Multipl Skleroz (MS) nedir, belirtileri nelerdir?


MS, beyin ve omuriliğin bir hastalığıdır. 20-40 yaş grubunda travmadan sonra özürlülüğe yol açan en önemli hastalıktır. Beyin ve omurilikte seyreden sinir telciklerinin, miyelin adı verilen kılıfında oluşan alerjik, mikropsuz ve iltihabi bir hastalıktır. Hareket, denge, görme, duyu vb. sinir telciklerinin miyelin adı verilen kılıfının etkilenmesiyle yürüme, denge, görme, konuşma bozukluklarına ve ağır seyrettiği kişilerde ise yaygın felçlere yol açabilir.

Multipl Skleroz nasıl seyreder?

MS bilinen birçok hastalıktan farklı olarak belirtilerin arttığı atak ve belirtilerin yatıştığı ya da kaybolduğu iyileşme dönemleriyle seyreder. Hastalığın ilk 5 yılında, hastaların %65-70'inde böyle bir seyir görülürken, ilerleyen yıllarda bu grubun %20'si artık ataklardan düzelmeyerek, ilerleyici seyir dönemine girebilir. Hastaların %15'i ise başlangıçtan itibaren ilerleyici seyir göstererek, hastalığın ilk 10 yıl içerisinde tekerlekli sandalyeye bağlanır. Hastalığın ilk yıllarında ise nasıl seyredeceğini kestirmek olası değildir.

Yineleyici seyir gösteren hastaların %35'i "iyi huylu" seyir gösterir ve hastalar özürsüz olarak yaşamlarını tamamlayabilir. Hastaların geri kalan %50'si ise 30 yılın sonunda, denge ve yürüme sorunları yaşayabilir ve yürürken destek kullanması gerekebilir.

MS genel olarak öldürücü bir hastalık değildir, ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilir.

Multipl Skleroz kimlerde görülür?

MS sıklıkla 20-40 yaş arasındaki genç insanlarda görülür. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kez daha sıktır. Kuzey Avrupa kökenlilerde ve onların soyundan gelenlerde daha sık rastlandığı bildirilir.

Multipl Skleroz'un önemi nedir?

MS'in en önemli yanı, 20-40 yaşlarındaki genç insanları etkileyerek, yaşamlarının en üretken oldukları dönemde, özürlü kalma riskiyle karşı karşıya bırakmasıdır. Hastalığın tanısındaki güçlükler, sıkıcı araştırma yöntemleri, vücudun her bir yanında hissedilen garip belirtiler, verimde düşme, pahalı araştırma ve tedavi yöntemlerinin getirdiği ekonomik ve psikolojik sıkıntılar, geleceğe yönelik kaygılar, hem MS'li dostlar hem de onlarla yaşamı paylaşanlar için güçlükler yaratır. Bu, MS'ten milyonlarca kişinin doğrudan ya da dolaylı etkilenmesi demektir. Genç MS'lilerin, üretkenliklerinin azalması ya da kaybolması, rahatsızlık için pahalı araştırma ve tedavi yöntemlerinin gerekliliği ülke ekonomisi bakımından da yükler getirmektedir.

Multipl Skleroz ne sıklıkta görülür?

Dünya'da 3 milyon, Türkiye'de 40.000 MS'li olduğu tahmin edilmektedir.

Multipl Skleroz yeni bir hastalık mıdır?

Hayır. 150 yılı aşkın bir süredir bilinmektedir.

Multip Skleroz'un nedeni nedir?

MS'in kesin nedeni bilinmemektedir. Multipl Skleroz'un nedeni, genetik yatkınlığı olan kişilerde, başlıca virus dediğimiz mikroplar olmak üzere, birçok çevre faktörünün tetiklemesiyle ortaya çıkan, merkezi sinir sistemiyle bağışıklık sisteminin etkileşmesine yol açan, alerjik iltihabi bir süreç olarak tanımlanabilir. MS'in tek bir hastalık olmayıp, bir hastalıklar grubu olduğuna ve herkesin MS'inin kendine özgü olduğuna ilişkin ipuçları artmaktadır.

Çocuklarım da Multipl Skleroz olabilir mi?
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/48152-multipl-skleroz-ms.html#post98047

Babası MS olanların hastalığı geliştirme riski 100'de bir, annesi MS olanların ise 50'de birdir.

Multipl Skleroz tedavi edilebilir mi?

Bugünkü olanaklarla MS tamamen yok edilemez. Ancak, ataklar, kortizonlu ilaçlarla iyileştirilebilir, atakların sıklığı ve özürlülük gelişme olasılığı ise son yıllarda geliştirilen beta interferonlar (Betaferon, Avonex, Rebif) ve glatiramer asetat (Copaxone) ile yaklaşık % 30 oranında kontrol altına alınabilir. Ayrıca, azathiopirin, mitoksantron, immunglobulinler vb ilaçlar hastalık sürecini etkilemek üzere kullanılabilmektedir . MS tedavisindeki ilaçlar nörolog kontrolünde, her hasta özel olarak değerlendirilerek, uluslararası ölçütler göz önüne alınarak kullanılabilir.

Sözü edilen, hastalık sürecini kontrol altına almayı hedefleyen tedaviler yanı sıra, mevcut fiziksel kapasiteyi korumak ve arttırmak üzere fizik tedavi ve rehabilitasyon, diyet'teki özellikle katı yağ tüketimini azaltmak sıvı yağ tüketimini arttırmak şeklindeki düzenlemelerin yararlı olduğuna ilişkin ipuçları vardır.

Bacaklardaki sertlikler, idrar yapma sorunları, duygusal alandaki değişiklikler, uyuşma ve nahoş hisler için belirtilere yönelik tedaviler uygulanmaktadı r.