. Bunun yanında daha önceden geçirilmiş tromboflebit, derin ven trombozu gibi toplardamar hastalıkları, kadın cinsiyet, gebelik toplardamar hastalığı için risk faktörlerindendir.
Bacaklarda toplardamar ağı yüzeyel ve derin olmak üzere iki sistemden ve bunlar arası bağlantıyı oluşturan perforan toplardamarlardan oluşmaktadır. Toplardamarların yetersizlikleri her iki sistemi teker teker etkileyebileceği gibi, bu üçünü değişik kombinasyonlarda etkileyerek de ortaya çıkabilmektedir.

Toplardamarların yetersizlikleri;

1. Basit telenjiyektazi olarak adlandırılan ince ağ görünümünde,

2. Belirgin ele gelen varis,

3. Bacaklarda ödem (şişlik) ve/veya ülser (açık yara) gibi klinik durumlarla karşımıza çıkabilmektedir.

Damarlarda belirginleşmeler; telenjiyektazik damarlar (1 mm), retiküler damarlar (1-4 mm) ve variköz damarlar (4 mm'den büyük) olarak adlandırılmaktadır.

Toplardamar yetmeziliğinin daha ileri aşaması olan bacaktaki toplardamar hastalığına bağlı açık yara oluşumunda risk faktörleri ise ayakta uzun süre durma, ileri yaş, hipertansiyon, diabet, kalp yetersizliği, obezite, böbrek yetersizliği, erkek cinsiyet, bacaklarda travma, bacakta derin sistem içi pıhtılaşmayla giden derin ven trombozu varlığı olarak sıralanabilir.

Toplardamar Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Toplardamar hastalıklarında hastalar kozmetik sorun oluşturan damarlarda belirginleşme, damarlarda ele gelebilecek kadar genişleme, ayak bileğinde şişme, ağrı, ağırlık hissi, deride renk değişiklikleri, kaşıntı, yara açılması gibi şikayetlerle doktora başvurabilmektedir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/48300-guzelligimizi-golgeleyen-felaket%3B-varis.html#post98287

Ayakta sabit durmakla, günün ilerleyen saatlerinde bacak damarlarında belirginleşmeler ayak bileğinde şişmeler bacak ağrıları, ağırlık hissi şikayetlerinde artma olmaktadır. Damarlarda belirginleşme ve ağrı bayanlarda adet dönemlerinde artış göstermektedir.

Toplardamarlarla ilgili yetmezliklerde, atardamar hastalıklarının aksine, yürümekle bacaklardaki ağrı azalma eğilimindedir. Sıcak hava bacaklarda ağrı ve damarlarda belirginleşmede artmaya neden olmaktadır. Sırtüstü uzanıp bacakları yukarı kaldırmakla damarlardaki belirginleşmeler, ağrı ve ağırlık hissi azalmakta ya da kaybolmaktadır.

Daha ilerleyen zamanlarda deride kahverengimsi renk değişiklikleri görülebilmektedir.

Toplardamar hastalıklarında klinik muayene ve yapılacak doppler ultrasonografi tetkiki ile hastalığın derecesi belirlenebilmekte ve uygun tedavi yaklaşımı hakkında karar verilebilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Toplardamarların variköz hastalıkları ve tedavileri uzun yıllardır bilinmektedir. Uzun safen venin cerrahi olarak çıkarılması tekniği yaklaşık 100 yıldır uygulanmakta olan bir yöntemdir. Toplardamarlardaki kapak yetersizlikleri, damar içi basıncını artıran durumlar, damar iç cidarının yapısını bozucu durumlar varis oluşumlarına neden olabilmektedir

Toplardamar yetersizliklerinde ilk tedavi yaklaşımı cerrahi olmamalıdır. Genellikle ilk tedavi yaklaşımı dinlenme bacağın kalp seviyesinden yukarıda tutulması(bacak elevasyonu) ve bacağı boğmadan sıkıca saracak uygun tedavi edici varis çorapları ile kompresyon olmalıdır. Bacak kompresyonu tedavinin en önemli unsurudur, uygun çorap seçimi ve doğru kullanılması son derece önemlidir. Varis çorabı kullanırken hasta sırtüstü yatar pozisyonda iken bacakları kaldırıp bir süre bekleyerek bacaklardaki şişliğin ve damarlardaki belirginleşmenin kaybolması beklenmeli daha sonra bacaklar yukarıda iken çorap giyilmelidir. Yardımcı ilaç tedavisi de uygulanmaktadır.

Toplardamar yetersizliklerinin klasik cerrahi tedavisinde spinal, epidural ve genel anestezi (hasta uyutulmadan belden yapılan anestezi ile ya da uyutularak) seçeneklerinden biri kullanılabilmektedir. Klasik cerrahide bozuk damarlar bacaktan değişik yöntemler kullanılarak çıkarılmaktadır. Klasik cerrahiye ek olarak damar iç cidarını laser ya da RF(radyofrekans) dalgaları ile yakarak bozuk damarın tedavisini yapan yeni cerrahi yöntemlerde yavaş yavaş kullanıma girmekle beraber klasik cerrahi halen cerrahi seçenekler arasında sonuçları gözönüne alınınca önceliğini korumaktadır. Ayrıca, damar içine girmeksizin cilt üzerinden çok ince çaplı (1-2 mm) damar genişlemelerini de Laser ışını veya RF dalgaları ile kapatmak belirli ölçüde mümkün olmaktadır.

Telenjiektazik ve retiküler damarlar eğer derin ve yüzeyel sistemde tespit edilen yetersizlik yoksa estetik sorun oluşturduğundan skleroterapi tedavisi ile ortadan kaldırılabilir. Ancak diğer sistemlerden birinde yetersizlik varsa ana kaynağı ortadan kaldırmadan yapılacak tedavide başarısızlık olasılığı fazla olacağından estetik amaçlı tedavilerden önce de muayene ile hastalığın derecesini belirlemek tedavinin uygunluğu açısından gereklidir.